araba firmalarının düşük hacimli motor hilesi
-
hile demek biraz abartı olabilir fakat 'insanların mekanik bilgi yetersizliğini sömürü' de diyebiliriz buna.
öncelikle mühendis değilim. bilimadamı felan da değilim. sadece motosiklet sevdalısı bir insan evladı olarak makinelere ilgili-saygılı-hayranlık duyan , mesleğim gereği de makineler konusunda temel eğitime sahip biriyim. yanlışlarım eksiklerim varsa yetkili abilerin mesajlarını beklerim.
şimdi araba-motosiklet-gemi-uçak motorları gibi araçların motorları, aslında basit fizik prensipleri ile çalışan içten yanmalı makinelerdir. ( basit diyorum ama formülleri falan eminim baya karmaşıktır). yakıt silindire gelir, silindirde sıkıştırma yoluyla patlar, patlama neticesinde ortaya çıkan güç bir takım aletler vasıtası ile (krank vs) tekeri döndürür. mantık basitçe budur . içten yanmalı motorlar icat edildiğinden beri, yakıtın daha verimli yanması ve, yanan yakıtın tekere daha verimli iletilmesinden başka bilim içten yanmalı motor konusunda pek birşey yapmamıştır. yapamaması da son derece doğaldır. icadın limiti belli. e=mc2. yaktığın yakıt kadar enerji üretebilirsin.
çakal araba firmaları son dönemde turbo süperşarj megaboost superduper eco vs (adlarında belli bir ipnelik olduğu) isimleriyle yeni motorlar icat ettiklerini, motorda devrim yaptıklarını , bu sayede silindir hacmini yarı yarıya düşürerek aynı gücü koruyabildiklerini iddia etmektedirler. bu kısmen doğrudur. bu bilgiyi verirken püf noktasını açıklamazlar. şimdi size püf noktasını açıklamaya çalışacağım.
malum turbo diye birşey var.bildiğimiz türbin. yel değirmeni gibi bişi. silindirde yanan yakıt dolayısıyla ortaya çıkan egzoz gazı basıncı türbini döndürüyor ve bu güç de bir şekilde motor gücüne ekleniyor. aslında bu da üst paragrafta belirttiğim, silindirde yanan yakıtın tekere aktarılırken maruz kaldığı güç kaybını azaltmaktan başka birşey değil. eyvallah bu da birşeydir. lafımız yok. bu turboların kapasitelerini artırarak, silindirde daha çok yakıt yanmasını sağlıyorlar.
varan 1:üretilen arabalar 5 sene sonra 3. dünya ülkelerine satılıyor. turbo muhtemelen hiç bozulmadan afrikaya kakalanmış oluyor. gerisini onlar düşünsün. hiçbir mekanikçi turboyu tamir edemez. bunun ustaları ayrıdır ve çok para ister.
varan 2: gelişen-karmaşıklaşan turbo teknolojisi sayesinde, küçük hacimli motorlar aşırı sıkıştırma yoluyla belli aralıklarda yüksek güç üretebilir. evet. fakat adı üstünde aşırı sıkıştırma. sen bu kadar havayı yakıtı aşırı sıkıştırdığında, bunun sonucu olarak motorun çeşitli ekipmanlarında yıpranmayı hızlandırmıyor musun?
varan 3: devir/beygir grafiği. yine çakal araba üreticilerinin manipule etmeyi en sevdikleri konu. bu arac 1000 cc ama 120 beygir. grafiğe bakıyorsun o da ne? 120 beygiri sadece 4000-5000 devir aralığında veriyor. 2000 devirde araç 60 beygir. evet aracı kullanırken araç sana güçlü geliyor , ama sen arabayı 5000 devirde kullanıyorsun. 1500 devirde afedersin ereksiyon problemi yaşayan penis gibi araba. oysa 2000 cc araç oyle mi? 2000 devirde 120 beygir, 3000 devirde 140 beygir (rakamlar sallamasyon) sen arabayı düşük devirde kullanarak fazla güç kaybetmeden motor yıpranmasını azaltıyorsun.
sonuca gelirsek motorlar undersize edilirken bir yandan da overclock ediliyor, bu bir trade. 1000cc araba alarak odediginiz vergiyi azaltiyorsunuz, bunun karsiliginda biraz daha fazla tamir ve bakim masrafi oduyorsunuz ve motor omrunuz kisa oluyor. aracinizin sehirlerarasi yolda yaktigi yakit dusecegine, artiyor. vites araliklari kisa. vergiden kazancinizi hesaplarken, diger seylerden de giderinizi hesaplayin . arabayi 0 aldiniz bir sure hersey mukemmel gidecektir. belli bir muddet sonra yipranmalar gorulme ihtimali sahsi kanaatimce daha yuksek olacaktir. bana kalirsa 2000cc motor evet lukstur turkiye standartlarinda. ama 1000cc de bilmiyorum. bu araclar henuz yeni,3-5 sene icinde ne olacagi ortaya cikacaktir.
edit : yetklili bi abiden aldığım mesaja göre, e=mc2 formülü, kimyasal tepkimeler içinmiş. içten yanmalı motorda(kimyasal) yakıtın tamamen yanması için mevcut yakıtın 14-15 katı hava gerekiyormuş . turbo bunu sağlıyormuş. ayrıca turbo direk olarak motora güç vermiyor, sadece egzoz gazının döndürdüğü türbin sayesinde, fan görevi görerek yanma odasına daha güçlü hava gönderilmesini sağlıyormuş (bunu biliyordum ama yanlış ifade etmişim) düzelteyim dedim.he bunları öğrenmem fikrimi değiştirdi mi ? hayır. sen 5 yaşında arabaları toplayıp afrikaya satarsan, turbo tamiriyle uğraşmıyorsan, tabi ki işine gelir. bunlarla uğraşacağınıza elektrikli arabalara-güneş enerjisine odaklanın , madem çevreyi düşünüyorsunuz. -
zeki adamın hali çok başka oluyor, süper bir konuya değinmiş üstadım
-
ekonomik olarak çoğu doğru olmakla beraber, teknik konuların araştırılarak girilmesi gereken saptama ve ithamlara konu olan komplo teorisine sahip suçlama.
varan2: aşırı sıkıştırma değil, aşırı doldurma. süperşarj. 1 kg yakıt yanması için 14 kg hava gerekir. bunu cebren yapmazsan yakıtın çoğu yanmadan heba olur. ayrıca gemi makinelerinde hava soğutucuları da vardır verimi arttırmak için. -
benim bildiğim turbo direk güç ve hareket üreten bir parça değil. gerçek motor ustalığı bu değil
-
çok değişik bir yazı ve başlık olmuş.
2 ve 3 ile ilgili olarak;
yıpranma ile ilgili hemen hemen her şey kullanıcının kontrolünde. buna turbonun yada aşırı sıkıştırmanın bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. aşırı sıkıştırma olayı motor içinde silindir ve silindir duvarının birbirine olan baskısının miktarını değiştirdiğini düşünmüyorum. yani sıkıştırma aşağı-yukarı etki eden bir kuvvet değil mi çoğunlukla. varsa varsa, devir/dk ile alakalı olabilir aşınma ve yıpranma olayı. tabi birde dış koşullar.
aynı anda trafiğe çıkan kücük ve büyük cc'li 2 motordan büyük cc li kücükten çok daha erken yıpranıp bozulabilir. firmalar ne yapmışlardır ne yapmamışlardır, bu tarz şeylere ne kadar dikkat edip önem verip insanları aldatmaya eğilimlilerdir onuda bilmiyorum. ama bir arabanın uzun yıllar diri ve performanslı olmasıyla 4-5 sene içinde veya 60-70 bin km. gibi kısa sürelerde motor indirmesinin en büyük sebebi o araçları kullanan kişiler arasındaki kullanım farklarıdır. -
bu durum sektörün kasıtlı tasarımı değil, bizim de içinde olduğumuz avrupa bölgesinin uyguladığı katı vergi, çevre ve tasarruf regülasyonlarıdır.
yoksa hangi mühendis istemez yayla gibi aile arabası dizayn edip 8 silindirli 4650 cc atmosferik motoru kaputun altına gömüp satmak. bugün amerikalılar bile bıraktılar bu işleri. -
1.0'dan 1.6'ya kadar motor kapasitesilerine, hacimden beklenen ortalamanın üzerinde beygir ürettirmektir. olumsuz yanı turboyla fazlaca beslenen motorun uzun vadede ortalamanın üzerinde yıpranmaya mahkum olması ve klima performansının motor hacmi küçüldükçe olumsuz etkilenmesidir. ancak ülkemizdeki ötv oranları nedeniyle, bizim gibi memleketlerde satış yapabilmek adına araba firmaları bu yola başvurmak zorunda kalıyorlar. hele volkswagen group bu stratejiyi ülke koşullarından bağımsız olmak üzere birçok modelinde küresel şekilde uyguluyor. (bkz: tfsi)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap