• ne araştırdıklarını kücüken cok merak ettiğim akademik hastaneler...
  • orta birdeyim sanırım. (o zamanlar orta bir) spora gidiyordum, neyse bir gün kondüsyon çalışırken sol elimi zemine dayadığımda bileğim sancılandı, sancıdan yere paralel oturmuyordu. döndüğümde babama durumu anlattım, macera başladı.

    x tıp fakültesi'ne, ortopediye gittik ilkin. "bilye kemiklerinde çatlak var muhtemelen" dediler başta, eli alçıya aldılar. acayip de özeniyordum o vakit alçılı insanlara filan gerçi. neyse ertesi gün okulda prosedüren imza neyim attırıyorum insanlara, "ne kadar kalacak?" diye soruyorlar "bilmiyorum" diyorum. birkaç gün sonra kontrole diye çağırıyorlar. gidiyorum, "kim aldı senin elini alçıya?".. pediatride alçıyı çıkarıyorlar.

    diğer kontrolde ortopedide "kim çıkardı alçını?" diyorlar. alçıya alıyorlar.

    en sonunda kemiklerde bir sorun olmadığı anlaşılıyor. alçımı hediye veriyorlar.

    neyse sintigrafi diyorlar. o arada benim bilekte hareket kısıtlılığı alıp başını gidiyor.

    sintigrafide vücuduna nükleer madde verilecek diyorlar. zebellah gibi bir hemşire geliyor, "çocuk muydu bu?" diye elindeki enteresan şırıngadan göz yordamı bir miktar çöpe boşaltıyor.

    nükleer madde filan diyince çocuk zihni bu, fena yusufluyorum. ayağımdan basıyorlar nükleeri.

    yarım saatte 1.5 litre su. maddeyi vücuttan atıyorum.

    mr. mr'a girerken kendimi adeta astronot gibi hissediyorum.

    kan tahlilleri. babam, ne hikmetse kırmızı renkli şeylerin kan yaptığına inanıyor. birkaç ay vişne suyu, domates suyu vs. manyağı yapılıyorum.

    röntgenler. eve dönünce çeşit çeşit el röntgenlerimi inceliyor, anatomi keşfediyorum.

    arada bileğim daha fazla kireçleniyor. derken parmaklarım, çenem, dizlerim vs. de ağrımaya başlıyor.

    yaklaşık bir beş altı ay sonra, romatizma teşhisi konuyor.

    ilk tedavi önerisi. sabah öğle akşam üçer tane aspirin.

    günde dokuz aspirin.

    annem "midesi ne olacak?"

    sanırım doktora da on iki on üç yaşındaki bir çocuk için günde dokuz aspirin mantıksız geliyor bu sorudan sonra. günde altı salazopyrin'de anlaşıyoruz.

    günde altı tane bu ilaçtan içmeye başlıyorum.

    ne yazık ki mevcut romatizma çeşidi o zamana değin oldukça ilerlemiş oluyor. ilaçlar da bir halta yaramıyor uzun yıllar boyunca. sonunda başka adamlarla, başka şehirlerde şifa olacak, olan ilacı bulabiliyorum.

    ***

    insan üzerinde denemeler yaparken insana kayıplar verdirebilen hastane çeşididir. artık sancıdan değil, kireçlenmeden yere paralel oturamayan bir el gibi mesela.
  • insana denek muamelesi yapılan hastanelerdir. çoğu pratisyen olup devlet hastanelerinde bulunan uzman doktorlar daha iyi hizmet vermektedir. yeni mezun doktorlar sizin üzerinizde çeşitli ilaçlar denerler. tecrübe kazanirlar. proflarina ulaşmak için ek bedel odemelisiniz. onlar dahi güzel ilgilenmez. velhasıl kelam adı güzel kendi berbat hastanelerdir.
  • panik atağınız varsa gitmemeniz gereken hastane.

    asistanlar yanlış teşhis koymaya ve yalan yanlış tüm ihtimalleri saymaya bayılırlar.

    perinatoloji bölümüne gidecekseniz sizi paralı testlere yönlendiriyorlar.

    çocuk sahibi olacaklara tavsiyemdir...
  • başlık taşınacak ama yine de yazayım doğrusu eğitim ve araştırma hastanesidir.

    türkiye'de sağlık sistemi mesai saati bitince durur. yani her yerde gördüğünüz devlet hastaneleri gece, haftasonu, bayram vs. tatillerinde bir yerinizi kırsanız, kalp krizi geçirseniz yardımcı olamazlar. çünkü mesai saati harici uzman hekim yoktur. ambulans sizi paketleyip devlete götürür, oradan da 30-40 dakika sonra eğitim ve araştırma hastanesine sevk edilirsiniz. nedeni, bu hastanelerde ileri uzmanlık branşları vardır. yani kardiyolog, ortopedist ve hatta psikiyatrist 24 saat bulunur. ha artık 112 acil sağlık hizmetleri özel hastanelerle de entegre edildi ve gece nöbetçi doktor bunduran özel hastanelere de doğrudan intikal yapılıyor.

    "buralarda hastalar sürekli araştırma için kobay olarak kullanılıyor" yaftalaması malesef milletimizin bilgisizliğinin doğurduğu fikrirlerin göstergelerinden biridir.
  • asistanların çalıştığı hastaneye araştırma hastanesi denir. mesela siz bir randevu alıyorsunuz atıyorum doktorun adı ali. araştırma hastanesiyse gidiyorsunuz, karşınızda ayşe var. bunu yaşamak istemeyenler direkt devlet hastanesinden almalıdır hastane randevularını. saat 11:00 e kadar kendilerinin sonrasında asistanlarının hizmet verdiği hastane türü. kendileri ameliyatta oluyorlarmış. asistanlara saygısızlık değil niyetim. seksist de değilim. fakat bazı branşlarda kadın doktora muayene olmamaya yemin etmiş bi bireyim. elbette harikulade hanım doktorlarımız var. erkek doktorlarımız var. ama ben hür irademle hangi doktoru seçtiysem o doktora muayene olmak isterim. işte böyle hastaneler:)
hesabın var mı? giriş yap