• ulan araba zaten istenmez. hadi bi hadsizlik yapmış istemişsin. adam da ayıp olmasın bunca hukukumuz var demiş vermiş. sonra bi de o arabayı geç verip üstüne ucuzlaştı falan diyosun. kardeşim ben olsam selamı sabahı keserdim net söyleyeyim.

    bu bir görgü kuralıdır araba istenmez. at avrat silah!
  • büyük konuşmayayım ama yapmayacağım eylemdir. araba isterse ucuz olsun, isterse pahalı olsun. hiç farketmez.
    aynı zamanda kimseden araba da istemem.
    gidin kiralayın arkadaş, çok mu zor?
    bunu yapan insan kefil de olur mesela.
    kefil de olmayın.
  • ne yazık ki tek seferlikle sınırlı kalmayan ödünç eylemi.

    başka bir şehre çalışmaya gittiğimde arabamı anneme bırakmıştım, o da düz vites kullanmakta zorlandığı için genelde nadiren arabayı otoparktan çıkarıyordu. arabanın boş boş yattığını bilen herkes istemeye sıraya girmişti resmen. hepsini savuşturuyorduk ''eb kimseye vermez arabasını'' diye ama bir gün 14 yıllık çocukluk arkadaşım da arabayı istedi, arkadaşının düğünü varmış, araba lazımmış, cuma alıp pazar getireceğim dedi. 2019'da çalıştığım şirket 3 ay maaşları geciktirince, o zor zamanlarımda 3-5 borç attı diye ben de ''hadi vereyim bir seferlik'' dedim, ona olan borçlarımı çoktan ödemiştim fakat yine de yardım yardımdı.

    haziran'da 2 günlüğüne arabayı vermiştim sadece, temmuz'da olay biraz daha artıp 4 güne çıktı, yine ses etmedim verdim anahtarı, ağustos'ta 6 güne çıktı, yine de kalbi kırılmasın diye anahtarı verdim, en sonunda eylül'de her hafta sonu çalıştığı şehirden buraya geldiğinde arabayı fiks istemeye başladı benden. evden home ofis çalıştığım ve arabayla pek bir yere gitmediğim için arabanın bana çok lazım olmadığını da bildiğinden, bu durum onu daha da cesaretlendirdi. hiçbir zaman da bazı yazarların entrylerde belirttiği depoyu fulleyerek teslim etme jargonunu yapmadı, fix 100 liralık dizel alıyor, 50'sini kullanıp 50'sini bana bırakıyordu.

    en son 2 hafta önce arabayı tekrar istedi, vermeyecektim fakat babasını hastaneye yatırmışlardı, taburcu olacaktı diye bu son kıyağı da yapayım dedim. neredeyse 3 aydır ortak kullanıyoruz arabayı zira. akşam oldu aradım, ''ne zaman getireceksin arabayı amcamı havaalanına götüreceğim, taburcu oldu mu baban?'' dedim. ''yok kanka olmadı yatacakmış, arkadaşlarla cafede oturuyorum sahilde'' dedi. ''e kanka getir arabayı o zaman bana amcamı götürmem lazım saat 6'da havaalanına'' diyorum, ki yalan değil amcamı götürecektim. ''hani 7'de değil miydi uçağı'' diyor. resmen kendi arabamı geri alabilmek için izahat verdiriyor, mücadele ettirdi bana ve artık eşeğin mına su kaçtı tabiri caizse. sahile arkadaşlarla oturmaya gitmeye araba istenmez. binersin toplu taşımaya ya da taksiye.

    bu hafta sonu vermedim, köye ailemi ziyaret etmeye gittim, fakat biliyorum ki haftaya yeniden isteyecek. bir kere alıştırdınız mı arabanızı vermeye, malınıza ortak olurlar, kimse de empati yapmaz ''ne kadar yakın arkadaş olsak da el malı bu, adam buna her sene 2 parça mtv ödüyor, trafik sigortası, kasko ödüyor, bakımını yaptırıyor, lastiğini osunu busunu değiştiriyor ayıp olur ortak mal gibi her ay istemek'' demezler, bu düşünce sadece sizde olur, herkeste olmaz.
  • arkadaşıma değilde kuzenime ödünç verdim. kız arkadaşıyla gezmek istediler ben de ''tamam gel al'' dedim.

    bir süre sonra geldi ve arabayı teslim edip dikkatli ol temkinlerinde bulundum.

    arabayı verdikten yarım saat sonra ise telefon çalmaktadır ''kuzen''arıyor. içimden bi hassiktiri çekip telefonu açtım;

    -kuzen çok kötü bir şey oldu !
    +ne oldu olum ?
    -kuzen arabayı çarptık
    + sizde bir şey varmı ?
    - yok
    +neredesiniz derken yanlarına gittim.

    gittiğimde trafik polisleri vardı. durumu öğrendim ki öğrenmemiş olsaydım bizim salak kuzen yeni aldığım arabam ile kız arkadaşına direksiyon eğitimi veriyormuş ! kız arkadaşı da 2 günlük bir şey. yani anlayacağınız kız kaza yapıyor.

    ''kuzen vallahi ödeyeceğim''
    ''arabayı alacağım falan, zararın olmayacak''
    ...

    not: olayda kaput yamuluyor, airbagler açılıyor, panjur gidik, tekerlek patlak vs vs
    kaskosu da yeni dolmuştu fırsatım olmadı yenilemek için. servis değilde sanayiye gidildi (çok pişmanım). bana 20 bin lira kadar ödeme yapacak 7 ay oldu hala 5 kuruş para vermedi.

    sonuç: pişmanlıktır yapılmaması gerekendir.
  • eniştem 2 günlüğüne istemişti vermedim. istersen araç kirala ben öderim parasını dedim ama yine de aramız bozuk. 8-9 sene oldu görüşmeyeli.

    olsun, benim içime dert olacağına ona olsun. ben arabasizken kimseden istemedim, isteyene de vermem. aklı olan da vermez zaten.
  • ödünç kitap istese verilmez bazılarına. arabayı vermek için çok güvendiğin biri olsa gerek.
    yoksa zorunlu olmadıkça valeye bile arabamı vermem. birinin tarağını bile istemem. nasıl insanlarsınız siz ya?
    kız arkadaşını görmeye ankaraya gidecekmiş araba sahibinin de oğluşunun pikniği varmış. bu diyaloglara girmeyi gerektirecek arkadaşlığı sorgulatacak kadar önemli mi bu mesele
  • bazı ucuz insanların başkasından araba dilenip bir de üstüne karşı tarafa hakaret ettiği durum.

    az ye de otobüse, uçağa bin dana. üstüne de gidip kalitesiz yakıt almış kalitesiz adam. sizin gibiler yüzünden zaten kimse vermek istemiyor. yüzsüz herif
  • ölümlü bir kazada araba ruhsatı silah ruhsatı gibidir; arabanızı ödünç vereceğiniz kişilere çok dikkat edin.

    (bkz: bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim)
  • 4 yıl önce bir işe yeni başlamıştım. maksimum 3 aylık çalışanım. ailem komşu vilayette yaşıyorlar. annemin rahatsızlandığı ve hastaneye kaldırıldığı haberini aldım, anjiyo yapılacakmış.

    yeni işe girince araç yok malum, hemen otobüs vs baktım, ilk otobüs 5 saat sonra, bla bla car arıyorum yok. aslında sık kullanılan bir güzergah ama saati çok kötü denk geldi. böyle aranırken oda arkadaşım çıkarıp verdi arabasının anahtarını, al git uslumühendis dedi. o an sarılasım geldi ona. normalde emanet arabaya karşı olan ben 1-2 usulen yok, ık mık desemde o da bende buna çok ihtiyacım olduğunun farkındaydık.

    gidip annem anjiyo olmadan yetiştim hastaneye. her aşamasında da arkadaşıma haber verdim aklı kalmasın diye. ertesi gün arabayı teslim etmek için geri gittim çalıştığım şehre. depoyu fulledim ve öyle verdim arabayı.

    yukarıdaki arkadaş gibi keyfe keder kullanacaksanız gidin parası neyse verip kiralayın. ama bu tür zamanlarda insanlığınızı göstermeyi de unutmayın dostlar.
  • gençliğimizin ilk yıllarında, fazlasıyla toy zamanlarımızda bir arkadaşımızdan arabasını ödünç almıştık. karlı, fırtınalı bir havada yola çıkıp gezmeye gitmiştik. dönüşte arabayı sağsalim verdik. sonra kendi arabamız olunca başkasının arabasını almanın iyi birşey olmadığını farkettim. arabayı çarpsan masrafı karşılasan da araba artık hasarlı araba oluyor bir kere. aradaki ilişki zedeleniyor. bu kadar araba kiralayan yer varken riske girmeye hiç gerek yok derim. en azından kafam rahat olur.
hesabın var mı? giriş yap