• "tarihin en küçük birimi bütün tarihtir" vecizesiyle kalbime girmiş büyük tarihçi.
  • "osmanlı imparatorluğunda ermenilere yönelik muamele 1915-1916" isimli iki ciltlik kitabı yazmış, "hitlerin yahudilere yaptığıyla türklerin ermenilere yaptığı soykırım arasında sadece teknoloji farkı vardır. almanlar teknolojiyi kullandı, osmanlı kullanmadı" demiştir. buna karşın türk yunan savaşında, türklerden yana tavır takınmıştır.
    atatürkle yaptığı bir görüşmede tırstığını "atatürk birisiyle aynı fikri paylaşmadığında görsel olarak karşısındakini korkuturdu. ağzını açmadan kaşlarını öyle bir çatardı ki, yüzünde keskin bir kızgınlık ifadesi takınmış olurdu.bana hatalı olduğumu gösterirken de aynı yüz ifadesini göstermişti" sözleriyle hatıralar tanıdıklarım isimli kitabında beyan etmiş.
  • taner timur ustad hakkında şoyle der;

    "toynbee,ermeni kırımını kınarken şöyle bir muhakeme yürütüyor: 'ermeniler,amerika kıtasında beyazlar önünde yavaş yavaş çekilen kızılderililer gibi vahşi değiller.barbar komşuları kürtler gibi göçebe çobanlar da değiller.bizimle aynı hayat tarzına sahipler.' kızılderili soykırımını "yavaş yavaş çekilme" gibi sunan bu muhakeme sömürgeci siyasetin riyakar esprisini yansıtmıyor mu?"
  • 1926'da sunlari yazmis tarihci: "the inability of the turks to apply in kurdistan the lesson which they had been taught by bitter experience in the arab provinces and rumelia, is likely to cost them dear".

    tarihcinin kahini de boyle bir sey olsa gerek.
  • ibrahimî dinlerin yunan cübbesi altında yorumlanmaması gerektiğine dair katı görüşleri vardır toynbee'nin. platon'un peygamberî bir kişilik olduğundan hareketle ilahî dinlerin hatalı yorumlanışına değinir ve hıristiyanlığın bu hatalı okumayla "hatalı bir şekilde" yön değiştirdiğine inanır. beni şaşırtan ise, onun gibi objektiviteden nasibini almamış bir tarihçinin hem hıristiyanlığı hem de islamiyet'i ilahî / ibrahimî sayabiliyor oluşudur. koyu bir hıristiyan olan toynbee'nin metinlerinde gizliden gizliye "bozulmuş hıristiyanlık" fikrini okursunuz. bunun ilk tohumlandığı anı çok merak ediyorum. en nihayetinde toynbee'nin sui generis bir düşün adamı olduğu aşikâr; ajanmış, şuymuş buymuş bu beni pek ilgilendirmiyor. kitabın, metnin ajanı olmaz, yazılana şaşırırsın ve köşeye atarsın, olur biter.

    toynbee'nin bir kitabından, ibrahimî dinlerin yunan metafiziği bağlamında okunuşuyla ilgili bir bölümü kırptım, bakalım size neler düşündürtecek:

    http://jimithekewl.blogspot.com/…dinler-kokler.html
  • kötüye kötü derken, iyiye iyi demeyi bilen bir tarihçi yazardir.
    "yunanistan ve türkiye'de batı sorunu" (1922) kitabinda mustafa kemal ataturk'u asagidaki sekilde yorumlamistir:

    "mustafa kemal paşa konusunda ancak şunları söyleyebilirim: yahudi değildir; osmanlı imparatorluğu'nu 1913 ocak ayındaki darbeden 1918 ekimindeki mütarekeye kadar yöneten ittihat ve terakki komitesine dahil değildir ve üzerinde, şu andaki mevkii dolayısıyla servet ya da başka bir şahsi kazanç sağladığı yönünde hiçbir kuşku bulunmamaktadır."
  • 1889-1975 yılları arasında yaşamış* ingiliz tarihçi. bilinen yazılı iki eseri vardır: birincisi, an historian's approach to religion, ikincisi ve daha popüler olanı; a study of history. insanlık ve uygarlıklar tarihinin belirli bir düzeni olduğunu (ki bunu savunurken kaderci bir yaklaşım sergiler) savunur. tarihçilerin cyclical olarak adlandırdığı, döngüsel tarih anlayışını savunur. bu anlayışa göre uygarlıklar yaşayan canlı organizmalar gibidir, dolayısıyla belirli bir doğma, büyüme, gelişme ve ölüm dönemleri vardır, ve bütün uygarlıklar eksiksiz bu sırayı takip etmek durumundadır. bu tarihin düzenidir. şüphesiz ki, dünyanın yaşadığı iki büyük dünya savaşının yıkıcı, olumsuz etkileri görüşlerini etkilemiş, uygarlığın ve modernitenin beşiği olarak kabul edilen batının kalbinde yaşanan bu iki savaştan sonra, en gelişmiş uygarlığın bile bir sona sürüklenebileceğini görmüş bir yazar olarak, savunduğu görüşlerde yaşadığı çağın etkisinin olmadığını söylemek yanlış olur. benzer kaderi paylaşan bir diğer tarihçi için (bkz: oswald spengler), karşıt argümanı savunan başka bir tarihçi için ise (bkz: william mcneill)
  • adamlarin casusu 12 ciltlik devasa "a study of history" yazmış. diğer kitaplarını saymıyorum. ayrıca ana dili gibi latince ve grekçe biliyor ve dahi bu dillerde şiirler yazıyor. ben böyle bir zekayı böyle bir yeteneği tebrik ederim.
  • blue book da bilinen bir diger eseridir.. sonradan yaptigini itiraf ettigi denyoluklarla kitap "blue bok" ismini almistir.
  • ''gelecekte var olacak, medeniyet, eski medeniyetlerin aksine, deprem, rüzgar, tufan ile, hatta berberilerin, ilkellerin ve vahşilerin saldırılarından dolayı yok olmayacak. çünkü yeni medeniyet, askeri yönden o kadar çok güçlü ki hiçbir vahşi onu yok edemez. ayrıca bu medeniyet, sağlık, bilim ve teknik bakımdan o kadar gelişmiş durumdadır ki hiçbir hastalık ve hiçbir doğal hastalık onu tamamen yıkamaz. bilakis onu bir şey yıkacaktır. o da iç düşmandır. her gün üretim araçları vasıtasıyla yüzlerce sahte, yalancı ve aldatıcı istek meydana geliyor ve bize yükleniyor. her gün bu tüketimler için katlandığımız işimizin ızdırap ve çabalarımızın hedefine ulaşamadığını görüyoruz. hayatımızın bütün anlarını insani imkanlarımızın tamamını bize yükledikleri tüketim kalemleri için vakfetsek yine az gelir elde ediyoruz!''
hesabın var mı? giriş yap