• "sanatsa halk için değildir, halk içinse sanat değildir."

    arnold schönberg
  • müziği görebilen* sanatçı vasili kandinski'nin 1911 tarihli impression ııı (konser) tablosuna string quartet no. 2, op. 10 ve schoenberg: drei klavierstücke, op. 11 isimli besteleriyle ilham veren besteci (1874-1951).

    1911 yılında, münih'te, arkadaşı franz marc'la birlikte schöenberg konserine giden kandinski, çağdaş müziğe, özellikle de schöenberg'in çalışmalarına tutkulu bir müzik aşığıydı. o sıralar impression isimli bir resim serisi üzerinde çalışan kandinsky'nin sanat anlayışını değiştiren, belki de netleştiren konser sonrası yaptığı bu tablo, tasvir ile soyutlama arasında kalmış gibi görünse de figürasyondan soyuta geçişin ilk sinyallerini veren ve aynı yıl, franz marc'la birlikte, sanatta çığır açan der blaue reiter grubunu kurmasına vesile olan bir eserdir.

    hem schönberg hem de kandinski için dönüm noktası olan o meşhur konserden sonra, besteci kimliğinin yanı sıra, aynı zamanda bir ressam olan schönberg, kandinski'ye resim çalışmalarını gönderir ve resimler hakkındaki görüşünü sorar. bestecinin yaptığı resimleri çok beğenen kandinski ise der blaue reiter'in düzenlediği ilk sergide schönberg'in resimlerine de yer verir. ikilinin, sanat sayesinde başlayan sıkı dostlukları, kandinski'nin birinci dünya savaşı yüzünden almanya'yı terk etmek zorunda kaldığı güne kadar devam eder.

    aslında bu iki sanatçıyı birbirine yakınlaştıran şey resim sanatı değil, sanatsal gelişimlerinde tam olarak aynı kriz noktasında olmalarıdır. çünkü kandinski soyuta, schöenberg ise atonaliteye geçiş yapmış; tüm tepkileri üzerlerinde toplasalar da müzik ve sanat tarihinde çığır açmışlardır.

    bestecinin resim çalışmalarını görmek isteyenler için: arnold schönberg - paintings and drawings
  • 58 sene evvel bugun sonsuzluga kari$an arizali ruh. gelmi$ gecmi$ en buyuk "alaylı". bu "evrensel" adamdan ufak bir alintilama yapalim, bok gibi muzik yapmi$tir diyenlerin muzikal algilarinin ustadin kuvetindeki gider deligi kadar olduguna mazhar olalim;

    "insanlar 'konforu' buldular ve rahati tercih ettiler. cagda$ insanin amaci zahmetsiz bir ya$am gecirmektir. yani, az hareketli, az yipratan bir ya$am. bu yuzden insan yuzeyselle$mi$tir. ara$tirmaz, incelemez, var olanla yetinir. konfor zihinsel tembellikle e$ anlamlidir. bu durum muzik icin de gecerlidir. geleneksel muzik duragandir. ton sisteminin di$ina cikmaz, dolanir durur. her ne kadar romantik besteciler kaki$imli ses ve akorlarla duzenin (tonun) sinirlarini zorladilarsa da, bu yeterli degildir. sonucta, duzenin (tonun) icinde hareket ederler. tam kopu$ yoktur. nasil ki; toplumdaki yozla$mi$ ve tutucu, ahlaki degerlere kar$i mucadele ediyorsak, yerle$mi$ muzik kurallarina kar$i da mucadele etmeli ve bu kurallari yikmaliyiz. muzikte cozulen sinirlar, insan ve doga, ruh ve dunya, ahlak ve toplum kurallarinin simgeleridir."
  • ucundan kıyısından dinlemeye kalkmış olanın "12 ton müziği bu yeaa, dinlenmez, bok gibi müzik ben diyim yani" diye açıklamaya kalktığı kompozitördür.

    eh bi gaza geldin dinlemeye kalktın bari araştır öyle konuş.

    zaten beethoven dinlermiş gibi bitiş hissi veya debussy dinler gibi bulutlarda uçuyormuş hislerine kapılma beklentileriyle bu adamı dinlersen babayı alırsın.

    adam ekspresyonist. debussy gibi hiç değil. köşeli bu adamın müziği, öyle düşün.

    tonalite müziğin tarihi gelişimi boyunca nasıl radikal değişikliklere uğramadan, ucundan kıyısından değişmişse, bu adam da kariyerinin başında 12 ton müziği yazmamıştır gayet tabii.

    ikinci viyana okulu denince akla gelen 3 isimden ilki olan schoenberg'in eserleri kısaca 3 ana dönemde incelenir aslında. (yaa neler var bak)

    ilk dönemi tamamen "yıkılmaya çalışılan tonalite" üzerine kurulu, wagner ve tristan und isolde adlı eserinin sonraki besteciler üzerinde yaptığı etkinin altında eserlerden oluşur.

    re minör yaylı quartet ve efsanevi verklarte nacht'ı dinleyin, kulağınız 12 ton duyarsa gelin beni bulun.

    bu dönemden sonra götüm götüm değişim başlar ve schoenberg atonal müzik yazmaya başlar. bak acele etme, hala 12 ton müziğine gelmedik.

    kolay iş mi lan, götün yiyorsa sen bul yeni bir sistemi 3-5 senede. yemiyor değil mi?

    pierrot lunaire adlı fantastik eser bu atonal dönemi özetleyebilecek şahane bir eserdir.

    tonal başladı, atonal oldu, şimdi de 12 ton geliyor.

    kromatik dizide bulunan 12 sesin tamamen birbirine eşit olması ilkesine dayanarak geliştirdiği 12 ton müziği, tonaliteyi tamamen yıkan, müziğe bambaşka bir boyut getiren bir sistemdir. nitekim öğrencileri olan alban berg ve anton webern de bu sistemi kullanarak eserler vermişlerdir.

    bu dönemde yazdığı keman konçertosu, piyano konçertosu, ode to napoleon buonaparte, moses und aron (tamamlayamadığı opera) 12 ton sistemi kullanarak verdiği örneklerdir.

    schoenberg kendi çağından önceki müziği ve teorisini çok çok iyi bilen, ve müzikte yenilikçi bir şey yapılacaksa da, önceki sistemleri bilmek gerektiğini savunan bir kompozitördü.

    "dinlenmez bu adam yeaa 12 ton bi şey anlaşılmıyor" diyen ilk dönem eserlerini dinlesin, adamı tek bi stile indirgemesin.
  • hayranı olduğunuzu açıklamak size saygınlık kazandırır ama fazla dost kazandırmaz.
  • ihmalinden dolayı karısını evden kaçırdıktan sonra (hatun hem de ekspresyonist bi ressama kaçmış) üç gün bişey yemeyip sonunda ortaya süper bi eser çıkaran, ve bu eseri çalacak orkastraya da üç gün bişey yedirmeyen gıcır ekspresyonist.
    (bkz: anton webern)
    (bkz: alban berg)
  • "siz yapıtlarınızda, benim belirsiz biçimde özlemini çektiğim şeye biçim verdiniz."
    (vasili kandinski'nin kendisine yazdığı mektuptan)
  • yahudi asıllı alman besteci. ikinci viyana okulu'nun lideridir, dışavurumcudur. armoninin ve tonalitenin - zaten o ara mahler, richard strauss vesaire tarafından zorlanan - sınırlarını kırmış, atonalitenin yolunu açmıştır. öğrencileri arasında anton webern, alban berg, john cage gibi isimler vardır. ilk ortaya çıktığı, 1900'lerin başına denk gelen dönemde, özellikle gustav mahler'den çok destek görmüştür. avusturya ve almanya'da antisemitizmin iyice güç kazanmasıyla birlikte amerika'ya göç etmiş, orada da ölmüştür.

    dinlenesi eserleri arasında; verklärte nacht, kammersinfonie no 1. ve 2., pelleas und melisande ve pierrot lunaire rahatlıkla sayılabilir.

    edit: beynim tatile çıkmış anlaşılan, avusturyalıdır bu arkadaş, alman değil.
  • schönberg 1942 yılında amarıkada tanıştığı bertolt brecht'e anlatıyor [aktaran hanns eisler, çeviren timuçin yekta (adam sanat, sayı : 1, aralık 1985)] :

    //bir gün bir tepeye çıkıyordum. kalbim zayıf olduğundan dik patikada ilerlemek benim için çok güç oluyordu. önümde bir eşek vardı. dik yolu dosdoğru izlemiyor, sağa sola zikzaklar yaparak yokuşun eğimini azaltıyordu. ben de onun gibi yaptım. demek ki, bir eşekten bir şey öğrendiğimi söyleyebilirim.//

    ek : eskiden mühendisler de yol yaparken eşekleri kullanırlarmış.

    *

    sonradan : kemal aratan'ın eşsiz anlatımıyla güzelleyelim paylaşımımızı.'
  • muzige yenilik getirmeye calisirken bu dunyada en cok yuhalanan muzisyenlerden biridir. omru billah ozguven sorunu yasamis olmasinin bir sebebi de bu olsa gerek. donemin efsaneleri strauss ve mahler'in surekli destegine ragmen genel toplum ve elestirilmenler tarafindan itin gotune sokulmustur (schonberg'in 1. dort yaylisinin galasinda mahler yuhalayanlardan biriyle yumruk yumruga kavga etme noktasina gelmis, 2. dort yaylisinin galasinda ise herkes kahkaha atip yuhlarken mahler bu sefer ayakta alkislayarak insanlari durup dusunmeye sevk etmistir). onun oldugu gunden tam 27 sene sonra dogdum, yaptiklarinin farkliligini anlayabilmek icin de temiz bir 27 sene yasadim once klasik donemleri dinleyerek.
hesabın var mı? giriş yap