• nasa'nın bir sonraki ay keşif programı. ay'da uzun soluklu bir insan mevcudiyeti yaratmayı amaçlayacak.

    dünya ile ay arasındaki yaklaşık 240 bin millik mesafe 3 günde katedilecek. bu yolculuğu orion isimli üç parçadan oluşan uzay aracı gerçekleştirecek. 4 adet astronotun yolculuk boyunca içinde yaşayacağı ve çalışacağı crew module, astronotların hayatlarını devam ettirmeleri için gerekli olan sistemlerin, motorun ve yakıt deposunun yer aldığı service module ve son olarak da kalkışta bir şeylerin ters gitmesi durumunda devreye girecek olacak fırlatış iptal ünitesini barındıran launch abort system. orion, içinde kargo bölümü, yukarı keşif kısmı, çekirdek ve destek roketleri barındıran fırlatış sistemiyle birlikte dünyanın en güçlü roketi olacak. 1967 ve 1973 yılları arasında apollo programlarını desteklemek için kullanılan efsanevi saturn 5 roketini bile gölgede bırakacak. fırlatış bölümü üzerinde sabitlenmiş ve depolarının tamamı yakıtla dolu olan roketin ağırlığı yaklaşık 2700 ton (2350 tonu yalnızca yakıt ağırlığı). ateşlendikten sonra bu roketi durdurmanın imkanı yok. ateşlemeden yaklaşık iki dakika sonra roket destekleyicileri ayrılıyor, sekiz dakika sonrasında ise yalnızca tayfanın yer aldığı bölüm yukarıya tırmanmaya devam ediyor.

    crew module bu şekilde dünyanın yörüngesi etrafında turlamaya başlıyor. bu süreç boyunca astronotlar, yolculuğun geri kalanı için modülün yeterli olup olmadığının kontrolünü (ateşleme sistemi, güneş panellerinin devreye alınması vs.) yapacaklar. her şey hazır olduğunda ise dünya'daki görev kontrol merkezinden gelecek onay beklenecek, bu onay geldiğinde de astronotlar modülün üst bölümünde yer alan ateşleme ünitesini devreye alıp dünyanın yörüngesinden çıkmak için gerekli olan kaçış hızını aşmaya çalışacaklar. bu olayın zamanlaması oldukça önem arz ediyor, çünkü buradaki hedef tek başına dünyanın yerçekimsel kuvvetinden kaçmak değil, aynı zamanda roketin doğrultusunu ay'ın yörüngesi ile kesiştirmek.

    modülün bir sonraki hedefi ise ayın yüzeyine başarılı bir iniş gerçekleştirebilmek. insan kontrollü sistemlerin bu inişi gerçekleştirmesi için sağlam bir iletişime ihtiyacı var. bu iletişim de bu görev için adanmış sabit bir ay uydusu -gateway- tarafından organize edilecek. gateway sayesinde modül, ay'ın üzerinde istenilen her yere iniş yapabilecek (apollo görevinde iniş yapılabilecek bölgeler kısıtlıydı.)

    astronotları taşıyan modülün gateway ile birleşmesi için modülün gateway uydusunun yörüngesine girmesi gerekli. modül, ay'a iniş yapacak olan bölümle birleşince önceden seçilmiş olan astronotlar (bir erkek bir kadın) aya iniş modülüne geçiş yapacak, diğerleri ise istasyonda kalıp aya inmeyecek.

    ay'a iniş, üç bölümden oluşacak. iniş modülü öncelikle gateway uydusundan ayrılıp daha aşağı ay yörüngesine ve daha sonra da ay yüzeyine gidecek. üçüncü kısım ise ay görevinin sonlandırılmasından sonraki geri dönüş yolculuğu için ay'ın yüzeyinden yükselme olacak. iniş modülü, yörünge etrafında dolanan gateway ile bir kez daha birleşecek. ay görevini tamamlayan astronotlar crew module'a tekrardan geri dönecek. gerekli hesaplamalar yapılıp dünya'ya geri dönüşü başlatacak ateşlemeler yapılacak. modül dünya'ya yaklaşınca havadaki sürtünmeden dolayı hızı yavaşlacak. fakat aynı zamanda saatte 25000 mil hızla yapılan bu yolculuğun ortaya çıkardığı sürtünme, modülün dış yüzeyinin sıcaklığının 5000 santigrad dereceye kadar çıkmasına neden olacak.

    modülün hızı saatte 300 mile kadar düştüğü zaman, modülün hızını saatte 20 mile kadar düşürecek olan özel üretim paraşütleri açılacak ve modülün denize yumuşak bir şekilde iniş yapmasına yardımcı olacak.

    bu görevin başarıya ulaşması halinde insanoğlu, limitlerinin ay'dan daha ötesine gitmek için hazır olduğunu kanıtlamış olacak.

    kaynak: nasa.
  • mitolojide orionla büyük bir aşk yaşadıgı anlatılır. efsaneye göre artemis günün birinde uzun boylu iri yapılı fakat çok yakışıklı bir avcı olan orionu görerek ona aşık oldu. öyleki bir zamanlar kendi kendine aldığı evlenmeme kararını bile unutup bu yakışıklı avcı ile evlenmek istedi. fakat apollon kızkardeşinin bu dev cüsseli mahlukla evlenmesini uygun bulmuyordu. kız kardeşini vaz geçirmek için çok uğraştı ancak artemis onu dinlemedi. kardeşinin oriona duyduğu sevginin ne kadar büyük olduğunu görüncede bunu kıskanmaya başladı. ne söylerse söylesin kardeşi artemisi vaz geçiremeyeceğini anlayınca hileye başvurarak orionu ortadan kaldırmaya karar verdi.

    birgün orion denize girmiş yüzüyordu. kıyıdan okadar uzaklaşmıştı ki, başı kara küçük bir nokta gibi görünüyordu. apollon kızkardeşini yanına çağırdı, uzaktan görünen kara noktayı ona göstererek "oraya kadar okunu gönderebilirmisin" dedi. artemis heyecanla yayını hazırlarken o kara noktanın sevdiği erkeğin kafası olabileceğini bilmiyordu. yayını çekti ve ok fırladı. çok iyi nişancı olan artemisin oku tam hedefi vurmuştu ve artemis bilmeden sevdiği erkeği başından vurmuştu. bu ölüm onu çok üzdü günlerce bulutların ardına gizlendi gök yüzünde dolaşmaz geceleri yeryüzünü aydınlatmaz oldu. sonunda bir gün babasının yanına giderek ondan orionu bir takım yıldızı olarak gök yüzüne çıkarmasını istedi. zeusta kızının bu arzusunu yerine getirdi.
  • agamennon, av sırasında artemis'in kutsal geyiklerinden birini avlar. artemis buna çok sinirlenir ve rüzgarları keser. troia savaşı için giden gemiler öylece kalır. artemis'in tek şartı agamennon'un, kızı iphigeneia'yı kurban etmesidir. başta çok karşı çıkar ama sonra ulusunun kaderi için artemis'in isteğini kabul eder agamennon. kızını tam kesmek üzere yatırdığında, artemis kıza acır ve kızı uçurarak yerine bir geyik koyar.

    bu hikaye bana hep çok tanıdık gelir. * *

    ayrıca babası zeus'tan, aşk gibi zihnini meşgul ederek görevinden kendisini alıkoyacak duygulardan mahrum kalmayı dilemiştir.
  • ay, avcılık ve bakirelik sembolü olan tanrıça.

    apollon'un ikizidir. apollon güneşi, artemis ayı temsil eder.

    annesinin doğum sancılarını çekmesi üzerine artemis asla evlenmeyeceğine yemin eder. doğar doğmaz ikizi apollon'un doğumuna yardım etmiş ve annesinin acıları içindeki haline şahit olan artemis bakireliğini koruyup, evlenmemeye karar verir.

    babası zeus'tan üç hediye ister: yay, ok ve bakirelik.

    william henry rinehart - latona and her children, apollo and diana

    orion takım yıldızının da artemis'le bir bağlantısı vardır.

    bir gün orion adınla yakışıklı bir avcıdır. hiçbir şeyden korkmayan orion, bir gün çalılıkların ardında yedi kız kardeş adı verilen yedi periyi görür.

    bu yedi perinin peşinden koşan orion'dan kaçmak için perilerden biri olan merope, artemis'ten yardım ister ve artemis onları güvercine dönüştürür. daha sonra zeus onları korumak için yıldızlara dönüştürür.

    artemis orion'dan intikam almak yerine onunla avlanmaya başlar ve yakın arkadaş olurlar. sevgili olarak da anlatılıyor, ama artemis'in yeminini düşününce arkadaş demek daha doğru.

    apollon kız kardeşini çok kıskanıyor ve orion'a saldırması için bir akrep gönderiyor. orion akrebi yenemeyeceğini anlayınca suya atlayıp yüzmeye başlıyor.

    apollon kız kardeşi artemis'i çağırıp suda yüzen adamın bir rahibe saldırdığını söylüyor ve artemis bunu duyunca ona ok atıp öldürüyor.

    daha sonra adamı gördüğünde orion olduğunu anlıyor.

    orion ölümsüzleştirilmek için gökyüzündeki yıldızlardan biri oluyor böylece.
  • kadın özgürlüğünü ve asiliğini temsil eder.hayvanların efendisi ünvanı da verilmiş kendisine.
    ormanda perilerle gezip hamile hayvanları ve yavrularını korurmuş.
    tarotta dokuzlular, high priestess ve temperance kartlarıyla ilişkilidir.
  • dogurganligi simgeleyen efes artemis heykeli efes kazilari sirasinda 18 eylul 1956 yilinda bulunmustur. orjinalinin tahta bir heykel oldugu ve bulunan mermer heykelin onun bire bir kopyasi oldugu soylenir. heykel su anda selcuk muzesindedir.
  • kendisi her ne kadar evlenmemisse de vaktinde kadinlar kendisine "lokheia" yani dogum tanricasi olarak tapmislar. turkce'deki `lohusa` de onun bu sifatindaki kelimeden gelir.
  • it's always sunny in philadelphia adlı dizinin, 1.sezonunda geçen, "çok yetenekli" , "çok seksi" bir dansçı karakterin ismi.
  • çoğu inancın, yayıldığı bölgedeki öncülünün değerleri üzerine kendi değerlerini inşa ettiğinin en bariz örneklerinden birini gördüğümüz bir kavramdır "artemis".

    kabaca, anadolu'nun orta kesimlerinden büyük bir bölümüne yayılan "kubaba" inancını temel alıp geliştiren bir inanıştır artemis tapınımı. tapınım merkezi ise tüm ihtişamı ile* hemen yanı başımızdaki efes'te bulunmaktadır.

    teferruatına zaten daha önceki entrylerde girilmiş. ben başka bir noktaya değinmek istiyorum.

    değinmek istediğim nokta, hıristiyanların tarihleri boyunca bölge için çok kıymetli olan bu inancı yıkmak ve kendi inançlarını güçlendirmek amacı ile günümüzde dahi sürdürdükleri çabalar...

    öncelikle şu bilinmelidir ki efes, antik dönemden neredeyse geç bizans dönemine kadar üç kıta arasındaki en kıymetli liman kentlerinden biriydi. bu nedenle efes üzerindeki hakimiyet, hükümdarlarına sağlam bir ekonomik güç katıyordu. tabii bu hakimiyet, kıymetli bir inanca yön verme olanağını da beraberinde getiriyordu. sonuç olarak kilit bir tapınım merkezi olan efes'in yönetilmesi ile bölgenin ekonomisi kontrol edilmekle kalınmıyor, zihinsel bir egemenlik de söz konusu oluyordu.

    hıristiyanlardan söz edecek olursak; tarihleri boyunca, inançlarını yaymak ve yeşertmek adına isa ve çevresindeki şahıslara birer kimlik verme girişimlerine kalkışmışlardır. bu girişimler, belirledikleri kimliklere en uygun ve etkin inançların tespit edilip tapınıldığı bölge üzerine kendi inançlarının inşası şeklinde yürütülmüştür.

    bu noktada şuna değinmek gerekir: hıristiyan inancının geri planda kalmış en önemli şahsiyeti meryem'dir. meryem için ise en uygun kimlik "artemis" kimliğidir. doğanın anası, bereketin tanrıçası artemis...
    ne de olsa meryem de bir annedir. hem de tanrı doğuran bir annedir.

    tüm bu düşüncelerin doğrultusunda hıristiyanlara baktığımızda, artemis'in evi sayılan efes kentindeki ilk misyonerlik girişimi pavlus tarafından cılız bir şekilde gerçekleştirilmiştir. pavlus'un bu çabası zayıf bir girişim olarak görülse de etkisi daha sonra dalga dalga başka bir görüşün ortaya çıkmasını sağlamıştır.

    bu görüş, isa'nın çarmıhtayken annesi meryem'i yuhanna'ya emanet etmesini esas alıp ikilinin daha sonradan efes'e yerleştiğini savunur.
    yuhanna ve meryem'in kudüs'teki baskılardan kaçıp efes'e yerleştiği ve meryem'in burada öldüğü görüşünün hıristiyanları kutuplaştırması bir yana; bu görüş, efes'ten tüm bölgeye yayılan "ana tanrıça" - anneliğin ve doğurganlığın; dolaylı olarak bereketin kutsiyeti - inancını da ciddi ölçüde çalkantıya uğratıp değiştirmiştir.

    bahsi geçen bu değişimi sağlamak ve temellendirmek adına yapılan ilk ciddi çalışma ise efes'te gerçekleşen ekümenik konsil ve bu konsilde meryem'e "theotokos" unvanının verilmesidir. bu konsil ile artemis'e atfedilen "yücelikler" bir nevi meryem'in olmuş ve meryem, kendi kimliğini bulmuştur. nihayetinde bölge üzerindeki artemis inancı değişime uğrayarak meryem inancına evrilmiştir.

    her ne kadar bu konsilden sonraki yüzyıllar içinde efes eski önemini yavaş yavaş yitirmiş olsa da, anna katharina emmerich'e ait bir sav kullanılarak meryem için bir de sonu olan bir hikaye oluşturulmuştur. efes civarında meryem'e bir "yer" verilmiş; bir aidiyet oluşturulmuştur.
    meryem'in hem bir kimliği hem de bir evi olmuştur. artemis'in elinde ise yıkılmış bir mabet dışında hiçbir şey kalmamıştır.

    ilerleyen yıllarda vatikan tarafından bölgeye gerçekleştirilen ziyaretler ile meryem'e dair konu belirli bir kesim için tartışmaya kapanmış ve meryem için belirlenmiş misyona nokta koyulmutur.

    artemis ise kendi halkı tarafından bir grup insanın inisiyatifine bırakılmış ve dolaylı yollardan sürgün edilmiştir.

    ancak eminim ki tüm bu yaşananlara rağmen, bu toprakların bağrından olan artemis, evine dönmeyi arzu etmekten hiç vazgeçmemiştir.

    artemis, henüz noktalanmamış bir hikayenin kahramanıdır.
    okumasını bilene...
  • konduğuna bir kez rastladığım bir bayan adı
hesabın var mı? giriş yap