3 entry daha
  • dikkat, yorumda filmin içeriğine dair bilgiler neşredilmiştir!

    sonunda ne olacağına karar ver(e)memiş bir film olmuş. hikaye çok iyi başlamış. hayatından/olmak zorunda olduğu adamdan bunalmış kişi kendi ölümünü kurgulayıp pılını pırtını toplayıp yeni bir hayata başlıyor. hanım kızımız da ailevi, genetik mirası olan hastalıktan (paranoyak şizofreni) korkup ve/veya ablasının bakımından kaçıp kendine kriminal tutunamayan bir hayat kurmuş. film böyle başlıyor.

    bu gayet iyi bir başlangış ve hikaye. ama sonra bu ikili etraflarında gördükleri mutlu çiftlerin evlerine girip onları taklit etmeye başlıyor. al sana burada iş bozuluyor. film, yeni bir hayata başlayan bu iki kişiyle resmen çocuk gibi ya da onları çocuk yerine koyma başlıyor. başka hayatı her kes arzuluyor. bunlar böylesi bir şey yapmaya cesaret gösterdiği için filmleri çekiliyor ya lan. ama resmen "bir hayatı reddettiler al ne kadar mallar" demeye başlıyor film bu noktadan sonra. "her hayata özeniyorlar, bir şey olmaz bunlardan kendi hayatlarını kuramazlar" diyorlar.

    hadi burası da özgün bir şey; başka "mutlu" çiftlerin evlerine girip onları taklit etme. ama o final neydi öyle!!!??

    yine muhafazakarlığın dibine düşmüş amerikalılar. bu çiftimiz nihayetinde evlerine, eski hayatlarına, istemedikleri sorumluluklarına saplanma koyuluyorlar. yine ve yeniden aileciliği kutsama, sorumluluk fetişizmi diyeceğim. sanki filmlerin senaryolarını kilise yazıyor.

    üstelik bunu o kadar apar topar yapıyorlar ki filmin sonu bir sürü soruyla havada kalıyor: adamın golf yeteneği, çocuğuyla durumu, mevcut sevgilisi, şizofren ablanın "sorumluluğunda" olan ablasına dönmesi ama şizofreni olma korkusu vb her şey ama her şey.

    ha la o hayvan oğlu hayvan başkarakterin oğlu adamın/babasının manitasına asılıyor. ben sonunda adam eve geldiğinde sevgilisiyle onu yatakta yakalar diye düşündüm. sonra da "amk ne hayata döndüm ben" deyip gerisin geri dönmesini bile bekledim. zira film düşünsel olarak bu kadar devrimci bir pozisyondaydı yani. ama ne oldu, fırt.

    hele de colin firth ve benim favori kadın oyuncularımdan olan emily blunt'un iyi performansına rağmen film hakettiği yere oturamadı.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap