• sogukkanli ingiliz komuta ekolu'nun (boyle bir ekol yoksa da $u anda ben yarattim) en onemli isimlerinden biri, hatta orjinidir. bu yuzden bir cok askeri otorite tarafindan "defansif bir yapida" diye tanimlanan wellesley*, daha az ilgi gordugu hindistan'da kendi ordusundan daha az organize ve egitimsiz tippu sultan ordusuna kar$i oldukca agresif ataklar sergilemi$, fuleli ko$ular ile rakip defansi yipratmi$ ve gol yollarinda etkin olmu$tur.

    asil kita avrupasi sava$lari ile dikkat cekmeye ba$ladiginda, soult'un ispanya'daki daha iyi organize ve daha iyi egitimli ordusuna kar$i, yerel halkin ve komitacilar, partizanlar ve gerillalarin destegini alarak cogunlukla defansif ve vur-kac tadli sava$lar yurutmu$, tersine bayir stratejisi gibi ispanya cografyasinin izin verdigi gibi bir savunma duzeni ile kalabalik piyade gruplarina kar$i askerlerini bir ate$ hattina yerle$tirip kisa mesafede sayica kendinden ustun du$manina agir kayiplar verdirmi$tir. $imdi burada ki$isel bir $ekilde, bunu sun tzu deyince "ooo vandirfil ceniril sun tzu" diyorsunuz da ibne gavurlar, wellesley cografyayi kendine avantaj saglayacak $ekilde kullaninca "defansif" mi oluyor? sikerim cayocaginizi.

    napoleon bonaparte da dahil olmak uzere "ofansif" generallerin (ki blucher de kafasinin dikine bir generaldir) hep gozardi ettigi lojistik ve destek hatti mantigini hep oncelikli tutmu$, ordusunun koordinasyonunu, sayi, egitim ve ekipman olarak daha ustun bir du$man olan grande armee kar$isinda kaybetmemi$tir.

    waterloo'ya gelince, napoleon cok buyuk generaldir - ama ba$ta politika ve cok yonlu du$unebilme konusunda wellesley'den geridedir. bir sava$ tarihi hocasi olan dedemin en guzel betimlemesi ile, napoleon strateji dehasidir, ama wellesley daha buyuk taktisyendir. napoleon cati$mayi du$unurken, wellesley harbin tamamini du$unur. buna en $ahane ornek fransiz suvarisini kare formasyonu ile darmadagin eden ingiliz piyadesi, blucher'i kovalamak icin gonderilip haberle$me sikintisi ya$anan grouchy'nin napoleon'a destege gelememesi ve fransiz topcusunun ve piyadesinin kiyma edilen fransiz suvarisine destekte gec kalmasidir. ondan sonra soyler tabi napoleon "$anli bir tarihin var sen benugaaa" diye.

    neticede, ki buraya tekrar parmak basmak istiyorum, neticede wellesley ve blucher, ordusu daha ustun bir napoleon'a kar$i bir sava$ kazanmi$lardir. burada aslan payi, kanca burun wellington duku'nundur. ayrica blucher gelmezden az evvel fransiz saldirisi ile merkezi neredeyse cokmek uzere olan ingiliz ordusu'nun ba$inda sava$ formasyonunda bekleyen wellesley, ordusunun kaybettigini anlayinca la belle alliance ciftliginden topuklayip kacan napoleon'dan benim icin daha yegdir. varsin desinler arthur'uma zamaninin en iyi ikinci generali diye, en son kim koydu?
  • 1769-1852 yillari arasinda yasamis, field marshall seviyesine kadar gelebilmis bir ingiliz generalidir.

    agabeyi richard'in entellektuel bakimdan kendisinden ustun olmasi ve kendisi uzerine surekli bir sekilde bir baskida bulunmasi nedeniyle, ailesi tarafindan "ordudan baska yerde calisamaz" gibi bir onyargi ile damgalanmistir.

    iste bu yuzden onceleri 33. ordu birliklerini yonetmek icin 1793 yilinda atanmistir. ancak kaderini degistirip kendisini cok unlu bir general yapacak olan, tabii ki grande armee'e karsi verecegi mucadeleler ve waterloo savasinda elde edecegi basarilardir.

    hemen ardindan sirayla hindistan, ispanya ve portekiz'de konuslandirilmis olan ingiliz ordularinin basina getirilmistir.

    cok organize ve disiplinli oldugu bilinen wellesley, cevresinde cok buyuk saygi kazanmis, ancak hicbir zaman cevresindekilerin sevgisini elde edememistir. bu iliskisi, ozellikle askerleri ve alt rutbeli subaylari ile kendisi arasinda olan bir iliskidir ki, sevilmedigi halde sayildigi icin bir dedigi iki edilmemistir. zira her savasta, savasin tam ortasinda bulunmus, askerlerini savas alaninda hic yalniz birakmamistir. ozellikle catismalar sirasinda, bir lider olarak hep sahneye cikmis, gerekli emirlerini vermis ve askerlerini yonlendirmistir. ozellikle, catismalarin en can alici noktalarinda bir anda belirip askerlerine moral kaynagi olmasi, ingiliz ordusunda kendisinin bir idol halini almasina neden olmustur.

    her ne kadar daha cok defansif doktrinli bir lider olsa da, ofensif doktrinde de gayet basarili oldugunu, bircok savasta aldigi basarilar ile kanitlamistir. salamanca (1812) ve vittoria (1813) savaslari, bunlardan birkacidir.

    ozellikle de waterloo savasindan sonra basbakanliga atandigi icin, olumunun hemen ardindan st. paul katedralinde kendisi adina duzenlenen bir toren ile ugurlanmistir.
  • rivayete göre kendisinin irlanda kökenli olmasıyla dalga geçenlere şu yanıtı vermiş: "being born in a stable does not make one a horse."
  • wellington duku.

    18. yuzyilin sonu, 19. yuzyilin basinda yasamis, waterloo savasinda napolyon'u altetmis (sanirim) zat.

    "nothing is worst than a battle won, except a battle lost" lafi bircok seyi mukemmel bir sekilde aciklar zannimca. bu laf tarihe boyle gecse de aslinda soylenmis olan, "nothing except a battle lost can be half so melancholy as a battle won" cumlesidir.
  • yasadigi zamanlarda, tartismasiz, avrupa'nin ikinci en iyi generali idi.

    birincisi icin;
    (bkz: napoleon bonaparte)
  • tüm ünvanlarıyla tam adı şöyledir:

    field marshal the right honourable sir arthur wellesley, 1st duke of wellington, knight companion of the order of the garter, knight of the order of st. patrick, knight grand cross of the order of the bath, knight grand cross of the guelphic order, member of her majesty's most honourable privy council, fellow of the royal society
  • yaşadığı dönemin en iyi ikinci generalidir. bunu da kendi ağzından aktarılan şu sözde görebilirsiniz: "düşmana 40.000 taze destek kuvveti gelmesini, imparatorun gelip ordusunun başına geçmesine tercih ederim." (bu sözü açıklayıcı olması bakımından, bu sözlerin söylendiği yarımada savaşı esnasında iki tarafın da ulaştığı en büyük sayıların 60.000-75.000 civarında gezindiğini hatırlatmak gerekir.) lakin bunun haricinde, bu ikincilikte açık ara öndedir. üçüncüyle arasında dağlar vardır.
  • napoleon savaşları sırasında britanya ordusu komutanlığı ve sonradan başbakanlık yapan asker ve devlet adamı. ilk askeri başarılarını hindistan'da ve ispanya'daki yarımada savaşı'nda kazanmış ve napolyon'un waterloo savaşı'nda kesin yenilgiye uğratılmasında belirleyici rol oynamıştır.

    mornington 1. kontu garret wesley'nin beşinci oğludur. eton'da ve angers'deki askeri akademide öğrenim gördü. 1787'de orduya katıldı ve hızla yükselerek irlanda kral vekilinin yaverliğine atandı. daha sonra irlanda avam kamarası'na girdi. 1796'da, hindistan'a gönderildi. iv. mysore savaşı'nda tümen komutanı olarak deneyim kazandı. ii. maratha savaşı arasında assaye ve argaon'da önemli zaferler elde etti. sindhia ailesini ve berar racasını barışa zorladı. bu başarılarından dolayo sir unvanı aldı. hindistan'dan döndükten sonra kopenhag'a karşı düzenlenen bir seferde görev aldı ve kioge'de danimarka birliklerini yenilgiye uğrattı. 1808'de başlayan yarımada savaşı'na katılmak üzere küçük bir kuvvetle gittiği portekiz'de lizbon yakınlarında general a. junot'yu yenilgiye uğrattı. ertesi yıl bir kez daha portekiz'e geçerek fransızları bu ülkeden çıkardı. başarısından dolayı wellington vikontu unvanıyla ödüllendirildi. madrid'e doğru ilerlediği şubat 1812'de, kont unvanı aldı. salamanca'da mareşal marmont'u yenerek madrid'i ele geçirdi. ekim 1812'de marki unvanını aldıktan sonra vitoria'da fransızları bozguna uğrattı. harekat sona ermeden, sınırı aşarak fransa'yı girdi. yarımada savaşı'nın son çarpışması napolyon'un çekilme haberinin henüz ulaşmadığı güney fransa'da nisan 1814'te yapıldı.

    1813'te mareşalliğe yükseltilmiş olan wellington, ülkesine döndüğünde dük unvanıyla ödüllendirildi. paris antlaşması'nın imzalanmasının ardından fransa'ya briton büyükelçisi olarak atandı. bir süre bu görevi yürüttükten sonra ingiltere adına viyana kongresi'ne katılmak üzere paris'ten ayrıldı. viyana'da bulunduğu sırada, napolyon'un elba'dan kaçtığı haberini aldı. müttefiklerin napolyon'a karşı düzenledikleri yeni harekat çerçevesinde mareşal von blücher ile birlikte belçika üzerinden fransa'ya karşı harekete geçti. kısa sürede zaferle sonuçlanan harekatın getiridği saygınlıkla avrupa'nın önde gelen kişilikleri arasına girdi. müttefikler tarafından oybirliğiyle fransa'nın kuzeyindeki işgal ordusunun komutanlığına seçildi ve üç yıl bu görevde kaldı. ingiltere dışişleri bakanı lord castlereagh'ın da yardımıyla fransa'nın yüz gün'den sonra parçalanmasını önledi.

    wellington ingiltere'nin siyasi karışıklıklar içinde olduğu 1828'de başbakan oldu. ama katoliklere özgürlük tanınmasını öngören yasa tasarısını benimsemesi ve seçim reformuna karşı çıkması yüzünden 1830'da hükümeti düştü. öldükten sonra saint paul katedrali'nde lord nelson'un yanına gömüldü.
  • irlanda dogumludur ama ingiliz kökenlidir
hesabın var mı? giriş yap