*

  • uzaktan cazip görülen; elde etmek için uğraşılan kadının, kariyerin, malın mülkün, paranın, hayalin ve akla gelebilecek her şeyin ulaşıldığında cazibesini yitirme durumu.

    belki yıllarınızı belki ömrünüzü verirsiniz istediğinizi elde etmek için ancak elde ettiğinizde o kadar çabuk tatmin olur ve hayal kırıklığına uğrarsınız ki artık bir anlamı kalmamıştır elde edilenin. uzaktayken inanılmaz değerli görülen hayal, gerçekleştiği an sıradanlaşır.

    nedeni belki doyumsuzluk, belki de gerçekten ne istediğini bilememek.

    bu yüzden bazı şeylere ulaşılmamalı sanki. ulaşmak imkanı olsa bile uzak durmalı. uzak durmalı ki değerini ömür boyu korusun.
  • parayı değil, para kazanmayı sevmek gibidir..

    (bkz: iplikçi nedim)
  • sahip olduğum her arzu bir şeyin diğerinden daha iyi olduğuna olan inancımı gösteriyor. istek ve arzuların peşinde sürüklenirken doğal olarak mutsuz oluyorum. yani arzularımdan sıyrılıp işlerin nasıl sonuçlanacağıyla ilgilenmemem gerekir. hiçbir şeyin önemli olmadığının farkına varmalıyım böylece hiçbir şey iç huzurumu zedelemeyecektir. bizler gerçekte arzuladığımızı düşündüğümüz şeyleri istemiyoruz. ya da arzuladıklarımızı elde etme fikrinden nefret ediyoruz. uzakta durmasını ve bir şehvet objesi olarak kalmasını tercih ediyoruz. sıkıldım
  • yanlış bir çıkarımdır. elde etmek daha bile fazla haz verir. çünkü iş soyut bir istekten somut bir sonuca dönüşmüştür.
  • 4.murat'ın; bağdat'ı fethetmeye çalışmak, bağdat'ı kendinden güzeldi sözünü hatırlatır. önemli olan sonuç değil, sonuca giden süreçte yaşananlardır.
  • ''ezop'un köpeği gibi, gölgesini kovalamak için kemiği terketmeli ve yanılsamalar için gerçek hazları terk etmeli midir? hayır therese hayır! tanrı bu değildir..''

    (bkz: marquis de sade)
    (bkz: justine)
    (bkz: düşün ki o bunu okuyor)
  • bunun sebebi motivasyondur. bir amaç uğruna çabalamanın, bir dış etkenle harekete geçirilmenin içsel hazzı amaca ulaşıldığında yerini boşluğa bırakır. elde edilen şey zihindeki konumunu kaybeder ve değersizleşir. bu yüzden en şiddetli haz sahip olmakta değil, arzu etmekte yatar. ve yine bu yüzdendir ki her şeye kolaylıkla sahip olabilen insanlarda tatminsizlik diye bir problem oluşur.
  • arzular hayal gücüne bağlıdır,sınırsızdır.dilediğini hayal edebilirsin, ancak elde ettikten sonra gerçekler baş göstermeye başlar.hiç bir gerçek ise hayal dünyanda yaşadıkların kadar zevk vermez.
  • kesinlikle öyle.

    küçükken hep bisikletim olsun isterdim.ama bisiklette bisiklet he.şöyle pahalı olanlarından.

    sonra bana bisiklet alindi bir hafta sonra yüzüne bakmadım.ama arzu etmek,istemek,hayalini kurmak çok daha güzeldi.

    sahip olduğun birşeyin önemi kalmıyor ne yazık ki.
hesabın var mı? giriş yap