• üstümde çok hakkı olan, annemin deyimiyle ‘emektar’ kamyonetimiz idi.

    sene 98, o zaman babamın çok çok eski uaz marka bir kamyoneti vardı her sabah ittirirdik, kolay kolay çalışmaz, camı kapanmaz , kolunuz kaslı değilse vitesi atmazdı. neyse gel zaman git zaman babamın eline bir miktar para geçti , 96 model bir as 250 aldık. babamın eve getirişini hatırlıyorum , çocuk heyecanı işte camda beklemiştim. babam gelince heyecanla aşağıya indim , koşa koşa kamyonetin önüne gittim, bizim uaz’dan sonra gözüme son model bir kırmızı ferrari gibi görünüyordu. abim hemen direksiyona geçti ben de yanına tabiki, büyülenmiş gibi mahallede tur attık.

    çok faydası oldu bize bu kamyonetin, bi kere kaloriferi vardı , camı kapanmayan uaz yüzünden hasta olan babam sıcak sıcak işe gidiyordu. sebze meyve ticareti ile uğraşıyordu babam , haliyle aracın yükü çok oluyordu . ruhsatta 800 kg yazmasına rağmen yeri geliyor 3-4 ton yük yükleniyordu, gık demiyordu. velhasıl çok sağlam araçtı. ben de babam ile tatil zamanları işe gider , yardımcı olurdum. erken kalkardık , yorgun düşünce babam bana bir iki saatlik ‘şekerleme’ izinleri verirdi. nerde mi , tabiki kamyonette. belki de hayatımın en güzel uykularını ben bu kamyonetin içinde uyudum , küçücük bir kabinde...

    ekmek teknemizdi bu kamyonet bizim, üstümde hakkı çoktur . aldıktan 6 sene sonra babam rahatsızlandı , kamyoneti sattı . çok kullandığımızdan babam hastanede iken bakımını boyasını yaptırtmıştık , gıcır gıcır boyandı , eksiği gediği giderildi. hem ihtiyaç vardı yenilenmeye hem de babam döndüğünde hoşuna gidecekti.
    gitti de zaten ama belli bir süre sonra rahatsızlığının da etkisi ile kamyoneti satmaya karar verdi , hemen de alıcısı çıktı . babam emektarı teslim edip elinde paralar ile dönüp bahçedeki iskemleye oturdu, annem de yanına .
    annem , gözlerinde yaşlar ile bu zor zamanlarda ekmek teknemiz olan kırmızı kamyonete bakıp babama ‘ gidiyor emektar’ dedi ....

    ailemizin üyesi gibiydi . babam evde olduğu zamanlar kuzenle kasasına saklanır , yoldan geçenlere laf atardık yada kasada bulduğumuz sebze meyve ne varsa bir iki yerdik , keyifli zamanlardı. sonraları babam pişman oldu sattığına , başka bir kamyonet de aldı lakin onun gibi olmadı tabi.

    o zamanlar yeni, diri , yeşillikler , renk renk sebzeler meyveler arasında çalışan bir kamyonetti. şimdilerde ise 22 yaşında yaşlı, eski bir kamyonet olarak kim bilir hangi şantiyenin kumunu çimentosunu taşıyordur ...

    dedim ya üstümde hakkı çoktur , anılarımda da yeri büyüktür...
  • dodge versiyonu için konuşmak gerekirse, bu aleti 2.5 sene kullandım. motoru sorunsuzdur, direksiyonu hafiftir, debriyajı kas yaptırır ama. dizel motor olarak güçlü ama binek bir araca göre de çok çok fazla yakmaktadır. kabaca 60 litre mazot ile 450,500 km yol gider.

    yağmurlu, ıslak zeminde götü başı oynar, tutunamaz ama kuru toprakta kendini bulur. tarlaların içinden kuru havada babalar gibi gider, asla utandırmaz. tüm araba bir 12-14 anahtarı ve yıldız tornavida ile sökülebilir. sanayide 50 liraya yaptıramayacağınız arızası yoktur. yani frenler tutmuyor dersiniz, adam tekeri, fren tertibatını söker, freni sıkıştıran bir silindir sistemi vardır bu araçlarda, onu güzel bir temizler, tornalar geri takar. ve frenler yapıldı. işçilik olarak 50 tl. bu aletlerde, genel olarak alıştığımız şusu değişecek geyiği yoktur. genelde sök temizle, traşla tak mantığı hakimdir. 2.5 sene harita firması olarak sadece arazide kullandık ve bir kere bana mısın demedi.

    yarın bir gün keyif için bir arazi aracı toparlamaya karar versem, eski kasa grand choreke'ler yerine bunun dört çekerlerinden birini toparlarım. o derece diyim :)
  • dodge firmasının kamyonetidir.

    asıl ününü istanbul da fırıncı kamyoneti olarak kazanmıstır.
    genellikle kırmızı olup soforleri nedense psikopatca hareket eder.
  • bildigimiz firinci -yahut ekmek- kamyonetleri dodge'nin degil, desoto'nundur. aradaki farki gormek ama, anca kamyonetin onunde essek kadar yazan desoto yazisiyla mumkundur, zira bu iki tip birbirinin neredeyse aynisidir – ya telif melif muhabbetleri o sira yokmus, ya desoto iyi kandirmis mahkemeyi ya da dodge'nin bir alt firmasidir bizim nostaljik desoto.

    nostaljik diyorum, cunku sanmiyorum ki 80-90'larda yetisen/yetismis olan cocuklarin icinde bu elemani gorunce bi' umut sarikaya huzunlenmesiyle "ehehe"lik peyda olmasin. ki bir de, 90'larin baslarindan bahsediyorum: gun gecmiyor ki enflasyon muhabbeti donmesin, maaslardan konusulmasin. ekmek-yag-seker fiyatlari gundem habire. boyle olunca bakkaldan ekmek almak cok aile icin lukse yakin; n'oluyor bu sefer: gerek ev hanimi gerekse oglen okuldan cikmis -sabahci- ogrenci halk ekmegi kuyruguna yollaniyor. (kacinilmaz olarak tabii ki) aksam 5'te gelen (gelmesi beklenen) ekmegin kuyruguna oglen 1'de girip bekliyorsunuz. o ekmegin de hicbir allahin gunu 5'te geldigi gorulmemistir, 6'yi, 7'yi bulur. en iyi ihtimalle 5 saatiniz kuyrukta gecer. o kadar saat bekleyince de 2 ekmek almazsin elbette, konu komsu boyu: 7-8 tane aliyorsun. kuyruktaki yuzlerce insan o kadar alir. kuyrugun ortasindan itibaren ekmek alamayanlari mi ararsin, onca saat bekledigine mi yanarsin, sec begen. (mesela abin/ablan yoksa da yandin, nitekim onun da su tankerini kovalamasi, kostura ede banyoda bosalmis bekleyen su bidonlarini doldurmasi gerekli.* neyse buna girmeyelim simdi bir de.)

    sozun ozu, as 250'ler bir doneme damgasini -bariz sekilde- vurmus, bir neslin kacinilmazca bilincaltina islemis simgelerden. o aksam karanligi basmaya donuk saatte hirr gir grrr grr yaklasan kirmizi karaltiyi gormek degin yurek hoplatan az sey oldu o donem hayatimda (ha bir de karne hediyesi olarak anne-babamin uzaktan kumandali araba [daha sonralari bisiklet] alacaklari -ve fakat "her defasinda"** beni hayal kirikligina ugratan- vaatleri)...
  • beş ton taşımaktadır. daha fazla yük makas kırma dediğimiz taşıyıcı sistemin yerlerde olmasına neden olabilir. bakımları yapıldığında eşek niyetine kullanabilirsiniz. çok fazla bakım istememesine rağmen, lastiklerin bakımı aldığı yükü göz önünde bulundurursak çok önemlidir.
  • babamda 83 model uzun burunlu olanından vardı. araba kullanmayı ilk öğrendiğim araç. kendine has efsane, orjinal bir araçtır. gaddardır, nereye sürsen gider. kolay kolay arıza yapmaz. ama amerikan arabası olduğu için sağlam mazot yakardı.

    kemalpaşa ovasında tarla aralarında çok kullandım 13 yaşındayken. boyum yetmezdi, direksiyonun altından bakardım. çiftliklerden süt toplar, izmirde dağıtırdık. çok ekmeğini yedik. bazen rüyalarıma girer. birinden ödünç alsam bi kaç km kullansam hevesimi alsam ne güzel olurdu.
  • renkli, havalı, hareketlidir.
    (bkz: dodge)
  • 99 depremınde kasasını ev halıne getırdıgımız ıcıne 4 tane yatak rahatlıkla sığabılen efsane emektar kamyonettır hayatımızda onemlı bır yerı vardı.

    bunun bır kere mazotunu çaldılar adam sevgılısını gezdırmek ıcın çalmış babam benden olsun dıyıp sıkayetçı olmamıştı

    bır kere arkadan vurup kaçtılar ızlerını bulamadık

    çok çektı bu kamyonet sımdı eskısı kadar goremıyorum sokaklarda 90 larda cok daha fazlaydı sayıları.
  • ben de biraz destek olayım ki araba sürmeyi bu markada öğrenmiştim. ilk önce benzinli motorları vardı (koldan vites) ve çok yakardı. dizelleri çıktı ama ismi 250 diye yanıltmasın, sanırım perkins imalatı 3800cc motor vardı ve o yüzden dizeli de çok yakardı. yorumlarda geçen kıçı başı oynardı lafı ise doğrudur çünkü motor dahil ön panel büyük , ağır olduğundan dolayı makaslı kasa kısmı hafifti ve arkadan çekişli arabaydı ve de sırf bu yüzden yüklü kullanılmalıydı. türk yapımı kibrit kutusuna benzer düz hatları ise çocukların çok sevdiği çizgileri oluşturuyordu, her çocuk severdi kırmızı rengi. dış aksamı kalın sactan oluşuyordu ve çok güvenliydi. basit yapısı arıza yapma riskini azaltıyor ama tek kusuru arkadaki makasları kırılıyordu. sonuçta güzel bir hatıra oldu dodge, fargo, desoto isimlerle çıkmış türk karoserli bu araç. bu isimlerle anılması ki özellikle desoto ve fargo chrysler'in yurtdışı satışlarında bu isimlerin kullanılmasını istemesiydi. imalat en son askam şirketindeydi ve pes edip bıraktılar bizlere bu güzel anıları. not: parça tedariği daha ne kadar sürer bilmem ama özellikle off-road araç isteyenlerin 4x4 modeli akıllarında tutmalarını isterim.
  • 4x4 olanlarından kasasını kapatırsanız harika binek ya da yaptırırsanız çok sükela karavan olur bunların. üstelik çok havalıdır. grand cherokee gibi durur kapalı kasa olanları. karavanları da oldukça yakışıklı olur hani. temiz br tane bulduğunuzda kesinlikle çevrenizdekilere söylememeniz gerekiyor yoksa adi bir arkadaşınız malın üstüne çöker. sonra siz de giden "ben bunun kasasını kapatırdım" ya da "lan.... karavannn.....karavan....." diye ağlamaklı kalırsınız.

    görsel
    görsel
hesabın var mı? giriş yap