• zor olan hayatı makyajlamadan, düzeltmeden betimleyebilmek. iyisiyle kötüsüyle yaşananlardan çıkarttığın notları kafanın bir köşesinde daima canlı tutabilmek, yeni çıkarımlar sağlayabilmek. belki eskisinden de yaralı, yılgın ama tıngır mıngır hayatın çarkları arasında yoluna devam edebilme iradesini gösterebilmek. asaf avidan, gençliğine karşın yaşadıklarıyla bizlerin özgü kitsch filmlerimizin düş kırıklıklarını, fenafillahlarını, inişleri ve çıkışlarını fazlasıyla yaşamış bir üretici. geçen yıl yayınlanan the reckoning albümünde dinlediklerimiz de, bütün yaşananların birer özeti kabilinde, yeri geldi mi öz eleştirisini, yeri geldi mi yergilerini paylaştığı bir başucu kaydına dönüşmesi de buradan kaynaklanıyor. sözlerin arasına gizledikleriyle masalları değil gerçekleri takdim ediyor. ilintilendiği bob dylan, janis joplin, american folk revival gibi mihenk taşı isimleri ve dönemleri birebir tekrarlamadan, zihninde ve yüreğinde hissettikleriyle o tılsımlı sesini ve the mojos'un katkısıyla kulakların pasını alan bir müzik icrası ortaya çıkartıyor.

    tanım: rock müziğinin zaman tünelinden ezgilerinin zamane seslendirici, oz büyücüsü.
  • uzun zamandır eksikliği hissedilen güçlü kadın vokal eksikliğini kapatan bir garip adam.
  • az sayıda insanın bilmesiyle pek mutlu olduğum inanılmaz bir sese sahip şarkıcı.

    edit: şom ağzıma sıçayım.
  • sapkami onume koydurup, bu yasta bu muzik nasil yapilir diye bunyemi saskinliga surukleyen genc israilli yetenek. modern versiyonunu icra ettigi klasik rock albumleri cikarken o daha portakaldi. 2008'imi aydinlatan guzidelerden biri oldu kendisi. memnun oldum efenim.
  • reckoning songu dinlediğimde hatunun sese bak dedirtip sonra da adammış lan bu deditendir. o nasıl bir ses tonu. o kadar elektronik kaplamalar falan demeyin de sonuç itibari ile muhteşem ben çok beğendim. dinleyin dinlettirin. akustikleri özellikle dinleyin.
  • cem adrian'ın bir başka versiyonudur bu arkadaş. ha daha iyidir o ayrı.
  • reckoning song'un deep house mix'i oldukça başarılı.
    (bkz: wankelmut- one day)
  • içine bir adet amy winehouse kaçmış olduğunu düşündüğüm adam.
  • vokali ve sesi tıpkı janis joplin. hayret ettim ilk dinlediğimde, kullandığı enstrümanlar ve tarzı da benzeseydi biri bana "janis joplin'in ilk işlerinden bak." diye yutturabilirdi the reckoning albümünü.
  • ilk duyduğumda: "bu ne abi!? erkek gibi vokal yapan kadınlardan hiç haz etmiyorum!" demiştim, hatta konu üzerine düşüncelerimi hararetle anlatmaya başlayacakken solistin erkek olduğunu öğrenmemle cümleler boğazımda kaldı.
hesabın var mı? giriş yap