• bunun garip bir versiyonu roketsan da çalışan arkadaşım yaptı.
    adam türkiye şartlarının çok üstünde bir maaşla çalışırken hollanda’da bir sürü firmaya başvurdu hepsinden ret yedi :d

    en son kanada oturum izni aldı ve gitti orada şu an deli gibi iş arıyor.
    türkiyede çok iyi imkanlarla çalışırken herşeyi bir kenara itip neden bu kadar çok gitmek istiyorlar devletimizin bunu irdelemesi lazım
  • tek bir tanesi kalmayıncaya kadar devam etmesini istediğim göç. haydi genç mühendis arkadaşım sen de göç et. daha güzel bir hayat seni bekliyor.
  • serbest çağrışım:
    geçen gün nyt'da yayınlanan bir yazı gözüme ilişti. diyor ki türkiye'den müthiş bir beyin göçü var ve bu yıkım öncesinde ülkelerde görülen bir durum. yani son derece spekülatif, sayısız yoruma açık bir durumu fizik kanunu netliğinde bir sebebe dayandırmışlar. aslında demek istediği "burası batacak buraya yatırım yapmayın". rakamlar ise doğrudan yabancı yatırımların arttığını söylüyor 2017 2018. fakat başarının tek dinamosu yatırım değil elbette..
  • (bkz: #85376147) ilgili yazar meraklanmış sormuş. cevap vereyim.

    çalıştığın kurumda kimlerin gittiğini bilmiyorsun bence burada sormak yerine kuruma yada çalışma arkadaşlarına sorabilirsin kimler ayrıldı diye çok zor olmamalı bunları öğrenmek.

    ikinci ve asıl sorduğun soruya gelince fırsatlar ülkesi miydik demişsin.

    umutları vardı insanların, türkiye'nin medeni bir avrupa ülkesi olacağını umuyorlardı. geleceklerini, çocuklarını daha iyi bir ortamda daha iyi koşullarda büyüteceklerini düşünüyorlardı.

    şimdi düşündükleri ise türkiye'nin avrupa'nın mülteci toplama merkezi olduğu, ekseninin orta doğuya kaydığı ve islamcı bir tek adam tarafından yönetildiği. dolayısıyla gidişlerin 16 sene önce türkiye'nin fırsatlar ülkesi olup olmamasıyla alakası yok.

    insanların güzel bir geleceğe dair umutları yok. bunu bugüne kadar anlamamış bir insanın anlamasını beklemek yanlış sanırım.

    türkiye eskiden uluslararası şirketlerin bölge merkez ofislerini açtığı ülkeydi. yıllar içinde bu ofisler dubai'ye vs kaydılar.

    türkiye'ye son yıllarda gelen doğrudan yabancı yatırımcı sayısında inanılmaz düşüş oldu. yabancı yatırımcı açığı saçma sapan devlet projeleri ile iç talep yaratarak ikame edilmeye çalışılıyor ve bu da kazananı tek adam tarafından belirlenen yandaşları zengin etmek için kullanılıyor. halkın sırtına binen vergi her geçen gün artıyor.

    bu ülkede kalmak demek, her geçen gün artan ve artacak vergi ve ceza yüküne karşılık hiçbir hizmet almamayı kabul etmek demek. hem de cumhuriyet değerlerine ters bir nesil yetiştirerek. buna bir dünya vatandaşı olabilecek insan neden katlansın.

    aynı kurumda sabahtan akşama kadar aynı işi yapmak insanı körleştirebilir, dünyadan bihaber hale getirebilir. biraz insanlarla sohbet etmeni öneririm.
  • giderek artan bir ivmeyle ilerleyen göçtür. başlığa yazmak için biraz durulmasını bekledim küçük kardeşlerden birinde çalışan başka bir mühendis olarak.

    öncelikle beyin göçü bu ülkede her zaman vardı ama az ama çok bunu akılda tutalım. mevcutta bu tskgv şirketlerinde ise torpil akp ile gelmiş değildir. ondan önce de emekli askerler ve torpilli tanıdıklarıyla doluydu, bunu da akılda tutalım. torpil bu ülkenin bir gerçeğidir, lafı hiç eğip bükmeye gerek yok.

    kişisel olarak değişecek bir durum olmakla birlikte bir şirkette 15-20 sene çalışmaksa bence pek de iyi bir şey değildir, özellikle mesleki gelişim açısından.

    15-20 senelik bir mühendis, eğer yönetici değil de teknik pozisyondaysa değişen yönetim kurulu yapısı vs. zaten o kişinin iş yaşamını pek etkilemez. ağır mobbing’e maruz kalmadıkça da bu kadar sene tecrübesi olan bir mühendisin en az 40 yaşında olacağını kabul edebiliriz.

    şu durumda, bu mühendisleri alacak olan şirketler arasında ise hedef kitle olmadıkları aşikardır. ister teknik, ister yönetici pozisyonunda olsun bunca senelik tecrübesi olan bir mühendis buradaki rahatını kolay kolay bozmaz. dediğim gibi eğer çok ağır bir mobbing yoksa.

    bu durumun bir başka nedeni ise, maddiyattır. 20 yılını devirmiş bir mühendisin gidişinin ekonomik açıdan mantıklı olması için net en az 40 bin lira alması gerekir. bu da brütte senelik 120-150 bin euro demektir. teknik anlamda üstün vasıflara sahip bir mühendis avrupa’da bu paraları alabilir ama türkiye’deki memuriyetten hallice bir ortamda bu tecrübeye sahip bir mühendis bu vasıflara sahip değildir.

    olayın yöneticilik boyutundaysa kimse dışarıdan kolay kolay kimseyi almaz. üst düzey yöneticilik pozisyonları için dünya’da hemen hemen her şirkette ciddi bir rekabet vardır. bunun nedeni yüksek ücret ve yetkiye ulaşma hırsıdır. eğer ağır bir şirket içi yolsuzluk yoksa, dışarıdan yönetici kolay kolay alınmaz.

    bu yüzden beyin göçü dediğiniz olgu daha çok 25-35 yaş arası, kariyerinin başlarındaki ama yeni mezun da denemeyecek kesimde yoğunlaşır, 20 senedir bu şirketlerde kök salmış kesime yoğunlaşmaz.

    asml’in aselsan’dan transfer ettiği mühendis sayısı neredeyse 200’e dayanmışken ben bilmiyorum kim gitti, zaten gidenler de fetöcüydü gibi savunmalar sadece gülünç duruma düşürüyor. sadece türkiye’de değil avrupa’da da türkiye’den gelen beyin göçü ülkelerin gazetelerinde haber olup duruyor.

    son zamanlarda artmasının nedeni tamamen ekonomik, gerek hükümet gerek muhalefet tarafından gündeme sık sık getirilmesinin nedeni ise fed’in para musluklarını kısması nedeniyle beyaz yakanın bir anda kıymete binmesidir.

    başta da dediğim gibi beyin göçü ve torpil bu memlekette her zaman vardı. 16 yıl önce de gitmek isteyen nitelikli çok mühendis vardı, bunlardan biri de dayımdı ve abd’ye gitmişti. çünkü 16 yıl önce de ekonomik kriz vardı.

    her zaman olmasının nedeni ise memlekette iktidarı elinde tutanın muhaliflere gün yüzü göstermemesi, demokrasi, insan hakları vs. uzatılabilir.

    orta sınıfın güçlü olduğu yıllarda bu durum fazla göze batmıyordu. çünkü sermaye el değiştirse de niteliğini korumayı bir şekilde başardığı için uzmanlıklara duyulan ihtiyaç, yani nitelikli iş gücü talebi canlıydı. bu durum hem orta sınıfı canlı tutuyor hem de eğitimin sınıf atlama aracı olarak toplum gözünde değerini az da olsa koruyordu.

    özellikle 2008-9 krizi sonrası başlayan qe2 dönemiyle beraber, sermaye türkiye’de niteliksizleştirildi. bu durum da, nitelikli işgücüne olan talebi azalttığı için siyasi söylemlerde de okumuş kesim aşağılandı durdu. çünkü ucuz dolar kredileriyle içeride inşaat üzerinden ekonomi iyi dönüyordu.

    2013 mayısta abd tarafından genişlemenin sonlandırılacağı açıklamasından sonra ise ne tesadüf ki beyin göçü de artışa geçmeye başladı. çünkü özellikle başta dediğim 25-35 yaş arası profesyonel kesimin maaşları ciddi erozyona uğradı.

    bu durum sürekli alım gücünü azalttı. çünkü tüik’in enflasyon sepetiyle, bu şirketlerde çalışan mühendislerin enflasyonu aynı değilken sürekli tüik enflasyonu kadar zam alındı. nitelikli talep yaratan bu çalışanların harcamalarındaki dolar etkisi ülke genelinden farklıydı.

    buradaki bir başka unsur ise, yönetsel kademelerde çalışan maaşlarıyla, ortalama mühendis maaşlarının aynı oranda artırılmamasıdır. bu da neden 20 yıldan uzun süredir bu şirkette çalışanların pek beyin göçüne meyletmediklerinin başka bir açıklamasıdır, zira nitelikli talebin yönetici kesimi zaten enflasyonu hissetmemektedir.

    bu durum türk iş yapısına özgü başka bir sıkıntı da yaratmaktadır. mühendislik ve tıp olarak bir karşılaştırmayı zamanında ege cansen yapmıştı. bir hastanede en yüksek maaşı hiçbir zaman başhekim almazken, bir şirkette yönetici pozisyonundakiler her zaman teknik vasfı yüksek mühendisten fazlasını kazanır.

    ileri teknoloji üreten şirketler için ise avrupa’da mesela eğer yeterince üst düzey teknik vasıflara sahipseniz, şirket ceo’sunun maaşını katlama ihtimaliniz her zaman var. bunu ben bizim toplum yapımızın ağır hiyerarşik ve bireyselliğe önem vermeyecek şekilde gelişmesine bağlıyorum. savunma sanayi gibi high tech bir sektörde dahi yöneticilik hedef olarak uzmanlaşmayı gölgeliyorsa diğer sektörlerin halini siz düşünün.

    10 sene önce ben bu sektörde çalışmaya başladığımda, dolar bazlı maaş ile avrupa’daki yeni mezun maaş farkı tl bazında iki kattan azdı. zaten bu ülkelerde yaşam masraflarının da daha pahalı olduğu dikkate alınınca da ekonomik açıdan yurt dışının çok bir cazibesi yoktu.

    10 sene sonunda geldiğimiz nokta ise maalesef bombok. şu an yurt dışına giden arkadaşlarım tl bazından benden 3.5-4 kat daha fazla kazanıyor. bu durumda da ekonomik açıdan türkiye’de kalmak anlamsızlaşıyor.

    daha acıklı tarafı ise şu ki 8 sene yeni mezun olarak işe başladığımda aldığım dolar bazlı maaşın şu an 300 dolar altında kazanıyorum. güya iki kere terfi ettim, her sene enflasyon zammı aldım ama pratikte 8 sene çalışıp maaşımı düşürdüm aynı parayı bile kazanamdım.

    benim gibi olan onlarca mühendis de aynı saiklerle gitmek için elinden geleni yapmaya başladı.

    kısacası şu anki göçün temel nedeni ekonomik, yan nedenleri demokrasi insan hakları kültür ve bunun gibi sebeplerdir. bu yan sebepler her zaman vardı ama merkeze ekonomik nedenler 5 yıl öncesine kadar bu sert oturmamıştı. dolayısıyla 10 sene önce bu kadar göç var mıydı diye sormaya gerek yok, çünkü 10 sene önce göç etmek ekonomik açıdan çok anlamlı değildi.

    devletin politikaları beğenmeyecek kadar demokratik idealleri olan ve/veya devletin politikalarına şiddetle karşı çıkan kesim dışında gitmeyi düşünen pek kimse de yoktu. çünkü hiç kimse, kendi dilini konuştuğu, kendi kültürüne benzer insanlarla bir arada bulunduğu bir ortamı bırakıp gitmek istemez.

    yan sebepleri bu şirketlerin değiştirecek hali olmadığı ortada, ekonomik sebepler deyince ise standart x kuşağı yöneticilerin aklına maaştan başka bir şey gelmemesi kendi vizyonsuzluklarından başka bir şey değil.

    maaşı geçtim, bir tarafta yasa böyle diye senelik yıllık izinlerin kısıtlanması, 45 saat haftalık mesai, beyin göçüne teşvik eden centilmenlik anlaşmaları varken diğer tarafta senelik 35 gün yıllık izin, haftalık 38 saat mesai, enflasyona uğramayan para birimiyle alınan maaş, yüksek yaşam standartları, haftada bir gün home office çalışma imkanı var.

    milliyetçilik ucuz bir şey değildir, bu nedenle 25-35 yaş arası mühendisler milliyetçilik yapamayıp yurtdışında giderken, gitmek isterken bu şirketlerde milliyetçiliği +20 yıldır orada çalışan mühendislerin yapmasında tuhaf bir durum yoktur. bence her şey gayet mantıklı ve olması gerektiği gibi ilerliyor.
  • (bkz: #85376147) nolu entry aslında birçok açıdan mevzuya güzel ışık tutuyor ancak anlaşılmak istenmiyor ısrarla gibi. şunu anlamak zorundayız. memlekette herşey güllük gülistanlıktı da akp mi herşeyin içine etti? bu soruya doğru düzgün cevap veremezsek, bunca şeye rağmen hala nasıl bu partinin toplumun yarısının oyunu aldığını anlayamayız. argümanlarımız da koyundan, makarnadan, kömürden öteye gitmez, gidemez. türkiyede işler hiçbir zaman iyi değildi. bizim derdimiz de bu ülkenin ezeli sorunlarını çözmek olmalı, sadece akp iktidarından kurtulmak değil. şunu anlayabiliyorum, tayyip erdoğan uzun zamandır hiçbir siyasetçinin olmadığı kadar dikkat çekici bir figür ve bu yüzden de ülkedeki tüm muhalefetin şimşeğini üzerine çekiyor. ancak bizim yapmamız gereken kişilere takılmamak olmalı.
    bundan 16 yıl önce de linkedinden, sosyal medyadan iş başvurusu yapmak bu kadar kolay olsaydı, yurtdışına gitmek bodruma gitmek kadar kolay olsaydı, dünya bugün olduğu kadar birbirine yakın olsaydı insanlarımız yine de "hayır ben ülkemde yaşamaktan çok memnunum" mu diyeceklerdi?
  • 6 sene once yaptigim eylem (bkz: #30516837)

    o zaman tek tuk olan bir seydi. bence sebepleri:
    - en azindan benim calistigim sirkette siyasi mudahale hissedilmiyordu. genel mudurumuz, direktorumuz vs. hep sirketin emektari muhendislerdi. dolayisiyla, eger isimi iyi yaparsam ben de birgun direktor olabilirim diye dusunmek zor degildi.
    - guzel is yapiliyordu. dunya standardlarinda is yapilmiyormus bunu sonradan anladim ama yine de herkes bir seyler yapmaya cabaliyordu.
    - sartlar iyiydi turkiye icin. maas sigorta vs. istediginiz evi tutabiliyor, istediginiz elektronik esyayi rahatca alabiliyordunuz.
    o yuzden insanlar avrupadaki ortalama bir sirkete gitmek icin caba gostermiyordu. ancak cok iyi uluslararasi bir sirketten iyi bir teklif alabilirlerse... simdi anladigim, ozellikle gencler ne olursa olsun kapagi avrupa'ya, amerika'ya atalim kafasina gelmis.

    emegi gecen herkesi tebrik ediyorum. turkiye bu kitleyi haketmiyordu zaten.
  • savunma sanayinde yıllardır mühendis olarak çalışan biriyim. ben de çok merak ediyorum bu sözü geçen avrupa'daki firmaları. bilen yeşillendirirse sevinirim. bini geçen başvuru yaptım. daha "belki olabilir" diyen bile çıkmadı.
  • https://tr.sputniknews.com/…n-200-muhendis-ayrildi/

    --- spoiler ---

    aselsan yönetim kurulu başkanı prof. dr. haluk görgün, aselsan’dan ayrılan mühendisler olduğunu doğruladı. görgün, ayrılanların sayısını ise “birkaç yüz mertebesinde, bir, iki yüz” diyerek açıkladı.
    --- spoiler ---
  • yerlerine alınacak imam hatip mezunu yerli ve milli mühendislerle, “salavat getiren telsiz” ve “kıbleyi gösteren tanksavar” yapımına neden olacak olan olay veya durum.
hesabın var mı? giriş yap