• motorsiklete binmekten korkmak gibi olsa gerek. binmekten korkarsın. binince inmek istemezsin. düşersen ölürsün. aşık olmaktan korkarsın. aşık olunca hiç bitmesin istersin. ama biterse ölürsün. belki aradaki tek fark, motorsikletten düşünce bir kez ölürsün, aşk biterse her gün ölürsün.
  • aşık olunan insanın gerçek yönünü görüp ondan nefret etmekten korkmak.
  • daha onceki iliskilerinde aski dibine kadar yasamis ve sonrasinda ciddi acilar, kalpkirikliklari ile iliskisini hazin bir sonla bitiren,belki yarim kalmis bir aski icinde buyuten, belki yoketmeye cabalayan kisaca aska karsi ruhsal ve duygusal bir mucadele vermekte olan insanin, tum bu olumsuz tecrubelerinden yola cikarak, gelecekte edinebilecegi tirsik bakis acisi.
  • “birini sevmeye koyulmak başlı başına bir iş, bir girişimdir. güç ister, yürek ister, körlük ister… hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki, uçurumun üstünden sıçramak ister; düşünmeye kalkarsan aşamazsın onu.” - jean paul sartre
  • " hiçbir sevinç o kadar acıya değmez".
  • modern insan korkusudur.

    çevresinde yaşanan "aşkları" gözlemlediği için böyle bir korkuya kapılması mümkün. kimsenin birbirine saygı göstermediği, birbirini sürekli yonttuğu, fedakarlıkta bulunmadığını, birbirini dinlemediği dolayısıyla anlamadığı, sadece acı ve mutsuzluk olduğunu gördüğü için korkuyordur.

    belki de hiçbir şey görüldüğü gibi değildir? bilinmez.

    yıllar sonra gelen edit: korkmakta haklı olan insanmış, her şey naylondanmış çünkü.
  • "nasıl olduğunu tam anlatamıycam. yok o laflardan...
    bitince bitmiş oluyo, ilk başta en derin kesik sanıyorsun, sonra en azından görünüşte kapanıyor. ama başlarken. o nasıl bir kavga allahım. biri gelip olan gücüyle duvarlarınıza sarmaşık oluyor. "git işine" diyorsunuz, "bir daha kaybolamam ben, daha yeni döndüm buralara." dinlemiyor ama usul usul sarıyor duvarlarınızı, "ya bensem" diyor. eh be güzelim, ya yine sen değilsen ama..."*
  • sonunda bir şekilde ayrılık olacağından, aşık olmayı kendine bir lüks olarak görmeye başlamış insan hareketidir. bu kanıya da elinde kalan aşk kırıklıklarından varmıştır..
  • karşı koyulması güç çekici insan vs. bireyin özgürlük, güç ihtiyacı
    = korku.

    "çekici insanlar bir çok nedenle korkutucudur. önce, bir insan senin için ne kadar çekiciyse onun esaretine düşme olasılığın o kadar büyüktür; korku budur. ele geçirileceksin, çekicilik, cazibe, büyü tarafından esir edileceksin.

    çekici insanlar hem çeker hem korkutur. güzeldir; onunla ilişki kurmak istersin ama onunla ilişki kurmak, özgürlüğünü yitirmek anlamına gelir. onunla ilişki kurmak artık kendin olmamak anlamına gelir. ama çekici olduğu için onu bırakmak da elinden gelmez. eğilimini tanırsın; bir insan ne kadar çekiciyse ona daha çok yapışmak istersin; giderek daha bağımlı olursun. korku budur.

    kimse bağımlı olmak istemez. özgürlük en yüksek değerdir. aşk bile özgürlükten daha değerli değildir. özgürlük en yüksek değerdir; aşk sonra gelir. ve aşkla özgürlük arasında sürekli bir çelişki vardır. aşk en yüksek değer olmaya çalışır; ancak o zaman en yüksek değer olabilir. ve özgürlüğe aşık olanlar aşktan korkar hale gelir.

    aşk, çekici bir insana çekilmektir. ve o insan ne kadar güzelse, o kadar çekim hissedersin; o kadar da korkarsın çünkü şimdi kaçmanın kolay olmayacağı bir şeyin içine giriyorsun. sıradan bir insandan, kendi halinde bir insandan daha kolay kaçabilirsin. eğer o insan çirkinse özgürsündür; çok bağımlı olman gerekmez.

    meseleyi gör: eğer biri çirkinse ona sahip çıkabilirsin. çirkin insan sana bağımlı olacaktır. eğer biri güzelse, o güzel insan sana sahip çıkacaktır. güzellik güçtür, çok büyük bir güç.

    çirkin insan kendinde olmayan güzelliğin yerini doldurmak için her şeyi yapacaktır. çirkin kadın, güzel kadından daha iyi bir eş olacaktır; mecburen. sana karşı çok iyi olacak; canını sıkmayacak, seninle kavga etmeyecek, bunu yapamaz.

    güzel insanlar tehlikelidir. onlar kavga edebilir.

    bana soruyorsun 'neden çekici insanları korkutucu buluyorum?'

    öyleler. eğer anlamaz ve farkında olmazsan bu korku devam eder. çekim/ korku aynı olgunun iki yüzüdür. her zaman çok korktuğun insana çekim duyarsın. korku, ikincil kalmanın korkusudur.

    aslında insanlar imkansızı ister. bir kadın dünyadaki en güzel, en güçlü adamı ister, ancak onun sadece kendisiyle ilgilenmesini ister. bu imkansız bir istektir. en güzel ve en güçlü insan başka bir sürü insanla ilgilenecektir. başka bir sürü insan da onunla ilgilenecektir. adam dünyadaki en güzel kadına sahip olmak isteyecektir ama onun da kendisine sadık kalmasını isteyecektir. imkansızı istemektir bu.

    ve unutma: bir kadın sana çok güzel görünüyorsa, bu, senin o kadar güzel olmadığını gösterir. ve ayrıca korktuğunu da; bu kadın sana çok güzel görünüyorsa, acaba diğer tarafta ne oluyor? sen ona o kadar güzel görünmüyor olabilir misin? korku var: seni bırakabilir. bütün bu sorunlar orada. ama bu sorunlar sadece senin aşkının gerçekten aşk değil, bir oyun olmasından kaynaklanıyor. eğer gerçekten aşk olsa o zaman asla geleceği düşünmezsin. o zaman gelecek sorun olmaz. gerçek aşk için yarın yoktur; gerçek aşk için zaman yoktur.

    daima hatırla: bir şeyin gerçek olması için farkındalığın parçası olması gerekir, şimdinin parçası olması gerekir. o zaman sorun yoktur. o zaman çekim sorunu yoktur, korku sorunu yoktur.

    sorun, sen diğerine sahip olmak istediğin zaman doğar: diğeri de sana sahip olabilir. ve eğer diğeri daha güçlüyse, daha çekiciyse; doğal olarak sen köle durumuna düşersin. eğer diğerinin sahibi olmak istiyorsan, 'köle durumuna düşebilirim' diye korkarsın. eğer diğerine sahip olmak istemiyorsan diğerinin sana sahip olabileceğinden korkmazsın. aşk sahip olmaz.

    aşk bir paylaşımdır, sömürü değil. aslında aşk hiçbir zaman çirkinlik, güzellik kavramlarıyla düşünmez -birine aşık olduğun zaman o insan güzeldir-. aşk sadece davranır, yansıtır, hiçbir zaman düşünmez. bazen biriyle uygun düştüğün olur; birden her şey uyuma kavuşur. bu bir ritm meselesidir.

    (...)

    eğer güzel insanlardan korkarsan aslında derin, yakın bir ilişkiye girmekten korktuğunu unutma. bir mesafede durmak istiyorsun ki gerekirse hemen kaçabilesin. ama böyle olmaz; aşkın sınırlarını böyle öğrenemezsin. tam bir kırılganlıkla içeri girmen gerekiyor. bütün zırhı ve savunmayı bırakman gerekiyor. bir insanın güzelliğiyle temas kurmanın tek yolu yakın olmaktır, korkuyu, savunmaları bırakmaktır.

    nerede bir güzellik görürsen tanrı'nın güzelliğinin yansımasıdır. ve eğer yansımadan korkuyorsan gerçeğiyle nasıl ilişki kuracaksın? yansıma, dersi öğrenebilmen için orada. bir gün gerçeğiyle ilişki kurabilmen için."

    alıntı: osho, yakınlık.

    (bkz: kendinden korkmak)
    (bkz: gelecekten korkmak)
    (bkz: rüya görmekten korkmak)
    (bkz: yakınlaşmaktan korkmak)
    (bkz: bağlanmaktan korkmak)
    (bkz: mutluluktan korkmak)
    (bkz: sevmekten korkmak)
    (bkz: sevilmekten korkmak)
    (bkz: sevgiliyi kaybetmekten korkmak)
    (bkz: terk edilmekten korkmak)
    (bkz: hayattan korkmak)

    (bkz: korkmak yok yola devam)
hesabın var mı? giriş yap