• 10 dakikadan fazla yapabilen çiftlerin hemen evlenmesini gerektiren eylemdir. daha ne istiyoruz lan.
  • en samimi iletişimdir. yalansızdır.
  • sizi seven ölmeden yapın ve bunu dakikalarla sınırlamayın. bırakın saatler sürsün, yeter ki o yanınızda yürüsün.
  • ne söyleyeceğini bilememenin getirdiği sessizlikle, tarifsiz heyecanın karışımı ruh halinin eşlik ettiği yürüyüştür. bütün duyguların en saf halinde buharlaştığı zamanlardır.
  • "sevgi muhabet midir?
    konuşabilmek midir, rahatça?
    yoksa susabilmek midir, yalnızken?
    sadece bakışmak, yeter mi acaba?
    aşık mıdır,sizce söyleyemeyen?
    sahi sevmesini mi bilmeyen?"
  • (bkz: oyş)
  • konuşmama sebebine göre hem rüyaya hem de kabusa dönüşebilecek eylem
  • (bkz: oha)
  • söyleneceklerin hep yetersiz, çok yetersiz kalacağı korkusundan suspus olup, yürümektir bu.

    sonra...

    ayrı atarsın adımlarını. ayrı yolların, ayrı kaldırımların taşıdığı olursun. yaşadığın her mutlu anda, her gülümseten olayda, gördüğün güzel bir manzarada, pırıl pırıl bir sabah ya da rüzgarın içine işlediği bir akşam üzeri ayazında, üzerine değil de, attığın adımların hemen altına düşen yağmurda, yediğin her lokmada aklına düşüverir o susuşlar.

    pişmanlık sonrası. çok pişmanlık. aşırı pişmanlık. kendine kızgınlık. neden bunu da söylemedim, neden şunu da gülmedim, neden böyle seslenmedim, neden neden nedenlere neden olan, neredeyse hayatının her anını kapsayan bir pişmanlık yumağına dönüşmek.

    konuş. n'olur, susma. bir adımı attın mesela, diğerini atmak için ayak havadayken tut kolundan, çeviri yüzünü yüzüne, söyle içindekilerini. daha çok seni seviyorum, de mesela, günaydın, de gecenin bi'yarısıysa ya da sabahın köründe "iyi geceler" dile ama susma. sonrası büsbüyük pişmanlık oluyor işte. susma!

    aşık olunan kişiyle hiç konuşmadan yürümek, ayrılmış olsa da yollar, bitmiyor biliyor musun?!

    aşık olunan kişiyle hiç konuşmadan yaşamak oluyor sonraları. o yolda, attığım her adım, yediğim her lokmanın yarısı sen oluyorsun.
hesabın var mı? giriş yap