aşk

• örnekle ebeveynin yavrusuna hissetiği hissiyatı, geçiçi olarak bir cinsin karşı cinsine hissetmesi
• kavuşunca aşk olmuyor demek haksızlık geliyor. neye haksızlık? kişiye, yaşananlara, duygulara, aşkın kendisine de.
  kaybetme korkusu: dibine kadar var.
  kalp çarpıntısı: korku, heyecan, tahrik, bakışma sonucu var.
  düşkünlük: karşılık beklemeden var hemi de.
  fedakarlık: hesapsız yapılanından var.
  seks: düzensiz seks hayatı.
  muhabbet: uykudan önce artan sonra inişe geçen bir çizgi grafiği gördüm.
  beklentiler: ciğer okumadan dolayı hep var. bunu bireysel çözemedim, ama karşılıklı çözülebiliyor.
  kendini unutma: ben neyim amk!
  ağlamak: küçüklüğüne gidip isteyip elde edemediklerini ona verip mutluluktan ağladığımı hayal ediyorum. sinirden de ağlıyorum. hep ağlıyorum.
  hediye alma: bunun aşkla ne ilgisi var?
  paylaşma: beni benimle bırakıp hem de hayatı paylaşabilmek bir mutluluk sebebidir.
  sevmek: :)) saygıyla birlikte değil tek başına kullanmayı tercih ederim. çünkü ikisini birden kullanınca sevgiye haksızlık ediliyor gibi geliyor. arada. bir de saygı daha önemliymiş gibi algılanıyor, yok öyle bir şey!
• dar anlamda erkekle kadın arasında genelde evlilikle sonuçlanan romantik ilişki. geniş anlamda ise tutku^** demek
• büyüyünce geçer, büyülenince kalır.
  
  umuyorum kim ise, büyüyünce geçeceğine inanır, büyülenmek zorunda kalmaz.
• hayalin çocuğu, hayal kirikliginin annesidir
• iki kalp arasında oynanan tiyatrodur. kalpler rollerini oynar ve perde kapanır.sonra aşk acısı çekiyorum dersin.
• kısa süreli etkisi olan bir hap.