aşk
-
duygularıyla konuşan bir insan olarak,
gerçek aşk herkesin kendi hayalindeki aşktır.yani kişiden kişiye göre değişir;hayaller,duygular,verilen değerler ortak olunca o aşk güzeldir.ta ki bireylerden biri değişene kadar... -
sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen
herkesin perde perde çekildiği bir akşam
siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun ağzında eriklerin aceleci tadı
elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası
bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun.
yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor
aralık kapılarda bekleyişin çarpıntısı
bir kadının eksildikçe ömrüme eklenen
uzun gecelerini, solgun gövdesini öpüyorsun.
uzak dağ köylerine vuran ay ışığı
kerpiçlerden saraylar kuruyor yoksulluğa
ne suların ibrişimi ne gökyüzü ne rüzgâr
sen bende gittikçe kararan bir halkı öpüyorsun. sakarya caddesi'nde sarhoşlar
rakıyla buğulanmış kaldırımlarına gecenin
yüksek sesle bir şeyler çiziyorlar.
yalnızlık her koşulda bir sığınak bulur, diyorum
uzanıp dudağımdaki titremeyi öpüyorsun.
örseler acıyla düştüğü yeri
susarak büyüyen adamların sevgisi.
ağzında pas tadıyla bir inceliği söylemek
bir gülünç içtenliktir, gecikmiş ve ezik
sen bende yanlış bir ömrün tortusunu öpüyorsun. insanın zamana karşı biricik şansıdır aşk
onca kapı onca duvar içinde bulur aynasını.
sen bende neleri öpüyorsun biliyor musun
herkesin simsiyah kesildiği bir akşam
yıldızlarla yedirenk gökyüzünü öpüyorsun.
sen bende, gözlerinin anne ışığıyla
bir solgunluktan doğan kocaman bir çocuğu öpüyorsun.
demiş canım erbaş. eminim ki böyle bir şeydir. -
kimilerine göre fizyolojik bir rahatsızlık, kimilerine göre hayata anlam katan bir duygu, kimilerine göre varlık sebebidir. tarih boyu hem filozofların hem şairlerin hem de bazı bilim insanlarının yorum alanına girmiştir. aşk, sevginin koyu, tutkulu ve kendi benliğinden bir parça bırakmayacak kadar ağırlaşan halidir. bu yüzden her ne kadar aşkla karıştırılacak kadar yoğun olsa da sevgi insanın hayatını güzelleştirirken aşk insana dair pek çok şeyi alt üst eden yıkıcı bir kasırgadır. müslümanlar'ın yüzünü her daim kabe'ye, hristiyanlar'ın isa'ya çevirmesi gibi aşıklar da yüzünü orada olmasa dahi sevgiliden yana, onun varlığını hissedebilecekleri tarafa çevirir. çevresinde sevgilisinden bir iz bulamazsa kendi içine döner, bu yüzden en sessiz acılar kendi içine dönenlerin çektiği ızdıraplardan doğmuştur. aşk, kimi zaman maziden kalan bir hatıra olamayan, mazi olacak kadar kalpten sökülemeyen dengesizlikler bütünüdür.
-
o olmadan hiçbir şey tam olarak öğrenilemeyendir.
-
şüpheyi kabul etmez. mutlak kesinlik yoksa, aşk yoktur.
-
sevmenin sanatıdır,emeğidir
-
sevebilme sanatıdır
-
sevipte kavuşamamaktır demiş aşık veysel
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap