aşk

• iki insanın birbirine bakıp, tatlı tatlı gülümsemesidir.
• şuan onu düşünmektir. aynı zaman da ben bunları yazarken siz de okurken.
  yol kenarında gülleri gördüğünde, bir çocuğun bakışında, belki yağmur tanelerinde ıslanırken, akşam pencereden bakarken...özledim...işte aşk aslında burdan sonrasını getirememektir.
• öyle bir büyü ki
  öyle bir büyü ki
  anlayamazsın
• geçici bir hastalık. bence sarhoşlar, akli melekesini yitirmiş kişiler gibi cezai ehliyeti yokmuşçasına muamele görmeliler. şahitliği, yemini, ifadesi falan geçersiz olmalı.
• ara sıra hatırladığın tatlı bir sızı belki de bir ağrıdır
• heyecan veren, aptallaştıran, vadesi dolunca hissi özlenen şey.
• "nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. sevmek! kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?"
  yusuf atılgan
  aylak adam
• ergenlik ve gençlik döneminde epik bir yücelik atfedilen ve fakat olgunlaşma çağlarına girildiğinde yerini saygı, tahammül, empati, anlayış ve hoşgörünün alması gereken, birey olamamış varlıkların hissettiği duygudurum bozukluğu. mübalağaya varan her duygu, ahval ve reaksiyon bu minval üzeredir. peki ya 30'larında 40'larında ve ilerki yaşlarda da halen bu durum devam ediyorsa? boyle durumlarda kişinin bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde ciddi travmalar mevcuttur. fakat şahsımca farklılıklar her daim bana zevk vermiş, içime umut zerk etmiştir. lakin şu da unutulmamalıdır, aslolan olgunlaşabilmek, aklı kazanabilmektir. bunun için aşıklar akılsızlar ve deliler zumresindendirler, zira akli değil hissi davranışlar sergilerler. bu karakterde şahıslar elbette toplumun renklerindendir, ne var ki toplumu teşkil eden çoğunluk konumuna gelirlerse işte orada sıkıntılar baş gösterir ve medeniyet teşekkül etmez, bilim hor görülmeye, dış dünyadan soyutlanip kuvvetini cehaletten alan, kendi dışındakilere karşı bir hodbinlik, kibir ve küçümseme boy gösterir. neticesi itibarıyla toplum (cemiyet) hayatı son bulur ve yerini cemaat (topluluk) alır. tanıdık gedim mi?
  
  not: aşk, soyut bir noktadan alınıp, somutlastirak ele alınmalıdır. fakat bunun için de felsefe ve psikoloji üzerine okumalarla desteklenerek kavramsal düşüncenin geliştirilmesi gerekmektedir. yukarıda kısaca özet geçtim. düz bir okuma yapacaj olursaniz vereceğiniz yanıt büyük ihtimal "başlık aşk üzerine, ama andaval gitmiş sosyolojik cikartimlar yapmış". eh! haklısınız...
• boktan bir şey.
• mum alevinde ısınmaya çalışma