• bu aralar, zaman ayırıp yazamadığım için bu kelimeden özür dilerim. çünkü hayatta her şey, zamanla değişiyor bilirsiniz; kelimelerin anlamları da buna mukabil. canlılar. o yüzden ben toparlayıp yazayım derken, çürüdü biraz. bu iyidir yine de, kelime silinebilirdi sözlüklerden, tdk'nın azizliğne uğrayabilirdi malum, müsaitti, ya da ne bileyim, ölebilirdim.

    on sene evvel. üniversite ikinci sınıfta, bir hazirandı. haziranın biri değildi, herhangi bir hazirandı. haziran değişiktir bence. tv'de şarkıların sözlerini bilmeden eşlik etmeye çalışan ünlüler gibi şaşkın. senkron tutmuyor. güneşi sıcak lakin yakmıyor. dört kızdık, babalar gününün hangi gün olduğu konusunda iddiaya tutuştuk. sonunda çareyi gidip, gazete alıp, bakmakta bulduk. internete mi uzaktık, artık o dönemler internet mi bize uzaktı, yoksa aramızdan birinin hayatını değiştirecek o gazeteyi mi almalıydık, bilmiyorum, aldık. o gün değilmiş, uzatmadık. birkaç gün sonra, tatilde köylerine dönmek istemeyince kızlar, part bir iş bulalım, böylece hem beraber oluruz, hem köye gitmezsiniz, hem de para verirler belki dedik. aynı gazeteyi aldık ortaya. başka gazete almaya mı üşendik, paramız mı yoktu, yoksa aramızdan birinin hayatını.. öeeh, tamam uzatmıyorum. oradan iş bulduk. aralarındaki tek istanbullu olarak ben o yaz rize'ye dedemin köyüne gittim. üçü de istanbul'da kalıp çalıştılar.

    beş sene evvel. iclerinden biri, o gazeteden bulunan işteki patronuyla evlenmiş, iki de kızı olmuştu. en büyüğümüz yirmi üçtü ve tüm bunlar hayatin henüz, baharda ihlamur kokan bir sokak oldugunu sandigimizdan olsa gerek, ne güzel tesadüftü. elbette okul bittikten sonra, hayatimizin askiyla karsilasacak, kocaman ellerle sarıp sarmalanacak, hiç otoyol kenarinda tek agactaki kuş yuvasi gibi mecbur ama anlamsiz, yeryüzünde iki milyon yıldır yağmur yağmayan antartika gibi kurak kalmayacaktik. gözümüzün kenarları düzleştirmeye çalıştığımız çokomel ambalajları gibi kırışmamış, rutin yakamıza yapışmamıştı. insan iyi şeyleri örnek göstermeye bayılır., bu hikayeyi de biz, aşkı arayan her arkadaşımıza tüm cafcafıyla anlattık. sanırım bu birine denizi gösterip, hayat güzeldir demek gibidir.

    geçen gün bitmiş. yıllarca arkadaşımın kapısında yatan adam, bir başka çalışanının yatağında yatmış, gelmemiş evine günlerce. seni seviyorum, dememiştir aylardır da bence, iki kızını bile gelip görmemiş. aşk sanırım, atamın öldüğü o odadaki sandalye gibi, kimsesiz kalmış. mahsun. ben aşk olsam, kalbim yangın yeridir.

    on yıl olmuş, dökülmüş yaldızları hikayenin. aramızdan birini okuldan sonra hiç görmedim. bir diğeri çok aşıktı mustafa'ya. adamın sessiz sedasız evlenmesi bile, buna engel değilmiş. birdenbire evlenmiş inanır mısınız mustafa? ayrılık sevdaya dahildi ya, gizli gizli görüşmek de aska dahil midir soralım attila ilhan'a toprağı bol olsun. çok kimsesizdi arkadasim eminim. şimdi, fransa kadar büyük yüzen buzullara inat, sıcacıkmış içi.kalabalikmis. aşk tüm yağmura, kışa rağmen çiçek açmakmış.

    aşk, iki ayrı evlilikte, iki zıt yerde duran yakınlarının hikayesine içlenmekmiş. aldatan, aldanan her kimse. biliyor musunuz, kelimeler canlı, ben otuz oldum, gittikçe şaşırmıyorum. her şey kerkese kadarmış, ne bol! kimse kimsenin yerine ölmezmiş, ne yasarsaniz torbanizda doluyor. bu dünya, her yazdığınızı yaşadıkça silermiş. yasayamam sanmistim, yedinci yili. on dört yazdır kiraz yedim ama o hikaye askılıkta duruyor. aksilik ya durmuyor dünya, dönüyor da dönüyor.olsun diktiğim bir fidana yağmurlar da yağdırmıştır baharlar, kim ne bilecek ki, buna içimden gülebilirim.

    bir numara büyük acı, aşk, seneye de üzülebilirim.
  • sol tarafta başlığını görünce, eski bir tanıdık görmüş gibi hem sevinmeme hem de hüzünlenmeme sebep olan olgu. gerçi sol tarafta olmak tabiiatında var bu arkadaşın, ekürisi kalp ile birlikte. yine de sağım solum tetikte, saklanmayan ebe, senden..
  • varolduğu tartışılmalı. aşk sevdiğine kavuşmadır, sevdiğine kavuşunca aşk biter.
  • her insanın hayatta en az bir kere yaşaması gereken garip bir duygudur.klasik olarak aşık olursun beraber vakit geçirirsin sonra sıkılıp ayrılırsın bu aşk değildir efendim.aşk dediğin şeyin ne olduğunu öğrenmek için öncelikle kavuşamayacaksın ki değerini bileceksin.sonrası kendisi gelicek zaten...
  • çok bekledim ben onu, usandım.
    peşinden belki de hiç koşmadım, hakettim, onsuzluğu...
    çok gözyaşı döktüm, kimseler duymadı.
    kalbim çok acıdı, bilen olmadı...
    aşk sandığım şey-ler belki de hiç değildi, bir istisna dışında. ona yıllar sonra, hâlâ aşktı diyebiliyorum..
    neyse..konumuz bu değil..
    bahar hep aldatır. kalbe gelen sadece o tatlı esintisidir.. sonsuz yağmurları, gene gözlerdedir, bilen, silen olmaz..
    aşk, bir oyun olsaydı keşke, sadece...
    çocukluğun yaramaz odalarından çıkarıp çıkarıp oynadığımız.
    ama bendeki aşk.. sadece kırık dökük bir oyuncak. elimde parçalanan.. bana ait olmayan... hiç... belki de hiçbir zaman!
  • arabanın içindeyim.

    bilmediğim bir radyo
    bilmediğim bir şarkı söylüyor.
    gitmem lazım.
    yolda beni bekleyen kaplumbağa hızında binlerce ateşböceği var.
    arkalarında kalacağım böyle giderse.
    biliyorsun ateşböceklerinin ışıkları gözümü alıyor
    düşler kuruyorum sonra.
    dünya geride kalıyor; yavaşlıyor hayat.

    elinden bir şey düşürse şimdi.
    gidip yardım etsem.
    ama kocaman çantası.
    elinden bir şey düşürmez ki.

    gözlerim dikiz aynasından bıkmış.
    boynum geriye bakmaktan yorulmuş.
    rahat değilim.
    orada duruyor oysa.

    ayrılırken dönüp arkaya baktığım için kızıyorsun.
    kızma

    ben onun bana ihtiyacı olmasına aşık olmuşum.
    tabi ki durup bakacağım arkaya.
    ben onun bana gülümsemesine aşık olmuşum.
    ya bana ihtiyacı olduğunda bulamayıp asılırsa yüzü.
    ben onun bana bakmasına aşık olmuşum.
    ya bakar da benim baktığımı göremezse.

    ben ona aşık olmuşum.
    tabi ki durup bakacağım arkaya.
    önde her zaman ateşböceklerinin ışığı olur.
    ya gözünü alırsa.
  • insanın başına en çok dert bundan gelir!
  • konuşmak istediğinde, sebeplerin sessiz olması gerekendir.
  • aşk yapıcı yaratıcı duygudur sevgi ile gelişir ruhun ilacıdır.
  • din gibi bir şey. hayat standartlarımızı değiştiren ve hayatımızın her noktasında bir şekilde bulunan bir şeymiş bu. insana kendini bile kaybettirip tekrar kendine getirdiği bile oluyor. eskiden zavallı eylemi olarak adlandırırdım, zavallı kaldım şimdi sanırım. din değiştirmek nasıl zorsa sanıyorum ki tekrar aşık olmakta o kadar zordur.

    ancak din olgusundan daha karmaşık buluyorum. adına o kadar film, müzik, destanlar boşuna yazılmış derdim, yanılmışım. herkes kendisinin leylasıdır, mecnunudur. hadi bakalım aşk çocuğu reflesh.
hesabın var mı? giriş yap