• sefarad bir arkadaşım da demişti zamanında bunu kendisiyle dalga geçerek, bütün nobel alan, elf gibi gezinen, uzun boylu, güzel yakışıklı ödüllü tanınmış yahudiler hep aşkenaz, bizse işte böyle ispanya'dan gelmiş kıvrık burunlu kısa boylu tıfıl kavruk kendi halinde tüccarlar şeklinde takılıyoruz derdi. nobelli oskarlı tanıdığın ünlü yahudi kim varsa aşkenazdır garanti demişti. bilmiyorum tabii incelemedim ama o öyle dediyse öyledir kanaatindeyim. ki söyleyen de güzel biriydi, kendisiyle o kadar dalga geçmesine rağmen.
  • ortalama iq skorları baz alındığında yanlış olmayan önermedir.

    buna ek olarak aşkenazilerin nobel ödülü sahipleri arasındaki yüksek oranları, insanların çoğunluğunun eğitimli olmadığı dönemlerde azınlık oldukları ülkelerde yüksek entelektüel birikim ve beceri gereken meslek gruplarındaki reprezantasyonları, günümüzde nitelikli üniversitelerdeki ve entelektüel camiadaki üstünlükleri üzerinde düşünülmesi gereken göstergelerdir.

    mevzuyu varsıllığa ve lobiciliğe indirgeyenler, büyük olasılıkla yeterli biyografi okumamışlardır. sosyolojinin babalarından émile durkheim dezavantajlı bir ailede dünyaya gelmiştir. bilim kadınlarına ilham veren rita-levi montalcini (bkz: rita levi montalcini/@highpriestess) hem mussolini dönemine denk gelmesine, hem de kız çocuğu olduğundan ailesinden büyük baskı görmesine rağmen nobel almıştır. milton friedman'in annesi ve babası sıradan insanlardır lakin friedman daha okul döneminde bile yetenekli bir öğrenci olduğunu belli etmiştir. bunlar istisnai örnekler olmayıp, çoğaltılabilir.

    aşkenazilerde bazı genetik faktörlere ek olarak önemli tarihsel dinamiklerin de etkin olabileceğini kabul etmek, eğer soy içi üremenin bazı genetik hastalıkların taşıyıcı frekanslarını doğrudan etkilediği somut olarak biliniyorsa içe kapalı bir etnik grubun başka özgün özelliklere de sahip olabileceğini düşünebilmek gerekir.

    yahudilerin zekalarından söz ederken sefarad ve aşkenaziler arasında bir ayrıma gitmek elzemdir zira yapılan testlerdeki ortalama sefarad iq'su ortalama aşkenazi iq'suna göre geridedir. aşkenaziler, ortalama iq seviyelerinin yüksekliği ile tanınan uzak doğu ülkelerini bile büyük bir farkla geride bırakmaktadır.

    çoğu toplumsal olgunun analizinde olduğu gibi bu da iki ana başlıkta incelenebilir:
    1) genetik
    2) çevre

    1) genetik:

    genetik üzerine okuma yapan her insan, aşkenazilerde çeşitli genetik hastalıklara dikkat çekici oranda sık rastlandığını görecektir. bir örnek olarak, canavan hastalığı verilebilir. (bkz: canavan hastalığı/@highpriestess)

    farklı etnik gruplardaki taşıyıcı frekanslarını görmek isteyen biri aşağıdaki listeye göz atabilir:

    taşıyıcı frekansları

    görüldüğü gibi, gaucher hastalığındaki durum epey dikkat çekicidir. dünya genelinde 1/150'ye yakın bir oranda seyrederken, aşkenazilerde 1/15 gibi yüksek bir oran söz konusudur. yine tay-sachs hastalığında bu oran 1/30 iken, niemann-pick'te 1/98'dir. bloom sendromuna da aşkenazi yahudilerinde diğer etnik gruplardan daha yaygın rastlanmaktadır.

    bu durum pek çok araştırmacının dikkatini çekmiştir. utah'taki bir çalışmada, bu hastalıkların taşıyıcılarında, hayatın erken evrelerinde merkezi sinir sistemi modülasyonunun farklı olabileceği ve bunun iq seviyesini yükseltebileceği öne sürülmüştür. aşkenazilerde sık görülen genetik hastalıklar iki ana kümeye ayrılmıştır:

    1) sfingolipid bozuklukları (tay-sachs, gaucher, niemann-pick bu kümededir)
    2) dna onarımı bozuklukları (bloom, fanconi, brca1 mutasyonları bu kümededir)

    bu gruplamalar üzerinden de çeşitli "hipotetik" moleküler mekanizmalar ortaya atılmıştır.

    örneğin brca1 ile ilgili hipotez şudur: brca1 embriyonik ve yetişkin nöral kök hücreler tarafından ifade edildiğinden ve hücresel çoğalmayı aşağı yönde regüle ettiğinden heterozigotlarda kusurlu bir brca1 geni taşımanın, kognisyonu iyi yönde destekleyecek bir şekilde sinirsel büyümeyi serbest bırakması muhtemeldir.

    gelgelelim bu tür çalışmalar, eleştiri de almıştır. skin deep: dispelling the science of race adlı eserde taşıyıcı frekanslarının yeterince yüksek olmadığı öne sürülmüş ve tay-sachs gibi durumların fransız kökenli kanadalılarda da yaygın görüldüğüne dikkat çekilmiştir.

    2) çevre:

    her ne kadar ilk bakışta mantıksız gibi görünse de, yahudi-roma savaşları yahudiler için kültürel bir dönüm noktası gibi değerlendirilebilir.

    yahudi-roma savaşları'ndan sonra yahudi cemaatindeki güç dengeleri değişmiştir. musevilik'teki dini liderlik vasfının kudüs rahiplerinin tekelinde olmaktan çıkması, musevilerin tevrat'ı kendi dilinde okuması ve oğullarına okutmasının gelenekselleşmesinin zeminini hazırlamıştır. bu durum doğal olarak okuryazarlığa önem vermeyen bir dünyada yahudilerin, henüz milattan sonraki ilk asırlarda okuryazarlıkta farklı bir konuma gelmelerine yardımcı olacaktır.

    bu açıdan bakıldığında, diaspora yaşantısı süren yahudilerin sonraki dönemlerde kendilerini toplumda ihtiyaç duyulan insanlara dönüştürmelerinde yüksek okuryazarlık oranlarının bir belirleyici olabileceği ve lobicilikte başarılı olmalarının asırlar sürmüş diaspora yaşantısının kenetlenmeyi mecburi kılmasından doğabileceği düşünülebilir.

    takdir edersiniz ki okuryazarlık sözleşmeli iş yapma ahlakının da önünü açar. yahudilerin içlerinde yaşadıkları toplumlarda göreceli olarak nüfusun az bir oranını teşkil etmelerine rağmen yüksek entelektüel birikim ve beceri gereken meslek gruplarında kendilerini diğer etnik gruplardan daha erken dönemlerde göstermiş olmaları yüzyıllar öncesinden gelen bu tür geleneksel avantajlar ile ilişkilendirilebilir.

    * * *
    ps: bu yazı kesin bilgi içermeyip hipotezler ve varsayımlar barındırır.
  • ırkçı ve faşist bir söylemdir. ırkçılık sadece belirli bir güruhu etnik kökenlerinden dolayı yermek değil aynı zamanda belirli bir güruha etnik kökenlerinden dolayı yücelik atfetmektir.

    söz konusu iddianın ve yazının sahibi arkadaş muhtemelen her yıl, kendisiyle benzer görüşlere sahip bir başka ırkçı ve faşist grubun yol açtığı holokost faciasının yıl dönümünde göz yaşı dökmekte. ne kadar ilginç.

    bilimsellikten uzak bu iddia ve açıklamaların ekşi şeyler isimli sözlük platformunda yayınlanmış olması ise büyük bir skandaldır. ekşi sözlük'ün güvenilirlik ve tarafsızlığına dair ibretlik bir vesika olmuştur. ekşi sözlük belirli lobi ve gruplar tarafından sürekli olarak manipüle edilen bir online platform haline gelmiştir.

    ayrıca yazıyı inceledim. benzer hipotezlerle çemişgezek köylülerinin de dünyanın en zeki ve en güzel görüntüye sahip insanlar oldukları iddiasında bulunabilirsiniz. ortaokul terk biyoloji bilgisine sahip insanların götüyle güleceği bir yazı özetle.
  • genetik yönünü bilmiyorum fakat yeni çağ ve yakın çağda çıkan ilginç avrupalı insanların çoğu yahudi. bunun genetik olaylarının yanında kapalı ve baskı gören bir toplum olmalarının etkisi büyük bence. bazı yönlerden dezavantajlı olmak sizi üst noktalara çıkarıyor. anti semitizm 11. yy'da bile ingiltere'de var. böyle bir toplum mecburen yaşamak için, saygınlığını arttırmak için çabalamak zorunda. bir ''craving'' mevzusu var bu işin içinde. köylü çocuğu, fakir ailelerin çocukları da böyledir. bunlar bulundukları ortama bağlı olarak daha kurnaz, daha çalışkan olurlar. ülkemizdeki iyi üniversitelere, liseleri daha çok bunlar oluşturur çünkü zenginin böyle bir arzusu olmaz. onlar zaten para denen hedefe ulaşmış, nasıl harcayacaklarını düşünürler.
  • şanslılar
hesabın var mı? giriş yap