• yıl: 2002
    yer: tunceli

    bolu komando tugayın'dan tunceliye geldik, bir süre kaldıktan sonra operasyon için hazırlıklar başladı. binbaşı tüm taburu topladı, sert görünümlü babacan bir adamdı, herkes çok severdi oda askeri aynı şekilde severdi.

    klasik gaz alma verme işleminden sonra hazırlıklar başladı ve büyük gün geldi çattı.stres had safha da idi.daha önce hiç gerçek çatışmaya girmemiştik; fakat herkes bir pusu anında ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu.

    toplanma alanın'dan unimog'lara bindirildik ve yola çıktık.önümüz den 2 tane supercobra keşif için gitti.etraf alabildiğine dağ taş ve mağara ile doluydu, nerelerden gelebileceklerine dair hiç bir fikrimiz yoktu, yanımızda bir uzman çavuş vardı bizden daha tecrübeli olduğu soğukkanlı duruşundan apaçık belliydi.sert bir ifadeyle"burada ben yok arkadaşlar herkes herkesin götünü kollasın" diyerek sustu.

    operasyon bölgesine geldiğimizde telsiz den bir anons geldi. kürtçe olarak " bolu hoşgeldin bolu ".hepimiz şaşkınlık la birbirimize bakıyorduk. bunlar bizim bolu taburu olduğumuzu nereden bildiler. o an dan itibaren adamların her attığımız adımı bildiğin'den şüphemiz olmadı ve bizi daha fazla strese soktu,resmen psikolojik savaş veriyorduk bir anlamda.

    alibogazı mevkine geldiğimizde zpt nin biri büyük bir patlamayla havaya uçtu.uzman çavuş herkes dışarı atlasın siper alııınn! diye bağırdı.heryerden rpg ve ak-47 sesleri geliyordu pusuya düşmüştük.ben ve benim gibi birkaç kişi donakalmıştı ne yapacağımızı bilemez hale gelmiştik, ardından ardahanlı mehmet çavuş hepimizi sıradan tokatlamaya başladı o an kendimize geldik ve kendimizi kamyondan dışarı attık.değil karşılık vermek kafamızı bile çıkaramıyorduk,çaprazdaki tepede bir doçka mevzisi vardı bunun susturulması gerekiyor aksi takdirde çok kayıp verecektik.

    derken havada bir gölge belirdi. önden keşif için giden supercobra dan biri rambo filmin den çıkmışçasına tepemize dikildi.ve doçka mevzisini yoğun ateş altına aldı ve o andan itibaren avantaj bize geçmişti.keleş sesleri yerini g3 sesine bırakmıştı,araçlarla eş zamanlı ilerlemeye başladık,tamer yüzbaşı yanımıza geldi ve dedi ki;aslanlarım allahın izniyle çıkacağız buradan gebertin şu köpekleri mühimmatı idareli kullanın dedi ve uzaklaştı.

    teröristler çok kalabalıktı fakat çekindikleri birşey var hissine kapıldım bir an; çünkü ortalık birden çok sessizleşti ,demeye kalmadan bir skorksy 50 metre gerimize indi ve içinden bir tim bordo bereli indirme yaptı.adamlar psikopat gibi siper alma ihtiyacı bile hissetmeden attığını indiriyordu,birden allahuekber nidalarıyla bizde gaza geldik ve kalabalığı yarmaya bordo berelilere koridor açmaya başladık, leşler teker teker düşüyor kalanlar canlarını kurtarmaya domuz gibi kaçmaya başladılar ,mermi sesinden kulaklarım çınlamaya başladı okadar yoğun bir ateş vardı ki;barut kokusu artık boğazımızı yakmaya başlamıştı.

    çatışma iki saatten fazla sürdü.sanki her saniyem acaba nereden mermi gelecek,vurulsam çok acırmı diye düşünmekle geçti;ama kırılma anı özel kuvvetlerin gelmesi ve cobra nın mevziyi vurmasıydı ,yoksa oradan canlı çıkamaya bilirdik.aq duk hepsinin lan şaka maka.
  • geçen g3 ü çektim, tatatatatata tarıyorum, sonra subayım geldi komutanım bizim envanterde g3 yok siz askerliği yazıcı olarak yapıyorsunuz elinizdeki de 2000lerden kalma klavye ondan çat çat ses çıkarıyor dedi.
  • bu anlatacağım mevzu yıllar önce yaşanmıştır peşin söyleyim inanıp inanmama mevzusu tamamıyla size kalmış ve inandırma çabası gütmeden anlatıyorum.
    her insanın bir limiti vardır ve bu limit zorlandığı zaman kedi aslan olur.
    isim vermeden anlatayım da ortalık karışmasın.
    judah abiniz askere geç gitmiş sivil hayatında kendi görecesince başarılı psikolojik olarak güçlü bir abinizdi. judah abiniz tim çavuşu olarak yaptı askerliğini doğuda bingöl genç/diyarbakır hani arasında bir dağ karakolun da-hani bu nefes filminde ki gibi bir yer- judah sakin soğuk kanlı bir insan evladı lakin bilinmesi gereken bir nokta var ki hakkında çizgisi geçildiği takdirde judah bir gladyatöre dönüşebilir ki işin sonu beğenilmeyen noktalara gidebilir.neyse konuya devam edelim.

    judah karakola ayak bastığı ilk gün karakolunun 6 ay önce saldırıya uğradığını çatışmanın 10 dakikadan az sürdüğünü rpg yediğini öğrendi-zaten duvarlarda ki fişek delikleri vs ile insanın görmeme imkanı yok. lakin hikayemiz bu noktadan itibaren öyle çatışmalı mevzulara gitmeyecek , karakol komutanının değişmesi ardından gelen yeni karakol komutanı kıdemli başçavuş olur kendileri, karakolun bütün huzurunu kaçırmıştı karakola geldiği dönem benim askerliğimin 7-8 ayı olmuştu sanırım, yeni gelen karakol komutanı tam bir ruh hastası geceleri dualar okur elini yüzünü mevzilere , makinalı tüfekler sürer ,gece abuk sabuk saatlerde karakolun içinde fişek patlatır -aklinca. askeri kontrol edecek- zorla mescite çağırır gelmeyince eleştirir, yolda gördüğü her eri durdurur ayetlerden örnek verir-tomurcuklu memeler- gibi psikolojisi bozuk olan askerin psikolojisini daha çok yıpratırdı, aksi gibi karakol içinde düzenlenen masa tenisi veya tv izleme gibi aktiviteleri kısıtlar yapabilir ise kaldırırdı. evet telefonun bile olmadığı bir karakolda tv kaldırmaya çalışmak askeri çıldırtma eşiğine getirir. bu süreç işlerken ben judaha pek dokunmadı , karakolun işleyişinin bir problemi yoktu hatta karakolda bulunan bir çok cihazın tamiri bakımı kullanilamayan makinalı tüfeklerin tamiri tadilatı bende olduğu için pek üstüme gelmezdi lakin aramızda ki su çabuk ısınmaya başladı.- bu arada belirli süreler ile karakolda ki asker araziye çıkıyor ki arazinin psikolojisini bilenler bilir- bu süreç içerisinde yapılan bütün kısıtlamalar bütün eğitimler - evet usta birliğinde eğitim devam ediyordu bizde- izin kullanamamak ve gecenin kör saati kafasına göre dualar ve kutsamalarin sonucunda iyice gerilmiştim ve bir gün bir mevziye sineklerin sarması sonucu askerliğimi uzatmak istedi ve bu aramızda ki soğuk savaşın sıcak savaşa dönmesine vesile oldu. savunma yazıldı ve imzalandı - bulunduğum yerde su yok asker banyo yapamıyor bitlenmiş haspam 10 sineğin hesabını bana soruyor- neyse sabah içtimasında konuşmaya başladı şöyle karakol böyle asker ve konu benim savunmama geldi işte bu nokta benim kedi olmaktan aslan olmaya adım attığım ilk nokta olmuştur , kendisi konuşurken dudaklarımdan nasıl olsu bilmiyorum şu kelimeler döküldü " arazi de seni vurmayanin da anasını avradını silkeyim" sonrasını parça parça hatırlıyorum denilebilir, üzerime cullanıp elimdeki tüfeği almaya çalışmalar itismeler kakismalar ve tekmelerin yumrukların havada uçuştuğu bir 5-10 dk içinde başçavuş kuyruk bacak arasında kaçtı gitti ben ise yediğim zopa ile kaldım. beni karakoldan diğer rütbeliler sayesinde gönderemedi, bir daha asla araziye birlikte çıkmadık- zaten araziye pek çıkmak istemez korkardı- hatta o süreç içinde parça parça çok fazla izin kullandı açıkçası tepkiler çok büyümüştü kendisine, karakolda olduğu zamanlar da ise pek fazla odasından çıkmadı , benim savunma işleme konulmadı. askerliğim uzamadı, tezkere için gelen helikoptere de binmedim ikinci gelişinde zorla götürdüler bindirdiler kaldı ki fırsatını bulsaydim ben kendisini vururdum lakin bu fırsat elime hiç geçmedi. umarım bir gün sivil hayatta birbirimiz ile denk geliriz sen ve senin yalaman o eskişehirli cılız uzman o yaptığınız eziyetlerden dolayı suratınıza tükürmek bile yetersiz kalır.
  • benim de var artık.bir iş sebebi ile askeriye içerisine sivil olarak girmiştim. işlerimi hallettikten sonra patch almak istedim.o sırada arkadaşım 3 yıldızlı apoleti işaret ederek "bu nedir?" diye sordu. ben ise "vatka askerler omuzlarına takıyorlar."dedim.o sırada çok yıldızlı bir abimiz arkamdan yanaştı ve " onu takabilmek için insanlar yıllarını veriyor ben olsam vatka demezdim.sakın onu takıp dolaşmayın buralarda." dedi. utancımdan yerin dibine girdim.

    hala askeri rütbeleri bilmiyorum. biri gelse komutan mı er mi anlayamam ama yıldızlı şeylerden uzak durmamız gerekiyor. onu çok iyi anladım.
  • 2002 yılı tuzla piyade okulu.
    alayda tahmini 1200 civarı asteğmen adayı var. kura çekimlerindeyiz ben 1036'ncı sıradayım torbada 35 - 40 civarı istanbul var.
    dedim kesin istanbul çekeceğim. attım elimi çektim 'ağrı doğubeyazıt'.
    üzerinden 20 yıl geçti...
hesabın var mı? giriş yap