• karizma kelimesinin türkçe'mizin "kıta sahanlığında" bile olmadığı yıllarda, kâh pardesüsü ile, kâh pelerini ile "aslan yüzüne rağmen" sadece kadınların arzu odağı değil, "benim" diyen erkeklerin bile "yerinde olmayı dilediği" adam olmuştu.

    aslandı falan ama, nazik bi aslandı, çok zor duruma düşmezse "zora baş vurmaz", gereksiz yere kimseleri incitmezdi. tersi pisti ama, neticede yırtıcı. ses tonu da pusluydu abinin. o ara "etraftaki ucubelere, dış görünüşüne göre dawranmayalım" fikri sabit olmuştu halkın zihninde...

    o zamanlar 30'lu yaşlarında olan bi teyze'ye gidip sorsak "bre diyze vincent hakkında ne dersin" diye, ilk cewabı "çok çekti çook" olacaktır eminim.

    ek olarak (bkz: ron perlman)
  • nasıl unutulmuş hayret; bu hayvan adam vincent ile manevi babası falan yerin altındaki borulara vurarak bi nevi mors alfabesiyle haberleşiyorlardı. hatta o zamanlar kaloriferlerden ne zaman tak tuk sesler gelse "anaa vincent mesaj yolluyo" vs diye geyikler yapılırdı.
  • yanlış hatırlamıyorsam ilk bölümünde kızı çiziyorlardı*; bu abimiz de kızı inine götürüp tedavi ediyordu. yüzü gözü düzeliyordu kızın.
    güzel kardeşim; madem öyle bir merhemin var yüzü gözü düzeltiyor, neden kendine de sürmüosun? ee terzi kendi söküğünü dikemezmiş.
  • ron perlman tarafindan oynanmi$, gercekten de gonullerde ayri bir tad birakmi$ bir karakterdi. hepsinden once o aglak kopek suratli catherine*'e tahammul etmesi bizim icin kahraman yapardi vincenzo'yu, hani bazen cekilecek dert degildi o bayanin suratina bakmak. helal sana bu yollar vincenzo, yuru kocu...ehoh aslanim. evet evet, kelimenin tam anlamiyla "aslanim benim" vincenzo.
  • ailecek izlediğimiz modern bir güzel çirkin yorumu idi
    nedense bu diziler pek rağbet görmüyor artık (bkz: yilan hikayesi)
    bigbirader dün akşam bu adamın suratının gerçekten öyle olduğunu falan iddia etti. hatta dizi için düşünülmüş lmasının en büyük sebeplerinden biri de buymuş
    sonra meatloaf i'll do anyting for love diye bi şarkı yaptı onun da klibi falan aynı hikaye
  • linda hamilton gibi o zamanın daş hatununu bize tanıtmış, çocukluğumuzda sıkca dayak yememize neden olmuş, yavşak karakter.
    şöyle ki;
    bu adamın(vincent) halkı yer altında borulara vurarak haberleşiyolardı. biz de onlara özenen mahalle veletleri olarak sokağımızda bulunan dsi'nin su deposu tesisinin borularını zopalardık. bi müddet sonra sese gelen(bkz: sese gelmek) tesis bekçisi ya da sesten bunalan yaşlı bi mahalle sakini tekme tokat kovalardı bizi. onca dayağa rağmen vazgeçtik mi? tabii ki de hayır. mahalle diyorum, velet diyorum...boruları da dövdük, dövüldük de...
  • kanalizasyonlarda yasardi. oralarda kendi ortamını yaratmıs, kendini kabul ettirmişti. camianin içinde her zaman bir bok yedi başı, fitne fücur, ibne kişi çıkardı o bi pislik yapardı vincent bokları temizlemeye çalısırdı. bir doktor vardı ki ben pek severdim yasli kurdu. vincent'in manevi babasiydi. atesten korkan bir abimizdi bu aslan adam yani ööle çokta cesur yürek degildi kendileri. tayt gibi şeyler giyerdi bir kez dahi bu vincent denen şerefsizi insan gibi pantolonla gömlekle görmedim abuk sabuk çullara sararlardı garibimi.
  • ketriiiiiiiiiiiiin diye bağırışının ekosu kulaklarımda hala..
    dokunmadan sevebileceğimiz bi abiydi kendisi..
  • bir zamanlar tv ekranlarinda boy gosteren saglam bir dizideki bas karakter. yari aslan yari insan bir sahis. cathrine' in manitasi.
  • geçenlerde televizyonda rastladım hangi kanaldı hatırlamıyorum.. 2. sezondan bir bölümdü.. o kadar büyük bir nostalji yaşadım ki.. o kadar büyük biriydi ki aslan adam benim için.. hem korkardım izlerken hem de o kadar çok severdim ki onu.. çocuklarla olan diyalogları, önceleri çocukların ondan korkmaları sonradan onu sevmeleri.. kendimi ordaki çocukların yerine koyar, aslan adamla tanışmak isterdim hep... keşke tekrar rastlasam da izlesem diyorum kaç gündür..
hesabın var mı? giriş yap