• maalesef üstü örtülmüştür. geçmiş olsun.

    "olay, bodrum’da 21 temmuz 2010 tarihinde meydana geldi. ahmet bayer’in yalıkavak beldesindeki evinin balkonundan düşen baş’ın neden düştüğü belirlenemeyip adli makamlarca incelemeye alındı. bilirkişi raporları, 2003 yılının mankenler kraliçesi aslı baş’ın intihar etmemiş atıldığını yazmıştı: bunun üzerine ahmet bayer ve iki oğlu yargılanmaya başlandı. yapılan incelemelerin usülsüz olduğunu ileri süren ahmet bayer oğullarının suçsuz yere içeride yattığını ifade etmiş ve incelemelerde bulunan bilirkişilerin doğru tesbit yapmadığını mahkemeye sunmuştu. bunun üzerine mahkeme yeniden bilirkişi oluşturulması yönünde karar verdi, sonra ahmet bayer’in küçük oğlu volkan bayer tutuksuz yargılanmaya devam etti. büyük oğlu hakan bayer de 18 ay muğla cezaevinde yattı. bilirkişilerin raporları mahkemeye sunmasının ardından dün akşam saatlerinde mahkeme heyeti tarafından incelenen raporlar dahilinde volkan bayer’in de tutuksuz yargılanmasına karar verildi.

    ahmet bayer’e süpriz

    oğlunun serbest bırakılacağından haberi olmayan işadamı ahmet bayer ise, işleri nedeniyle istanbul’da haberi aldı.bayer, oğlunun serbest bırkıldığını duyunca büyük sevinç yaşadı ve "adaletin yerini bulduğunu" ifade etti. ilk uçakla bodrum’a geleceğini anlatan ahmet bayer, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “benim için sürpriz oldu, çıkacağını bilmiyordum çok sevindik. adalet yerini buldu. benim ailem bu olayda suçsuz. boşuna yargılanıyorlardı. ben boşuna yargılandım. aslı baş intihar ettiğini söyledik ailesi inanmadı. onlara da bir şey diyemiyorum acılı bir aile evlatlarını kaybetti. ben ve oğullarım bu olayda suçsuzdur. benim oğlum suçsuz yere 18 ay yattı. bilirkişi raporları aslı baş’ın intihar ettiği yönündeydi ama oğlum yine cezaevine gönderildi. biz adalete inanan insanlarız adalet yerini buldu.” "

    http://gundem.milliyet.com.tr/…t.htm?showpageskin=1
  • kadına karşı şiddetle alakalı konuşulması gereken en önemli olaylardan biridir. ama maalesef ineklerin sütünün içilmesinin taciz olup olmadığı kadar dahi tartışılmamıştır. (bkz: ekşici ikiyüzlülüğü)

    gencecik bir kadının gördüğü sistematik psikolojik şiddetin ardından fiziksel şiddetin dozunun artması sonucu hayatını kaybetmesi üzerine intihar süsü verilmeye çalışılan ve teknik raporlarla cinayet olduğu ortaya koyulan bu olay maalesef türkiye'de adaletin tecellisinin ne kadar geciktiğinin bariz kanıtlarından biridir.

    hatta adaletin tecelli edip etmeyeceği dahi şüphelidir. zira aslı baş cinayeti adalet sisteminin fetönün ellerine teslim edildiği bir dönemde işlenmiştir. (bkz: aslı baş cinayetinde paralel parmağı)

    üzerinden on yıl geçmiş bu olayın bir sonraki duruşması 24 eylül tarihinde yapılacak, takipte kalın.

    (bkz: unutulmaması gereken başlıklar)
  • kızın resmen atıldığını, ben bile cnbc-e polisiye dizilerinden edindiğim izlenimlerle, üstelik tost makinası kalitesindeki görüntüden algılayabiliyorsam, olayın üzeri örtülmekte olduğu kesin olan cinayettir.
  • muz cumhuriyetinde bugün. aklıma aşağıdaki atasözü geldi.

    paran varsa cümle âlem kulun, paran yoksa tımarhane yolun.
  • 2010 yılında ahmet bayer isimli bir kodaman tarafından öldürüldü. bayer güçlüydü, zengindi, önemli yerlerde adamları vardı. apaçık şüpheli ölüm olmasına rağmen savcı intihar işlemi yaptı.

    halbuki hastanede alınan ilk ifade de bayerin oğlu aslı’nın kaza sonucu düştüğünü söylemişti. bir kaç saat arayla kazayla düştü ve intihar etti diyen iki aykırı ifadeye rağmen savcı büyüklerinden gelen talimat ile intihar işlemi yapmayı uygun gördü.

    aydın doğanı arayacak kadar medyada etkinliği olan ahmet bayer şu haberi bile yaptırdı.

    [http://https/https://www.google.com.tr/…07/24/kokain_alip_atladi

    bu sahtekarlar aslı’nın kokain içtiğini iddia ediyorlar. halbuki aslı’nın kanından alkol bile çıkmadı.

    iki yıl sonra aslı’nın avukatı dosyayı ele aldığında ahmet bayer ve oğulları tutuklandı. belden aşağısı tutmayan bayer sakat olduğu için adli kontrolle serbest kaldı.

    tabi boş durmadı. iki yıl sonra yeniden ortaya çıkan bu tehlike bertaraf edilmeliydi. önce kamuoyuna ağlaması gerekiyordu. bunun için ayşe armanı tuttu. iğrenç bir röportaj yaptı. bu iğrençliğe ayşe arman adında ki ... çanak tuttu.

    [http://https/https://www.google.com.tr/…ama-degil-olume-21415899

    dosya iki yıl sonra yeniden ele alınmasına rağmen cinayeti gösteren deliller o kadar güçlüydü ki bayer kapanı kısılmıştı. adeta denize düşmüştü. tabi yılana sarıldı. fetönün pis işlerini yapan ihsan kalkavan adında ki başka bir kodamanı aradı. kalkavan bankasyanın kurucu ortağı hem iktidarı hem cemaati idare edebilen tam bi yavşak. derhal fetönün muğla imamını aradı. imamda bayeri. pazarlıklar yapıldı. sonunda fetönün merter kolejine üçyüzbin tl bağış yapıldı. ve fetö imamı adli tıp dahil çalışmaya ve bayeri kurtarmak için görüşmelere başladı.

    bunlar iddia değil. çünkü bütün bu görüşmeler bayerin dinlemeye takılan telefonundan çıktı. üstelik fetö imamının yaptığı ilk iş bu telefon kayıtlarını sildirmek olmuştu. buna rağmen aslı’nın avukatı bu kayıtları ortaya çıkardı ve suç duyurusunda bulundu. beş yıl sonra fetöye yardımdan davanın açılması bile bu davanın üstünde örülen sis perdesinin yoğunluğunu göstermektedir.

    https://m.aksam.com.tr/…yardim-davasi/haber-1002087

    nereden tutsan irin akıyor. ne diyeyim adaletinizle bin yaşayın!

    yıllar geçti. dile kolay on yıl olmuş aslı öldüreli. ve hala ahmet bayer nüfuzu ile parasıyla kendini aklamaya çalışıyor.

    ama birşeyler oldu. intihar süsü verilen çok sayıda cinayet olayı ilk defa bu olayda uygulanan bilimsel yöntemlerle açığa çıkarıldı. ve cinayet masasında çalışan polisler ve avukatlar bu olay sayesinde daha dikkatliler.

    savcı ahmet bayerin oğlu hakan için ağırlaştırılmış müebbet cezası istemiş, yargı esnafları aracılığıyla ahmet bayer bu işten bir şekilde yırtmak istiyor. son gelişmeyle birlikte bu işin o kadar kolay olmayacağı görünüyor. 24 eylülde karar duruşmasınla on yılı aşkın adalet mücadelesinin sonucunu hep birlikte göreceğiz.
  • " bayer ailesi, tüm aksi delillere rağmen cinayetten beraat etti. haklarındaki fetö dosyası kapatıldı. geriye herkesin bildiği sırlar kaldı.

    cumhurbaşkanı erdoğan, 2014’te fetö’yü anlatırken “bu yapının kirli cinayetlere bulaştığını görüyoruz” demişti.

    ama hiç görmemiş gibiydi. zira, fetö borsası’nda nam salmış avukatların bayer ailesini de kurtardığı ciddi bir iddia olarak dillerde.

    şimdi herkes kör rolünde. gün gelir, açılırlar. "
  • münevver karabulut'un katili cem garipoğlu, şule çet'in katilleri berk akand ve çağatay aksu ve son olarak hakan bayer bütün bu adamların ortak yanı paraları olduğu için istedikleri her şeyi yapabileceklerini düşünmeleri... ve devletin kurumları o kadar yozlaşmış ki aslı baş öldürülüyor ve onca şüpheli duruma rağmen intihar denilip dosya kapanıyor.

    kokuşmuş bir şeyler var. tabii danimarka krallığında...

    edit: dosya kapanmamış karar duruşması 24 eylül'deymiş.
  • on yıl önce işlenen cinayetle ilgili son gelişme. katil zanlısı ahmet bayer cinayetten yırtmak için fetönün kolejine para aktarmış.

    http://www.cumhuriyet.com.tr/…e_rusvet_iddiasi.html

    https://m.aksam.com.tr/…yardim-davasi/haber-1002087

    cinayetle ilgili sosyalist feminist kollektifin bildirisi.

    [http://http/http://www.sosyalistfeministkolektif.org/…istiyoruz

    mehveş evinin yazısı,

    [http://https/https://www.google.com.tr/…-bey-ve-ogullari-1740785
  • türkiye'de belirli konularda ikiyüzlülük var. bu ikiyüzlülüğün olduğu yerlerin başında da medya geliyor. kadın cinayetleri, kadına şiddet sorununun çözümü konusunda toplumda bir mutabakat var. emine bulut'un öldürülmesinden sonra hemen herkes daha da kenetlendi. ancak iş "benim mahallemin kadını", "senin mahallenin kadını" ayrımına dönüşünce meselenin kadın cinayetleri olmadığı anlaşıldı.
    bu ülkede genç bir kızın sırtında sopa kıran adam hâlâ ekranlarda, gazete köşelerinde ahkâm kesiyor. bu konuda kaç tane yazı yazdım, ekranlarda söyledim unuttum bile. bazı kadın yazarların niye samimi olmadığını anlamış olduk. hadi o gazeteciyi geçtim, 2010 yılında genç bir kadın intihar süsü verilerek vahim bir cinayete kurban gitti. adı aslı baş'tı.
    aslı baş cinayeti konusunu medyada en yakından takip eden ve bu meseleyi gündemde tutan iki kişiden biriyim. son 5 yılda birçok yazı yazdım aslı baş hakkında. benimle beraber meseleyi gündemde tutanlardan biri de akşam gazetesinin başarılı muhabiri ercan öztürk. sağ olsun son 5 yılda bu konuda en etkili haberleri o yaptı. ercan ve benim dışımda zaten başkası meseleye girmedi.
    peki, aslı baş cinayeti neydi? hatırlayalım. 2003 yılında "miss model of the world" (mankenler kraliçesi) birincisi olan aslı baş, 21 temmuz 2010 gecesi saat 02.30 sıralarında, erkek arkadaşı turizmci ahmet bayer’in bodrum yalıkavak’taki clup flipper tatil köyü içindeki villasının terasından düşerek hayatını yitirdi.
    aslı baş’ın ölümüyle ilgili soruşturma sonunda turizmci ahmet bayer ile oğulları hakan bayer ve volkan bayer hakkında "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yanlarında çalışan murat umirov hakkında da "delilleri karartmak ve ortadan kaldırmak" suçundan 7,5 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. dava sürecinde sanıkların hepsi de tahliye edildi. 24 eylül'de, son dakikada bir şey olmazsa mahkeme kararını açıklayacak.
    dile kolay, tam 9 yıl olmuş. nedense anaakım olayı hiç görmedi. basit bir intihar gibi gördü. genç bir kızın cinayete kurban gitmiş olabileceği hiç sorgulanmadı. ercan öztürk ve ben beş yıldır işin içinde fetö de vardır diye defalarca yazdık. çünkü ahmet bayer, fetö'cü firari iş adamı ihsan kalkavan'ı aramış ve bodrum imamı zeki yağmur'dan yardım istemişti.
    nitekim muğla cumhuriyet başsavcılığı aslı baş’ın ölümüyle ilgili soruşturmanın seyrini değiştirecek ikinci bir iddianame hazırladı. bu dava ayrıca görülecek. ahmet bayer’in kendisini ve oğullarını kurtarmak için fetö’ye para aktardığını tespit etti. bayer’in 15 temmuz darbe girişimi sonrası kapatılan örgüte ait merter koleji ile örgütün bodrum imamı zeki yağmur’a elden para verdiği belirlendi. savcılık bayer’e fetö/pdy silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.
    iddianamede “ahmet bayer’in kendisi ve hakkında yürütülmekte olan bir suçu gizlemek, lehlerine netice alabilmek amacıyla örgütün finansman faaliyetlerini yürüten ihsan kalkavan aracılığıyla fetö bodrum imamı zeki yağmur’la irtibata geçmiştir. tanık mustafa erkmen’in 2014 yılında bayer’in fetö örgütüyle bağlantılı olan merter koleji’nin yapımı için zeki yağmur’a para yardımında bulunduğuna ilişkin beyanı ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde bayer’in fetö’ye yardım etme suçunu işlediği anlaşılmaktadır” denildi. bayer ise kalkavan’la kendisine avukat tavsiye etmesi için görüştüğünü söyledi.

    ayşe arman'ın rolü

    aslı baş cinayetinden hemen sonra; hürriyet'te parayla söyleşiler yaptığı ispatlı ayşe arman devreye giriyor. arman, aslı baş için utanmadan "intihara meyilli ve kötü kadın" imajı çiziyor. bayer o söyleşide arman'a şunları söylemişti:
    "ben kral, o kraliçe. çok eğlenmişiz. ama gelgelelim, sorun bitmiyor. iki saate yakın merdivenlerin başında oturdu, odasına gidip geldi, üzerini değiştirdi. sonra ‘konuşabilir miyiz?’ dedi. masaya geçtik. yine o ‘sen bana değer vermiyorsun’ tripleri. ben bağırıp çağıran bir adam değilim, sakin bir şekilde, ‘artık dayanamıyorum, abine mi gitmek istiyorsun, git, hatta istersen psikoloğuna git, kafanı topla öyle gel. yoksa bu ilişki yürümeyecek’ dedim. sadece bu kadar. ayağa kalktı. telefonunu masaya bıraktı. ‘gitmemi mi istiyorsun?’ dedi; bana baktı, ‘gidiyorum ama abime değil, odama da değil, ölüme’ dedi. ben daha ne olup bittiğini anlayamadan birden koşmaya başladı. eliyle bir hareket yaptı bitkileri araladı ve kendini aşağı attı... dondum kaldım. pat diye bir ses geldi. en fenası oydu. aslı’nın bedeninin yere çarpma sesi. bittim orada. nilgün ve beyhan’ın çığlıklarını duydum. sonra bayılmışım.”
    ahmet bayer'le ayşe arman'ın arasındaki konuşmalar, tapeler olayın iğrençliğini ortaya koyuyor. ayşe arman bir gram utanmadan ahmet bayer'i aklamaya çalışmıştı. muğla savcılığımızın aslı baş cinayetinde ayşe arman'ı da sorgulayacaklarına eminim. çünkü ortada resmî tapeler var.
    buradan sayın cumhurbaşkanımızın eşi emine erdoğan hanımefendi'ye de seslenmek istiyorum. sizin kadınlar konusunda ne kadar duyarlı olduğunuzu tüm toplum biliyor. ne olur aslı baş cinayeti güme gitmesin, emine hanım. aslı baş gariban bir ailenin kızı olduğu için, ailesinin güçlü bağları yok diye cinayet örtbas edilmek isteniyor. lütfen bu davayı siz de takip edin, emine hanım. yapanın yanına kâr kalmasın. bu cinayeti örtbas etmek isteyen herkes hukuken hak ettiği cezayı alsın.

    cem küçük, türkiye gazetesi, 04.09.2019
hesabın var mı? giriş yap