• yeni palazlanmakta olan bir mafya örgütünün fedaisidir aslı. yazarlığının beş para etmezliği bu yazının konusu değildir. yazının konusu insanlığının beş para etmezliğidir. eski mafyadan şikayet ederken de onu tanıyanlar biliyordu aslı'nın asıl derdini: "bizim payımız nerede?" bizim memleketteki iktidar eleştirilerinin çoğunun kerteriz aldığı nokta budur. iktidarların hırsızlığı ya da muktedirlerin sermayeleri değil onların şikayet ettiği şey. paylarını alamamış olmaktır dertleri. savaşırken de bir mikrop gibi davranırlar. mikroplar da konak hücreyi taklit ediyorlarmış ya. bu sayede kabul görüyorlar ve sonra konak hücrelerin içini boşaltıyorlar. aslı tohumcu feminizme tutunan bir asalak. zülal kalkandelen'i biliyorsunuz, o da veganlığa tutunan bir mikrop. ve bu mikroplar sandığınızdan daha güçlü ve kalabalıklar. pınar öğünç, aslı alpar, yaşar çabuklu, karin karakaşlı, anıl mert özsoy, mine söğüt, ayşe düzkan... imkan bulmuş cezmi ersözler bunlar. ve bu yarı aydın tetikçilerin pek çok hatırlı ahbabı var. onları tehlikeli kılan da bu. işte bora abdo örneği. adamı tacizle suçladılar. iddialarını temellendirmek için de bir mail paylaştılar. sonra da hürriyet ve gazete duvar denen şer odakları adamı arıyorlar ve hakkındaki iddialara yanıt vermek isteyip istemediğini soruyorlar. adam da açıklama metnini bu çetenin yayın organına iletiyor. ne oluyor bilin bakalım? evet, hürriyet ve gazete duvar bu açıklamayı yayınlamıyor. yayın ilkelerine aykırı bulmuşlar. ilke mi? manitu aşkına lütfen bana söyleyin; bu paçavraları yazanların herhangi bir konuda ilkesi olduğuna inanan var mı aranızda? hangi cenahtan olursa olsun, buna inanan var mı gerçekten? siz kimi sikiyorsunuz kuzum? köprüde askeri öğrenciyi boğazlayan haydutlardan farkı var mı sizce bu çetenin? adamın açıklamasını ikna edici bulursun veya bulmazsın; yahut aslı tohumcu'nun mağdur olduğuna inanırsın ya da inanmazsın, bu senin bileceğin iş. kimin doğruyu söylediğinden çok daha önemli bir sorun var ortada; bu adamın açıklamaları niçin engelleniyor? yayınevi adam ile ilişiğini kesmiş. yahu yayınevinin ne basacağına okur karar verir. serbest piyasanın kanunu bu değil mi? fakat artık kararı kendinden başkasına yaşam alanı tanımama üzerine kurulu bir siyaset güden mafya veriyor. yayınevlerini, gazeteleri, haber organlarını rehin alan bir çete var ortada ve hakikaten çok tehlikeliler. bunlar yazar falan da değiller üstelik. tablada saat satan afrikalılar kadar faydaları yok bu mikropların. bu çetenin mensuplarından zülal bir komedyene suikast düzenlemişti. bilmem hatırlayan var mı? cem aydın. adamın hayatını siktiler ya. anıl mert özsoy denen amcı, bora abdo'nun açıklamasını yayınlatmıyor ama yılmaz güney'e övgüler düzmekte sakınca görmüyor. yahu bu adam katil. üstelik pek çok kez kadınları dövmüş bir zorba. iş yılmaz güney'e gelince "sanatçı kişiliği" ile diğer kişiliğini ayrıştırmayı nasıl da iyi beceriyorlar. ya da emrah serbes. ulan adam zil zurna sarhoş araba kullanıp, birini öldürdü. yakında da tahliye olacak. iletişim yayınları'na boykot çağrısı yapan aslı, emrah bu boku yediğinde neredeydi acaba? o zaman niçin sus pus oldu, boykot çağrısı yapmadı, "kurban isteriz" diye haykırmadı? ayşe düzkan, murat paker ile ilgili niçin sessiz kaldı? üstelik adam danışanını taciz ettiği gerekçesiyle suçlu bulundu. yani öyle twitter'dan çamur attılar, üzerinde kaldı falan değil. ayşe hanım arkadaşını satmak istemedi galiba. e peki pınar öğünç'e ne demeli? hiç yoksa 3-4 kez söyleşti murat paker ile cumhuriyet gazetesi için. araları da sıkı fıkıdır. herhalde duymadı murat paker'in davasını. yoksa sessiz kalır mıydı değil mi?

    bakınız bu mikroplar çok çok tehlikeliler. bu mikroplarla savaşmak aklı başında her insanın ödevidir. bu çeteye pabuç bırakırsak "elimizdekinden fazlasını yitiririz". "deveyi yüküyle, sarvanı sikiyle yese doymaz" tiplerdir bunlar. daha evvelden kullandığım ata deyişini bir kez daha hatırlatmak isterim: zalime göt verirsen taşşaklarını da sokuşturur. aman!

    ve bakalım bu entry de uçacak mı?

    düzeltme: zwiegesprach uyardı. mine söğüt’ü yukarıda ismini zikrettiğim mafyadan ayırmak gerek. bu ölçüsüz lince ve yargısız infaza karşı olduğunu beyan etmiş. her ne kadar kendisinden hiç hoşlanmasam da hak etmediği halde onu bu çetenin mensubu gibi saydığım için özür diliyorum.
  • afili filintalar'da yazdıkları üzerinden söylüyorum: bu kadar bencil bir dil kullanan yazara az rastlanır. kişisel bloguna yazar gibi çok fazla egosantrik bir içerikte yazıyor. "ben" demekten yorulmaması oldukça yorucu. şiddet eleştirisi bile "ben böyle bir dünyada yaşamak istemiyorum" şeklindeydi. senin "ben"in istemiyor diye hiçbir şey düzelmez sayın tohumcu. sen kalemini "biz"e yöneltirsen belki bazı şeyler düzelir.
  • aslı tohumcu kim cidden?bora abdo kim?pelin buzluk kim?

    online gazetelerde, twitter'da öyle bir konuşuyorlar ki sanki ülke çalkalanıyor bu insanların taciz edilmesinden dolayı...

    bir tane mail göstermiş. bu adam- bora abdo mudur nedir- beni arkadaşlarımdan ayırıp taksiye bindirdi diye. altınada kankaları da yazmış neden bu kadar özür diledin. kesin bir bok yedin. ne yedin....

    özür dilesen, özürünü istemiyoruz siktir git.

    özür dilemezsen, piçin sikinde bile değil...

    ben aptal edebiyat camiasına tek bir şey söyleyemeye geldim.

    siz taciz edildiğinizi söylüyorsunuz diye kimse sizin sözünüze inanmak zorunda değil.

    "ama biz büyük zorluklardan sonra açılıyoruz, inanmak zorundasınız".

    bu ülkede kimlerin ne dertleri var. kimse sizin derdiniz kendine dert edinmek zorunda değil.

    eğer taciz mi edildin, ifşamı etmek istiyorsun. şu saatte beni aldı, taksiye kolumdan çekerek soktu. x arkadaşım duruma şahittir. sonra takside öpmeye çalıştı....

    detay vermek istemiyorsan gidersin mahkemeye anlatırsın. biz de görürüz taciz var mı yok mu?

    ha bu arada sizin gibi gerizekalılar için söyleyeyim savcı ve hakim diye bir şeyler var. onlar karar verecek taciz varlığına.

    yoksa "sizin taciz ya bu" dediğiniz şeyler yıllardır var olan yasalara göre taciz olmayabilir

    burda aslında şu durum ortaya çıkıyor aslı tohumcu ve benzerleri için, bu insanlar taciz edildikleri sırada taciz edildiklerini anlayamayacak kadar salak, daha sonra anladıklarında ise hukuka başvuramayacak kadar cahilmişler.

    o yüzden 6 yıl sonra ifşa etsen ne değişir? en fazla işinden kovdurursun. zaman geçince gene iş bulur.

    siz adalet aramıyorsunuz. siz içinizdeki sinirden, öfkeden, ezilmişlikten, umutsuzluktan kurtulmaya çalışıyorsunuz. sosyal medyada mastürbasyon yapıyorsunuz. sizi taciz edenlerin ahlaksızlıklarında boğulacaksınız.
  • facebook'una bakmış bulundum kimmiş neciymiş diye. şaşırtmadı. belki prestijim olur düşüncesiyle kendini edebiyat, tiyatro, sanat alanlarına eklemlemeye çalışıp maskara olup çıkan vasat tanıdıklarımla arkadaşmış.

    bugünkü rezaletten önceki yazılarını okudum. açık ve net söylüyorum bu ülkede kitap çıkarmak sözlükte barınmaktan daha kolaydır. denkler arasında eleştiriye açık bir mecrada olsa iki günde trol ilan edilecek insanlara prim vermeyin. meşrebine uygun politik akıma yanaşma, ilginçlikler insanı pozları, caz, kedi, şarap ve seks kombinasyonuyla elde edebileceğiniz entelektüel kimlik en iyi ihtimalle budur. o da bugün cortladı zaten.

    kişi kendi yeteneğini de zekasını da ölçemez ve bittabi vasatlar vasatları över. böyle böyle gaza gelip sonunda zekayla alakalı olan öngörü yetmezliğinden harcanıp gidenlerden olmamak için tanımadığınız onlarca, yüzlerce mümkünse binlerce insanın görüşünü alın da öyle girin bu toplara. gözünüzde büyütmeyin zira boktan dergilerde yazı bastırmak kolay, aynı türden vasatların toplaştığı bir mecra bulup kitap çıkarmak da öyle.

    allahaşkına biri de dürüst olup deseydi keşke kardeş sen yazamıyorsun diye. okul mezunu mudur bilmem ama herhangi bir yazarlık bölümünün giriş sınavından çakacak olmamışlıkta bir kalemi var gibi görünüyor.

    uzun lafın kısası, yazdığı son yazının içeriğinden çok "ne yazdım ben şimdi" diyecek bilişsel yeterliliğe sahip olmayışını rezalet olarak gördüğüm kişidir. ceci n'est pas une carrière. hiç olmamıştı zaten.
  • sadece iyi yazan yazarları değil kötü yazan edebiyatçıları da geçip giden ortak hayata ve zamanın ruhuna dair bir fikir edinebilmek için imkan ölçüsünde takip etmek gerekir. aslı tohumcu, barış ince, şebnem işigüzel, gaye boralıoğlu, gökçer tahincioğlu, eyüp aygün tayşir, ezgi polat, mevsim yenice, sezen ünlüönen, selahattin yusuf, zeynep kaçar, elçin poyrazlar gibiler bundan daha vasatını isteseler de yazamazlar, yazsalar da büyük yayınevlerinden bastıramazlar dediğinizde yeni bir kitapla ve bunları sattırmak için ısmarlanan övücü tanıtımlarla her defasında sizi şaşırtan yazarlar. zamanın ruhunu suratınıza suratınıza çarpıyorlar.
  • "yazının tamamını okumayan bu ekşi sözlük üyeleri..."
    galiba aramızda tacize karşı durmak isterken pedofilileri azdırmak isteyen aslıseviciler var.
    bir de çomar diyor bak sen ağıza.
  • şu sıralar masasına dandik bir mac, instagram hesabına da eski bir daktilo resmi koyan herkesin kendini yazar zannettiği güzel ülkemde yazdıklarını garipsemediğim kişidir.

    sizler prim verdiniz bu tip farklı gibi takılan gereksizlere. bünyesinden yaşar kemal gibi, peyami safa gibi orhan kemal gibi isimlerini yazmaya kalksam sabaha kadar sürecek bir dünya dev yazar çıkarmış bir ülkede bu tip gereksizler kendini yazar diye tanıtabiliyorsa bu sizler sayesindedir. şu platformda bile 3 paragraf yazı yazdı diye "ekşi sözlük yazarıyım ben" deyip ortamlarda yazar pozu kesen bir yığın gereksiz var. bu yazıyı bir anlamda siz yazdınız sevgili fularlı ekşiciler.
  • pedofili ve tacizi pornografik içerik haline getirmiş. yazdığı şeyler ironi ya da yüzleşme metni değil, tacizciler için 31 malzemesi olmuş. neredeyse hergün çocuk tecavüzü ve kadın cinayeti haberi aldığımız bir ülkede pedofili hakkında kalem oynatırken sorumluluk ve özen göstermeliydi. bırakın sorumluluğu, özeni ben eleştirileri idrak edebilecek düşünsel kapasite olduğunu sanmıyorum kendisinde.
  • kendisine diyecegin o ki;
    kafayi kirmiziya boyatip,
    instagram biosuna 'yazar' yazmakla olmaz o isler.
    kalibimi basarim ki su sozluge girdim entryler senin tum yazdimlarindan daha kalitelidir.
    oyle dikkat cekilmez onun adi normalize ederken duyarsizlastirmadir ha bi de pornografi 'edeb'iyatla pek alakasiz
    gerekli edit; seni de anlamak gerek pek tabi 'ingiliz edebiyati' ogrenimiyle 'turk edebiyati' ancak bu kadar olur.
hesabın var mı? giriş yap