• bir tabak asureyi paylasmanin, kesilen binlerce hayvanin dalagini, bacagini dagitmaktan daha anlamli, bariscil, naif oldugunu goruyoruz.

    ne guzel gunsun sen asure gunu.

    duzeltme: giri alti yildir yazim hatasiyla duruyormus ):
  • sadece, aşure tatlısı yapılıp kanu komşuya dağıtma günü değildir.

    aşure;biz alevilerin 12 gün süren matem orucundan sonra yaptığı, içinde en az 12 çeşit ürünün bulunduğu bir tatlı.
    hz.muhammed'in soyu ehl-i beytten kalan tek kişi, hz.ali'den olma torunu hz.hüseynin ve onun yavrularının kerbela'da susuzluğa ve açlığa bırakılarak öldürülmesinin matemidir. bu yüzden aleviler muharrem orucu boyunca eğlence içeren hiçbir eylemde bulunmaz, su içmezler, traş olmazlar. bi insan en yakınını kaybettiğinde nasıl oluyorsa öyle olmaya çalışırlar.gerçek bir matemdir.
    "aleviler, her sene aşurelerini pişirip konu komşu ile paylaştıkları muharrem ayında 12 gün boyunca etin tüketilmediği bir oruç tutarak öldürmenin her türlüsünün (besin için kesilen hayvan dahil) şiddet olduğunu idrak ederler." wikipedia vegan beslenmenin kökeni de budur.
    evlerde aşure kaynatılıp,buharının tüm eve yayılması o eve bereket,sağlık ve huzur getireceği inancı vardır. bu yüzden aşurenin henüz dumanı üstündeyken komşulara eşe dosta dağıtılır.

    aşure gününde bizim de dahil çoğu alevinin evinde akrabalarla birlikte kerbela anılır. bazı evlerde kur'an okutulur. ve kazanlarla pişirilen aşureler yenilir.
  • bu sene benim için çok zor geçmiştir.. tatlıyla arası olmayan ben, artık imkansız olduğundan mıdır nedir, annemin aşuresi annemin aşuresi nerede annemin aşuresi diyerek çevremdekilerin başının etini yemedim ama kendi kendimi yedim resmen. ah be şimdi evde olmak vardı demekten ömrüm soldu...
  • bu sene muharrem ayının 10. gününe denk gelecektir.
  • muharrem ayının 12.günü ya da 13.günü yapılır.

    10 muharremle karıştırılmasını aşura kelimesinin yanlış hatırlamıyorsam arapça onuncu gun manasına gelmesine baglıyorum. 10 muharrem imam huseyin ve ailesinin sehadet günüdür, hem inanc geregi hem mantıken o gun tatlı yapılıp dagıtılmasını da hoş karşılamıyorum.

    bence tabi, alim falan olmadıgıma gore herkes kendi bilir.
  • sünnilikte muharrem'in 10. gününe denk gelmektedir. çünkü peygamber efendimiz tarafından bildirilmiştir.
  • ‘düşünün! neden buradayım?’

    hz. hüseyin, kerbela’da kendisini, ailesini ve yoldaşlarını kuşatan yezid’in ordusuna,

    “düşünün!” diye seslenmişti,

    düşünün! ben neden buradayım?”

    düşünmediler ve göremediler, görmek istemediler; hüseyin’in ölümün üzerine üzerine yürüyen inancı ve kararlılığının, nasıl insan olmanın büyük erdemi ve ayaklanışı olduğunu...

    hüseyin’i anlamadılar
    hüseyin’in duruşunda dile gelen büyük manayı anlamadılar...
    gözlerini, kalplerini, vicdanlarını körelten güç, beyinleri ve sözde inançları üzerinde de koyu karanlık bir gölgeydi ve onlar, kötülük nedir, alçaklık nedir, vahşet nedir, bütün zamanlarında tarihin, kerbela’yı bunun sembolü yapmak için vardılar ve oradaydılar...

    nasıl ki imam hüseyin, sözcüğün en geniş ve en gerçek manasında insanlığın zulme, zalimliğe, kötülüğe karşı baş eğmeyen direnişini unutulmaz kılmak için orada idiyse...

    hüseyni duruş, sadece aleviler ve ehli beytin maruz kaldığı büyük zulme itirazı olanlar için değil, o gün bugündür zulme karşı direnen bütün mazlumların ilham kaynağı ve manevi gücüdür.

    hüseyin biat etmedi

    imam hüseyin ve ailesi, ona inananlar, yoldaşları, muharrem ayının 10. günü, on gündür aç susuz bırakılarak kuşatıldıkları kerbela’da hunharca şehit edildiler. yezid’in gözü dönmüş askerleri hüseyin’in hz. muhammed’in sevmeye kıyamadığı, doyamadığı bedeni üzerinde tepiştiler. ondan, içten içe duydukları büyük korkudan cansız bedenine işkence ederek kurtulmaya çalıştılar. başını bir mızrağın ucuna takıp günlerce halk arasında teşhir ettiler. ama ne yaparlarsa yapsınlar hüseyin biat etmemişti ve direnişini unutturmaları asla mümkün olamayacaktı.

    iktidar kavgası değil

    kerbela vahşetini google’dan edinilen yüzeysel bilgiler veya kulaklarına o şekilde üflendiği için bir “iktidar kavgası” zannedenler var. 100 yıldan fazla hüküm sürdüğü yıllar boyunca islamı bir egemenlik, yayılma, güç, iktidar ve zenginlik bayrağı haline getiren emevilere içten içe sempati duyan, “ama onlar da islamı yedi düvele yaydılar” diye düşünenler olduğu gibi. ve camilerde muaviye’nin emriyle ehli beyte küfürler, hakaretler edildiğini bilerek ya da bilmeyerek, unutarak...
    kerbela’yı ve hüseyin’in direnişini bir “iktidar kavgası” olarak görmek yanlış ve yanılgılıdır, gerçeğin acımasızca tahrif edilmesidir.

    ‘kibrimden değil...’

    imam hüseyin, canını kurtarması ve refah içinde yaşamını sürdürmesi için yezid’e biat etmesi gerektiğini söyleyen, kendisine dil döken yezid’in satılık komutanlarından ömer’e şöyle demişti:

    “...nedir ki biat etmek? eğilirsin olur biter. her isteyen istediğine boyun eğdirirse, boyun eğmeyenlerin hali nice olur? sanılmasın ki boyun eğmemek bir kibir işidir. ben de boyun eğerim. ama bilirim ki, yezid’in önünde eğilirsem eğer, zalimlik azalmaz, çoğalır. bana ‘inat etme’ dersiniz. peki, yezid biat etmem için neden bu kadar inat etmektedir? çünkü o güçlüdür. gücünü de senin gibi kumandanların ordularından almaktadır. sanılmasın ki kibrimden dolayı boyun eğmiyorum yezid’e. ben, benden sonra gelecekleri düşünerek, bir insanın ne kadar güçlü olursa olsun, yine de gücünü kıracak birilerinin şu dünyada var olabileceğini göstermek istiyorum.”

    yas orucudur

    alevilerin 12 imam orucu, bir yas orucudur. kerbela’ya ağıttır. ve bu yas, bir “yas” değildir sadece. 1336 yıldır yinelenen bir kavilleşmedir. hak, adalet, iyilik ve doğruluk değerleri için yaşamak sözüdür.

    kerbela’nın alevilerin hafızalarında hâlâ canlı olmasının sebeb-i hikmetine akıl sır erdiremeyenler, kerbela’nın onların acılı tarihini anlattığını bilmeyenler, bilmek istemeyenlerdir. kerbela bu tarihin yaşayan ruhudur. kuyucu murat paşa’lardan, yavuz sultan selim’lerden, alevilerin katline ferman veren padişahlar ve onların uşağı şeyhülislamlardan koçgiri’ye, dersim’e, maraş’a, sivas’a değin yaşayan bir tarihtir bu. kerbela, zulmün, kötülüğün hafızasıdır ve günümüzde ışid ve türevlerinin şahsında yaşatılmaktadır. kerbela nasıl “tarihin eski devirlerinden birinde...” yaşanmış bir olay olabilir ki bize?

    aşure: son aş

    aleviler 12 imam orucunun ardından kaynatıp lokma niyetine dağıttıkları aşureyi, ölümünde başucunda kuran okunmayan, namazı kılınmayan, cesedine dahi işkence edilen imam hüseyin’in “son aşı” olarak yaparlar. aşurenin kerbela şehitlerinin erzaklarından kalıntılarla yaptıkları son yemekleri olduğuna inanırlar. asla sünni kardeşlerimizi rahatsız etmek değil niyetim, ama düşündürmek: alevilerin aşuresinin muharremin 10. günü nuh’un selamet çorbası hatırına yapılan aşure ile hiçbir ilgisi yoktur. muharrem ayı, 2 ekim pazar günü başladı ve 31 ekim pazartesi günü bitecek, aşure günü ise 11 ekim’de.
    imam hüseyin 1336 yıl öncesinden yezid ordularına sesleniyor hâlâ: “düşünün! ben neden buradayım?”
    yaraların bizde kanıyor ya şah-ı şehid imam hüseyin...

    cafer solgun

    http://www.cumhuriyet.com.tr/…eden_buradayim__.html
  • sabahtan beri apartmanda kazanlar kaynıyor mis gibi kokular geliyor bir allah'ın kulu da kapıyı çalıp vermedi ya la iste boyle bir gün. eski türkiye'yi özledim olm ben. bu nasıl aşure günü.
  • kodumun ırkından bize geçmiş tek güzel adet olabilir
    yaşasın aşure günü
  • sizde en azından kazanlar kaynıyor burda tenezzül edip tarifine bile bakmıyorlar.
    ufak bir anekdot: islam tarihindeki önemli olayların yüzde 70'inin bugün gerçekleşmiş olması ve kıyametin aşure günü kopacak olması bana uydurulmuş gibi geldi. ne yani 2018 aşure gününe kadar kıyamet kopmayacak mı? olmuyor böyle teori ile pratik çakışıyor.
hesabın var mı? giriş yap