• alanla ilgili bilgilerini pek güncellestirmemekle beraber hakikaten degerli bir bilim adamı oldugunu düsündügüm üstelik tarzını da cok sevimli buldugum sahıs.
  • problemli olan her çocuk için ebeveynine "çocugunuz üstün zekali, o yüzden uyum problemi yasiyor" diyerek kafalama metodunu prensip edinmis, çocuktan ziyade anne-baba psikolojisi uzmani olmus bir abimiz...
  • 2 ekim cumartesi günü hayatını kaybetmiş , çocuk psikolojisi alanında türkiye'nin önde gelen ismi. prof. dr. yörükoğlu'nun cenazesi, 5 ekim salı günü kocatepe camii'nde öğleyin kılınacak cenaze namazından sonra cebeci asri mezarlığı'nda toprağa verilecek. prof. dr. atalay yörükoğlu, 1928 yılında boğazlıyan'da doğdu.
    ankara gazi lisesi ve istanbul tıp fakültesi'ni (1953) bitirdikten sonra çeşitli yörelerde hekimlik yapan yörükoğlu, 1958 yılında abd'ye giderek pittsburg ve michigan üniversitelerinde erişkin ve çocuk
    psikiyatrisi dallarında eğitim gördü. 1964 yılında türkiye'ye dönerek hacettepe üniversitesi'nde görev
    alan yörükoğlu, 1972 yılında tekrar abd'ye giderek miami üniversitesi'nde iki yıl süreyle konuk öğretim üyeliği görevinde bulundu. yörükoğlu, uzun yıllar dünya psikiyatri birliği'nin ruh sağlığı danışmanlığını yürüttü.
    hacettepe tıp fakültesi çocuk ruh sağlığı kliniği başkanlığını da yapan yörükoğlu'nun çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları konusunda yazılmış ingilizce ve türkçe birçok bilimsel yayını ve kitapları bulunuyor. bunlardan ''çocuk ruh sağlığı'', ''değişen toplumda aile ve çocuk'', ''gençlik çağı'' birçok anne babanın ve eğitimcinin başucu kitabı özelliğini taşıyor.
  • dun itibariyla vefat etmis, annemin ablamla beni buyuturken kitaplarindan faydalandigi unlu psikolog. kac zamandir yazasim var, kismet buguneymis:

    kucukken pek gecinemeyen iki kardes olan ablamla ben, rahmetlinin tavsiyelerinden ironik bir sekilde sebeplenmistik. kitaplarindan birinde kardes kavgalari hakkinda "aralarina girmeyin. onlar kisa bir sure sonra barisirlar, sonra siz araya girdiginizle kalirsiniz" diye bir tavsiyesi vardir. bunu okuyan annem, yine geleneksel bir abla-kardes kavgasi sirasinda rahmetliden aldigi feyzle bizi banyoya kapatiyor, "aranizda konusup anlasana kadar buradan cikmak yok!" diyor ve kapiyi uzerimize kitliyor. eyvallah... bir iki dakika cit yok, evde bir huzur, banyoda bir sessizlik... ama ardindan kiyamet kopuyor; dangir dungur sesler, demir sangirtilari, cigliklar.... annem iceriye daldiginda ablamla beni ellerimizde tahta takunyalar ve demir hamam taslariyla birbirimize girerken buluyor. kadincagizda safak atiyor, "atalay yorukoglu haltetmis!!" diyerek bizi ayiriyor. ardindan da malum son; anam-babam usulu terbiyeye donus...

    huzur icinde yat atalay amca... bizim minik vukuatin uzerinden yillar gecti ama ne zaman adinizi duysak, ya da sizi televizyonda gorsek, biz iki kardes ve annem birbirimize bakip gulumserdik. bundan sonra da gulumseyecegiz herhalde ama biraz buruk olacak.
  • 5 yaşında hacattepe hastanesinde böbrek rahatsızlığım yüzünden yatarken yanımda aynı hastalıktan yatan arkadaşımın ölümüyle çok kötü olmuştum ..o zaman beni hayata bağlayan insan atalay yörükoğluy'du .. teşekkür ederim nur içinde yat..
  • atalay hocanın trt için hazırladığı aile ve çocuk programında salih kırmızı rol alırdı 80li yıllarda. her bölümde soyadını hatırlamadığım pınar isimli bir hamfendiyle birlikte farklı bir ailenin reisliğini yapardı kırmızı. bazen öyle fantastik aileler veya çocuklar olurdu ki, o insanüstü çocuklar karşısında bir yavşak olduğumu düşünürdüm. misal, çocuk annesiyle alışverişe çıkar, anne ilk gördüğü mağazada 120 liraya bluz almaya kalkışır, çocuk: 'anne, biraz daha dolaşalım, belki daha uygun fiyatla buluruz' derdi, anne: 'haklısın oğlum' derdi ve karşıdaki mağazada 60 liraya aynı bluzu bulurlardı. sonra da 60 liranın cepte kalmasını sarılarak kutlarlardı. atalay hoca da bölüm sonunda durumu toplayarak ve tekrarlayarak başımı öne eğmeme neden olurdu. öyle bir çocuk olmayı çok istedim, ama imkanlar el vermedi işte. tombi çok pahalıydı ve alabilmek için çeşitli yalanlar söylemek zorundaydım. annem alışveriş yaparken çok yorulurdum ve gülümseyerek 'annecim biraz daha dolaşalım' diyemezdim, annemle babam tartıştığında 'annecimm, babacımmmm yapmayın, sizi çok seviyorum' diyemezdim, diyemedim, diyemedim, gururum engel oldu...
  • pankreas kanseri nedeni ile iki yıl önce yitirdiğimiz çocuk psikiyatrisinin türkiye'deki en önemli ismi. engin bilgisi ve deneyimi, bilge, sevecen kişiliği ve güleryüzlülüğü ile kalpleri fethetmiş güzel insan.
  • 5 yaşında, lokmalarımı 1500 sefer çiğneyip öyle yuttuğum için hacettepe'ye pediatriye götürmüştü annem beni..

    atalay yörükoğlu'yla orada tanışmıştım.. "atalay dede" diyordum kendisine.. her çocuğa yaptığı gibi bana da "üstün zekalı" teşhisi koymuştu.. seviyorduk birbirimizi..

    annem kitaplarını aldı, bana onlara uygun davranıyordu artık.. kendi evime taşınmak istediğimi söylemek için 12 yaşımı seçmemiş olsaydım aramıza annem girmezdi eminim..
  • bundan 40 yıl önce şöyle demiştir: "çocuk kitaplarını bir ahlak yargısıyla sonuçlandırmak, çocuğu aptal yerine koymaktır." ama ülkemde hâlâ birçok çocuk kitabının öğreten adam modunda yazılmasını da engelleyememiştir.
  • "bu çocuk beni etkiledi, bana sohbet etmeye gelsin. ne biliyorsunuz, bu çocuk büyüdüğü zaman, belki çok büyük bir hukukçu belki çok büyük bir yazar olacak." dediği çocuğun hukuka yakın bir mesleği var ve o şimdi ödüllü bir yazar. ışık içinde ol büyük hoca.
hesabın var mı? giriş yap