• musul ve 12 adanın yanında boğazlarıda bırakmıştır. sebebi ileri görüşlülüğüdür. lozanda boğazların kontrolü uluslararası komisyona bırakılmış ve boğazda asker bulundurmamak kabul edilmiştir. ancak boğazların durumu 2. dünya savaşı başında tekrar gündeme getirilmiştir. batılı devletler, rusyanın boğazlardan geçme tehlikesini göze almak istemedikleri için boğazların kontrolünün tamamen türkiyeye geçmesini kabul etmek zorunda kalmıştır.

    ancak 90 senedir ataturkun musul ve 12 adayi geri almamız icin planını anlayamadığımız için halen geri alınamamıştır.
  • yoktur brakma falan yanlış bilgidir.....
  • tatmin edecek bir cevap bulunabilir fakat "elimizdekilerle ne yaptık ki " diye bir soru insanın aklına gelmiyor değil.
  • atatürk musul'u ve 12 adayı bırakmamıştır. 12 adalar, cumhuriyet kurulmadan çok önce uşi antlaşmasıyla italyanlara trablusgarp yenilgisiyle "geçici" olarak bırakılmıştı. bunun geçici olmasının nedeni adalardaki italyan işgalinden ileri gelmektedir. 10 şubat 1947 paris'te imzalanan barış antlaşması ile oniki ada, sadece adalarda oturanların çoğunluğunun rum olduğu gerekçesi ile yunanistan'a verildi.

    musul ve kerkük'e gelince, lozan'da türk tarafı musul, kerkük ve halep için epeyce diretmiştir. netice alınamadığından konferans ikinci bir defa daha toplanmak üzere dağılmıştı. ikinci kez toplanan konferansta da ingilizler ikna edilemedi bu demek değil ki türk tarafı da ikna oldu. konu daha sonra milletler cemiyeti'nde konuşulmak üzere rafa kaldırıldı. ancak diplomatik yönden zayıf olan yeni cumhuriyet bu konuda daha fazla diretemedi. ingiltereyle devletlerarası boyutta 1925 yılında musul ve kerkük’te hak iddaası sürdürüldü. hatta iki devlet savaş pozisyonu bile almıştır. ancak ne hikmetse, aynı tarihlerde şeyh sait isyanı patlak vermişti. ordunun mobilizasyonun önemli bir kısmı bu isyanı bastırmak için harcandı. ingiltere türkiye’ye ırak petrollerinden 25 yıl boyunca %10 pay teklif etti ancak yeni kurulan devletin nakit ihtiyacı ağır bastığından, türkiye bunun yerine 500 bin sterlin nakit para alarak musul ve kerkük’den vazgeçti.

    olayın atatürk'le veya ismet paşa'yla bir alakası yoktur. uluslararası ilişkilerde basit bir kural vardır; ekonomik ve askeri olarak bağımsızsanız yayılabilirsiniz. bundan ötesi irredantist hayalperestliğe girer ve toplumlarda tramva yaratır. (bkz: yeni osmanlıcılık) bu tür olaylarda kişilerin karizmasına ya da kültüne bakmak yerine kurumların işlevlerine, içinde bulunduğu duruma, açıkçası devlet aygıtının ne kadar "muktedir" olduğuna, yine o şartlar dahilinde bakmak çok daha faydalı olacaktır.

    edit: adaların bırakılması konusundaki tarih karışıklılığı düzeltilmiştir. radmard ' a teşekkürler.
  • montrö boğazlar sözleşmesi iddia edildiği gibi ikinci dünya savaşı başında değil yaklaşık üç yıl önce atatürk hayattayken imzalanmıştır. boğazları da bırakmıştır diyen çarpıtmacılar montrö ve ikinci dünya savaşının tarihlerine bir daha baksın.
  • musul konusunda https://scontent-frt3-1.xx.fbcdn.net/…5&oe=56dcaa80 bunu gördüm. yurdumuzun interneti kağnı gibi olduğundan ne durumu araştırabildim nede linki kısaltabildim. sorry.
  • orayı da sen al amk.
hesabın var mı? giriş yap