• sağlığına dikkat etmemesi.

    bize en az 10 yıl daha lazımdın, biraz daha koruyacak, kollayacaktın kendini...
  • üniversitede tarih dersini alirken hoca*min tamamen mantikla acikladigi hata.

    soyle demisti,
    "ataturk'un basarili -basarilidan kastim bugune kadar hic bozulmadan- ve basarili olamamis -doneminde etkili olmasina ragmen gunumuzde etkisini yitirmekte olan- devrimleri vardir. basarili olmus devrimlerine bakarsaniz, yasakladigi seylerin yerine alternatifini sundugunu gorursunuz. basarili olamadiklarina bakarsaniz, yerine bir alternatif koymadigini gorursunuz. gunumuzde onu anlayamamis veya anlamak istemeyen kimselerce de bu devrimler somurulmus, her insanin dogasinda bulunan yasagin cekici gelmesi duygusundan yararlanilmis boylece hem bu devrimler dejenere olmus, hem de toplumumuzda ataturk dusmanligi ortaya cikmistir.

    harf devrimi:
    okudugu yazdigina benzemeyen, ogrenmesi zor, halki cehalete iten arapcayi gazetelerden, kitaplardan vesair yayimlardan kaldirtmis, bu yayimlari yasaklamistir.
    boylece, ogrenmesi cok kolay, modern ve batinin alfabelerine cok benzeyen yeni turk alfabesini getirmistir. bu surec her ne kadar sancili olsa da alfabenin kolay ogrenilmesi sayesinde cok gecmeden butun yurda yayilmis, halk okumaya baslamistir. o zamanlar anlatirlar, bu devrimden once okuma yazma bilmek buyuk meziyetti diye.
    bu devrime karsi olarak, ataturk kimsenin kuran ogrenmesini istemiyor, arapca harfleri de bu yuzden yasakladi diye ortaya cikanlar olmasina ragmen, arapca asla tekrar eski popularitesini kazanamadi. yillarca kuran kursuna giden ogrenciler bile en fazla 'eh iste' denebilecek kadar okuma becerisi kazaniyorlar, yazma becerisi zaten sifir duzeyde. halki kuran'dan uzaklastirdi diyenlerin aksine, halki bilinclerdirmistir bu devrimiyle ataturk.

    hilafet gibi amacindan sapmis bir kurumu kaldirmis, yerine halkin dini ihtiyaclarini karsilayacak devlete bagli diyanet isleri baskanligini acmistir.
    her ne kadar bazi insanlar dini liderligi oldurdu, bu ataturk tam bir din dusmani deseler de, diyanet isleri baskanligi'nin kuran'a ters bildirimler, aciklamalar yapmadigi anlasildiktan sonra, bu kurum, belki hilafetten daha cok guvenilir bir kurum oldu.

    carsafi kaldirarak modern giysileri tanitti. yine bazi kotu niyetli insanlar bunun baska bir din dusmanligi oldugunu ileri surseler de, avret yerlerini orten modern giysiler uretildikce, bu argumanlar da curumus oldu. gunumuzde, musluman kadinlarin %99'una carsaf giydirmeye kalksaniz size karsi cikarlar artik.

    saltanatin yerine meclis geldi, bunu tartismaya bile gerek yok.

    takvim, saat ve olculerde degisiklik 10 numara oldu. bugun amerika'daki bizim eski sisteme benzer imperial system hala amerika'nin halkini aptallastiran en buyuk etkenlerden birisi olarak geciyor.

    medreseler yerine universiteler acildi. ikisi arasindaki egitim farkini tartismaya yine luzum gormuyorum.

    bunun gibi sayilabilecek tonla basarili devrimlerinin yaninda, yerine bir alternatif koymadigi devrimleri vardir ki, bugunku ataturk dusmanliginin belki de yegane sebeplerinden birisidir.

    mesela, tekke ve zaviyelerin kapatilmasi. neden mi? cunku bizim insanimizda, dinen saygi duyacagi, hemen ulasabilecek olacagi insanlara ve duzenli olarak bu insanlarla yapilacak sohbetlere ihtiyac var.

    saniyorum yasadigi cevreden dolayi ya da baska bir sebepten oturu bu gercegi gorememistir ataturk. tekke ve zaviyeler kapatilmis olmasina ragmen cemaat olusumlari durmamistir. hala sagda solda dini ihtiyaclarini gidermek, bu duygularini kuvvetlendirmek icin evlere, turbelere, garip yerlere giden insanlar var. dogrudur, ihtiyactir. ancak bu ihtiyac ataturk tarafindan farkedilememis ve gunumuzde devletin en ust kademelerine kadar yansimis cemaatcilik olusumlarini tetiklemistir.

    ataturk bunun yerine, devlet kontrolunde kurumlar cikarsaydi ya da bunun yerini birebir tutacak baska seyler koymus olsaydi, inanin bana su anda cok farkli bir turkiye'de yasiyor olacaktik. bu acik, gunden gune, gunden gune buyuyerek turkiye'nin adeta kanseri haline gelmistir. osmanli'nin en buyuk cokus sebelerinden birisi olan dini duygulari somurme devam etmektedir. insanlar 0 denetim altinda dinen yapilan birkac dogru referanstan yola cikarak, motive edilen bircok yanlisi hic elestirmeden yapmaktadirlar. cunku onlara biat kulturu emredilir. elestiri yetenekleri oldurulur. cok soru soran hos gorulmez. karsidaki insan senin benim gibi bir insan degil, her dedigine uyulmasi gereken yari-tanridir bir nevi, tipki osmanlinin son donemlerinde insanlara vatan hainligine kadar (amerikan mandasi dinen en iyi cozumdur vs) ogut verenler gibi.

    bu argumani sundugunuzdaysa sizinle ici tamamen bos bir tartismaya girerler. sorarsiniz, kuran'i kac kere okudun? kac kere anladin ya da turkcesinden okudun? kac kere tefsir okudun? bunlarin cevabini veremez. ama size cok guzel falanca evde duydugu, ogrendigi, adeta beynine islenmis seyleri anlatirlar. referansi o evlerdir. kuran degildir, hadisler degildir. ilkten iddia eder, ama hangi sure, hangi hadis dersin de cevap alamazsin.

    gunumuzde -sozum ona aydin- cahiller yetisiyor. bunlar cesitli alanlarda cok basarili olmalarina ragmen, yanlis beslenmis dini duygulariyla adeta ataturk'e nefret kusuyorlar. iclerindeki sebebini bile bilmedikleri bir intikam duygusuyla memleketi iki paralik hale getiriyorlar. bir noktaya kadar bu sekilde yukselen insanlarin, zaten hic sahip olmadiklari, hic bilemedikleri dinlerinden cok ceplerine taptiklarini goruyorsunuz."
  • kendi sağlığına dikkat etmemesidir. bir ismet inönü kadar uzun yaşayabilseydi, şu an herşey çok farklı olurdu.
  • asırlardır osmanlı anadolusunda yaşayan yüzbinlerce türk ortodoks hıristiyanı, lozan anlaşması çerçevesinde karşılıklı değişime (mübadele) tabii tutularak yunanistan'a gönderilmesi.. bu insanların toprakları, evleri elinden alınarak türkçe ağıtlar eşliğinde zorla gemilere bindirilip ülkeden sınırdışı edilmesi.. bu insanların büyük bölümü rumca bilmemekte ve gittikleri yunanistan'da turko sporos (türk tohumu) diye aşağılanmıştır.. bu genç türkiye cumhuriyetinin ayıbıdır.
    hal böyle olunca geriye asırlarca arabın dininin etkisinde yozlaşmış cahil 8 milyon kadar içinde 72 milleti barındıran çorba halklar kalmıştır..
    ortodoks hıristiyanlar (ki bunların çoğu ülkesine bağlı zanaatkar insanlardı) ülkeden gönderilince sunni müslümanlara gün doğmuştur.. atatürk'ün 2. ve en büyük hatası diyanet işleri başkanlığını kurmasıdır.. her ne kadar atatürk'ün reformları dini laiklik altında zincirlemişse de, emperyalizmin "ılımlı islam projesi" ile 20. yy'ın sonlarında, 21. yy'ın başlarında ivme kazanmış ve devletin tüm kurumlarını ele geçirmiştir.. atatürk'ün kendi el yazması islam dini hakkında sayfalar dolusu olumsuz yazısı olmasına rağmen (dincilerin atatürk'e düşmanlığı bu yüzdendir) bu konuda ciddi radikal önlemler almamış olması ne yazık ki hatadır.
    hülasa koca bir kıtanın tüm toprakları sizin olsa, yönetimi arabın dini ele geçirse o ülkeden hayır gelmez.. çürür ve yavaş yavaş kendini yok eder.. ülkeyi dış düşmandan kurtarmak bir yere kadar, içimizde asırlardır var olan din şeytanından kurtarmadıktan sonra.. velhasıl atatürk'ün mirasına bir asır sonra son seçim ile yerle bir edileceği, yeni türkiye adı altında son verileceği, devletin bile adının değiştirileceği düşüncesi kimsenin garibine gitmemektedir.. bunun en büyük suçlusu, kendisini atatürkçü sanan, "bijim dinimij şçokkk küjel bir din" diyen başı açık, boyalı, bikinili, mayolu, yaşar nuri destekli süslüman çoğunluktur. bizler gerçek atatürkçü olsaydık ülke bu halde olmazdı.. hülasa bu ülkedeki gerçek atatürkçü sayısı bol keseden söylersem % 3'ü geçmez.. aziz nesin çok haklıydı.. müslümandan atatürkçü olmaz.. derken.. bence de müslümandan atatürkçü olmaz..
    gezegende 4200 küsür din var.. ben bu yaşıma kadar herhangi bir din tanrısına inanıp da tanrıya inananı hiç görmedim.. yaratıcının dini olmaz. kutsal kitapların tümü, bilim ve evrensel ahlak dışı, yaratıcıya iftira eden, insanoğlunun asırlar boyu oluşturduğu felsefi fikirlerden başka bir şey değildir.. ayrıca arabın dini ile cennete gitmek varken atatürk'ü kim ne yapsın?.. bu da bu milletin başka bir handikabıdır..

    edit: yazarlardan onlarca mesaj aldım, ilginize teşekkür ederim.. hepsine tek tek zamanım olmadığından yazamadım.. yaptığı işin yalan olduğunu bilen iki meslek grubu vardır.. birincisi reklamcılar, ikincisi ilahiyatçılar.. ister yahudi, ister hıristiyan, ister müslüman ilahiyatçı olsun; ister papa olsun, ister yaşar nuri öztürk olsun.. bir insanın 40 yıl üzerinde çalıştığı kutsal denen kitabın tanrı sözleri olamayacağını anlamaması imkansızdır.. insan zekası bunu anlayacak kapasitedir. efendim işte bunları tanrı söylemiş diyenler bilim ve evrensel ahlaki değerlerle örtüşmeyen ayetleri ne yapacaklar?. tanrı bilim bilmez aptal biri mi? hülasa tanrı insan ile evrensel dil olan bilim ile konuşur.. gerçek peygamberler, yaratıcının sırlarını keşfeden bilim insanlarıdır..
  • sağlığına dikkat etmemesi.

    - hiç mi düşünmedi ben rakıyı sigarayı çok içiyorum ama erkenden ölürsem türk milleti benim devrimlerimi devam ettirebilir mi?

    - bu topraklarda yüzyıllardan beri süregelen geri kalmışlığı, cahilliği ve yobazlığı tam anlamıyla atabilirler mi?

    - türkiyenin modern ve muhasır medeniyetler seviyesinde sağlam ve kalıcı olabilmesi için, yeniliklerin tam anlamıyla oturması için en az 70-80 yaşına kadar (1950-1960lara kadar) yaşamalıyım diye hiç düşünmedi mi?

    bence atatürkün en büyük hatası budur... en az bir iki jenerasyona daha şahitlik etmeliydi kendisine...

    daha uzun yaşasaydı daha köklü, cumhuriyet ilkelerine daha çok sahip çıkan, daha laik, yüzünü daima ileriye dönmüş bir ülke olabilirdik...
    yobazlık, gericilik ve atatürk düşmanlığı parmakla gösterilmeyecek şekilde az olurdu... ne kadar çok yaşasaydı o kadar cumhuriyet sevdalısı nesiller olurdu ve o kadar sağlam otururdu ilkeler...

    1933 yılında bestelenen onuncu yıl marşında yer alan "10 yılda 15 milyon genç yarattık her yaşta" sözleri neden "50 yılda 75 milyon genç yarattık her yaşta" olmadı, olamadı...

    atatürkün en büyük hatasının sağlığına dikkat etmemesinin olduğunu düşünüyorum... kendinden çok türk milleti için yapmalıydı bunu...
  • hepsini asmaması. zira asmadıklarının torunları bugün ona lanet okudu. işin garibi emaneti chp'den tek ses yok.
  • olanca realistliği ve rasyonelliğine rağmen türk'e taşıyamayacağı bir yük yüklemesi.

    <sonradan başa ek> ilk cümleyi böyle kurmuşum ama aşırı yanlış. doğrusu: olanca realistliği ve rasyonelliğine rağmen türk'ten hiç gerçekçi olmayan bir beklentisinin olması. </sonradan başa ek>

    osmanlı'da sistem en basit (ve haliyle eksik) haliyle aşağı yukarı şu şekildeydi: çağın ruhu gereği müslümanlar ve gayrımüslimler vardı, müslümanlar içinde de türklerle (ve türkmenlerle) diğerleri. dili ve dini bir olanların kafalarını kaldırınca kesmekle uğraşmamak için de türklerin kafalarını kaldırmayı düşünmelerine dahi imkan verilmemesi lazımdı.

    ne yapıldı?

    gelişmesinin önüne her türlü engel sürekli kondu. şöyle komikli bir şey mesela: kent var ya hani, kent? nedir kent? şehir. ama aslında kent köy demek, şehir değil. daha da komiği: köy, ermenice. khoy/xoy gibi bir okunuşu var. istanbul, hülasa, koca bir kenttir gerçekten - şehirliği ise muallakta.

    bu engel birkaç şekilde oldu. ikisini biliyoruz: sultanın kafasına esince sefere götürülecek ve çok lazımsa devlet-i ebed müddet için canını verecek bir er, yani yerleşik hayata geçse dahi sürekli bir hayata bigane bir kimse. sefer dediğinin mevsimi var, kar boran varsa sefer olmaz - arap eline doğru yapılır ya, hadi ekim'in soğuğunda asker topla? ondan, ekserisi mal olmuş türk'ün. zaten malmış, üstüne eklenmiş demek daha doğru belki de.

    ikinci çok bilinen: üreticilik yasağı. bu, doğrudan bir yasak değil aslında. daha dolaylı. üreten kimse ticaret yapar, tüccar kimse de para (ve insan) biriktirir. biraz para ve insan biriktirenin ne yapacağını osmanlı çok iyi biliyor, biniyor bunların tepesine. ayakkabıcı herif iyi ayakkabı yapsa, hint tüccar görmüş ingiliz gibi biniyor tepesine osmanlı.

    al sana komedi: memleketin "türkçüleri", "milliyetçileri"; hindistan'ın anasını sikip bırakmış ingiliz'in anadolu versiyonunu ata mata diye anıyor ediyor. türkiye'nin hep y.rrak gibi olmasının birinci sebebi islam mislam değildir, al-i osman'dır. herifler kuran'a göre dümdüz haram olan masumun katlini dahi cevaz görüp gösterecek seviyede. kendi ailesini öldüren sana bana neler yapmaz? yaptı da zaten.

    -

    atatürk, miras aldığı bu boktan, boş, tıraş, skik milletin bir şeyler yapabileceğine inanmış, etrafını da inandırmaya çalışmış bir insan. işte buna hala anlam veremiyorum. elindeki malzemeyi her zaman iyi tahlil etmiş bu adam nasıl oldu da türk'ün iş yapmaya kabil olduğunu düşünebildi?

    "bunca sene hep baskı hep zulüm, ondan" diye düşündü desem, ı-ıh. yemez yani. en iyi ihtimalle gaza getirmeye çalışmış diyeceğim ama o da olmuyor. bir inanmışlık var. belki de rolünü çok iyi oynadığı için bana öyle geliyordur, bilmiyorum.

    bak hepsini geç. cümle artizanı at kenara. koskoca kazakistan çöllerini, iran çöllerini aşıp gelmene yardım edecek; lan ne yardımı, bunu yapmanı sağlayacak demircilerin vardı vaktinde. sen nasıl becerdin de demirci bile miras bırakmadın cumhuriyete? bu nasıl bir yıkımdır, gerçekten anlamam. ingiliz hint'i sömürdü ve yok etti, farkı yok arkadaş. farkı yok.

    atatürk, bu asırlar boyu mala dönmüş, bu arada da mallığı kimlik edinmiş kimselerden bir şeyler çıkabileceğini sanmış. sanırım en büyük hatası bu. gerisi zaten, hep ya bunun varyetesi, ya da öylesine minör ki bunun yanında anmaya pek gerek kalmıyor.

    bu beş para etmezler için, onun için, senin için, benim için ömrünü harcamak yerine gününü gün etseymiş keşke. 60 yaşını bile görmeden bu skindirik milletin sikkolukları yüzünden ölüp gitmek değildi öylesi bir kafanın hak ettiği...

    <sonradan sona ek> diyeceğim iki şey daha vardı, atlamışım. kısa keseyim:

    1- memlekette gayrımüslimler kalmayınca olanı gördük. bir şekilde azar azar gayrımüslim çekebilir miydi acep? cevabını veremediğim bir soru. çekeceklerinin komşu olmaması lazım, bunun için de en yakın yer yugoslavya (almanya'dan "yahudi" ve hitler muhalifi "ithali" gibi). dil farkı koca sorun. dili bilenler de hep komşu. çok sıkıntılı iş işte. atatürk de haklı.

    2- rönesans ve reformunun bu konuda da bir kırılma yaratacağına gerçekten inanıyor muydu? kültürel kırılmayı yaşattı bir parça, doğru. buna bakınca olası görünüyor ya, "atatürkçü" namussuzların da "atatürkçüsüz" namussuzlardan eksiklerinin olmadığını görünce...

    eline vermişler küflenmiş patlıcanla yağlı domuz kaburgasını, "hadi karnıyarık yap" demişler. onun da sonunda ola ola bu olmuş. ah ki 10 sene daha yaşasaymış da emeklerinin meyvelerinin ne olacağını göreymişiz ya keşke, ah...
  • hatasız kul olmaz. onun da yanlış hamleleri vardır elbet. bunlardan biri mübadelede karamanlılar gibi aslen türk olan hristiyanları yunanistan'a itelemesi. ilber ortaylı'nın tabiriyle anadolu'daki bu geri kalmışlık biraz da onların gidişinden ötürüdür. zira bu topluluklar eğitime değer veren, zanaatkar, üretici kitlelerdi.

    bir diğeri de ismet inönü'yü saf dışı etmemesi /edememesi. zira inönü iyi bir asker berbat bir politikacıydı. türkiye'yi ikinci dünya savaşının dışında tutmaktan gayrı başarısı yok.
  • devrimi yanlış ülkede yapmak
  • --- spoiler ---
    "türk milletinin karakteri yüksektir. türk milleti çalışkandır. türk milleti zekidir... türk milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir… türk milletinin tarihi bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır..."
    --- spoiler ---

    milletini fazla ciddiye alması, çok güvenmesi maalesef.
hesabın var mı? giriş yap