• devlet çocuklarımızı en bağnazından, en cahilinden dindar olarak yetiştirmek için bütün imkanlarını seferber etmişken çocuğunu dinden uzak tutmaya çalışan anne babanın yaptığını eleştirmek kimseye düşmez. önce ateistin parasıyla ateistin çocuğunu müslümanlaştırmaya çalışan devlete iki laf et ki seni ciddiye almam için bir neden olsun.
  • çocuğun beynini dini dogmalarla yıkamadığınız sürece, ekstra emek harcamadan kendiliğinden yetişiyor.

    dün oğlandan yediğim fırça sonunda gayet net olarak fark ettim bu durumu.

    ben: bugün inşallah yağmur yağmaz.
    benim oğlan*: baba, inşallah, maşallah, allah korusun filan deme yaa, çok gıcık oluyorum bu laflara.

    bildiğin şakirtmişim ben amk, derhal bir çift takunya aldım kendime, bir huzur kapladı içimi.
  • insanın "islam yaratılışında doğması" gibi götten uydurmasyon tespitler sahibi yüce kanaat önderlerimizi germiştir.

    o ne lan? ana karnında namaz kılıp sakal bırakıp oruç mu tutuyordun dingil?
  • çocuğun fabrika ayarlarıyla oynamazsanız, çocuk doğal olarak ateist olur, ama çocuğun ayarlarını mütemadiyen kurcalarsanız, çocuğu müslüman da yaparsınız, yahudi de yaparsınız hatta biraz zorlarsanız ateşe bile taptırabilirsiniz ve tüm bu zihinsel saldırılara maruz kalmış bir çocuk olarak, müslümanlık tercihini kendi özgür beyninin verdiği bir karar sanıp buralarda ahkam da kesebilirsiniz.
  • türkiye de dahil her yerde mümkündür. çocuğa gerçek/bilimsel bilgileri verdiğinizde kendiliğinden inançsız biri olur zaten.

    evde dini inanç yoksa, inançlarla ilgili ritüeller uygulanmıyorsa, dinle ilgili olumlu veya olumsuz herhangi bir konuşma yapılmıyorsa ve bütün bunlardan daha önemli olarak çocuğun sorduğu sorular yaşıyla uyumlu bilimsel bilgiyle yanıtlanıyorsa o çocuk inanç taşımaz.

    eşim de ben de inançsızız. birbirimizin ateist olduğunu evlendikten bir iki yıl sonra öğrendik. dindar insanlar olmadığımız zaten çok açıktı ama birbirimizin hepten inançsız olduğunu da bilmiyorduk. çünkü hiç konuşmamıştık. neden konuşalım? hayatımızda, oturup da dedikodusunu yapacak, dalga geçip eğlenecek veya kızıp eleştirecek kadar değerli bir konu değilmiş demek ki.

    çocuk evde din görmeyince varlığından haberdar olmuyor. basit sorularını doğal gerçeklerle açıklayınca bakış açısı doğru gelişiyor. her şeyin mantıklı, elle tutulur bir açıklaması olduğunu güdüsel olarak biliyor ve aldığı yanıtlar onu tatmin etmediğinde tepki gösteriyor. parkta oyun oynarken bile onu bilgiyle donatmak mümkün. çocuklar en iyi oyun oynayarak öğrenir. bahçede gördüğü bir böceğin, çiçeğin veya başka herhangi bir canlının nasıl bu hale geldiğini çok eğlenceli biçimde anlatabiliriz.

    doğayla, yani maddeyle iç içe büyüyen çocuk hem çok sağlıklı gelişir hem de hurafelerle yorulmaz. sorunlarını çözer, gerçekçidir, mutlu ve hem kendisiyle hem de çevresiyle barışıktır. parkta oynarken salıncaktan düştüğünde "nazar oldu bana" diyerek başka insanları default olarak "kötü niyetli ve kıskanç" olarak görmek ve suçlamak yerine kaza der, dikkatsizlik der, şanssızlık der ve geçer. ona bu doğru bakış açısını aile öğretir.

    çocuk hata, yanlış ya da kötü bir şey yaptığında bunun günah olduğunu ve cehenneme gitme ihtimali bulunduğunu söylemek yerine, neden yanlış veya kötü olduğunu açıklar aile. çünkü bu eveyn, korkuyla sağlanan disiplinin, korkuya neden olan faktör ortadan kalktığında kendiliğinden yok olacağını bilir. aslolan iç disiplindir.

    inançsız anne babaların, -çocuklar sordukları vakit- dinlerin ne olduğunu anlatması gerek. çocuk soruyorsa mutlaka bir şeyler söylemek, onu bilgilendirmek gerekecek çünkü. çünkü bu çocuk saksı olmadığı için hep evde durmuyor. büyüyor, arkadaşları oluyor ve dini kavramlarla karşılaşıyor. bazı anne babalar "ben karışmam, ben nasıl kendim araştırıp yalan olduğunu gördüysem o da öyle görsün; hem inanma özgürlüğüne müdahale etmemeliyim, o büyüdüğünde kendisi karar versin" der.

    ben bu yaklaşımı hem yanlış hem tutarsız hem de zararlı buluyorum. çocuğunuzu, bütünüyle yanlış ve zararlı olduğunu bildiğiniz bir şeyin empoze edilmesine izin vermek iyi bir ebeveyn olmadığınızı gösterir. bunu kötü niyetle yapmadığınızı elbette biliyorum ama zaten kim çocuğuna kötülük etmek ister ki?
    anne babanın görevi çocuğuna doğru bilgiyi vermek, kandırmamak ve kandırılmasına izin vermemektir. siz onu doğru bilgiyle donatmaz, kendi bildiğiniz gerçeği aktarmazsanız beynindeki boşlukları çevre mutlaka doldurur. çocuğu buna açık bırakmak hatadır. siz bilimsel düşünen ve gerçekçi bir ebeveyn olup çocuğunuzun alt yapısını sağlam hazırlamış olmanıza güvenip ileride kafasındaki sorulara doğru yanıtları bulabileceği düşünebilirsiniz. haklısınızdır da. bulur. ama bu kadar saçma bir konu için neden zaman ve enerji harcasın? bu angaryayı ona neden yükleyesiniz? neden onun da sizin geçtiğiniz sancılı süreçlerden geçmesi gereksin? o kadar önemli ve değerli bir hayati tecrübe midir din? gereksiz. ayrıca bu yaklaşımın, ülkenin mevcut politik yönü göz önüne alındığında ne denli yanlış ve tehlikeli olduğu görülüyordur sanırım. din eğitimi kreşlere kadar düştü. siz çocuğunuza doğru bilgiyi vermezseniz okulda hurafelerle dolduracak ve korku temelli eğitecekler.

    dilerim bütün insanlık çocukları yalan, yanlış, korku dolu ve hiçbir gerçek temeli bulunmayan düşüncelerden uzak büyütür... çocukların dini olmaz. çocuklara din empoze etmek aslında net bir insanlık suçudur, inançlıların kendilerine ve inandıkları dine hiç güvenmediklerinin açık delilidir. bırakın seçecekse ileride kendi seçsin...

    edit: "bunda yanlış bir şey yok. tıpkı müslüman anne babanın çocuğuna kuran öğretmesi gibi. bunu idrak edemeyen bir takım tıynetsiz insanlar çocuğa din öğretilmesine karşı çıkıyor halbuki kendi yaptığından zerre farkı yok."

    denmiş.

    çocukların dini yoktur. çocuk doğduğu ülkenin dini neyse, ana babası hangi dine mensupsa o dine inandırılır. hiç vakit kaybetmeden kulağına adı fısıldanır kur'an okuyarak. ebeveyn hristiyansa vaftiz eder. (bu vaftiz inancı ta yunan mitolojilerine dayanır (belki daha da eskidir) ki aşil'in topuğu mitini herhalde hepimiz biliriz. hatta islam'daki üfürükçülük, abdest suyunun içilmesi gibi inançlar da buralara dayanır.)

    bunlar tümüyle bir çıkara dayanır. çocuğuna dini bilgi vermeyen, onu sağlam itikatli biri haline getirmeyen ana babaya ceza vardır çünkü. allah o ana babayı cezalandıracaktır. günahtır. önce kendileri sonra da çocukları için öte alemi güvenceye almak ister ve günah işlemekten kaçınarak çocuğa hemen din empoze ederler.

    ateistin çıkarı ne? hiçbir şey.
    ben çocuğuma din belletmedim, dini eğitimden korudum diye kim bana madalya takacak? kim huriler nuriler verecek, kim bana "aferin, bir sevap point daha kazandın" diyecek?

    o yüzden tıynetsiz ve çıkarcı insanların, çocuklarını dini öğretiyle büyütmeyenlere hakaret etmeleri hazin.
    senin allah'tan ödün kopar, çocuğunun beynini dinle yıkarsın. ben allah'a da diğer tanrılara da inanmayan biri olarak çocuğuma hiçbir şey empoze etmem, dürüst davranır gerçeği de söylerim. bu, üstünde durulacak bir davranış değil, yaşamın diğer gerçeklerini öğretmek gibi bir davranış sadece.
  • şöyle bi soru sordu geçen, madem herkesin bir annesi var ilk insanın annesi kim diye, ya valla iki görüş var biri tanrı diye bir varlığın yarattığı, diğeri de bir şekilde dünyaya ve hayata ayak uydurmak sureti ile geliştiğimiz yönünde hangisini beğenirsen onu kabul et biz de bilmiyoz dedik.

    çocuk ikinci daha mantıklıymış ben onu seçtim dedi sdakldasjlk.

    çok zor değil, yani inanmazsan mangalda kömür olursun, sonsuza kadar işkence görür kaktüs yersin filan demeyince su yolunu buluyor.
  • yazarı belli olmayan hurafeler yerine kitabın kapağına delikanlı gibi ismini yazmış yazarların fantastik öyküleriyle büyütmek. onu öldür, bunu kes, şunu zıkkımlanma, kıyafetin talimatnamelere uygun olsun emirleri yerine başı belli sonu belli kitaplar okur bari çocuk. mallar da hemen birikmiş "14 yaşında seks videosu düşer", "aman sizi düşünüyorum eki eki yanmayın sakın" diye. at gözlüklü kardeşler gidip evlatlığın helal kılındığı, nekrofilinin fetvalarla münasip görüldüğü, bir avuç çöl parçasının güya vadedildiğini veya tahtaya çivilenmiş herifin birinin canı isteyince gökten inip cümle âlemi kurtaracağını doğru yol olarak bilsinler, kendi tercihleridir. bizim ahlakımız bize hatta size bile yeter. gidin başka yerde yapın misyonerliğinizi. habayda hubeyde kuteyre falan diyin hatta, bir ara çok meşhurdu.
  • o yetiştirilen çocuk benim. hem babamın hem annemin ateist olmasından mütevellit tanrı kavramı hiç haaytımda yer almadı. ilk sorgulamamı anasınıfındayken yaşamıştım. yemekten önce tanrıya bize verdiği nimetler için dua ettiriyorlardı. okuldan eve bir hışımla gelip, annemleri " tanrı diye bir şey var siz bilmiyorsunuz" diye azarlamıştım. o kızgın halimi babam sakince yatıştırıp, tanrı diye bir şey olmadığını, o nimetleri de bize onun getirmediğini tane tane açıklamıştı. hiçbir zaman bilmediğim bir dilde dua ezberlemedim, hiçbir zaman olmayan bir şeyden korkmadım ya da en korktuğum anlarda olmayan bir şeye sığınmadım. aileme en çok bunun için teşekkür ederim.
  • işgalci uzaylılar gibi yetişeceğine ateist yetişsin amk. kılavuzunu siktiğimin dingillerinden olmasın çocuk.
  • kitap okutun önerisine bir artı da benden.

    babam ikinci evliliğini aşırı dindar biri ile yaptı. çocuk sahibi oldukları zaman, evden ayrıldığım döneme tekabül ediyor. yaklaşık 17 yıldır yetiştirdikleri kızlarına her türlü baskıyı yaptılar. erken yaşta dini ritüeller, kapalı bir yaşam, imam-hatip dengi bir özel okul. bu kızcağızın hayatla olan teması büyük ölçüde internet ve kitaplar ile oldu.

    yaz tatilinde istanbula'a tatil için gönderdiler. biraz korkuyordum açıkçası. nasıl biri olduğunu pek de bilmiyordum. sonuçta ne oldu biliyor musunuz? kendinden emin, ateist forumu takip eden, arkadaşlarından bahsettiğinde, ben "boşver sen onları, onlar ergen" dediğimde "abla ben de ergenim :) diyebilecek kadar kendini bilen, selfie çeken ama hemen arkasında duran kitap dükkanında saatler geçirebilecek, çok kafa dengi bir kız kardeşim olduğunu öğrendim.

    özetle kitaplar var oldukça, dogmalar birer birer yok olacak. hem de tüm yasaklara rağmen.
hesabın var mı? giriş yap