• tanım: duygusal, sosyal ve entelektüel bağımsızlıklarını ilan etmeleri sonucu gerçekleşen süreçtir.

    zira ateistlerin çoğunluğu(hem de baya büyük çoğunluğu) sahiden istintak etmeyen, sorgulamayan, incelemeyen, özellikle din felsefesi ve teolojik alanda hiçbir birikimi bulunmamayan kimselerden oluşur. yani inancını(ateizmi) akademik düzeyde bir araştırma içerisine girip benimsemez, tamamen duygusaldır ve popüler kültüre dayalı alır kararını. sonrası biraz olgunlaşmaları sonucu mukayese yetenekleri artış gösterir ve beyinlerini kiraya verip körü körüne kolektivist bir hareketin parçası haline gelmek yerine, liberal bir yol izleyip sivrilirler. artık kimsenin etkisinde kalmaksızın özgün inancını edinebilme yetisine sahiptirler. tanrının varlığına işaret eden onlarca argümanı görmezden gelemezler.

    edit: "ateistlerin çoğu, inançlarını sorgulamadan ediniyor" dedim diye üzerime kusanlar var.

    the atlantic dergisinde bir istatistik yayınlandı. bu istatisliğe göre, insanların ateizme yönelme yaşının 14-16 arası olduğu belirlendi. o yaşta bir çocuğun felsefi argümanları irdelemesi, teolojik incelemeler yapıp bir kanıya varması, en önemlisi de tutarlı ve mantıksal bir metot benimsemesi çok güçtür.

    bu 14-16 yaş aralığı genellemedir ve tabiki istisnaya muhtaçtır. bu istisna ise celal şengör'dür.

    bırakın 14-16 yaşı; şengör'e ne zamandan beri ateist olduğu sorulduğunda, "kendimi bildim bileli" cevabını verir. bir çok ateist de, psikolojik sebeplerden ötürü ateizme geçiş yapar. bilim ve felsefede derinlemesine araştırma yaptığından değil. tamamen duygusal ve keyfekeder kaprislere dayalı bir seçimdir bu. şengör'ün ropörtajını olduğu gibi alıntılıyorum:

    "soru: ateist olduğunuzu söylüyorsunuz…
    şengör: evet… ama yani şey değil, kendimi bildim bileli.
    soru: kendinizi bildiniz bileli…
    şengör: kendimi bildim bileli…
    soru: yeni gelişen bir şey değil yani, veya okuduğunuz bir şeyle alakası yok?!
    şengör: hayır, hayır, hayır, küçücük çocukluğumdan beri.
    soru: ama siz bir ateist olarak…
    şengör: efendim ben çok küçükken bana masallar okunuyordu. o masallarda cadılar falan vardı. ben çok korkuyordum. ve bana diyorlardı ki 'korkma, bu doğru değil. bu bir masal, nihayetinde'. ondan sonra dini öğretmeye başlayınca, orada da işte cehennemdi melekti falan… bunlar nerede diyordum. bunlar yok. diyordum bunlar da masallardaki yaratıklar gibi. bunlar da hayali. 'hayır' diyorlardı, 'bunlar hayali değil'. ee, peki nerede? cevabı yok."

    ateistlerin çoğu, şengör gibi, daha çocukken, eleştirel bir düşünceye ve mantıklı bir metoda ve herhangi bir argümana dayanmayarak dinleri reddetmiştir. yani önce inanmışlardır, sonrada bu kör inançlarını temellendirmek için çırpınmışlardır. amaçları en sağlam temele dayanan inancı edinmek değil, inanmak istedikleri akımı sağlam temellere oturtmaya çalışmaktır.
  • en baştan beri agnostizmi daha mantıklı bulan kişi için gereksiz olan süreç. hatta ortamlarda fazlasıyla mevcut olan ateist arkadaşlara önerilen ve açıklanan agnostizm tüm bu kavramlar arasında en geçerli olandır. bilemeyiz arkadaşlar, hele ki tanrı gibi bir kavram bu kadar sükse ederken vardır veya yoktur diye kesin söylemlerde bulunmaktan kaçınmak gerek. bilgi çağındayız diye her boku bilmiyoruz bilemeyiz. fakat yine de şunu belirtmekte fayda var ki tanrının olması ihtimali yine de düşük bir ihtimal bana göre. ama varsa da bunun bizim düşündüğümüz daha doğrusu insanlığın yarattığı tanrılardan farklı bir varlık olacağını düşünmekteyim. kitap falan gönderen bi tanrı olamaz benim aklımca. neden derseniz bi tane gönderdin olmamış ikiyi gönderdin olmamış daha da zorlar mısın sen olsan?bence tanrı hiç zorlamaz kitap gibi basit araçlarla insanlığa din gönderip kendini kabul ettirmeye çalışmaz. emin olmadığınız konu her ne ise bilmiyorum demekten kaçınmayınız.
  • bir ateist olarak agnostisizmin ateizmden daha rasyonel olduğunu kabul ediyorum, ancak bu tercih değiştirmek için yeterli değil. bugün dünyadaki tanrı tanımı agnostizmin daha yoğun olarak ihtimal verdiğinden çok uzak. hayal gücümüzün almayacağı derecede çok ihtimal varken bunları bir yerden sonra ihmal etmek gerekir. ben de küçük ihtimallerle uğraşmaktansa enerjimi daha yapıcı işlere yöneltmeyi doğru buluyorum.
  • "bu evren, evrenüstü bir varlığın ossuruğuyla oluşmuş bir baloncuktur. bu baloncuk patlayınca evren yok olacak" desem.

    eğer ateist iseniz "siktir lan, buna neden inanayım" dersiniz. agnostik iseniz "neden olmasın hacu, belki de öyledir" dersiniz.

    dinciyseniz kimin söylediğine bakarsınız sizinkiler söylemişe bunu ölümüne savunur, kabul etmeyenlerin kafasını kesersiniz.
  • döt korkusunun hafiften baş göstermesiyle ortaya çıkan süreç. bknz: yaradanin karsisina çıkınca; ben yok demedim. olsa da bilemeyiz dedim. ihihi(acı gülüş efektiydi bu )
  • yeterli bilimsel bilgi birikimi olan kişilerde yaşanması güç olay. zira yukarıdaki arkadaşların aksine biraz teorik fizik biraz tarih bilgisiyle deney ve gözlem dışındaki açıklamaların var olma nedenlerini ve mekaniklerini gayet kolayca anlayabilirsiniz. problem şu ki günümüz agnostik diye geçinenleri, ateistlerin de onların tanımıyla birer agnostik olduklarının farkında değiller, bilimin skeptik duruşunu ateistlerin taşımadığına kendilerini kolayca inandırmışlar çünkü herkes kendi grubunun ve düşüncesinin en doğru olduğunu düşünmeye bayılır.
  • aslında tam tersi bir başlık olması gerekirdi.
  • nihayetinde teizme geçmekle netice bulabilecek süreç, tabiî mevzubahis şahıs etrafındaki müptezel ateist arkadaşlarından ayrılıp, aklıselim insanlarla beraber olursa. mühim olan önkoşullarından arınıp düşünmektir. eninde sonunda gönlü islâm'a ısınacaktır.
  • 10 üzeri 10 üzeri 123 de 1 ihtimal ile gayet kolay açıklanabilecek geçiş sürecidir.
  • insan türünün son 150 yılda elde ettiği bilgi birikimini çöpe atmayı becerebilen herkesin yaşayabileceği süreçtir.

    agnostisizmin kökeni antik yunan'a dayanır, tanrılar kimsenin karşısına çıkmadığı için felsefeciler arasında "tanrıların varlığı veya yokluğu kesin olarak bilinemez" fikri baş göstermiştir. agnostisizm, geçmişte veya günümüzde insanlar tarafından tapınılan tanrıların var olup olmadığını bilemeyeceğimizi ileri sürer, bilimsel değil felsefi bir yaklaşımdır. thor'a da, zeus'a da, vishnu'ya da, allah'a da, jesus christ'e de aynı şekilde yaklaşır.

    ateizm ise insanlar tarafından tapınılan tanrıları kesin olarak reddeder, zira tüm dinlere ait hikayeler bilimsel açıdan temelsiz masallardır, bir ateist evreni yaratacak kadar güçlü bir varlığın yarattığı evrene kıyasla tamamen önemsiz canlılara kitaplar gönderip, varlığını reddetmemelerini, alkol tüketmemelerini, domuz yememelerini ve evlilik dışı ilişkiye girmemelerini emrettiği, aksi halde kendilerini sonsuz azaba mahkum edeceği iddialarına götüyle güler.

    ateizmin septik davrandığı nokta ise içinde yaşadığımız evrenin herhangi bir varlık tarafından yaratılmış olup olmadığıdır, ancak bu sorunun cevabı insan türünün şu anki bilimsel seviyesinin ötesinde bir yeterlilik gerektirdiği için şimdilik önemsizdir. evren pekala gerçekten de sonsuz güce sahip bir varlık tarafından veya teknolojik olarak çok gelişmiş bir uygarlığa mensup bir birey tarafından proje ödevi olarak yaratılmış; ya da fizik kurallarının hakkında henüz bilgi sahibi olmadığımız ölçekteki davranışları uyarınca diğer sonsuz sayıda başka evren gibi kendiliğinden oluşmuş olabilir.
hesabın var mı? giriş yap