• dincilerin iddialarının aksine ateizm bir din değildir. o yüzden uyulması zaruri kuralları yoktur. tanrının varlığını reddetmek ateist olmak için yeterlidir. gerisi kişinin iyi olup olmadığına, ahlağına, zekasına, hayatını nasıl yaşamak istediğine kalmıştır. evrim ateistin yaşam kurallarını belirlemez, sadece sorularının bazılarına cevap getirir.

    evrim canlıların nasıl oluşup bu günkü hallerine ulaştıklarını açıklar. mükemmel değildir ama iş görür. evrimin ana mekanizması çevre koşullarına uygunluk açısından avantaja sahip olan türlerin nesillerini sürdürüp, çevreye uyumsuz genlere sahip olanların azalarak bitmesine dayanır. bu bağlamda evrim insanlığa erken yaşta üreme yeteneği vermişse, ki bu bile tartışmalıdır, çünkü insanlar üreme yetisini diğer hayvanlara göre daha geç yaşta kazanırlar, aynı zamanda zeka ve öğrenme yeteneği de vermiştir. çocuk yaşta bebek sahibi olanların öğrenme evreleri sekteye uğrar. kişi birey olma, tecrübe kazanma, kendisini hayata hazırlama şansı bulamadan, daha çocukken çocuklarının sorumluluğunu alır. sonuçta kendisinin ve çocuklarının hayatta kalamama ihtimali daha geç yaşta evlenip çocuk sahibi olan yaşıtlarınınkine göre çok daha azdır.

    burada evrimin bize kazandırdığı zeka ve merhamet duygusu devreye girer. merhamet duygusu sayesinde aile ve toplum zayıf olanı korurken zeka da topluma genç yaşta üremenin yanlış olduğunu öğretir. insanın diğer canlılara karşı bütün fiziksel ve fizyolojik dezavantajlarına rağmen güçlü olup ayakta kalmasının nedeni evrim sayesinde sahip olduğu büyük ve iyi çalışan beynidir. evrim belki insana kanatlar, bazı hayvanlarınki kadar güçlü bacaklar ve duyu organları vermemiş ama insan beyni sayesinde dünya üzerindeki hiç bir canlının ulaşamayacağı yerlere ve hızlara ulaşıp atomdan evrenin sınırlarına varan bir spektrumu gözlemleme şansına ulaşmış. aynı evrim, belki insanın çocuk yaşta üreme kabiliyetine ulaşmasına engel olamamış ama verdiği zeka sayesinde insanlık bunun yanlış olduğu sonucunu yüzyıllar önce çıkarmış.

    evrimin bize kazandırdığı zekayı kullanan insanlar ve toplumların düşünceyi bir kenara itip, kendilerine dinlerin dayattığı kuralları sorgulamadan kabul edenlere karşı neden daha iyi şartlarda yaşadıklarını sorgulayanlar evrimin hala kazanmakta olduğu sonucuna varabilirler. tabi bunu yapabilenlerin genellikle dogmalarla işi olmayanlar olması da bir rastlantı değil.
  • geçmiş zaman ile şimdiki zamanı kıyas yapan bir suser sıçmığı.
    unuttuğun en önemli şey ise, evlilik ile cinsel yaşamı bir tutman.ikisi de çok farklı şeyler.
    evrime inanan bir insanım ve dediklerine de katılıyorum(cinsel ilişki yaşı ve zamanı hakkında). fakat, evliliğin ne olduğunu anlamanı umut ediyorum en kısa zamanda
  • evrimsel biyolojiye uygun diye tüm sosyal normları, insan haklarını, çağın gerektirdiklerini çöpe mi atalım? "fiziki olarak ergenliğe ulaşmış" diyebildiğimiz bireyler 9-12 yaşlarında evlilik denen kuruma yöneltilebilir mi?
    *1*modern dünyaya ayak uydurabilmek hazır bulunuşlukla sahip olunacak bir şey değil. hiçkimseye default olarak gelmeyen bu modern dünyada yaşama becerisini elde etmek için belli başlı eğitim ve yaşantı süreçlerinden geçmek gerekiyor, bu yüzden genel olarak 18 yaş bireyin reşit olduğu yaş olarak kabul ediliyor. 9-12 yaşlarındaki küçük insanlar modern dünyada evliliğin sorumluluğunu üstlenerek, aile himayesi olmaksızın yaşamaya ne kadar hazır olabilir; özgür iradesi ile dışsal etkenlerden bağımsız olarak evlilik kararı alabileceklerine inanabilen var mı?

    *1*: modern dünyada yaşayabilme becerisine dair en temel örnekleri kafanızda canlandırabilmek için işçi göçünün yoğun olduğu kentlerdeki toplu taşıma sistemlerini gözlemlemenizi tavsiye ederim. (iniş-biniş önceliği gibi)
    gözünüzde beş çocuğuyla henüz 20'li yaşların ortalarında olan ve toplu taşıma sistemini çözmek için, modern hayata ayak uydurmak için çırpınan bir kadın canlanıyorsa anlaştık demek.

    olayı ateizme, müslümanlığa, pastafaryanlığa, arap seviciliğe getirmeden önce konuşulması gereken temel ahlaki değerler söz konusu.

    ayrıca;
    (bkz: bilim etiği)
  • bir mesajda yazdıklarımı buraya aktarmak istiyorum.

    kur’an bir alt limit belirliyor. bir öneri, tavsiyede bulunmuyor. hukukta da alt ve üst limitleri rasyonel sebeplere göre belirleriz. bakın 18 yaş diyoruz. bunun tam olarak isabetli oldugunu iddia edebilir misiniz? yani neden 18 mesela? 17 ya da 19 değil de neden 18? çünkü insanların hem biyolojik hem psikolojik gelişimi de göz önüne alınarak, ortalama bir değerde birleşilmiş zamanında. ( ki bazı ülkelerde örneğin ehliyet için 21 yaş gerekiyor, yani o bile değişken)

    şimdi genel bir kural olarak 18 de birleşilmiş. ama bu ön kabul yapılırken dahi, bu kuralı koyanlar da bu yaş sınırının istisnasını oluşturacak bireyler olabileceğini biliyor. yani 19 yaşında olup olgunlaşamamış “yetişkinler” olamaz mı? olur, oluyor da. ama genel kural için, bu istisnalar göz ardı ediliyor . aksi halde bir limit belirlemek imkansız.

    peki kur’an neden salt biolojik bir alt limit belirliyor? çünkü kur’an evrensellik ve tüm zamanlara hitap etme iddiasında bir kitap. yani 50 yıl önce 14 yaşında evlendirilen ninelerimize de , bugün 30 undan önce evlenmeyen bizlere de hitap ediyor. gerçekten de, insanların biolojik ve psikolojik gelişimleri coğrafyadan coğrafyaya ve zamandan zamana farklılık gösteriyor. tüm bunlara bir hüküm olaraksa, kişinin fiziksel hazırlığı alt kimit olarak koyuluyor. çünkü bu tespiti mümkün bir şey. bir kadın, regl döngüsüyle fiziksel olarak üremeye hazırdr. bunu bilebiliriz yani. ancak psikolojik hazırlıgı kişinin kendisinin bile tayini oldukça zor.

    bir de,bu 9 yaşında ergenliğe girilmesi meselesi de çok sakız edilen bir mevzu. yukarda 18 yaşın istisnalarında olduğu gibi, aslında büyük bir istisnadır 13-14 yaşından önce regl olmak. bunu söylerken o yaştakileri görmezden gelelim demiyorum. ama zaten 9 yaşında kızı erken ergenliğe giren sağlıklı biri onu evlendirmez. evlendirecek kadar şuursuz bir aileyse de bunun yaşıyla gelişimiyle alakası olmaz. bir dine mensup olmakla da alakası olamaz. ergenliğe girip girmediğine, olgunluğuna bakmadan evlendirirler. kısacası, kur’an ergenlikle beraber evlenin emrinde bulunmadığından, bu kadar sorun olan ne anlayamıyorum.

    bir ateist’in kur’an ı bu konuda eleştirmesi için;
    1- ya kur’an emredici şekilde ergenlikle beraber evlilik hükmü veriyor olmalı
    2-ya da psikolojik gelişimi açıkça hiçe sayan tavsiyelerde bulunuyor olmalı

    kur’an ı mı eleştiriyorsunuz, yoksa bir takım sunni sözde din adamlarını mı? dini mi eleştiriyorsunuz yoksa din kisvesi altında kendi zevkini yaşamak için din adına uydurma hüküm veren ahmakları mı eleştiriyorsunuz?

    ateist cenahta kafalar karışık sanırım...
  • ateizmin verdiği bulgular... baba ne içiyorsunuz siz. ateizm belli kuralları olan bir dinsel yapı sanki amk. dunyada atıyorum 250 milyon ateist varsa 250 milyonunun da inançsızlığı farklı lan. evrimle de kardeşmiş bak bak. evrime şüpheyle yaklaşan bir dünya ateist var. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak bu diyeceğim ama fikir sahibi olmak için az da olsa bir bilgi kırıntısı lazım o da yok. tamamen goygoy. uzun yazayım da millet bir bok sansın sonra da ortam şenlensin amaç.
  • öğrenilmiş, sınanmış ve hayata geçirilerek ya da doğada gözlenerek doğrulanmış bilgi yerine hap gibi hazır, yeni bilgiye, deneyime kapalı metafizik felsefe ile koşullanmış beyinlerde absürd fantezilere konu olabilecek saçma bir kavram karmaşası.
    ateistim ve günümüz dindarlarından çok daha ahlaklıyım.
    çünkü hayatın ne kadar değerli olduğunun farkındayım. evet, evrim hayata dair bir olgu ama bu hayatta kalma ile ilgili, ahlak ise 'bana yapılmasını istemediğim bir şeyi başkasına yapamam' kararlılığı ile sonuçlanan bir vicdan muhasebesi sonucu, kimi zaman hayata kazık çakma hırsıyla arzularını dürten üreme güdüsünü de zapt etmeyi gerektiren bir haslet. bu haliyle evrimle pek bağdaştığı söylenemez.
    "ateist cehenneme inanmıyor, o halde her kötülüğü yapmaması için hiçbir sebep yok". bu, yunus emre'yi, mevlana'yı hiç anlamamış birinin süzme cehaletini yansıtan bir varsayım. çünkü tersi, inananların salt korkuyla ahlaklı göründükleri sonucuna götürür bizi. insanın inançla olgunlaşarak, yaratıcısına duyduğu sevgiyle yükselerek kusursuz bir ahlak ve erdem sahibi olması, ya da ateistin doğanın ve hayatın kendisine hayranlık duyarak benliğini olgunlaştırması, uyumlu yaşaması bu beyinden çok uzak bir seviye.
    haliyle böyle saçmalıyor.
  • eğer sorulan soru, tanrı korkusu olmayan ateist'in iyi olmasının nedeni nedir ise evrimle kurulan bağlantı fazlasıyla alakasızdır. zira evrimin adaleti ya da vicdanı olmaz, acımasızdır. bu kavramlar insan üretimi olup kültüre aittir.

    e peki böyle bir ortamda insanlar neden iyidir?

    çünkü iyi olmak kafalarına vura vura öğretilmiştir. bugün rasyonel otorite olarak gördüğümüz avrupa'nın tarihi işkencelerle doludur. ardından ise ceza yasaları ve hukuk gelmiştir. modern insan ise bunları elbette unutmuştur. onun "bir vicdanım olduğu için iyiyim" düşüncesi yapay bir kodlanmadan ibarettir.

    freud'un tüm çabası ise tam da bu yapay kodlanmayı incelemek, modern insanın şiddet sevgisi ve vicdan arasındaki ilişkisini anlamak üzerine kuruludur. zira tarihin farklı dönemlerinde, dinin egemenliği olan dönemler de dahil buna, insan şiddet uygulamaktan zevk alıyor idi. id, ego, süperego; bilinç, bilinçaltı tanımları da buradan ortaya çıkar. modern insan, eskiden yapmaktan zevk aldığı şeyleri artık bastırır ve bilinçaltında, insanlığın toptan yasak ettiği şeyleri ise bilinçdışında hapseder.

    bilinçte en fazla kalıcılığı olan şey acılardır. yukarıdaki örnekten gidersek avrupalının bilinci acılarla inşa edilmiştir. ingilizcede de bilinç ve vicdan kelimeleri birbiriyle epey benzerdir. conscious ve conscience. vicdana baktığımızda, sanki bilincin bilimi gibi bir şey ortaya çıkıyor. ya da insanın kendi içine bilimsel bir bakışı.

    iyi ya da kötü böyle bir vicdan tarihsel koşullar içerisinde insana kodlanmıştır. dinin ortaya koyduğu, "tanrı sana ceza yazacağı için bunu yapmamalısın" ahlakından da üstün durumdadır. zira tarihsel açıdan baktığımızda, ilk tip ahlak ilkel bir ahlak biçimidir. pavlov'un köpeği misali koşulludur. kötülük yapmanın neden kötü olduğu bilgisi o insanın içinde yoktur, aksine her fırsatta şiddet uygulamak ve bunun hazzını yaşamak ister. ikinci tip ahlak ise, ortada bir tanrı otoritesi kalmadığında dahi vardır. insan kötülük yapmaması gerektiğini bilir, çünkü bu ona kodlanmıştır. böyle bir insan ise kendi kendini idame ettirecek bir yapıya ulaşmıştır.

    diyorsanız ki vicdan yapaydır, evet yapaydır ben de onu diyorum zaten kodlanmış diyerek. lakin yapay olması onun modern dünyadaki mevcudiyetinin haklı zeminini ortadan kaldırmıyor. vicdan, dinsel ahlaka kıyasla pekala daha üstün bir ahlak biçimi. vicdanın yetmediği yerde ise hukuk devreye giriyor.
  • gördüğüm en acınası argümanlardan biri. blog'un adını da düşünen müslüman koymuş ajnsksnjs müslü sen düşünme bokunu çıkarıyosun.

    gerçekten bunu düşünemeyecek kadar salak mısınız yoksa kötü niyetli olduğunuz için zorluyor musunuz bilmem ama ateistlerin sosyal durumları evrimsel sürecin sınırlarına göre belirledikleri yok. yani gözlerimiz karanlıkta görecek şekilde evrimleşmemiş diye güneş batınca yatıp uyuyan ateist görmemişsinizdir mesela. ya da vücudumuz dünya'nın atmosferi dışındaki şartlara dayanamaz diye uzaya gitmeyelim diyen ateist duymamışsınızdır. evrime neden din muamelesi yapılıyor, neden bilinçli bir varlıkmış gibi davranılıyor onu da anlamadım. evrim en nihayet yirmilik dişlere bile çözüm bulamamış bir kör saatçidir. ben neden 14 yaşındaki çocuğumun sevişip sevişemeyeceğini evrime sorayım ajsbjsns.

    insanlığın herhangi bir ilahi dürtükleme olmaksızın yarattığı medeniyette rüştünü ıspat etmemiş bir çocuğu istismar etmek ya da evlilik gibi ağır bir sorumluluğun altına sokmak suçtur. modern bir suçtur. bunu düzenlerken biyolojik durum gözetilmemiştir. önemli olan bireyi kendi kararlarını alabileceği yaşa kadar korumaktır.

    insanların patates beyinli olduğu ve gökten kitap indiğine inandığı karanlık dönemlerin kuralları/öğretileri modern hayatta sıçtığı için iman edenlere de gelip saçmalamak kaldı. artık insanların okumadan, ailelerinin yanında yetişip grup içinde bakıldığı toplumlarda yaşamıyoruz. bugünün ergenleri ortaokul/lise öğrencileri. evlenmeleri için hiçbir mantıklı sebep yok. evlilik kurumunun zaten bürokratik durumlar hariç mantıklı bir yanı yok. ayrıca günümüzde insan ömrü de ortalama 70 yıl. 15 yaşında evlenip 60 sene aynı adamın suratına bakıp ne yapacaksın?

    velhasıl sizin allah sanayi devrimi sonrası toplumu görüp ihtiyaçlarını analiz edemediği için sikten kurallar koymuş. bunları aklayamazsınız. bence çıkın bu dinden. modern dünya vatandaşı olun. adam olun.
  • bir kere başlık hatali ateist e göre evrim diye bir şey yoktur sadece evrim vardir.bu da zaten bir teoridir kimse de buna inanmak zorunda değildir.
hesabın var mı? giriş yap