• tarık akan'ın arabasıda filmin en onemli oyuncularından,duldul herhalde ismi,sarı bi araba,boyuna bozulur sonra kendi kendine gitmeye baslardı,bunlarda pesinden kostururdu,necla nazır erkek fatma gibi bi karekteri oynuyodu,tarık akanda serseri bi herifi,tum egeyi arabayla dolasıyorlardı.ozellikle otostop ceken turistlerle ingilizce ve almanca konusmaya calısmaları cok komiktir.sonra asık olurlar birbirlerine,tarık baba uyusturucu isine girer,tarantinonun canta fetiszmi gibi bi canta muhabbeti sarar filmi,bi tek orları bayar,gerisinde muthis bi filmdir.mutlaka izlenmeli.hele eski izmir goruntuleri,fuar falan,izmirliysen kacırmıcan.
    ozellikle salak asik atraksiyonlarina en nadide orneklerden biri de bu filmdedir.
    birbirlerine asik olduklarini itiraf edince pacalari sivayip elele tutusup sokaklari sulayan itfaiyenin pesinden kostururlar.cok guzeldir o sahneler.arka fonda izmir sokaklari,parlayan bi gunes,super bi muzik,dunya umurlarinda olmayan iki asik.ameliedeki gibi bi goruntu soleni,serotonin bombardimanidir o sahneler.
  • tarık akan'ın leş gibi kokuyor abdestsiz deyyuslar repliğiyle yaran güzel komedi filmi.
  • en acılı en dertli anınızda açıp izleyebileceğiniz, bütün dertlerinizi unutacağınız montla sıç etkisi yapan film. alman turist sahnesi yardırır da yardırır. vücutta çalıştırmadık kas bırakmaz.

    --- spoiler ---

    t- welcome. you amerikan mısınız?
    a- nien, i'm deutschland*
    t- aaa deutschland, ich liebe dich...

    ...

    t- ja, orman... biz ikimiz drink, sonra dudu. ja?
    a- ja, dudu...
    t- allright!

    ...

    t- allah be... ulan seni hak dinine getirmezsem bana da tarık demesinler...

    --- spoiler ---
  • bir turk filmidir. tarik akan ile necla nazir basrolleri paylasirlar..
    ikisi de dolandiricidir. kendi caplarinda. bir sekilde biraraya gelip ortak olmak uzere anlasma yaparlar.
    fakat zaman icinde kucuk kizin safligi ve sade guzelligi oglani da etkiler. kiz zaten coktandir asik olmustur ona..
    ama hayat iste, fakirlik... aralarina girer..
    sonu yine de basi gibi tatlidir. film butunuyle cok cok guzeldir.
    icinizi yikayan yagmur taneleri inci gibidir izmir'in saclarinda..
    izlemek gerekir..
  • tarık akan'ın milleti soymak icin jilet satarken dikkatlerini dagıtmaya calısmak icin salladıgı laflarda muthis komiktir.
    ey izmirin kahraman evladları,iste yunanlıları burada denize(yanındaki denizi gosterir) doktugumuzde,yunan baskomutanı da yakalanmıstı,ataturk generalin yanına girdiginde,general cebinden bir sey cıkardı,lutfen bana bunu bagislayin diye yalvariyordu,işte o sey,hamisine nanay pipi,iste o seyyyy,hamisine nanay pipi lan cıldırtma adamı,iste o sey bu elimde gordugunuz jiletdir arkadaslar,simdi sizlere cok ucuza bu hizmeti sunaktan cok gururluyum(millet dumur bi suratla dinler)
    sonra canta mevzusuyla necla'dan ayrılıpta tek basına kaldigi donemde bu sefer cğidden jilet satip para kazanmak icin yine toplar milleti:
    bu jilet...
    bu jiletttt... (bıkkın ve umutsuz bi surat ifadesiyle)
    bos ver arkadas dunyanin en boktan jiletidir bu jilet ,jilet de bes para etmez ben de,hadi dagilin kardesim siz de,jiletinin de boyle dunyanin da,bosuna konusuyoz iste.
  • hulusi kentmen'inde konuk oyuncu olaraktan necla nazır'ın dedesi rolunde gozuktugu film.
    ayrica senaristi de besiktaslidir bu filmin.
    (takside giderlerken adam cuzdanini aldigi icin neclayi affeder)
    taksici:_harbiden delikanli adammissin be bey amca
    adam:_ee ne de olsa besiktasliyiz
  • söz ve müziği sezen aksu'ya ait mithat can özer şarkısı.

    alıp başını bir tepeye çıkıp avaz avaz bağırıp çağırma hissi yaratıyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=vzsyppsbol0
  • gercek olani doganin ne kadar estetik oldugunun, bozulmassa insana ne kadar guzellikler sunabileceginin canli kanitidir. eger gercek hayatta orman icinde ates bocegi surusu gormusseniz o manzarayi omrunuz boyunca bir daha unutamazsiniz. tabii simdi orman mi kaldi, doga mi kaldi allasen. gorebilecegin tek sey beton ormanlarindaki neon tabelalar.

    tarık akan ve necla nazır'in oynadigi film de tam bir eglence filmidir. ozellikle ege dogasinda gecen ustu acik kulustur arabayla gezdikleri sahneler insana kendini iyi hissettirir. tabii bazi ufak trajikomik detaylar da vardir;

    -film boyunca cocuk diye cagirilan karakteri koskoca kadinin oynamasi,
    -"cocuk bu be" dedigi kadina sonradan asik olan sakincali adam,
    -kazandiklari para belliyken nasil oluyorsa habire tomar tomar para biriktiren hirsiz kiz,
    -kizin da aslinda dededen zengin olmasi klisesi,

    vesaire vesaire.

    tabii butun bunlara ragmen umarsızca tatile çıkmak durtusunu harekete gecirdigi icin bile sevilebilir.

    bir de hamişine mamay pi pi kaydın mı kız diye gecip duran cumle aslinda uydurma midir yoksa o zamanin hirsizlik jargonunda gercekten var midir hep merak etmisimdir.

    eger icinizde eski hirsizlardan varsa beni de aydinlatsin bir zahmet, benim bildigim cok taninan bir hırsız var ama kendisine ulasmak zor haliyle.
  • film olanı beyazıt meydanı'nda başlar, sonra hacı hüsrev'e geçer, ekip kurulduktan sonra da trakya üzerinden izmir'e kadar ege'de enayi avına çıkarlar. akılda kalan sahneleri;

    - kahvede çalışma şartları konuşulurken ecevit'in sosyal adaletinden örnekler.
    - inek pazarlığında uyanık trakya köylüleri ve tarık'ın necla'ya ilk borçlanması.
    - arslan isimli sarı vosvos'un kendi kendine kaçması.
    - tarık'ın yoldan aldığı turist kızı kurcalarken ja'nı yiyim, ulan seni de hak dinine getirmezsem bana da tarık demesinler sözleri.
    - tarık'ın necla'yı kızdırmak için durmadan dayan başarırsın demesi.
    - vosvos necla'ya geçince tarık'a uyuzluk olsun diye turist oğlanları arabaya alması. you are alman öyle mi demesi. tarık'ın leş gibi kokuyor abdestsiz gavurlar sözleri ve bayern münih'den franz beckenbauer'e kadar sövmesi.
    - galiba konak meydanı'nda tarık'ın ahaliyi uyuturken nikolaos trikupis'den bahsetmesi.
    - ve, (bkz: ne de olsa beşiktaşlıyız)
  • küçükken toplayıp evde beslemeye çalıştığım böcek türüdür.

    bir akşam bir sürü ateş böceğini toplayıp şeffaf bir torbaya koydum. benim ateş böceklerim olacaklardı, sadece benim için parlayacaklardı. dedim ki içimden bunlar acıkır torbanın içine yiyecek bi şeyler koymalıyım. ne yer bunlar hmm yaprak koyiyim ben ekmek bi de. evet yiyecek işi tamam zaten bu torba işi geçiydi, maksat anne babadan saklamak. gündüz gözüyle böceklerim için başka bir barınak ayarlayacaktım. bir de nefes almaları için torbaya delikler açtığımı hatırlıyorum. çocuk aklımla hava almaları gerektiğini düşünmüşüm aferin bana. sabah kalktıgımda ateş böceklerimin hiç biri yerinde yoktu doğal olarak. torbada ekmek kırıntıları, yapraklar..
hesabın var mı? giriş yap