• (bkz: #20713147)
    (bkz: #20727194)
    (bkz: #20733852)
    (bkz: #20899024)
    (bkz: #22097166)

    kendileri hakkında yazdığım entryler şu şekilde, bu entrylerden hangisine istinaden hakkımda suç duyurusunda bulundukları ise şu an itibari ile meçhul. işin üzücü tarafı asıl illagelliği yapan, araştırma görevlilerini full time çalıştırıp sigortalarını 250 lira maaş üzerinden yatıran, yöke gerçek olmayan listeleri yollayan bizzat bu üniversite iken, hakkında dava açılan ve polisler tarafından aranarak ifadeye çağrılan, bu gerçekleri herkesin görebilceği bir yerde yazan sıradan vatandaş oluyor.

    bu şekilde insanları korkutabileceğini, yıldırabileceğini zanneden ise bir üniversite!!!!!. gençlere özgür düşünceyi, doğruluğu, dürüstlüğü öğretmesi gereken bir kurum. asıl merak ettiğim bu şekilde davranarak, kendileri hakkında olumsuz hiç bir şeyin yazılmayacağını mı zannediyorlar. bugüne kadar bir çok hocamızı üniversiteden uzaklaştırıp, kaybettikleri davalar ile milyonlarca lira tazminata zaten mahkum olmuş bir kurum, hala kendi yanlışlarını görmek ve bu yanlışları düzeltmek yerine bu yanlışları dile getirenlere dava açma yolunu seçiyor.

    ben ve avukat arkadaşlarım cuma günü ifademi vermek üzere emniyete gideceğiz, ondan sonra ilgili olay savcılığa iletilecek, bir süreliğine de olsa dava sayesinde hakkınızda benim olumsuz bir entry girmemi engellemiş olacaksınız, peki ya sonra? herkesi mi susturacaksınız, herkes mi yaptıklarınızı görmezden gelecek, bu ülkede birileri her zaman gerçekleri söylemeye devam edecek bundan hiç bir şüphem yok, sizlerin de olmasın.
  • kimi yazdıklarım hakkında ihtarname çekmiş olan üniversite. yazdıklarımız yalan olsa bir şey demeyeceğim. neyse efendim şimdi hakkımızda ihtarname çeken bu kurumun yasalara aykırı olarak neler yaptığına bakalım: normal şartlar altında her bölüm altında en aşşağı 3 akademisyen olması gerekmektedir, ilgili üniversitenin yöke gönderdiği liste ile gerçekte bölümlerinde bulunan akademisyen sayısı arasında fark vardıri, normalde ilgili bölümlere mensup olmyan akademisyenler sanki o bölüm altındaymış gibi gösterilir. buyurun yöke bildirilen liste: http://www.yok.gov.tr/y/atilim_guncel.xls buyurun gerçekler: http://www.loj.atilim.edu.tr/academic_staff.php , http://www.int.atilim.edu.tr/academic_staff.php , http://mod.atilim.edu.tr/academic_staff.php , http://ae.atilim.edu.tr/academic_staff.php , valla gerisine bakmaya ben üşendim işte bulduklarım, bu resmen yapılan bir illegalliktir. şimdi benim ilgili entrylerim hakkında ihtarnamede bulunan bu üniversite hakkında bende suç duyurusunda bulunuyorum (elbeeteki bir şey yapılmayacağını bile bie), resmen yöke yanlış bilgi verilmiştir.

    daha bitmedi buranın icraatleri, araştırma görevlileri part-time gösteriliyor bu üniversitede ve bu sayede sigortaları 300 tl'lik maaş üzerinden yatırılıyor, buyrun gene suç duyurusunda bulunuyorum, eğer bu ülkede denetim varsa!!! bu üiversitede araştırma görevlilerinin gerçekten part-time çalışmadığını kısa bir zamanda öğrenebilirler.

    daha çok şey yazılır ki yeri geldiğince yazacağım da, işte ülkemizdeki vakıf üniversitelerinin hali bu, ben boşuna demiyorum bu ülkede parası olanlara dokunulamaz, bu nedenle vakıf üniversiteleri bu ülkenin geleceğini atılmış en büyük kara lekelerdir diye.

    sadece bu üniversitenin yökteki ilanlarına bakın, her yıl aynı anabilim dalları için araştırma görevlisi kadrosundan ilana çıkarlar, ama kimse sormaz yahu sizde nasıl olurda araştırma görevlileri bir yıldan fazla durmuyor diye, ne zaman baksanız yökün ilan sayfasında bu güzide üniversitemizin ilanları görürsünüz. buradan ilgili üniversitede araştırma görevlisi kadrosuna başvurayı düşünenlere de, yeri gelmişken aman diyeyim, valla gençliğinize yazık olur böyle bir kurumda ve böylesine öğrencilerle.

    edit: valla burada yazılanlar kadar kendi çalışanlarının sözünü dinleseler ihya olurlar ama neyse. linklerde verdiğim bir çok bölüme başka bölümlerden akademisyenlerin isimleri yazılarak da olsa ilgili durumu düzeltmişler.
  • hukuk fakultesinin yanına atılım kolej binasını koymakla büyük hata yapmış okul. çocukların psikolojisi bozuluyor efendim. zaten şımarık yetişen bu çocuklar abilerini ablalarını görüp hepten yoldan çıkmışlar.örnekle devam edersek;

    peperuhi arkadaşını görmeye hukuk fakultesine gitmektedir. ilkokul çağındaki çocuklar ona kar atmışlardır.

    peperuhi: yapmayın canım.hadi gidin ilerde oynayın.
    çocuklar: (kar topu atmaya devam ederler) ehehehe.
    peperuhi: oğlum bak akıllı olun gömecem kafanızı kara.
    çocuklar: eheheheh...gelsene gelsene.
    peperuhi: lan amına koduğumun veletleri dağılın skerim toynağınızı.
    çocuklar: (hep bir ağızdan) örtmeniiiiiiim...
    peperuhi: ehehehelelele (kaçar)
  • şimdi öncelikle bu başlıkta, bu üniversitenin övülmeye başlandığı dönemleri dikkate alın, genelde bu dönemler tercih zamanlarına denk gelir, bu işte bir bit yeniği var mı yok mu karar sizin:).

    neyse efendim, daha önce bu üniversitede çalışmış bir öğretim üyesi olarak, açık ve net olarak yazayım: bu üniversiteyi tercih etmeyin, üzülürsünüz. zaten bu başlık altında bol bol neden tercih edilmeyecek bir üniversite olduğunu yazdım, ki kendileri beni susturmak için dava dahi açtılar ama maalesef sonları rezil olmak oldu, açtıkları dava mahkeme sürecine bile giremedi.

    şimdilerde toplantılarda, ekşi sözlükte kendileri hakkında yazılan olumsuz yazıları nasıl düzelteceklerini konuşuyorlarmış:), benden öneri dava açın.

    neyse konudan sapmayayım, öncelikle bu üniversitede size bakış açıları müşteri odaklıdır. yani üniversiteden çok ticareethane mantığı işler. ha bu arada yeri gelmişken haklarını tekrar vereyim: artık 4 yıl boyunca bursunbuz kesilmiyor, bu gayet güzel bir gelişme, en azından biraz daha üniversitemsi bir yer olmaya yaklaşıyorlar diyebiliriz. ancak hala çok uzağındalar.

    halkla ilişkilerin, pof pofladığı %92'lik istihdam istatistiklerine kanmayın, öncelikle bir gidin bakın bakalım kimmiş bu öğrenciler, çoğunluğun babası ne iş yaparmış, bu adamlar nasıl bu işlere girmişler? sonra tek sormanız gereken acaba burslu öğrencileri ne iş yapmaktalar, ya da derece ile bitiren öğrencileri nerelerde istihdam edilmiş? bu sorunun size net bir cevabını isim isim versinler bakalım, isterseniz bu konuda da size ben yardımcı olurum.

    zaten amacım buraya parası ile girecek öğrenci değil, atılım'ın derdi de siz burslular değilsiniz, amaçları paralı olanı çekmek. ama siz kafası basan sevgili burslu adayı, yazma evladım burayı, yazık edersin kendine. geri kalan zengin arkadaşlar, siz hangi vakıf üniversitesine gitseniz zaten üç aşağı beş yukarı aynı şey, para ile diploma. yazdıklarımı çok kaale almayın.
  • bu okulu tercih etmeyi aklının bir köşesinde bulunduran öğrencilere çok samimi bir şekilde söylüyorum ki o fikri kafanızdan çıkarın! dünyanın sanırım her konuda en rezalet sistemiyle karşılaşacaksınız. karşılaştığınız problemlerin hiçbiriyle ne rektörlük ne öğrenci işleri ne de kendi dekanlığınız ilgilenecek. hepsi de "bizi ilgilendirmez" deyip kestirip atacaktır. mesela bugün bu okuldaki ders kayıt sistemi internet üzerinden sınıfın bir yarısına açılırken diğer bir yarısına açılmadı. seçmeli derslerden herkesin almak istediği "iletişim hukuku" dersi ders kayıt sistemi açılanlar tarafından anında alındı; fakat benim gibi ders kayıt sistemi herkesten yarım saat sonra açılan kişilerce bu ders seçilemedi. düpedüz adaletsizlik olan bu durum okul tarafından "bize ne" şeklinde karşılandı. e kardeşim sizin probleminizden bana ne o zaman? ben hizmet alanım? bu ne hadsizlik. en son fakülte dekanı nami çağan'ı aradım ve telefonu "beni ilgilendirmez, haydi hoşça kal." diyerek yüzüme kapattı. ben hayatımda böyle bir rezalet görmedim. hukuk fakültesindeki adalet anlayışı sürünmekte.
    aynı şekilde servis ile ilgili yaşanan problemi artık dile getirmiyorum bile.
    üniversite tercih döneminde bana mesaj atarsanız eğer, daha birçok rezilliği sizlerle paylaşırım.
    kısacası bu okulu seçmeyin. seçmeyin. seçmeyin.
    hakkında olumlu denilen şeylere de kesinlikle inanmayın. ancak bina inşa ederek gelişeceklerini sanıyorlar zira.

    tanım: seçmeli dersi seçebilme özgürlüğünü sadece sınıfın bir kesimine tanıyan okul. istediğiniz seçmeli dersin alternatifini size dayatan okul. her hukuk fakültesinde seçmeli olan dersleri size zorunlu diye dayatan okul. sorununuz olduğunda telefonlara ya çıkmayan ya da "bize ne ki bundan?" diye tepki veren okul. ha böyle üniversite mi olur? olmasın daha iyi.

    edit: tercih etmeyin, kesinlikle etmeyin. tercih döneminde kafanıza takılan soruları itinayla yanıtlayacağım. başıma gelen her türlü sorunu sizlere anlatacağım.
    edit 2: bunu zamanın ötesine yollayan zihniyet, okul tarafından yapılan her haksızlığı hak ediyor. ha, şu da olabilir ki bu okulun yönetiminden ya da öğretim görevlilerinden birçoğunun ekşi sözlük'te yazar hesabı var. çok komik.
  • ankara'da özel lisede okuyanların yuksek öğrenim yapmak icin buluştukları eğlence mekanı.
  • vakt-i zamanında, araştırma görevlisi kadrosu için verilen ilanlarda "yüksek lisans" şartı aranmadığı söylenip başvurup kazanan yüksek lisans yapmayan araştırma görevlilerini aylarca "part time" çalıştırılırıp, yüksek lisansa başladıkları ertesi dönemde bile "full time" 'a geçirmeyen okuldur.

    bir de maaşlar zamanında yatmadığı için ekşisözlük'e veryansın eden bir arkadaşı bulmak için o dönem maaşlarını yatırmadıkları asistanların hepsini toplayıp sorguya çekmiş bir mütevelli heyeti üyesini bünyesinde barındırmakta.
  • 2007'e kadar ücretleri gayet normalinde seyrederken, 2008 ve sonrasında yaz okulu da dahil fiyatı fahişleşen okul olmuştur. okul gelişti vs diyenler de zaten dışardan değirmenin suyunun nerden geldiğini bilmeyen kişilerdir. okul 2008 ve öncesinde adeta iğrenç bir durumdayken öğrencilerin söğüşlenmesiyle her sene bina ve binalar döşenmeye başlanmıştır. bu sene de birden bire nizamiyeyi yapmaya başladılar dedim allah allah okul ücretleri değişmedi, nerden çıkartcaklar kesin yaz okulunda bizi patlatırlar dedim ve beklediğim oldu 3 kredilik dersler 1400 tl, 4 kredi 1600 tl ve 5 kredilik dersler 1800 tl şeklinde belirlenmiş. öğrenciler isyan edip yüzlerce dilekçe verdiğin ise "üniversitemiz 2010-2011 akademik yılı yaz okulu öğretim ücretine ilişkin rektörlüğümüze sunulan öğrenci dilekçeleri göz önünde bulundurularak, yaz okulu döneminde sadece 4 ve 5 kredilik dersler için kayıt yaptıracak lisans programı öğrencilerinin talepleri halinde, yarısı kayıt sırasında kalan yarısı 5 ağustos 2011 tarihine kadar olmak üzere yaz okulu öğretim ücretleri taksitlendirilebilecektir." şeklinde dalga geçer gibi bir yazı yayınlamışlardır. bu okula gelecekler için tek bir şey söyleyeyim, dış görünüşü değişti diyip de asla bu okula yolunuzu düşürmeyin. bu okuldaki ne öğrenci profili değişti ne de okulun sosyal alanları genişledi. okul sadece öğrencilerden alınan paralarla beton binalar yapıldı, bunların yanında akademik kadrosu da eskiye göre bir hayli geride özellikle mühendislik bölümünde. bunun yanında işletme bölümü'nde hala hoca eksikliği dışardan part time hocalarla karşılanmaya çalışılıyor, mezun durumundaki öğrenciler ince hesaplar yapılarak nasıl daha fazla yolunur diye uğraşılıyor. yaz okulunda son sınıfın must dersleri dilekçeler verilmesine rağmen süründürülerek açılıyor veya açılmıyor. siz, siz olun asla ve asla bu okula yolunuzu düşürmeyin, kulaktan duyma bilgilerle aman lys'e carta curta bi daha kasmayım diyerekten bu okulu yazıp gelmeyin. ciddi manada hayatınızın en büyük pişmanlığını yaşarsınız. zaten son 1-2 yılda okula gelen öğrenci nüfusunun bu nedenlerle düşüşünden dolayı içerdeki öğrencileri nasıl maksimum ve üsturuplu şekilde yolarız planları çok net ve açık biçimde görülüyor. şu okulda beleş okuyacağı garanti olsa bile en yakından en uzak arkadaşlarımı, akrabalarımı hatta düşmanlarımı bile uzak tutmaya çalışırım, gerisini siz anlayın..
  • var olan bir damlacık gurur ve şerefi de hukuk fakültesi mezunu meltem banko tarafından yok edilmiş vakıf üniversitesi.
  • 2007 yılında kazandığım 2011 de 3. sınıfta bıraktığım alaska meslek lisesi

    liseden mezun olunca barajı geçemeyen bir gerizekalı olduğum için 1 sene daha mezun olarak dershaneye gittim. zar zor barajı geçince "özel mözel ne yazıyorsan yaz amk" dedi babam, iyi bari diyerek atılım üniversitesi uluslararası ilişkiler yazdım.

    2007 yılında ankara'da bilkent, başkent, çankaya en gözde özel üniversitelerdi. tobb ve atılım yeni yeni duyulmakta, ufuk üniversitesini sikine takan yoktu. o zaman 1 yıllık eğitim ücreti 8500 dolardı, dolar 1.20 falandı. şimdiki gibi her köşe başı özel üni olmadığından, baya şehir dışından gelen öğrenci vardı. hatta ankara'da ilk özel inşaat mühendisliği bölümü atılım'da olduğu için doğunun tüm aşiret çocukları doluşmuştu.

    kolej mezunu bendeniz hazırlık sınavını da geçemediğim için, dediler sen 1 yıl hazırlık oku. lan oku da hazırlık binası bildiğiniz prefabrik konteynır. doluştuk içeriye kızlı erkekli öhm, başladık okumaya. yanlız benim babamda para var sanıyorum ama burada öyle zenginler var ki ben baya fakirmişiz biz diyorum. öyle arabalar, öyle tipler görüyorum ki zengin hakikaten zenginmiş.

    ilk hafta dersler başladığında dediler şu ingilizce kitaplarını alın, seti 250 lira bak dolar 1.20 diyorum. bizim sınıftaki bebelere bakıyorum, hepsinin cebinde nakit var o para. ben gittim olgunlar'a, seti 15 liradan aldım. okula getirdim 100 lira dedim, biri çıkardı nakit attı. lan dedim oha asgari ücret 500 lira falan ben bir günde 85 lira kazandım. başka isteyen var mı dedim, üstüme yığıldılar. gittim geri olgunlar'a dedim 50 tane ver 10 liradan, nasıl taşıyacaksın araba nerede dedi, doğru amk dedim.

    babam o zamanlar ostim'de iş yapıyordu, bi station fabia vardı. çöktüm ona, götürdüm olgunlar'a yükledim ağzına kadar. gittim okula açtım bagajı satış yapıyorum, güvenlik geldi siktiri çekti. iyi lan dedim, hazırlık binası konteynırının karşısında tel örgüler vardı, dışından köy yolu geçerdi. çektim oraya arabayı 1 günde 2500 lira para kazandım. 2. dönem için bana adını yazdıran tipler oluyordu, lan olgunlar şehrin göbeğinde, bunlarda öyle bir para var ki, oraya gitmeye üşeniyorlar.

    o yıllarda nişantaşı pazarı yeni kurulmuştu, çankaya yıldız'da. biz oradan, 2 arkadaş tezgah kiraladık, okuldan zengin ve güzel(hatta bence dünyanın en güzeli) kızın birini aldım, balgat'ta kot toptancılarına götürdüm, dedim kot seç. kız kendine göre bir sürü kot seçti, hepsini seri seri aldık. tezgaha koyduk ama gün boyu 3 tane zor sattık. pazara gelen kadınların baseni(götü) davul gibi, bizim kız manken gibi. dar kesim, düşük beli giyse o teyzeler, kocası akşam vurur. kaldı mı elimde tonla pantolon. geri götürdüm balgat'a, adam, "hep seriyi bozmuşsun ben toptan iş yapıyorum böyle geri alamam" dedi. yükledim fabia'nın arkasına, o zaman işletme kantini bahçesi, okulun en merkezi yeri. güvenliğe de 2 paket marlboro sıkıştırdım, açtım bagajı, yarım saatte yok ettiler pantolonları. lan zenginlik ne güzel şey.

    sonra uyardılar beni, okulda böyle satış yapamazsın diye, bir iş kolu daha kapandı. o yıl sigara kapalı alanda serbest, kantinde sigara satılıyor. tayyip reyis dedi ki "kapalı alanda içemezsiniz, üniversitede sigara satılamaz" pedere dedim bana toptan marlboro lazım, parlament lazım. ayarladı koliyle ama bakkal 20 sigara satıyor, 1 tanesi kar. marlboro o zaman 5 lira ben 7 liradan satıyorum okulda, okulun karşısında büfe açtılar, benim iş yine patladı.

    2. dönem kitap satışlarından bi 3 bin falan daha kazandım, geldi bahar şenlikleri. o zaman bira o kadar ucuz ki öğle arası 3 tane falan içip derse geliyordu herkes. bira dediğin şey bildiğin kola gibi tüketilirdi. şimdi hatırlamıyorum ama bakkalda 2 liraysa, şenliklerde 5 liraya satıyorlar. bu böyle olmaz dedim, yükledim fabia'yı birayla votkayla, yok ettiler. 2. postayı almaya gidicem, güvenlik yine uyardı, satış yapma diye.

    hazırlık bitti ben hazırlığı geçemedim, ticaretle uğraşırken, kız kovalarken dersler hep çöp. quizlerin yarısına girmemişim bile, dediler yaz okulu okuyacaksın, eylül'de yine sınava gireceksin. okuyacaksın da yaz okulu ücreti 3 bin dolar. peder, direk siker öldürür. gittim yönetim binasına ben yaz okuluna gitmesem, yine de eylül sınavına girebilir miyim dedim, girersin ama geçemezsen 1 yıl daha hazırlık dediler. yaz okuluna gitmedim, gazeteden iş buldum, girdim 3 ay çalıştım. eylül geldi sınava giricez, yönetim sekreterine ben bu sınavı geçemezsem babam okuldan alacak haberiniz olsun dedim. yüzde 0 burslu bir gerizekalı olduğum için sınavı tabi ki geçecek kadar yapamadım. sonuçlar açıklandı 60'la geçmişim(geçme notu 60) 8500 dolardan vazgeçmemek için verdiler 60'ı. o sınav kağıdı arşivlerde duruyorsa, büyük skandal.

    1. sınıfa başladık salak salak dersler, uluslar arası ilişkiler kim ben kim, tek sevdiğim ders ekonomi o da azıcık sayısal diye. diğer derslerin hepsinde sıkıntıdan ağlayacam o kadar mutsuzum. ekonomi hocası da özel üniversite için taşşaklı bir adam. baya kastırıyor milleti, asistanı var 2 tane inek, dediler ki 90'ı geçen olursa yemek ısmarlıyoruz. ben geçtim, bütün sınıf bize de ders anlat diyor. lan anlatayım da econ 101 bitti econ 102 geldi, ben bi bok bilmiyorum. üst sınıflarda nuri diye bir çocuk vardı, eğer okursa bir gün bu entry'i beni hatırlamıştır. nuri'ye verdim 200 lira bana econ 102 öğret dedim. her gün evine ders çalışmaya gittim, annesi bir börek yapardı 200 liralık börek yemişimdir. nuri bana öğretti ben saati 30 liradan millete öğrettim. üst sınıftan, alttan alan öyle kızlar geliyordu ki, ben oldum yine popüler. hepsine yavşadım, yarısı yüz vermedi onlara dersi 60 liradan verdim. o yıl econ 102 sınavı, en yüksek ortalamayı yaptı.

    bu kadar para kazandım yedim mi peki, gittim kendime araba aldım. 9250 liraya 10 yaşında civic çektim altıma. lan diyorum, ne kadar güzel şey yaşamak. o yıl yine para kazandım, biraz katakulli işler yaptım, başım belaya girmesin diye yazamıyorum. kazandığımı kızlarla yedim, hayatımın en hızlı yılıydı.

    1. sınıf bitti, yaz tatili başladı ben kaza yaptım, araba 2'ye bölündü. ben mucize eseri sağ çıktım ama bütün emeklerim çöp oldu. babam ben libya'ya gidiyorum dedi, bastı gitti. fabia'yı da sattı, diğer şeyleri de sattı. araba olmayınca atılım'a gitmek zulümdür, atakule'den otobüse biniyorsun, ankara'da hava 15 derece, atılım'da eksi 5. şehre iniyorsun, mont elinde, otobüsten nefret ediyorum. 2 sene küfrede küfrede gittim, sonunda sikerler okulunu da dedim bıraktım. lan her gün sis, her gün kar, temmuzun ortasında kazak giyilir mi?

    bütün binaları zaten konteynır, içi soğuk, yolu soğuk, kampüsü soğuk, hazırlıkta olesya hoca vardı, tipi soğuk ama rus kraliçesi. neyse konumuzla alakası yok ama söyleyim dedim.

    2011 yılında bıraktım, kimseyle vedalaşmadım. kotları seçtirdiğim esra hariç. esra'yı aldım karşıma, ben dedim seni ilk gördüğümden beri seviyorum. kız o kadar güzeldi ki kırmadan reddetti sağ olsun, şimdi evlenmiş diye duydum, çocuklu falan gelse kabulüm. ben tekrar sınava girdim, libya'da savaş çıktı babam da siki tuttu. sonra 4 sene aç aç okudum. bu da böyle bir anımdır.
hesabın var mı? giriş yap