aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 8 ay önce 28 yaşındaki set işçisi hasan karatay'ın iş güvenliği olmadığı için sette gerçekleşen iş cinayetiyle hayatını kaybettiği dizidir. hasan set güvenliği olmadığı için öldü, sgk girişi bile yapılmamıştı. bareti başında olsa kurtulacaktı.

    katillere övgüler dizmeden önce hasan'ı hatırlayın.
    kader değil fıtrat değil, iş cinayeti.
  • mehmet günsur'un 5 milyonuncu kez aynı karaktere hayat vereceği dizi.

    yakışıklı, kültürlü, sanat seviyor, çok güzel aşık oluyor ve postmodern. adamı öyle kazıdılar ki aklımıza mesela oynadığı karakterleri sıçarken falan düşünemiyorsun.
  • başladınız yine izledim , akşam izlerim bilmem ne. bize ne ulan ne zaman izleyeceğinizden. dizinin konusu ne , oyuncular kim vs onlardan bahsetsene.
  • --- spoiler ---

    boğaz manzaralı evde oturan emekli polis memurları, gelin ve babasının kol kola girip damada yürüdüğü düğün planlayan aileler (düğün mekânından bahsetmiyorum bile), 74 m2 banyoda seksili kırmızı ışıkta duş alırken eniştesine yakalandıktan sonra aynı eniştenin yanına sütyensiz gelen kız kardeşler...

    --- spoiler ---

    bu dizideki türkiye neredeyse acilen oraya geçmem lazım.
  • ilk 3 bölüm üzerinden full gizem yarattıkları yaşlı kadın 4.bölümde dinlenme tesisinde mercimek çorbası içiyordu... böyle bir dizidir.
  • --- genel spoiler ---

    erhan ailesini kaybettiğinde 7 yaşında. mezar taşlarından anliyoruz ki ailesini kaybettigi sene 1996. yani erhan bugün 30 yaşında. erhan 30 yaşında olmasına rağmen doçent olabilmiş ve göbeklitepe kazı başkanı olmuş, ki yuh yani. dahası, yine mezar taşlarından okuyoruz ki erhan'ın babası 1966'da doğmuş 1996'da ölmüş. yani 30 yaşında. erhan'ın babasının göbeklitepe kazılarındaki konumuna bakınca anliyoruz ki kendisi büyük olasılıkla kazı başkanı ve dolayısıyla en az doçent kadrosunda (bir arkeoloğun kazı alabilmesi için en az doçent olması gerekir).

    doçentlik için, istisnai durumları saymazsak doktoranın bitmesini müteakiben en az 5 sene filan geçiyor. erhan doktorayı 25'inde bitirmiş diyelim. doktora yaklaşık 4 sene ama erhan, ruşen amcanın oğlu sedat ile kardeş diyelim ve doktorayı 3 yılda bitirmiş olsun. bu durumda yüksek lisansını en erken 22 yaşında tamamlamış olmalı. 2 sene yüksek lisans desek, erhan lisans eğitimini 20 yaşında tamamlamış. bu da demek oluyor ki üniversiteye 16 yaşında girmiş. 3 sene de lise des...

    be akodumun evladı liseye ana rahminde mi başladın? 30 yaşında nasıl doçent oldun da ülkedeki en prestijli prehistorya kazısının başkanlığını alabildin? bu saydıklarım aynen babası için de geçerli bu arada. erken yaşta doçentlik genetik mi oğlum sizde? taşşak mı geçiyorsunuz oğlum bizimle? neyin peşindesiniz?

    --- genel spoiler ---

    edit: şu entry için anama küfür yedim. başka bir şey demiyorum ben.

    ed2: ulan debeye sokmuşsunuz hiç haber vermiyorsunuz vicdansızlar *. herkes mesaj yoluyla benim yazıdklarımı yanlışlayıp konuyu gerçeğe bağlayan güzel mesajlar atmış. açıkçası hoşuma gitti. istisnai örnekler üzerinden gidersek doğru, bu mümkün. ben konuyu süper dahi bir karakter yerine, ortalama öğrenim süresi üzerinden ele aldım. dizide erhan karakteri öyle süper çocuk olarak filan aktarılmadığı için o yolu tercih ettim. üstelik göbekli tepe türkiye'nin en göz önünde, en prestijli ilk iki prehistorya kazısından biri olduğu için kazı başkanlığı muhtemelen doçentliğini yeni almış genç bir hoca yerine, kallavi bir profesöre giderdi (gerçek hayatta merhum klaus schmidt'in vefatından sonra kazı başkanlığı için yaşananları tamamen bir kenarı bırakarak konuşuyorum tabii).

    son olarak, mesaj atarak destek veren suserlar, anama söven arkadaşın adeta içinden geçtiler hahahaha.
  • ne oyuncular, ne konu, ne de kurgu... diziyi değerlendirmek istemiyorum ancak göbekli tepenin konu edinilmesi çok mühimdir.
    kısaca göbekli tepeden bahsetmek gerek çünkü türkiye'de yaşayan herkes en azından fikir sahibi olmalı bu tarihi miras hakkında.
    ilk insanlar tamamen ilkel, şüphenin, doğaüstü tehlikelerin hakim
    olduğu bir doğada, korku ve tehlikelerle yaşayan, kendilerini büyü ve
    hurafelerle korumaya çalışan bilinç düzeyi düşük varlıklar olarak
    biliniyorlardı. yunan filozofu plutarque “dünyayı dolaşınız; duvarsız,
    edebiyatsız, kanunsuz ve servetsiz şehirler bulacaksınız. fakat mabedsiz
    ve mabudsuz bir şehir bulamayacaksınız” der. haklıdır da...

    insanoğlunun etkin olduğu en eski dönem, paleolotik çağ veya eski
    (yontma) taş dönem olarak adlandırılır. bu zaman periyodunu neolitik
    dönem veya yeni (cilalı) taş dönem takip eder. paleolotik dönem bir
    seri buzul çağını içermektedir. en son gerçekleşen würm buzul çağının
    sona ermesinin hemen ardından neolitik dönemin başladığı
    anlaşılmaktadır.
    buzul çağının hemen ardından ortaya çıkan göbekli tepe’nin, neolitik dönemin erken dönemine yani çanak çömleksiz neolitik döneme ait olduğu anlaşılmıştır. yukarıdaki veriler ışığında göbekli tepe’nin inşa edilmeye başlandığı dönemin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
    son buzul çağı henüz yeni biter ve ılıman iklim koşulları görülmeye başlar. böylece uygun çevresel ortam ve iklim koşulları oluşur.
    insanlar avcı-toplayıcı olarak küçük gruplar halinde göçebe bir hayat sürer.
    tek amaç hayatta kalmaktır. bitki ve meyve toplanır, avcılık yapılır. tarımsal üretim ve hayvancılık keşfedilmemiş, yerleşik hayata geçilmemiştir.
    insanlar kilden çanak çömlek yapmayı bilmez, taş aletleri kullanır ve metal keşfedilmemiştir. karmaşık toplumsal yapı ve kurumsallaşmış inançlar oluşmamıştır.
    arkeolog gordon childe, “neolitik dönem insanının düşünsel seviyesinin düşüktür ve bundan dolayı bu döneme ait bir dinsel düşüncenin varlığından söz edilemez.” der.

    oysa ki ilk olarak 1994 yılında alman arkeolog klaus schmidt tarafından keşfedilen ve 1995 yılında istanbul alman arkeoloji enstitüsü ve şanlıurfa müzesi önderliğinde, almanya heidelberg üniversitesi tarih öncesi enstitüsü’nün ortak projesi kapsamında kazı çalışmaları başlanan göbekli tepe’nin, bilinen ilk yerleşim yerinden önce inşa edildiği ve bilinen en eski tapınak yapılarından en az beş bin yıl eski olduğu anlaşılmaktadır. yani m.ö 12.000
    neden önemli peki göbekli tepe,
    törenlerin yapılması amacıyla anıtsal (megalitik) yapıların inşa edildiği şu ana kadar keşfedilmiş olan en eski yer olmasından dolayı. (mö 9.600-8.700)
    göbekli tepe keşfedilmeden önce, ppna topluluklarının göbekli tepe’de kazılan alanlarda gördüğümüz tarzda bir mimari beceriye sahip oldukları tahmin edilmemekteydi. göbekli tepe’de yapılan keşifler, neolitik dönem üzerinde çalışan araştırmacılar üstünde büyük bir etki yaratmış ve ppna toplulukları ile ilgili, sosyal hiyerarşi, bölgecilik, iş bölümü, zanaat uzmanlığı ve cinsiyet rollerinin de dahil olduğu pek çok yeni sorunun sorulmasına neden olmuştur.
    pek çok taş buluntu ve dikilitaş üzerine kabartma ya da kazıma biçiminde yapılmış tasvirlerde çok sayıda çeşitli yabani hayvan, kuş ve böceğe ek olarak insanları yansıtan betimlemeler, yüksek seviyedeki bir zanaatkarlığın kanıtlarıdır.
    daha üzerine çok şey anlatılır ancak özetle insanlık tarihi için çok önemli bir kültürel mirastır göbekli tepe ve bizim ülkemizdedir.

    edit:
    diziyi henüz bitirdikten sonra şahsi kanım şudur ki diziye ait tek güzel şey cocorosie-beautiful boys şarkısı.
    cocorosie beautiful boys
    biraz da oa dizisini anımsattı bana.
  • göbeklitepe'yi tekrar gündeme getiren netflix dizisi. peki göbeklitepe’yi insanlık tarihini yeniden yazdıracak kadar ilginç kılan ve mısır piramitleri kadar önemli hale getiren şey neydi?

    *bu entry'yi video olarak buradan izleyebilirsiniz.

    yunan mitolojik tanrılarından, hitit ve sümerlerden hatta meşhur mısır tanrılarından bile önce şuan anadolu dediğimiz yerde yaşayan insanlar, dini inançlar geliştirmişlerdi. bu dinin merkezi şanlıurfa’nın doğusundaki göbeklitepe denilen yerdi. kadim anadolu toprakları sadece günümüzde değil binlerce yıl öncesinde de bir çok topluluğa ve kültüre ev sahipliği yapmıştı.

    1995 yılında alman arkeolog klaus schmidt, şanlıurfa yakınlarında antik bir tapınak keşfetti. yapılan testler sonucunda yapının yaklaşık 12 bin yıl önce inşa edildiği anlaşıldı. göbeklitepe açık ara insanlık tarihinin en eski inşa edilmiş yapısıydı. bu keşif, modern zamanın en önemli arkeolojik keşfiydi. ayrıca bu keşfin tarih ve arkeoloji bilimine ters düşen noktaları vardı ve bilim insanları buraya bakıp kafalarını kaşıyarak düşünmek zorunda kalmışlardı.

    göbeklitepe’nin neden bu kadar önemli olduğuna geçmeden önce onun ilginç keşfedilme hikayesinden de bahsetmek gerekiyor. 1986 yılında göbeklitepe arazisinin sahibi mahmut yıldız’ın amcası şafak yıldız tarlasını sürerken büyük bir taşa denk geldi, taşın tarihi bir değere sahip olabileceğini düşünen şafak yıldız taşı alıp şanlıurfa müzesine götürdü. ancak tarih öğretmeni olan o dönemin müze müdürü taşın sıradan bir kireç taşı olduğunu ve bir değerinin olmadığını söyledi.

    bunun üzerine taş müzenin deposuna kaldırıldı ve yıllarca kimse tarafından önemsenmedi. yıl 1992’ye geldiğinde şimdi atatürk barajı’nın suları altında kalmış olan antik şehir nevali çori’de kazı yapan alman arkeolog klaus schmidt, taşı müzede görüp değerli olabileceğini düşündü ve taşın yaşını öğrenebilmek için testler yaptı. taşın yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğunu anlayan klaus schmidt hemen gerekli izinleri alarak tarihin en önemli arkeolojik keşiflerinden birine imza atacak olan göbeklitepe kazılarını başlattı. tarlanın sahibi mahmut yıldız da o günden beri kazılara yardımcı oluyor ve kazıyı görmeye gelen tarih meraklılarına rehberlik ediyor.

    göbeklitepe’nin gün ışığına çıkmasını sağlayan ve 20 yıl boyunca kazıyı yürüten arkeolog klaus schmidt ise 2014 yılında kalp kirizi sonucu hayatını kaybetti.

    peki nedir bu göbeklitepe?

    göbeklitepe’yi yanyana inşa edilmiş ve 20 futbol sahası büyüklüğünde bir alana yayılan tapınaklar ve toplanma alanı olarak düşünülebiliriz. yapıyı oluşturan odacıklar daire şeklinde inşa edilen ve taşla örülmüş duvarların arasına yerleştirilmiş yükseklikleri 3 ila 6 metre arasında değişen tek parça taşlardan oluşuyor. bu taşların birçoğuna insan ve hayvan figürleri işlenmiş. ayrıca odaları oluşturan taşların ağırlıkları 60 tona kadar çıkıyor ve bu taşlar üzerlerinde bir de çatı taşıyordu.

    bu kadar ağır taşları hareket ettirmek ve onları doğru açıyla konumlandırmak için basit mühendislik ve mimarlık bilgileri gerekliydi. yani binlerce yıl önce göbeklitepe’yi inşa eden kişiler tarihteki ilk mimarlar, heykeltraşlar ve mühendislerdi ayrıca yaşadıkları çağın çok ötesinde teknik bilgiye sahiplerdi.

    geçtiğimiz 25 yıl içinde göbeklitepe’yi oluşturan yaklaşık 20 bölümden sadece 4 tanesi çıkarıldı ve tamamının çıkarılabilmesi için uzun bir süre daha kazı yapılması gerekiyor.
    peki göbeklitepe’yi bu kadar önemli kılan şey ne?

    göbeklitepe’yi bu kadar önemli bir keşif haline getiren şeylerden biri de yapımının çok eskiye dayanması. tapınağın yapılış tarihi 12 bin yıl öncesine yani m.ö 10 bin yılına kadar uzanıyor. taş devri’nin ve buzul çağı’nın bitişine çok yakın bir tarihte inşa edilmiş. göbeklitepe bilinen en eski insan yapıtı olan ingiltere’deki ünlü stonehenge’den bile 7000 yıl, insanlık tarihinin en önemli yapıtlarından mısır piramitlerinden ise 7500 yıl daha eski. hatta mısır piramitleri’nin tarihsel olarak günümüze olan uzaklığı, göbeklitepe’ye olan uzaklığından daha az. ayrıca yazıyı bulan ve tarihteki ilk uygarlık olan sümerler’den bile 6000 yıl daha eskiye dayanıyor.

    göbeklitepe’nin bu kadar eskiden yapılmış olması onu diğer tüm antik yapılardan daha önemli hale getiriyor. örneğin piramitler yapıldığı zaman insanoğlu bronz çağındaydı ve metalden araç gereçler yapabiliyordu, bu metal araçlar sayesinde bir şey inşa etmek eski zamanlara göre çok daha kolaydı. ayrıca mısırlılar tarım yapıyordu ve yerleşik hayata geçmişlerdi, yani aç kalma ya da barınma gibi dertleri yoktu, bu sayede hayatta kalmaktan başka şeylere daha fazla kafa yorabiliyorlardı.

    bugüne kadar bildiğimiz şekilde tarih ve arkeoloji bilimlerine göre insanoğlu yerleşik hayata geçmeden önce göçebe şekilde avlanarak yaşıyordu, ardından tarımın keşfedilmesiyle birlikte insanlar su kenarlarındaki verimli topraklarda tarım yaparak ürettikleri besinleri yemeye başladılar ve yerleşik hayata geçmiş oldular. yerleşik hayata geçtikten sonra da kendilerine tapınaklar inşa ettiler ve dini törenler düzenlemeye başladılar.

    ancak göbeklitepe’yi inşa eden insanlar tarım yapmıyordu, onlar tarımdan bile önce tapınak inşa etmişlerdi ve yerleşik hayata geçmişlerdi, her zaman kabul edilen tarım - yerleşik hayat - din sırasının aslında yanlış olduğu anlaşıldı. işte göbeklitepe’yle birlikte ortaya çıkan bu gerçek şimdiye kadar tarih ve arkeoloji bilimleriyle ilgili bildiklerimizi derinden sarsmaya yetti. üstelik şimdilik göbeklitepe’nin sadece %20’sinin toprak altından çıkarıldığını düşünürsek, tamamı çıkarıldığında çok daha sarsıcı bilgilerle karşılaşmak bizi bekliyor olabilir.
  • 11.00 de yayına giren 8 bölümlük sezonun tamamını izledim diyenler hele bir oturup soluklanın. bir de bilmem ne zamana izleyip yazarım diyenler var onların kafa da bambaşka. bana ne amk ne zaman izleyeceğinden.
  • beren saat’in şeffaf bluz içine giydiği sütyen eşliğinde arşınladığı ve katiyen laf yemediği eminönü; küçük kızın peşinden gidip tecavüze uğramadığı ormanlık arazi; sanatla, arkeolojiyle, modayla vs uğraşıp sürüm sürüm sürünmeyen insanlar...

    çok güzel bir bilimkurgu dizisi olmuş. emeği geçen herkesin ellerine sağlık. olaylar uzayda geçiyor galiba. ben hiç buralarda görmedim çünkü o dediklerinizi. hayat çok güzel ama ingiliççe.
hesabın var mı? giriş yap