• atlas sineması tarih olmamıştır, tadilata girmiştir.

    tadilat projelerinde yer alan bir mühendis olarak söyleyebilirimki orjinaline uygun, emin ellerde çalışmalar sürdürülmektedir. bina taş gibidir, kültür bakanlığı tarafından sinema ve sergi salonu olarak kullanılacaktır. kültür bakanlığı bu binayı restore etmek için almıştır.

    bina 1948 yapımıdır, taşıyıcı sistemi yıpranmadan bugünlere kadar gelmiştir fakat 70 yıllık bir binanın da tadilata girmesi kaçınılmazdır.

    zamanla değişik kişiler tarafından sahip olunan bu bina (bunlardan biri de banker kastellidir) orijinal mermerlerin üzerine gecekondu fayansı örülmesi, yığma kırmızı tuğla duvarlar üzerine kara sıvalar yapılması gibi onarımlara maruz kalmıştır. fakat bu işlemler tümüyle kaldırıp bina orijinal haline döndürülmektedir.

    sonbahardan sonra tarihi atlas geri dönecektir.
  • koltuklarının rahatsızlığını bile unutturacak kadar hatrı olan sinema.

    avm sinemalarına yenilmesin, festival ve bağımsız sinema havası hep var olsun.
  • film ekimin gösterimi yapılan wes anderson'un son filmi the french dispatch ile yenilenmiş halini sonunda görebildim. girişinden fuayesine salonlarına kadar çok güzel bir iş çıkarılmış. kültür bakanlığı bu hareketi ile koca bir alkışı hak etmiş.
  • bilet koçanı olayına son vermiş olan, bilet diye "avm" sineması gibi yazar kasa fişi veren, atlas pasajında bulunan tarihi sinema. koçan yok artık atlas sinemasında. bugün yaşadığım bu hüzne alışmam uzun sürebilir. savunma olarak "internetten satış yapmaya başlamalarını" sundular. yazık... iki ayda boyası uçan o yazar kasa fişlerinin hiç yakışmayacağı birkaç sinemadan biriydi atlas. olmasaydı sonumuz böyle :(
  • istanbul'un en güzel sineması. salonu, perdesi, koltukları, locası, havalandırması… her şeyiyle dört dörtlük. iyi bir filmden çıktığınızda gerçeklik algınız bir süreliğine sarsılır, on-on beş dakika kadar leyla leyla yürürsünüz ortalıkta. atlas'ın güzelliklerinden biri de bu hissi yukarı taşıması, öyle sinemadan çıkıp avm'ye girmek yok, direkt sokağa, üstelik istiklal'e çıkıyorsunuz. kalabalık üstünüze üstünüze gelir ama siz etrafınızdaki keşmekeşi yarım yamalak fark edersiniz, bakarsınız ama görmezsiniz, cadde boyunca yürürken film hala kafanızda oynamaya devam eder.
  • zamanında emek sineması yıkılamaz ulen diyen sözde solcu sanatçıların umursamadığı ayakta kalan tek eski sinema.

    öncelikle (bkz: #33147310)

    atlas sinemasının müdürüyle bir röportaj yapılmış. adam diyor ki:

    "türker inanoğlu bizden para almıyor. adımız yürüsün diyor ama salon bomboş, gelen giden pek yok."

    2 gün sonra emek sinemasının kapandığı ve yıkıldığı gibi bu sinema da belli ki yok olacak. e o zaman sahip çıkın, o zaman koruyun, o ünlüler oraya gitse peşinden gidecek bir sürü hayranları var, bir farkındalık kampanyası başlatın. ama yok. anca sinema batacak o zaman vay efendim nasıl kapanır bu sinema diye eylem yapacaklar. bir sahip çıkın önce, bir şey yapın bakalım. ama yok. kendileri avmlerde takılırlar.
  • 2 gün önce müze halini ziyaret ettim.size bir tablet veriyorlar yandaki resimlere karekodu okuttuğunuzda film sahneleri çıkıyor :) bir masada kapalıçarşı 3 boyutlu hali var orayı okuttuğunuzda kapalıçarşı'da çekilen sahneleri gösteriyor.. telefonlarla olan bölüm var,telefonu açtığınızda yeşilçam oyuncularının telefon sahneleri birden karşınıza çıkıyor,bir odada hülya koçyiğit'in gökçe çiçek te giydiği kostüm,sadri alışığın ah güzel istanbul filminde giydiği kostümü ve de türkan şoray ın dila hanım da giydiği kostümleri görebilirsiniz.
    ayrıca gulyabani,hafize ana ve kemal sunal ın tosun paşa da giydiği kostümlü balmumundan heykellerini görebilirsiniz ayrıca sinema makinelerini,ses efektlerinin yapıldığı monitörleri,gölge oyunları kısmını ve de bazı film afişlerini de görebilirsiniz
    giriş tam 40
    öğrenci 25 tl
    binanın mimarisi de ayrı güzel tabi ki sinema müzesini gezmenizi öneririm
  • o inanılmaz amfitiyatro hissiyatlı 1 numaralı salonunda film izleyebilmek için zaman zaman en dandik filmleri izlemeyi düşündüren bir yer ve bu yüzden "bir mekan olarak sinema" ile "bir sanat olarak sinema" konseptlerinin arasındaki ilişkiyi soruşturmak için mükemmel bir alan. bir filmin nasıl bir dünya oluşturabildiği ya da oluşturamadığı, neyi yansıtabildiği/neyi yansıtmayı seçmediği/neyi yansıtmayı seçip yansıtamadığı/neyi yansıtmayı seçip yansıtamayarak hangi başka şeyi yansıttığı...hangi psikolojik derinliği yakalayabildiği/hangi psikolojik tabunun sinemaya özgü hangi normlarla tekrarlandığı. (gerçekten sosyoloji ve psikiyatrinin kartezyeni ne kadar genişse genişliyoruz). bütün bunların seyircinin algısıyla buluştuğu ortam-namely atlas sineması-, hangi seyircinin/hangi algının farkındalığında yer eder. somutlaştırırsam: rahatsız koltukta kıçının ağrıdığını, nemli salonda ellerinin terlediğini,yanında oturan festival teyzesini unutturan/hatırlatan/fark ettiren/fark ettirmeyen şey, hangi oranda filmin dünyası, hangi oranda filmi izlerken içine girdiğin ambiyanstır. bütün bu şey, sonuca varılması gereken bir mesele değil, göreceliliğin, sosyal koşullanmaların, kültürel alışkanlıkların tezahürü olarak alınıp didik didik edilmesi gereken karmaşık bir deneyim. atlas sineması mekan olarak bu deneyime önayak olan en güzel yerlerden biridir.
    bütün kalbimle emek sinemasının başına gelen şeyin gelmemesini diliyorum. aynı zamanda her defasında o salonda film izlemek istediğimde izlenmeye değer bir film görememekten çok bıktım. bir çoğumuz bıktık.
  • hafta sonları arzu film'in 70'lerde çekilen filmlerini oynatmaya başlayacak. mart programı şu şekilde:
    https://pbs.twimg.com/media/dx2xue-w4aef8za.jpg

    kaynak:
    https://twitter.com/arzufilmas
  • emek sineması, beyoğlu sineması, sinepop ve yeni rüya sinemasının kapanmasının ardından uluslararası istanbul film festivali sinemaları dahilinde yaşamını sürdüren tek sinema olarak kalacaktır.
hesabın var mı? giriş yap