• (bkz: atonal)
  • (bkz: atonalite)
  • adornonun savunuculuğunu yaptığı müzik.
  • ece ayhan'nın ikinci yei şiirleri için yaptığı benzetme.
  • shonberg sagolsun, adorno'nun negatif diyalektigine ilham kaynagi olmus muzik.
  • (bkz: amodal muzik)
  • haddinden fazla matematiksel olan müzik.

    tonal müzik de matematikseldir elbette fakat aradaki fark şu şekilde açıklanabilir sanırım.

    bir enstrüman çalarken eğer dolaştığınız gamda yer almaması gereken bir nota basarsanız, o ya arızalı bi notadır -ki her arızayı da parça kaldırmaz- ya da yanlış bi perdeye, tuşa basmışsınızdır. o notanın o parça içinde yer almaması gerektiği yine müziğin matematiksel kuralları sonucudur fakat o notayı çalmamanız gerektiğini elinize kalem kağıt alarak hesaplamanız gerekmez; kulağınız farkeder yanlışı zaten.

    atonal müzikte ise (bu müziğin sıkı dinleyicileri için belki de dediğim geçerli değildir ama açıkçası pek de zannetmiyorum diyeceklerimde yanıldığımı) tüm parça kulağa birbiri ile alakasız notaların dizilmiş hali gibi gelir. genellikle atonal bi eseri insanlara çaldığınızda yanlış nota basma endişeniz sıfıra iner çünkü dinleyici o notanın aslında orada çalınmaması gerektiğini sadece dinleyerek farkedemez. belki absolut kulağa sahip bir orkestra şefi (ki o da gerçekten atonal müziği yalayıp yutmuş ise) farkedebilir durumu ama bu da düşük bir olasılık sanırım.

    iki sene kadar önce aldığım seçmeli batı müziği dersinde atonal bi beste yapmanın basit bi yolunun, notalardan matrisler oluşturup, üç ses aşağı, beş ses yukarı notaları dizmek sureti ile olduğunu görmüş, açıkçası zaten dinlemeyi de pek sevmediğim bu müzikten iyice soğumuştum.

    sonra edit’lemeyi umarak adını vermeyi umduğum bi gitarist ise klasik gitarda bu tarzın öncülerinden sayılıyor, her konser gitaristi sahne repertuarına bu gitaristin eserlerinden birini mutlaka koyuyordu. dinlemesi işkence de olsa, bu gitaristin eserlerinin çalınmasının sebebi, eserlerin oldukça zor partisyonlara sahip olması idi. sahnedeki gitaristin elinin perdede slalomlar yaptığını seyretmek ve ne kadar muhteşem bi gitarist olduğuna kanaat getirmemiz için iyi bi fırsat olabilirdi fakat dinleyicilerin büyük bi çoğunluğu sonraki parçanın gelmesini beklerdi.

    kaldı ki zaten adamın partisyonu doğru çalıp çalmadığını bile farkedemedikten sonra ben neyleyeyim gitaristin perde üstünde yaptığı cambazlığı...

    edit: (bkz: leo brouwer)
  • adorno'nun negatif diyalektiğine ilham kaynağı olması şöyle dursun, gene adorno'ya göre bu müzik devrimci ve anarşiktir. ona göre bizi, içinde bulunduğumuz kötü durumdan (ki adorno hep kötümserdir) kurtarabilecek bir müziktir. ayrıca theodor amca samuel beckett ve absürd tiyatroyu da öve öve bitiremez.
  • iyi bir örneği için :

    los fabulosos cadillacs
  • alışmadık bünyeler için başta ciddi ciddi rahatsız edici bir müzik türü. hatta -her atonal eserin değil elbette ama- birçok atonal bestenin psikopat yaratmak için eşi bulunmaz malzeme olacağına inanıyorum. çalarken de böyle oluyor mudur bilemem ancak dinlerken inanılmaz konsantrasyon gerektiriyor. hatta daha ileri giderek şöyle de diyebilirim: bu müziği pasif bir şekilde dinlemek imkansız gibi bir şey. yani fonda çalsın ben işime bakayım diyemiyorsunuz. oysa birçok melodik eseri gün içinde farkında bile olmadan pasif bir şekilde dinleyip geçiyoruz. ama en azından ben atonal bir beste duydum mu kulaklarım köpeklerinki gibi dikiliyor ve duymazdan gelemiyorum onu.

    atonal bir besteyi tanımlayacak müzik bilgim yok ama teşbihte hata olmaz diyerek bende çağrıştırdığı birkaç şeyi sayabilirim sanırım. ilk kez atonal bir besteyi duyduğumda aklıma gelen ilk sözcük discrete idi. sonra tonal bir eser n'inci dereceden x'e bağlı bir y fonksiyonu ise (misal y=ax^n + bx^(n-1) + ... + c) atonal bir eser onlarca ayrık y=a ya da x=b sabit fonksiyonu gibi bir şey olmalı dedim. sonra kabızlık diye geçirdim içimden çünkü bir türlü boşaltılamayan bağırsağın verdiği his gibi rahatsız edici, hatta çıldırtıcı olabiliyor atonalite. ya da bir türlü doğmayan bebek gibi; saatlerce bitmek bilmeyen doğum sancısı gibi bir şey. çalınan enstrümanın mütemadiyen akort edilmeye çalışıldığı hissini veriyor atonalite. zamanla kulak biraz daha alışınca aklıma çocukluğumun sevdiğim oyunlarından biri geldi: noktaları birleştirip şekil çıkarmaca. atonal müzik bunun gibi bir şey, aslında bir ahenk bir bütünlük var ama noktalar birbirine bariz çizgilerle bağlanmadığı için bütünü görmek zor. ama sanırım atonal müziğe alışkın bir bünye rahatça görebilir bütünü ilk bakışta. bunun için de hem yetenek hem eğitim gerekir sanıyorum. velhasıl değişik bir tat, en az bir kere tecrübe edilmeli.

    yazarın notu: yukarıdakiler, sıfır* müzik eğitimi olan* birinin zırvalarıdır, ciddiye almayınız. hal böyleyken bu entry'yi yazma cüretini göstermemin en büyük sebebi müzik hakkındaki fikirlerimi dinlemekten bıkmayan, hatta beni bu konuda söz söylemem için cesaretlendiren, eser beğenisi sıfır eğitimli birinin algıladığı düzeyde naif olsun diye yanıp tutuşan mektepli gitar ustası arkadaşım cihan mürtezaoğlu'dur. bu vesileyle kendisine burdan selam ederim.

    edit: bir örnek verelim şöyle. bunun dışında tom ve jerry'nin kaçma kovalamaca sahnelerinde gerilim yaratmak için kullanılan bazı müziklerin de atonal olduğunu sanıyorum.

    edit 2: link uçmuş, yenilendi.
hesabın var mı? giriş yap