• kaynak: http://www.icep.org.tr/…rkish/calisogren/aupair.asp

    "au pair programlarında güvence

    türk insanının yetişme tarzı ve aile yapısı gereği, özellikle kız çocuklarının garantili yerleştirilmesi üzerine düşerler. bir çok aile, au pair programlarında devlet garantisi ve benzer güvenceler arar. bunda da en önemli etkenlerden biri programın ne olduğunun ailelerce tam olarak bilinmemesi ve yurtdışı hayaliyle dolandırılan insanlarımızın, her şeye şüpheyle yaklaşmasıdır.

    au pair acentaları da bunu çok iyi bildiklerinden, ailelere başta devlet, polis, bakanlık garantisi olmak üzere her türlü garantiyi verirler. örneğin ankara'da bir dersane milli eğitim bakanlığı garantisi verirken, bir başkası konuyla hiç bir ilgisi olmayan türsab seyahat acentaları birliği'nin garantisini vermektedir.

    ancak au pair programları yurtdışındaki dil kursları, üniversiteler veya başka bir eğitim programından farklı değildir.

    türkiye'deki acentaların rolü nedir?

    icep olarak yurtdışına au pair gönderen türk acentalara karşı değiliz. bizim karşı olduğumuz konu, gerçek dışı vaatlerde bulunmalarıdır.

    gerçekte, türkiye'deki acentaların aile bulunmasındaki rolü, emlak komisyoncularının rolüne benzer. ev kiralamada emlak komisyoncusu nasıl ki ev sahibi ve kiracı arasında komisyonculuk yapıyorsa, türkiye'deki au pair acentaları ingiliz au pair acentası ile au pair arasında komisyonculuk yapmaktadır.

    nasıl ki, aynı evi emlak komisyoncusuna komisyon ödemeden doğrudan ev sahibinden kiralamak mümkün ise, türkiye'deki au pair acentasına komisyon ödemeden doğrudan ingiltere'deki au pair acentasına başvurup au pair olmak da mümkündür.

    ancak, türk au pair acentaları bunu kabul etmezler. ticari rekabetten dolayı kendilerine başvuran au pair adaylarına şu vaatlerde bulunurlar:

    - aileleri kendi portföyümüzden kendimiz buluyoruz.
    ancak işin doğrusu, aileleri ingiltere'deki acentanın bulduğudur. türk au pair acentasının aile portföyü olamaz. olsa olsa ingiltere'deki au pair acentalarının portföylerini kendi portföyleriymiş gibi gösterebilirler.

    - ingiltere'de şubelerimiz ve danışmanlarımız var.
    ingiltere'deki şubelerden kastettikleri ingiliz au pair acentalarıdır. ingiltere'de 400'ü aşkın au pair acentası vardır. dileyen herkes bu acentalarla temasa geçip aile bulabilir.

    - ingiltere'de başınız sıkıştığında temsilcimizi arayabilirsiniz.
    ingiltere'deki au pair acentaları, ücretlerini sizden değil buldukları aileden alırlar. bu anlamda sizin ücretinizi türkiye'deki acentaya ödemeniz bu ingiliz acentaları bağlamaz. siz haklı dahi olsanız, türkiye'deki acentanız iyi niyetle size yardımcı olmak istese dahi pek fazla bir şey yapamazsınız çünkü ingiltere'deki acentalar için önemli olan siz veya türkiye'deki acentanız değil, kendi müşterisi olan ailedir.

    - milli eğitim bakanlığı'na bağlı resmi bir kurumuz.
    bu tamamen ticari amaçlı aldatıcı bir vaat. milli eğitim bakanlığının bu konuyla hiç bir ilgisi ve bilgisi yoktur. mutlaka milli eğitim bakanlığına suç duyurusunda bulunmalısınız.

    - kayıt ücretimiz sadece 250 dolar.
    işletmeler aldıkları ücretin karşılığını tam vermeli, bir başka deyişle bu ücreti son kuruşuna kadar hak etmelidir. ingiltere'de yaşamın çok pahalı olduğunu, yeterli hizmet vermek için yüksek miktarda yatırım yapılması gerektiğini düşünerek, düşük ücret alan acentaların daha sınırlı hizmet verebileceklerini göz önünde bulundurun.

    acentalar hakkında doğrular ve yanlışlar

    yanliş: acenta olarak aldığımız ücretin önemli bir kısmını ingiltere'deki acentaya ödüyoruz.
    doğru: türk acentaların aldıkları tüm ücret kendilerine kalıyor. ingiltere'deki acentaya para ödenmesi kesinlikle söz konusu değil. kaldı ki, ingiliz hükümeti ingiliz au pair acentalarının au pair'lerden para almalarını yasaklamıştır.

    yanliş: yaz aylarında kısa süreli au pair olmanız çok kolay.
    doğru: bunu söyleyen acenta büyük ihtimalle işe yeni başlayan ve işi bilmeyen bir acentadır. yaz ayları au pair işinde en ölü aylardır, özellikle türkiye'den yaz sezonunda kısa süreli au pair'lerin gitmesi çok zordur.

    yanliş: türkiye'de milli eğitim bakanlığı'na bağlıyız.
    doğru: au pair işini yapan dersanelerden biri bunu özellikle yapıyor. dersaneler zaten verdikleri ders yönünden milli eğitim bakanlığı'na bağlılar. ancak au pair'likle milli eğitim bakanlığı'nın bir ilgisi yok.

    yanliş: au pair acentasına başvurmadan vize alınamaz.
    doğru: vize alabilmek için au pair acentasına başvurmak zorunlu değil.

    yanliş: au pair derneğine üye olmayan acentalara güvenmeyin.
    doğru: türkiye'de au pair acentası olabilmek için sadece maliye bakanlığına vergi yönünden kayıt olmak yeterlidir. eğitim danışmanları veya au pair derneği gibi dernekler işe ciddiyet kazandırmak için yapılmış göz boyamalardır. unutmayın, türkiye'de 7 kişi bir araya gelip istediği derneği kurma hakkına sahiptir.

    yanliş: türsab üyesi olmayan acentalara güvenmeyin.
    doğru: türsab, yurtdışına gezi ve tur düzenleyen kurulmuş bir birliktir. au pair'likle uzaktan yakından hiç bir ilgisi yoktur.

    yanliş: 20 yıllık deneyimli güvenilir bir kuruluşuz.
    doğru: türkiye'de 20 yıllık deneyimi olan sadece 2 kuruluş var: icep ve gençtur.

    yanliş: aileleri acenta olarak biz buluyoruz.
    doğru: türkiye'deki bir acentanın aileyi bulması için ingiltere'de şubesi olması gerekir. şubesi olmayan bir acenta sadece ingiltere'de temsilcisi (yerel ingiliz acenta) aracılığıyla aile bulur. dolayısıyla aileyi bulan türkiye'deki acenta değil, ingiliz acentadır. ancak bunun tek istisnası icep yurtdışı eğitimin aileleri ingiltere'deki kendi şubesi aracılığıyla bulduğudur."

    edit: eneeem reklam gibi olmuş, icep'te filan çalıştığım yok. araştırırken millet dikkat etsin kazıklanmasın bunlarla diye yazdım aman diyim! bu kuruluşlarla çalışan şikayeti olan ya da memnun kalan vs. birileri deneyimlerini anlatırsa hele çok sevinirim.
  • kölelik.

    almanca dil egitimi icin gidilen kursda birden fazlasiyla iliski icerisinde oldugumdan dolayi bir genelleme yapacak , en dogru tanimi verecek olursak; yabanci köle.
    au pair aslinda bir evin her türlü pislik isini yapar, cerez niyetine de cocuga bakar. camasirlari yikamaktan ütüye ve bahce temizliginden varsa eger büro temizligine kadar uzun bir liste vardir yapmakla zorunlu kilindigi.

    aslinda önünde her gün bir liste vardir, listeyle uyanirlar, islerin bitimi ile yatilir.

    isin köle kismi olusturulan zorunluluktan kaynaklanir. kimisinin gidecek yeri yoktur; zira yabanci bir ülkede ev arti getirilerini karsilayip yemek masraflarini da iceren miktarda para kazanmak, üstelik bu miktari kacak calisarak elde etmek imkansizdir. bu yuzden bir zorunluluk dogar. karsilastigim kölelerden hemen hemen hepsi ise bu bahsedilen zorunlulugun disinda 'garantörü aile olmasi' 'ailenin disinda kaldigi zaman yurt disi olmasi' gibi diger zorunluluklara tabidir. köleligi doguranin mutlak bir mejburiyet oldugunu gercegi ortadadir. ellerinde varolan kozu sonuna kadar kullanan ailelere denk gelinmesi bir sans degildir. hali vakti yerinde olan insanlarin acimasizligi gibi bir genelleme mümkündür. yurt disinda herhangi bir cafede calistiginiz zaman bahsis gibi calisan kesimin gecimine ciddi katki payini size yakin kesimden aldiginizi gorebilirsiniz. bu yuzden au pair olarak bir aile secme sansi olan insanlarin en düsük gelirli aileyi secmelerini onerebilirim. zira en rahat edecegi , kendisine empati yoluyla en kolay ulasilabilecegi, ellerinde koz olsa dahi bunu sonuna kadar kullanma secenegini tiklamayacagi bir aile olma olasiligi artacaktir.
  • genellikle yurt di$ina en ucuzundan dil ogrenmek icin giden kimsedir.

    bazen de ilgili bran$inda bi$eyler yapmak isteyip sponsorlari (anne,baba,hasan,osman...) tarafindan artik zirnik koklatilmadigi icin careyi bu yolda bulmu$ ki$idir.
    au pair; sponsor, ajans, au pair ailesi ucgeninde*incelenmelidir.

    sponsor: para vermeyen ailedir.kendince hakli olabilir.

    ajans: araci kurumdur.tek derdi sizden para almaktir, gittiginiz ulkelerde hicbir karin agrinizla ilgilenmez.

    au pair ailesi: ocu deildir.normal hayatta iki dilim kekten buyugunu size veren insanlar oldugu gibi au pair aileleri de super insanlar olabilir.
    zaten madur olundugu du$unuluyosa o ailede kalmak tamamen sizin kabahatinizdir.(bkz: aramaya inanmak)*
    zaman zaman sinir krizi gecirilebilir ama bunlarin kokeninde ozlem yatar. zira insan yolda, trafikte, evde de sinir krizi gecirebilen bi canlidir.
    ev i$i illa agir olacak diye bir$ey yoktur.ama bi takim yukumlulukler vardir tabi. biraz gercekci olunmali, au pair ailesinin de bi hayir kurumu olmadigi unutulmamalidir. hayatta zorluklar olmadan muvaffak olunamadigi artik 14 ya$ ustu herkesce bilinmektedir.

    sonuc: zor yanlari coktur. ama gorgulu insanlar zaten kendini belli eder, size aileden biri gibi davranir, dertlerinizi payla$ir, ardinizden giderken uzulur. geriye donup bi bakarsiniz bi kalabalikagiz gurultucu italyan bi aileniz, bi de amman karincayi dahi incitmiyim tela$inda hint budist aileniz vardir.
    au pair acisiyla tatlisiyla hayat tecrubesi ya$ami$ insandir.
  • 3 aydır içinde bulunduğum durum.

    neden ve nasıl?

    hollanda'ya önce erasmusla geldim. geldiğim günden beri de "ulan nasıl kalırım ben burda" diye kafa patlattım. zaten yıllaaar öncesinden bildiğim "au pair" olmak geldi aklıma. aile bulmak için hollanda'daki au pair şirketleriyle iletişime geçtim, aynı zamandan da online arayışa başladım. tesadüfen bir facebook paylaşımına denk geldim. au pairliği biten bir kız kalacak yer bakıyordu. ben de öğrenciliğimi bitirmek üzereydim ve aile bakıyordum. kıza özelden au pair olmak istediğimi, eğer aile hala au pair bakıyorsa aday olmak istediğimi söyledim. kız da sağolsun acayip yardım etti numaramı verdi, aileyle randevulaştık, ufaklıklarla tanıştım vs... birkaç gün sonra da iki taraf kararımızı bildirdik. aile de ben de okeydik.

    avantajları:

    kira vermiyorsun, yemek satın almıyorsun. harçlığın sana kalıyor. üstüne dil kursuna gidiyorsun. aile bisiklet veriyor(benim geçen seneden olduğu için çok da fifi), müze kartı, sigorta, varış ve dönüş biletin onlardan. kısacası 340 euro senin. istediğin avrupa şehrine git gez, iç sıç vs. eğer benim gibi ufaklıklar okula gidiyorsa, çoook fazla boş vakit demek. göt büyütmekle de geçirebilirsiniz, kendinizi geliştirmekle de. karar sana kalmış. sonracığıma, hollanda'da çooook büyük bir çoğunluk ingilizce konuşuyor ve baya uluslararası bir ülke. ingilizceni geliştirmemek mümkün değil adeta. eğer "amerika çok uzak, ingiltere de türkiye'den au pair almıyor napçam yaaa" diyorsan hollanda tam da yeri. ama işte, kişiye kalmış. onun dışında, hollandalılar farklı kültürlere alışık ve genel olarak saygılılar. domuz eti yemek istemezsen sana başka yemek yapıverirler vs vs.

    dezavantajları:

    tek başına hiç bilmediğin bir ülkeye, tanımadığın insanların evinde yaşamaya gidiyorsun. ürkütücü duruyor kabul ediyorum. benim için değildi, çünkü hali hazırda 1 yıldır hollada'daydım. ama korkmayınız. eğer iyi bir şirketle anlaşırsanız, aktivitelerine katılır diğer au pairlerle tanışırsınız, değişik milletlerden arkadaşlarınız olur.

    günlük rutinim;

    sabah 7'de kahvaltı hazırlıyorum, 8.15'e kadar 9 yaşındaki ufaklığı hazırlayıp bisiklet tepesine paketliyorum. sonra bisikletle okula gidiyoruz, yavaş yavaş yalnız gitmeye alışmaya başladı. sonra eve dönüp kalvaltıyı topluyorum, çocukların yataklarını düzeltiyorum. vee free time! öğlen yemeği için 12'de okuldan alıyorum. 1'de okula dönüyor. free time! 3'te geliyor. çarşamba günü yarım gün, 12'de geliyoruz. p.tesileri at binmeye, çarşamba hokeye, perşembeleri de dansa gidiyor. cuma, c.tesi ve pazar boşum.

    ev işlerine gelince, çamaşır ve bulaşık dışında bir iş yapmıyorum. kendi temizlikçileri var, haftada 2 gün geliyor.

    öf ne yazdım be. bence ben çok şanslıyım. internette baya kötü hikayeler de okumadım değil.
    hollanda'da au pair olacaklara tavsiyelerim
    -hobiniz yoksa acilen hobi bulun.
    -bisiklet sürmeyi bilmiyorsanız acilen öğrenin!
    -çatal bıçakla yemek yeme konusunda biraz pratik yapın.

    ay aklıma geldikçe eklerim.
  • au pair olmak:
    -ülkesine göre 3 ay ile iki yıl arası aile yanında konaklamak
    -anne yardımcılığı yapmak ve çocuklarla ilgilenmek
    -haftada maksimum 30 saat çalışmak
    -haftada 2/3 akşam baby-sitting yapmak
    kazançlar:
    -yabancı dili ülkesinde öğrenmek
    -haftalık cep harçlığı kazanmak
    -özel odada konaklamak ve yiyecek içecek gereksiniminin karşılanması
    -haftada 1/2 gün tatil
    -değişik kültürler ve insanlar tanımak
  • koleligin modern adi*.
  • iyi bir sirket bulunursa, yeterli ingilizce ve biraz da sempati varsa 2-3 ayda olumlu sonuclanacak hededir. tamamen denk gelecek aileye baglidir aupair`ligin vehameti. bu da dolayli yoldan aupair ile alakaladir. aileyle match olma evresinde ne kadar temkinli ve akilli davranilirsa o kadar faydasi olacaktir. secilen sehir de onemlidir. buyuk sehirler adaptasyon ve finansal bakimdan sikinti yaratabilir.
    aile aupair`e haftalik $200 dolara yakin para oder. $500 dolara kadar olan egitim masraflarini karsilar, altina araba verir. haftasonu aupair ozgurdur. iyi bir aileye denk gelinmesi durumunda aile aupair`in tum harcamalarini karsilayip program sonunda onlarla kalmasi icin ekstra para ve egitim imkani bile saglayabilir. yani dogru adimlar, guzel sonuclar getirir.
  • aracı acentaların "siz aileden biri olacaksınız, eşitsiniz asla hizmetçi değilsiniz" laflarına pek kanılmaması gereken durum. onlar böyle demek zorundalar ki müşteri bulabilsinler. tabi size düşen ailede burada büyük etken.

    six feet under adlı dizinin sezon 5 bölüm 6 - the rainbow of her reasons bölümünde au pair'lik bahsi geçmektedir. diziler o ülkenin genel bakış açısını yansıttığı için, bu konuşmanın gerçeklik oranının %80 olduğunu söyleyebiliriz. ve bahsi geçen au pair konuşması;

    --- spoiler ---

    - az sonra havaalanına gidip bebek bakıcısını almalıyım.

    + au pair'i. !

    - o kelime züppelerin kullandığı türde.

    + tamam, dadıyı. herneyse. burası los angeles. herkesin evinde kalan hizmetçisi (!) var.

    --- spoiler ---

    evet diyalog'ta gördüğünüz gibi hizmetçi görülmekte bu au pair müessesesi. zaten bu konuşmanın sonrasında au pair kızımız eve geldiğinde eline babalar gibi bir iş listesi tutuşturuluyor daha eşyalarını bile yerleştirmeden.*
  • gelişmişlik göstergesi.
    bir ülkenin vatandaşı geleceği/dil öğrenmek için başka ülkedeki insanın bokunu temizlemeye gidiyorsa bunun adı medeniyettir. gidilen ülkeyi ve gidilen ülkeyi siz tahayyül edin.
  • bir arkadaşım istanbul'da ünlü bir üniversitenin güzel bir bölümünden mezun olduktan sonra ingiltere'ye au pair olarak gitmişti. ben kendisini çok eleştirmiştim. herkes iş hayatına atılmış sen ne diye gidersin elin memleketinde bok temizlemeye demiştim. sonra nasıl ettiyse bir adam buldu, evlendiler. şimdi çocukları var, ofiste bir işi var ve de ingiliz vatandaşı oldu. ben mi? üniversiteden sonra güzel bir ofiste işe başladım. neredeyse 10 sene oluyor. her gün sıkış fıkış metrobüse binip 1,5 saat yol çekiyorum. eve gelip yemek yapıyorum, ev işleri yapıyorum. yurtdışına çıkmak istersem her yer vize istiyor. 3. sınıf vatandaş gibi dünyada görünüyorum. bok gibi yaşıyorum.
hesabın var mı? giriş yap