• sözlügü daha çok okumak için açan bizim gibi faniler için, çok okunasi bir yazar değil author. hep ayni duygu ve düşünce durumunu okumaktan sıkılıyor insan takdir edersiniz. süleyman demirel taklidi yapan adamin taklidini görmekten de sıkıliyor insan bir süre sonra. entelektüel şey isterseniz pastichein pastişinin pastişi derim author ve arkadaşlari için.
    neyse, geçen biri "author un yaşina gelince biz de hala sözlükte yazar mi olacağız allahim, bu korkunç bir kabus" falan demişti galiba. o değil de asil kabus sanirim, 8-10 yil sürekli ayni şeyi yazmak olmali. bu kadar uzun süre, ne ileri ne geri, kirk türküsünün kirki da armut üstüne olan, hep ayni yerde top sektiren baska bir sözlük yazari bilmiyorum. hayatini armuta vakfetmek önemli bişey olabilir belki bilemiyorum ama 10 yildir ayni şeyi yazan bir author kaldi, bir de oktay ekşi var. insanlik için önemli bir bilgi bu. unutulmasin istedim.

    eeeh:
    "madem author'un yazdiklariyla ilgienmiyorsun, 10 yildir ayni havanda su dövdüğünü falan düşünüyorsun neden hakkinda yaziyorsun, neden okuyorsun, neden yargiliyorsun, o halde yargilanmayi hakediyorsun" vs diye aşagida soran sözlük yazarlarini yeni gördüm kusura bakmasinlar, onlarin paşa gönlü için, başbakanlik basin merkezi anadolu ajansi kanaliyla osuruk ağaci kabuğuna yazili bir duyuru yapti: "kezban götlü karıların peşinde köpek olup da ağir abi rolüyle karizma yapmaya çalişan ezik makamimiz, sikindirik bir hayal dünyasinin ürünü olan ve ezberlenmiş varsayimlarla süslenmiş çamura bulanmiş küfürlerle kendine pozisyon tesis etmeye çalişan şaşkinlarla pek ugrasamiyor bu ara. lisedeyken falan oluyordu, hoş şimdi de uğraşsak eğlenceli olur farkindayim. oryantal adama kötü bir eğitimle eklenmiş batili bir libidoyla ve üslupsuz bir maçolukla tartişmak her halükarda bir kaç gün eğlenceli olabilir. gayet lezzetli küfürler falan çikar ortaya ama bizim ağır abi havamizi bir kaç günlük eğlence için bozmaya değmez takdir edersiniz.
    sonuçta ekşi sözlüğün insanlarin halihazirda kenardan çizik kişiliklerine boktan bir egosantrik hava üfleyerek daha da bozduğunu bir kez daha müşahade eden makamimiz, ergen alkışlarından kendine değer biçen, sürekli ayni yerde saymayi marifet zanneden bu kanamali duygu durumuyla sarhoş olan ve eleştirdiği şeyin bir parçasi olduğunun farkinda bile olmayan şaşkinliğa bu uzakliktan yapacak pek bir şey olmadiğini görmüş, siktiretmiştir. gerisi bildiğin 10 yillik sözlük gidiklamasi, bir yaraya merhem olmaz. böyleyken böyle maşeri. çin çin...
  • sözlüğün eski efsane yazarlarından; sözlüğü bıraktığı gün, yaraklar yarıya indirilmişti. *
  • yazdıklarını keyifle okuyan kitleyi anlamakta zorlanıyorum ben açıkçası. yani bakıyorum ne yazmış diye, "kasıktan dize kadar yarrama bi meltem esintisiyle yaklaşıp, muson yağmuru gibi ıslatıp, melatonin yüklü dilinin ucuyla taşaklarıma düşürdüğü şehvet dolu yıldırımlar, cappy çilek suyu gibi kokan pembiş amına şimşekler gibi çakmamı sağlamış tapılası seks kadınlarında kaldı gönlüm..." minvalinde ilerliyor yazılar. buna "iyi yazıyor." diyen adama şaşırıyorum ben, çoğu entry'si türkçe içerikli internetin olmazsa olmazı "erotik hikayeler"in düzgün cümleler kurularak ifade edilmişleri. okuyucunun açlığı bu mu anlamak güç. "birden taş kesmiş 35'lik erkekliğime dokundu...", "tam eğildiğim an çok acayip ıslanmış şeftalimi elledi..." gibi anlatımların dil bilgisine uygun ifade edilmiş hallerinden zevke gelen bir kitleye hitap ettiğini düşünüyorum. bu yüzden mevzubahis insanların diğerlerinin ufkunu eleştirmesini anlayamıyorum. eğer author entry'leriyle kendini geliştiriyorsan şahsen üzülürüm içinde bulunduğun ruh haline. daha çok o internetin banner ve spyware'li pop-up dolu muhtelif yerlerindeki 5. sınıf hikayeleri okuyunca kendini kötü hissedecek insanların sığındığı bir liman gibi duruyor author.

    author'un, kendi düşüncelerine saygı beklerken, hayatını "sikiş" üstüne kurmamış diğerlerinin ne mallığını, ne gerzekliğini, ne de amcıklığını bırakması da ayrı bir olay. "ben böyleyim sana ne?" üstüne eklediği "sen malsın angutsun bi am uğruna aşık oluyosun salak! keyfine bak ha!!!1" vurgusu, destekçilerini de kontrpiyede bırakıyor. bu tip bir tutumu olan insana saygı göstermek mümkün değil. "göstermediği şeyi görmesi mümkün değil." desem şimdi "sana yarramı bi gösteririm gününü görürsün amcık piç!" demesi de hiç şaşırtıcı olmaz. ilkokul çocuğu gibi hırsını "seni bi sikerim görürsün." seviyesinde çok başarısız minik diyaloglarla dillendirmesi author'un "müthişliğini" gölgeleyen ciddi şeylerden bir diğeri.

    bu kadar rahat sözde tabu düşmanı bir adamın kendini tabulaştırıp düşüncelerine toz kondurmaması da ayrı bir ironi olsa gerek. "dediğim dedik astığım astık" kafasında insanları özgürleştirme kisvesi altında kişisel menfaatlerine çalışması büyük ikilem; cinselliğin bush'u gibi bir şey author. author'dan bir şey öğrenen insanla tanışmak konuşmak isterim hayatına sağladığı katkı üzerine. 2-3 dakikamı alır sanırım, bir şey kaybetmem.

    yazdıklarına dönersek; sürekli aynı şeyleri çevirip yazan bir adam kendisi. yeni bir şey okumak mümkün değil. kendini geliştirdiğini söylemek zor. o uçsuz bucaksız bir deryaymışçasına savunduğu mantalitenin bu kadar dar alanda kalması bir başka düşünme konusu. her entry'sinin içeriği, yaladığı bal kutularından, büyük yatağından ve ona tapan kadınlardan; kukusunu altından sanan kadınların ve kukuları altından sanan erkeklerin salaklığını vurgulamaktan ibaret. e anladık tamam yani? nedir olaydaki ısrar kavramak zor. bunları bilmek için takip etmeye de gerek yok, aynı şeyleri o kadar çok yazıyor ki, illa ki denk geliyorsun birkaçına. bildiğin temcit pilavı. gerçekliğini sorgulamıyorum yanlış anlaşılmasın, iyi kurguya saygım var; ama olduğu yerde dönen, arada çizdiği mizaca hiç yakışmayan şekilde köpürüp en az karşısındaki kadar saçmalayan ve diğer entry'leri de gayet "geek" olan bir karakterin, geniş bir bakış açısını sembolize ettiğine inanmak gudik bir algı yanılsaması bence.

    author'un kendi ifadelerinden yola çıkarsak, yaptığı şeyin ulaşmak istediği şeyden uzak olduğu da aşikar. amacı kabaca her kadının gönlünü çalmakmış. büyük bir yüzdesini tamamlamış gibi gözüküyor entry'lerinden, ad'lı soyad'lı hayatında da bundan daha sağlam bir çapkın olduğuna göre bunu hala dert etmesi enteresan. peki geri kalana ne kadar mal olduklarını söyleyerek mi ulaşacak? kendisiyle yatmayan, kendisi gibi düşünmeyen her kadına hakaretler yağdırmak bir provokasyon değil mi? kendilerini deşifre etsinler, tepki verme ihtiyacı hissetsinler diye oluşturulmuş bir oyun değil mi? bir kadını seçmiş, bütün cefasını da hür iradesiyle sahiplenmiş, çektiği sıkıntıyı da author ile paylaşmayan erkeklere küfürler yağdırması iş midir? bu da author'un troll yüzü. kendisini eleştirenlerin çelişkilerini irdelemeden önce (size ne oluyorsa zaten? author savunamıyor sanki kendini. o müthiş karakter yapabilir bunu da. hiç olmadı çıkarır vurur erkekliğini masaya biter olay.) author'un çelişkilerini bitirmek lazım. dama oynamıyoruz, üstünden atlayınca sonlanmıyor o düşünce. yeryüzünde sadece bir kendini bir de author'u tutkuyla sevişmiş sanan gerizekalılar olduğu sürece author da eleştirilmeye gayet açık bir figürdür. kadınların author yüzünden erkeklerden nefret ettiklerini söylemek kadar saçma bir şey, bu iddialara yapılan bu aptal savunmalar da. kaldı ki kimin neyi nasıl yaşayacağı da tamamen kendisini ilgilendiren hür iradesiyle alakalı bir şeydir. herkesi kendi gibi bilip "am salağısınız bunu saklıyosunuz, asıl kadınlar bu yüzden erkekleri sevmiyo." gibi bokumdan değersiz argümanlarla değiştirilebilecek durumlar değil bunlar.

    bazı insanlar vardır reaksiyon almadan edemezler. ilgiyi severler. bunların sayıca az bir kısmı da tuhaf yollar tutturur. misal ilk açıldığı günlerde private sözlük'te bir moderatör vardı. elemanın sözlükteki bütün kızlara aynı mesajı kopyala - yapıştır yaptığı ortaya çıkmıştı. ben bu durum karşısında gülmüş, "kızmayın abi, adam haklı. sözlükten bir kızla birlikte olmak için %1 şansı varsa, 100 kıza mesaj atınca 1 kız düşecek demektir. mantıklı yani." demiştim. author da onlardan biri işte, benzer hesap kitap mevzuları olduğunu ama bunu daha makyajlı sunduğunu düşünüyorum. gerçi kendisi ilgi üstündeyken julio iglesias, kızınca şahin k. olduğundan, "o kitabı götüne sokarım sabaha kadar matematik sıçarsın amına koduum!" falan diyebilir. çok terbiyeli ve seviyeli biri değilim bilirsiniz, ettiği küfürlere takılmıyorum da; efendim yok "karikatürize ediyor", yok "gerçeğinizi yüzünüze vuruyor ondan böyle şey ediyosunuz!!!!11", yok "eleştirenlere gülüyorum ahah" falan, boş laflar bunlar. mesihiniz author ise, herkesin dini kendine. sırf sözde "tabu yıkıyor!" diye (ki bunun için ilk önce "seks uğruna aşk kaprislerine katlanmanın ve kadın köleliği çekmenin" yüksek görülme oranıyla sürekliliğe sahip bir gerçeklik olması gerekir.) author'u savunan arkadaşlara benim sözüm.

    tabu yıkmaktan anladığınız "ulu orta am yalamak göt ısırtmak" ise, şapkayı bir önünüze koyun. içine girdiği küçük kaygan deliği yeni ve büyük bir dünya sanan insanların yıktığı tabudan n'olur arkadaş? lütfen yani. sen çılgın seks partilerine devam et, üçlü beşli yap, tanıştığın kızlara "ya şimdi günlerce görüş et sonra güzel sözler fısılda aşk yap ortam hazırla bilmem ne, çok sıkıcı. açıkçası ilik gibisin, ben seni bi güzel sikmek istiyorum ne dersin?" de; şeyinin kahyası değilim elbette. ama bunu böyle bir kahramanlık havasında olağanüstü bir şeymiş gibi vurgulamanın, "hadi len ordan." diyeni ezmenin lüzumu da yok. en azından sözlüğün bu tarafında geçmeyen paralar bunlar diyeyim. author bu kadar ciddiye alıp her gün yazıp çizdiği sürece, aynı ortamı paylaşan diğerlerinin de ciddiye alıp düşüncelerini dile getirmesi fevkalade normal bir durum. author da gidip kişisel sitesinde adıyla soyadıyla yazmıyor bunları neticede? burada yazmayı tercih ediyor. bunları atlamayalım. author'u savunmak sizi matah bir şey yapmıyor onu bilin.
  • bugün dolaylı yoldan beni rezil etmiştir.
    tam açtığı "çatır çatır adam siken vajinası paramparça mı alev topu mu ne kız" başlığını okuyordum ki yanıma iş arkadaşım* geldi, ekranı minimize yapayım derken nereye bastıysam kilitlendi makina. bakakaldık öyle.
    "bunları otomatik getiriyor bu site" dedim. "biliyorum" dedi.
    sonra çay içmeye gittik mutfağa, hiçbirşey olmamış gibi davrandık, yağmurda ıslanan kediler hakkında konuştuk.
  • kucukken kadinlar tarafindan tacize ugradigini tahmin ettigim hasta ruhlu izlenimi cizen bir yazar.
  • türkiye'nin en önemli ikinci insanıymış.
    birincisi kimse onu sikmek istiyorum ben... çatır çatır, götünden.
  • türkçe manası : (sıfat) göt
  • adam hiç üşenmiyor yahu. böyle cinsellik konularına nasıl takmışsa, karşı cinse nasıl bir tepkiliyse, yazdıkça yazıyor.

    uykum kaçtı. sabahın 04.30'u sol frame'i gene parsellemiş. ben olsam hayatta o kadar yazıyla hayatta uğraşmam, deviri kıçımı uyurum. bir de dikkatimi çeken adam her hafta haftanın hiperaktiflerinde. merak ediyorum o meşhur, anlata anlata bitiremediği sarsıla sarsıla boşalma olaylarını ne ara yapıyor. öyle ya şu saatte bizlere hep anlattığı dilberler yatağımızda olsa yazı mı yazarız? dönüp mala mı vururuz? anlattıları hiç inandırıcı gelmiyor. zaten inandırıcı olmak gibi bir derdi yok. sonuçta author isminde yarattığı bir karakteri sözlük semalarında yaşatıyor. karakter deyince de bildiğin matrixteki neo'nun sikişen versiyonu.

    kabul, yazıları anatema olarak birbirinden doğru konular. ama bu fanatizm, bu radikallik normal değil. sonuç olarak author'un gittiği yol doğru ama kullandığı araba yanlış.
  • aktivistlerde ve aktivist oldugunu dusunenlerde, ozellikle de gay aktivistlerde bir kibir, bir "ozgurluk kavramlarini ben yarattim." havasi gozlemliyorum genellikle. evrensel dogru veya mutlak etik olarak savundugu fikirlerin, eyleme doktuklerinin kiymetinin insana uzak, sonsuza yakin olduguna inandiklari icin, aradaki kostebek cukurundan hallice delikleri hakli olarak elestirince uzerlerindeki olu topragini atip ergen sinirine sariliyorlar. bunun bir nedeni, alt kimliklerinden birini ust kimlik olarak secip, kendilerini tanimlarken ilk olarak bunu kullanmalari. ikincil bir neden ise o ana kadar aldiklari elestirilerin gereksiz derecede yuzeysel olmasi neticesinde olusan aliskanliklari. yani kendi icinde mantiklandirilabilen bir surecte olusan bir karakter aslinda, ama insana o kadar cocuksu savunma mekanizmalari uretiriyor ki, diyecek birsey bulamiyorum. ezcumle, author'u bu adamlara benzetiyorum, kendisinde aktivist cocuklugu goruyorum.

    aciklamaya girmeden once, onkabullerini yikmak icin belirtmem gereken seyler var, yani "benim de author arkadaslarim var" diyecegim bir yerde. misal kezban degilim, cunku tasaklarim ve <insert suggestive adjective here> penisim beni kezban olmaktan alikoyuyor. misal homoseksuelim ve tanri inancim yok, yani kollektif cinsel kimliklere ben author'dan daha karsiyim ve author'un hedef kitlesine girmedigim gibi yazdiklarinda sahsen bana dokunabilecek birsey de olmadigi icin alinganlik yapmiyorum. misal yazin elitisti degilim, kendi uslubumun farkli olmasi "gergedan yarragi"yla "sevgi kelebegi"ne farkli muamele gostermeme neden degil, yani author argosu beni rahatsiz etmiyor. ayrica author'un seks konusunda yazdigi seyleri yapip yapmadigiyla veya bunlari hangi nedenle yazdigiyla zerre ilgilenmiyorum, herhangi birisinin de bunlara uydurdugu seyleri oturup paylasmasi bana ciddi derecede sorunlu geliyor. bunun disinda, ne turk toplumunun kemiklesmis genel ahlakiyla yetistirildim, ne de klasik turk egitim sistemiyle buyudum, hatta oss'ye bile girmedim. ve herhalde en onemlisi, sozluk celebritylerinden birine laf atayim da unlu olayim, cok okunayim gibi bir kaygim yok, ki zaten az yaziyorum neyi okuyacaklar... sozlukte ahlak polisligi yapmak gibi bir niyetim olmadigi gibi sozlugu babamin mali gibi de gormedigim icin "author yazmasin gitsin olsun yea" demiyorum, bunu diyenin siradanlasmis elitist oldugunu dusundugum gibi author hakkinda dogru olmayan birsey soylenildiginde author'u savunuyorum da. kisacasi, author'a bulasan klasik sozlukcu degilim, onkabullerle okuyup kaliba sokmaya calisacak olan varsa okumayi birakip direkt kotuleyip gecsin, bu konuda kimseye cevap vermekle ugrasmak istemiyorum.

    ama yazdiklarinin gercek oldugunu kanitlamaya calisan, en ufak bir takilmaya bile ciddi ciddi cevap veren author bununla da ugrasir; hem de ortalama sozluk yazarinin ustune basa basa soyledigi umursamazligini haykirarak ugrasir. tabii ki ego bir nevi insan olma sartlarindan biri, paylastigimiz ortak payda. ama yanlis ama dogru onkabullerle herkesi elestirip, kisileri dusunme yetileri zimparalanmis olarak yaftaliyorsan ve hatta aslinda sana yazilmamis birseyi bile uzerine alinip ucer-beser baslik acarak tepki verme gucunu gosteriyorsan, uzerine cektigin umursamazlik battaniyesinin de ergen ikircikligini ortecek kadar buyuk olmadigini fark edebilmis olman gerekiyor.

    cunku politik dogrulugun barsaklarini desip kanini yerde birakma arzusu ortalama author okuyucusu icin tabu yikmak olarak algilanip entelektuel fetisi haline getirilse de, aslinda hala "ontogeny recapitulates phylogeny" demeye benziyor. yanlislandigini gorebilmek veya yanlislayabilmek her ne kadar kolay olsa da, sadece hak vererek siradanin disinda oldugunu ispatlamak, daha kolay oldugu gibi ayni zamanda daha da gurur oksayici. neticede kimse -hakli olarak- ortalamalasmak istemedigi icin author'la ayni kareye girmek cekici gozukebiliyor.

    fakat kiminle fotograf cektirdigine dikkat etmek lazim. cunku aslinda yildizli pekiyiyi hak edebilecek sekilde genel ahlaka aykiri olan author'un, sahsi ahlak anlayisinda ciddi sorunlar var. diger her turlu fikir gibi ahlak da etik de belirli temellere dayandigi icin, yanlisi aramaniz gereken yer tepesi degil, temelidir. tahtayi alttan cekersen jenga kulesini yikarsin.

    misal, anal seks istemeyen kadinin bunu korktugu icin veya ogrenilmis onyargilarindan dolayi istemediginden baska bir neden olmadigini dusunmuyor author. halbuki anal seksin hic de ocu gibi gosterilmedigi amerika'da duzenli olarak anal seks yapanlar 10% civarinda, bir kere yapmis olanlar ise %40. asil daha ilginci, homoseksuel ciftlerde ise bu oran %60. bu yuzdelerin amerika'nin hristiyanligindan kaynaklandigini dusunsek, fransiz kadinlarinin 30%u anal seks yapmis, bunlarin da 3te 1i anal seksten hoslanmis. yani insanlarin gotlerine birsey girdiginde hoslanmamak, bu yuzden de anal seks istememek gibi bir sanslari var, ama author'a gore bunlarin hepsi onyargi. kompile bunlar!

    fakat kendisi de gotunun parmaklanmasindan hoslanmaz, cunku bunu yapan kadinin tek nedeni author'un gay olup olmadigini ogrenmek olabilir. "bu boyle. aci ama gercek. evet boyle. evet evet boyle. inanin bana. boyle. evet." dedikce inandirici olunsaydi keske... burada bir homofobi yok, ama burada bir onyargi var. ve hatta kadinlarin seks hakkindaki onyargilari, author'un kadinlar hakkindaki onyargilarindan fazla degil.

    misal, gecen yil telefon numarasini rahmi sanan kadin beyni basligini acti, kadinin kendi cinsel organini namus olarak gormesi ve o yuzden de bir para kaynagi haline getirmesini iddia ettigi anlardan biriydi. bu sayede empati empati diye yanan author'un, aslinda sadece kendi istedigi kosullar altinda empati yaptigini gorduk. bence verip verilebilecek en iyi cevabi bakanel verdi, (bkz: #13647282). herkese cinsel ozgurluk, vajinalar mal olmaktan ciksin, bekaret onemsizdir diyorsan ama bunu yaparken elestirdigin ilk nokta erkekler degil de kadinlarsa, acik ve net sekilde sadece kendine ozgurluk istiyorsundur.

    cunku bu dinamik tam ters yonde de ayni sekilde isliyor. "kadinlarin gorevi anne olmalidir." diyen erkekle "namusunu koruyan kadini yatagima almam." diyen adam arasinda hicbir fark yok. yikilan tabu sadece yeni bir tanesiyle yer degistiriyor. vajinasi olan kizkardesten anneye kadar herkesin seks yaptigi dogru, ama bunun yavas yavas gotunu siktirmeyen kiz salaktira dogru ilerlemesi tam ters yonde bir baskiya dogru gidiyor. o yuzden burada bir entelektuel ozgurluk savunucusu degil, cikarci bir sovenist goruntusu olusuyor.

    aslinda ne kadar klasikci ve kalipci oldugunu da mehmet tumer tartismasinda gorduk. "benim gorduklerimi goremiyorsunuz ezberci beyinsizler" tavrindaki author'un mantik suzgecindeki dev bosluklari kapatmak gibi bir cabasi olmamasi aslinda author karakterinin ipuclarini cok guzel bir sekilde ortaya koyuyor. erk sahibinin, altindaki insana istedigini yaptirabilmesi ezberci egitimin sonucudur, eline el bombasi alan erin bombayi atmak yerine fazladan pim aramasi degil. mehmet tumer, kaliplara sigmayip tasan bir starbuck karakteri degildir, klasik bir ilkokul ogretmeni profilindedir. ortada ogretmeye calistigi birsey yoktur, dayatmaya calistigi bir ceza vardir. bu olayda bir starbuck olsaydi, pimi cekilmis bombayi komutanin gotune sokardi, uzaga atmazdi. ama ayni kadinin toplumdaki konumunda oldugu gibi bu konuda da author sirf ezber bozdugunu kanitlamak icin, ezeni degil ezileni elestirme yoluna gider. nasil ilk suclu kadinsa, burada da ilk suclu egitim sistemi ve onun icinde ozgurlugunu yitirmis, eline bomba verilen askerdir. nasil toplumu elestirirken yuzeysel kaliyorsa, burada da egitim sistemi icinde erk sahibinin limitsiz bir guce sahip oldugunu ve buna karsi gelmenin sonuclarinin olumden bile beter olabilecegini elestirmekten kacinir. bir tabu yikilir, yerine yeni bir tabu gelir.

    ama yaptiklari ve yazdiklari nedeniyle muhtesemlige eristigini dusunen author, sokaktaki cocugun bile icine dusmeyecegi bir mantik zincirindeki boslugu fark etmez, gozune soksalar da gormezden gelir, cunku o genel sisteme olan karsitliginin getirdigi marjinallikten ve ortalamalasmak istemeyen gencleri target market secmis olmaktan mutludur. kendine o kadar guvenir ki, icinde oldugu sistemi kaliplara girmeden elestirdigini varsayar. boylece de aslinda kendi author imajini lagvetmekte oldugunun farkinda degildir.

    neticede author'u, ne kitaplarini "seks dolu gunler diliyorum..." diye imzalayan pakize suda'dan, ne "ben kibris'ta cok adam oldurdum." diyen atilla olgac'tan, ne de "ben saksi degilim!" diyen erol buyukburc'tan farkli bir yere koyamiyorum.
  • sen o kadar roman yaz, toplumu bangır bangır eleştir sonra bizim hasan emmi gibi masturbasyon çekmek de... oldu mu şimdi çiçek insan.
hesabın var mı? giriş yap