• 1800'lerin sonunda başlayan iş hanı akımının modern iz düşümüdür. 1970'lerde yaşanan iş hanı krizi iş hanlarının boşalmasına sebep olmuştu. 10 yıl sonra bu olayın yerini avmlerin alması kaçınılmaz.
  • postmodern mesireler. kendilerini görmek için turistik geziler bile düzenleniyor. 'aa sen cartcurtiyumu görmedin mi? bi ara buraya gel de, beraber gidelim' gibi... ayrıca önleri, şehir insanları tarafından buluşma yeri olarak sıkça kullanılıyor. hemen hemen herkes biriyle bir avmnin önünde buluşmuştur. bu açıdan bakarsak, şehir yaşamında büyük kolaylık sağladı. başka açıdan bakarsak, daş bina, paraya ve paralılara hitap ediyor.
  • özellikle küçük ve tek bir tarihi-ticari kent merkezi olan şehirlerde sadece esnaf için değil kentli için de kötü...

    varolan şehiriçi çarşıların düzenlenmesi yerine oraya buraya boş bulunan her yere, çoğu zaman iyi-kötü alışılagelmiş kent dokusunu bozarak yapılan alışveriş merkezleri esnafın belini büktüğü kadar kentlinin de alışkanlıklarını kökten değiştiriyor.

    alışveriş merkezlerinin ihtiyaca ve sosyalleşmeye yönelik çözümler sunduğu bir gerçek ancak bunun insanların kent ve toplum yaşamı içindeki rollerini ne kadar değiştirdiğini de çoğunlukla unutuyoruz.

    bunun kentsel dönüşümden pek bir farkı yok aslında.

    bir şekilde kent yaşamı içinde yaşayarak ve çevreni de yaşatarak değiştiriyorsun. yani toplum kenti değiştirdiği kadar kent de toplumu değiştiriyor, yönlendiriyor. bu çok yakın ve yoğun ilişki gözle görülür değil çünkü bu bir süreç meselesi.

    kentsel dönüşüm adı altında eski ve bir şekilde ilişki kurduğun bağlamındaki her şey yenilenince yabancılaşıyorsun aslında. ancak bu yaşanmışlık gerektiren bir süreç içinde doğal olarak değil de tepeden inme yapıldığında adapte olma ihtiyacı bile hissedemiyorsun. farkında bile olmuyorsun ama o bağ kopuveriyor.

    bunu en iyi uzunca bir süredir aynı mahallede ve evde yaşayanlar anlar. yenilenen şehir ve getirdiği değişim hareketi ile karşıdaki güzel apartman yıkılır. yıllardır gazete aldığın bakkal dükkanı kapanır. her gün önünden geçerken selam verdiğin ayakkabı tamircisi amca bile gider iki sokak arkada yeni yapılan avm içinde lostra salonu açıverir. sen de bunu kabulleniverirsin. farkında bile olmadan.
  • hangi şehrin hangi kültüründe aldıklarını merak ettiğim rol. ağaoğlu my world europe gibi birkaç yüz dairelik gettoların kapladığı araziye şehir diyorsanız kültürünüzü sikeyim afedersiniz. avm'lerin de amına koyayım, alayının...
  • ibadethanedir.

    insanlar her donemde taptiklari sey / varlik icin en gorkemli binalari insa etmistir ve edecektir. gunumuzde insanlarin paraya taptiginin bir nevi kanitidir.
  • sıcak havada serinlemek,soğuk havada ısınmak için girilen bir yer olabilir.
  • fiyatlarıyla insanları kandırarak bir ara toplayan, kalabalıklar yaratan bu yolla hepimizi birbirimizden tiksindiren kurum ve kuruluşlar avm'ler. bu işin arkasında karını arttırmak isteyen psikologlar olabilir.

    şaka bir yana hem avmlerden hem de avm'nin bile bir rolü olan yeni şehir kültüründen tüm kuvvetimle tiksiniyorum, arz ederim...
  • çarşı kültürünü hayatımızdan çıkartmış, insanları güzelim havalarda koskoca kütleler içine hapsedip güneşsiz, rüzgarsız, yağmursuz bırakmış, son derece itici, son derece naylon, son derece soğuk gereksiz binalardır. dışarıya kapalı hapsedici özellikleri açısından bu binalar yerine alternatif avmler yaratılabilir ki, istanbul içinde viaport bu bağlamda ciddi şekilde beğenimi kazanmış bir avm konseptidir. açık havadan ve çarşı kültüründen kopmadan bir şeyler yaratmıştır en azından. bir cevahir değildir, bir optimum değildir, bir akmerkez hiç değildir.
  • eskinin sıcak bir atmosfer içinde insanların sosyalleştiği, alışveriş yaptığı, kenti kokladığı, haber aldığı mekanların ruhsuzlaşmasını sağlamaktır. eskinin agoraları halka aitti. o yüzden kendini orada evinde hissedip kültürünü yaşatıyorlardı. avm'ler ise çok yabancı, bildiğimiz esnaflar yok orada. sadece cebinizdeki paraya göz dikmiş insanların para ile çalıştırdığı robotlar var. iletişiminiz sadece satılan ürünler üzerinden gerçekleşebilir, bir de ödeme şekliniz ile sınırlıdır, orası size ait değildir. hep bir ziyaretçisinizdir, üstelik potansiyel bir suçlu gibi karşılanır, x-ray sistemine maruz kalır, en itaatkar halinizle beyinsiz kuklalar gibi cebinizdeki tüm parayı bitirmeye açık hale gelirsiniz. kısaca agoralarda kamu binaları, alışveriş yerleri, parkları, duyuru kürsüleri ile size ait alanda insanlıktan emekli olmazdınız. avm'lerde ise artık ihraç edildniz, insanlığınızdan. burada sadece cebinizdeki para konuşur!
  • yanlış cümle.avm ve kültür aynı anda kullanılmaz.
hesabın var mı? giriş yap