• arapça avret kelimesinden gelir. avret kişinin utanılacak yeri, gizlemesi gereken yeri, ut yeri anlamlarına gelmektedir.

    avrat: erkeğin eşi, karısı, mahremi.

    erkek utanılacak yerlerini, ut yerini başkalarından gizleyip örttüğü gibi, islam inançlarına göre kadınını da örtüye sokmak, yabancı erkeklerin gözünden sakınmak gereğindedir. bu nedenle islam geleneğine göre, ut yeri gibi kadınına da avret/avrat demek gelenek olmuştur.

    (kaynak: türk dilinin etimoloji sözlüğü, ismet zeki eyuboğlu)

    yani sizin orta asyalı atalarınızdan gelen has türk, öztürk manası taşımıyor bu kelime. bildiğin arap kültürünün bize islamla birlikte yedirdiği bir kelime ve kendine benzeyen binlerce söylemle birlikte fıstık gibi araplaştırmış bizi yıllardır.

    lanet olsun şamanizmden koptuğumuz güne. sevgiler karluklar.
  • bir cahit külebi şiiri, beni gülümsetti ve üzerine düşünüp hiç muhalefet edesim de gelmedi...

    gerdeğe girdiği gece
    utandı sustu.
    üç gün geçince
    zebani gibi olmuştu.
    kırkından sonra
    durmadan konuştu.
  • eski türkçede kadın için kullanılan kelimelerden biri de ''uragut'' tur. clauson'un tabiriyle kelime sınırlı bir zaman diliminde tişi “dişi” ile birlikte “kadın” kavramını ifade etmiştir ve bu kullanım oldukça yoğun bir biçimde gerçekleşmiştir.
    dîvânü lugâti’t-türk'ün (dlt) türkçede ayrı bir yeri vardır. dlt'de uragut' un kadını
    adlandırmada kullanılan temel sözcük olduğu ilk bakışta dikkatleri çekmektedir. (kelimenin dlt'de kullanıldığı yerler için bk. dlt ıv: 695-696). hatta dlt'de ''uragut'' kelimesi,aynı dönemde kadını adlandırmada temel bir sözcük olan tişi'den daha fazla geçmektedir. bunda tişi'nin hayvanlar için de kullanılan cinsiyet ayırıcı bir kelime olmasının etkisi düşünülebilir (bk. dlt ıv: 618).

    orta asya kur'an tercümelerinin tiem ve rylands nüshalarında kelimenin sıklıkla kullanıldığı görülür: uragut“kadın, kız” (tiem: 413v5, rkt: 26/1b1, ke 121v15), uragut“eş, zevce” (okts: 125b4, rkt 31/5a3), uragut “dişi” (rkt: 36/2b2, tgem: 413v6).

    kıpçak türkçesi sözlüklerinde uragut“kadın” sadece kitâbü’lidrâk'te vardır.

    çağatay, malov'un sarı uygurlar üzerine yaptığı çalışmasında geçen orukka ver-, urukka sal- “bir kızı evlendirmek” fiillerinden hareketle kelimenin urug “soy, tohum” ile ilgili olduğunu ileri sürer (2008: 95).

    tenişev,uragut'u ura- “şişmek”, ur “ur, şişlik”, mecazen“hamile” kelimesiyle ilişkilendirir (2001: 315).

    ur- “su, döl, tohum vb. saçmak” fiilinden türemiş olmalıdır. bu fiilin üzerine fiilin bildirdiği iş, oluş veya hareketin anlamını pekiştirme işlevi üstlenen bir -a- eki ile eski türkçede fiillerden eyleyici isimleri de türeten -gu+ getirilerek “döl, tohum saçılan” anlamında kadını karşılayan uragut'un türetildiği kanaatindeyiz (nurhan güner)

    uragut kelimesi yok mu oldu ?

    günümüz araştırmacıları avrat kelimesinin arapça''avret“örtülecek yer, edep yeri” kelimesinden geldiği yönündedir.peki,uragut kelimesi zamanla kullanımdan düştü ve yok mu oldu yoksa ses değişmesine uğrayarak (uragut>urawut>aravat>arvat>avrat) avrat kelimesine mi dönüştü ?

    clauson, avrat kelimesinin kökenini uragut'a bağlamak için kuvvetli deliller olduğunu belirtmiştir.clauson, rabguzî'nin kısas’ül
    enbiyâsı'nın eski nüshalarında geçtiğini söylediği urawut biçimini delil olarak göstermektedir.

    kıpçak türkçesiyle yazılmış sözlüklerden kitâb-ı mecmû-ı tercümân-ı türkî ve acemî ve mugalî'de avrat kelimesinin karşılığı “kadın” olarak verilmiş ve “türkmencedir, arapça ''avrattan alınmıştır.” açıklaması yapılmıştır. kıpçak türkçesiyle kaleme alınmış eserler arasında uragut “kadın” (ki:112) kelimesine rastladığımız tek eser olan kitâbü’l-idrâk'te avrat kelimesi elifle yazılmış ve arapça karşılığı mer’e “kadın” (ki: 7) olarak gösterilmiştir. et-tuhfetü’zzekiyyefi’l-lugati’t-türkiyye'de ise iki yerde awrat kelimesi geçmiş, kelimelerin arapça karşılığı da mer’e ve mer’et şeklinde verilmiştir (etz:3b, etz: 32b
    )

    tüm bu veriler gösteriyor ki özellikle evli kadınları karşılamak için kullanılan uragut kelimesi, zamanla urawut biçimini alarak arapça ''avret kelimesine benzer bir söyleyişle yaşamaya devam ettiği bir süreçte dinî kaynaklı metinlerin ve araplarla kurulan yakın temasın etkisiyle bu kelimeyle karıştırılarak unutulmuş ve yerini arapçadan gelen ve türklerin ''avrat'' şeklinde söyledikleri kelimeye bırakmıştır. özellikle kıpçak dönemi sözlüklerine bakıldığında arapçada kadın karşılığında mer’e, mer’et kelimelerinin kullanıldığı ''avret'' sözünün daha çok “örtülmesi gereken yer” anlamını karşıladığı, mecazen ise kadın anlamının yüklendiği görülmektedir.

    kaynak :http://turkishstudies.net/…nurhan-arm-2659-2669.pdf

    (kadınla ilgili eski türkçe bir kelime: uragut- nurhan güner)

    edit:imla
  • seksist değilim de; aile bireylerim(kadınlar dahil) kadına "avrat" dedikleri zaman öykünüyorum lan. ağza çok güzel oturuyor. avrat!
  • yiğidin teslisine, testisine ve dahi tetrisine hakim bir kavram. eril karşılığı nedir acaba? çünkü cinsiyetli bir kavramın karşı cinsiyetlisi de yoksa o kavram yoktur, adem ile havva'dan beri.
  • avrat
    arapçada “kusurlu” demektir.

    manita
    italya'da “el altındaki kadın” demektir.

    flört
    ingiltere'de “oynaşılan kişi” demektir.

    hatun
    türkçe'de “en değerli hazine” demektir.
  • bence çok güzel bi kelime ve bir an önce tedavüle sokulmalıdır.
  • koy yerlerinde kadin icin kullanilan, dogunun otantik seksapelini icinde barindiran soz
  • kadin veya kari/es..
  • (bkz: kadın)
    (bkz: kız bebek)
hesabın var mı? giriş yap