• ogrenci olarak yerlesilirse entegrasyon acisindan daha kolaydir. sonradan calismaya gelirseniz turkiye’deki yabanci dilde egitim veren okullardan mezun olsaniz bile zorlanirsiniz.

    bati avrupa icin konusuyorum, ingiltere’de degilseniz eger hayat oyle turkiye’deki kadar dinamik degildir. pazar ve tatillerde dukkanlari acmaya yeni yeni basliyorlar. turkiye’de kapitalizm icimize islemis, alismis kudurmustan beter derler, ben cabuk alisirim deyip, yerlesir bunalima girersiniz.

    ogrenci olarak gelince cevreniz daha genis olur. ilk uc sene sosyal medya hesaplarinizi kapatin, cok zor ama direnin. ders calisin, meetup’lara falan katilin, yerel arkadaslar edinin (kalici turkse o da olur).

    ogrenci veya calisan farketmez, eger kalici olmak istiyorsaniz expat-erasmus ortamlarina bagimli olmayin. unutmayin, onlar gidici siz kalicisiniz. long distance iliskilere girmeyin. turkiye’den sevgili getirmeye falan nacizane tavsiyem pek yanasmayin, zira uyum saglamasi cok zor olur. donmek ister, bunalima girer vs. illa turk bulacagim diyorsaniz, gunumuzde avrupa’ya ogrenci olarak gelmis, kalan, calisan yerel abuk sabukluklara alismis bir suru turk var.

    avrupa’da 5 arti yilda turkiye’ye yabancilasirsiniz, 10 arti yilda artik geri donemezsiniz kolay kolay. aileyi bu konuda bilgilendirmek gerekir, yoksa gereksiz duygusal tartismalar oluyor.

    yine ogrenci veya calisan farketmez, zirt pirt turkiye’ye donmeyin. alismaya, kulturu icsellestirmeye calisin. mutlaka yerel dili ogrenin, gelistirin, ingilizceyle idare etmeyin.

    surekli turkiye’yle karsilastirmayin. siz baskalarinin ulkesindesiniz, siz onlara uyum gostereceksiniz. yemekleri sevmek ve ogrenmek, bol bol film seyretmek kulturu sevmek ve alismak icin iyi bir baslangic olabilir.
  • cennette yaşamak gibidir.
  • kendi kulturumu hic benimsememisim galiba, cunku burasi benim evim oldu. hayatimin hic bir donemi avrupadaki (almanya) su gecirdigim 7 sene gibi kolay olmamisti. surekli insanlar ne der diye yetistirildik, surekli sevmedigimiz akrabalarla zorunlu olarak yakin iliski kurduk, cat kapi gelen mi, eve misafir geliyor diye evi kac gun oncesinden temizlemek mi, dedikodu, elestiri, mahalle ve akraba baskisi, ikna etme cabalari, saygi beklentisi, ozel alana saygisizlik, dini dayatmalar ve simdilik aklima gelmeyen bir suru sacma dayatmalardan uzak kalmak dunyada cennet yasamak gibi bir sey oldu.

    bunun disinda en cok cevre ve iklime olan duyarliligi sevdim. yere cop atmamaya ozen gostermeleri, ormanlarda genelde atilmamasina ragmen atilan copleri toplayan gonulluler, bisiklet yollari ve bisiklet kullanimin yaygin olmasi, tren sistemi, plastigin geri donusume sokulmasi ve dahasi bireysel olarak plastik kullanimi en aza indirme imkanin olmasi ve diger coplerin de kategoriye ayrilmasi, insanlarin araba alirken ne kadar co2 urettigini hesaplamasi, dinlenme surelerine (ruhezeit) olan duyarliliklari, insanlarin birbirine karsi guler yuzlu olmasi ve selamlasmasi, ellerinde poset disarda kopelklerinin kakalarini aninda temizlemeleri, sokak kopek veya kedilerin olmamasi, cocuklara karsi tolerans ve cocuklarin hem fiziksel hem mental olarak gelismeleri icin imkanin cok olmasi gibi ayrintilar daha bir mutlu ediyor.

    edit ekleme: ekonomik olarak memleketten cok daha iyi duzeyde oldugunu da soylemezsem olmazdi. tum dertlerin basini maddi sorunlar cekiyor, maddi sorunun devaminda egitim de, saglik da kotuye gidiyor. ama burada bunun stresinden uzak olmak insani mutlu ediyor. evet, kapitalizmden daha cok sosyalist duzen hakim oldugundan dolayi cok zengin olamiyorsun ama ben huzuru zenginlige tercih ediyorum. kazandigimiz yedigimize ictigimize tatilimize yetmesi huzur icin yeterli oluyor.
  • giderek aptallık olmaya dönen özellikle de genç profesyonellerin için ab'nin sikko projelerini, yaşlı nüfusu ve mültecilerini finanse etme manasına gelen aksiyondur.
  • türkiye cumhuriyeti vatandaşları için sanıldığı gibi pek de zor olmayan hede. (bkz: #63692143)
  • (bkz: anlatsanıza lan biraz)

    tanım: hep yapmak istediğim ama bir türlü cesaret edemediğim şey.
  • keşke gençliğimi de avrupa'da geçirseydim dedirtendır. “diğerlerinden daha zengin bir yaşam” için kişiliğimizi satıyormuşuz meğerse türkiye'de.
    özgürlüklerimiz olmasın ama mesela benim evim arkadaşımınkinden bir oda fazla olsun. kendimizi ifade edenmeyelim ama evim iş arkadaşlarımınkinden daha iyi bir mahallede olsun.
    asla kim olduğumu nasıl hissettigimi nasıl düşündüğümü başkasını anlatamayayım ama bir tane daha fazla evim olsun.

    bunun araba ,tarla ,arsa ,yazlık ,telefon, eş versiyonunu kendi cümlelerinizle kurun tek tek uğraştırmayın beni.
  • bizim mahalleye amon amarth, rammstein in zirt pirt gelip, calmasi demektir. kapiyi actiginizda kafayi bulmus quentin tarantino ile apartman boslugunda yuzyuze gelmektir. bir kac saat sonra yine karsilasip salas bir mekanda selamlasmakdir... avrupa. yoksa biz mi sansliyiz acaba?
  • bir sure sonra, ne turk ne de avrupali gibi hissetmediginizi anlamaniza sebep olacaktir. hassas bir surec. menapoz gibi olabilir. vatan ozlemi ve yasam kalitesi arasinda gel gitler yasatir.
hesabın var mı? giriş yap