• genelde "day" kelimesi [dey] şeklinde değil de [day] şeklinde telaffuz edilir.

    meşhur bir fıkrada geçen diyalog:

    did you come here to die?
    no, i came here yesterday
  • ancak bir avustralyalı ile yüzyüze geldiğinizde gerçekten ne kadar garip bir şey olduğunu anlayabileceğiniz aksan. hayır bir filmde bir yerlerde görünce insanın düşünüp "haa, şöyle diyor herhalde" diyecek zamanı oluyor ama yüz yüze bir avustralyalı ile konuşuyorsanız ki genelde oldukça hızlı konuşurlar, düşünmeye pek vaktiniz olmaz. bu nedenle anlamadan sürekli cevap vermeye çalışırsanız çok rastgele, anlamadıklarınızı pas geçerseniz ise saçmasapan bir muhabbet ortaya çıkar.

    (bkz: iskoç aksanı)
  • emir eri ramazan'in turkce aksani gibidir.

    (bkz: sabanoglu saban/#1099017)
  • roois!

    kanada ve ingiltere gibi iki ülkenin vatandaşları olan 4 kişi ile ne istediğini çözemediğimiz aksan türüdür.
    meğersem pilavlık pirinç istiyormuş pezevenk. düşündükçe hala...
    neyse lan tek derdim bu olsun.
  • dogrudur, yuvarlamaya hizli konusmaya egilimli bir aksandir.

    "center"i abd'liler gibi "sentı(r-ğ)" anlasilirliginda okumaz, "sentaaağ" diye keser atar. (ya da "votaağ")
    "bagga", "bazza", "arvo", "barbie", "fisho", "yakka" gibi kisaltip yuvarlamalari, ozel adlari da kapsayacak bicimde, kullanir.

    "o" icin ingilizce'de de sikca kullanilan -gay "öüğ" - guy "oğv"- ayrimini kullanir (ben degilim, ortaokul'daki britanyali hocam seksistti, valla).
    "nine" gibi sozcuklerde "noayynn" diye araya bir "o" sikistirir.

    dil yasayan bir varlik oldugundan, avrupali - arap - cinli vb gocmenlerin yogun yasadigi yerlerde degisik turevleri bulunabilir.

    abd'den yeni inmis bir kadincagizi korku icinde "nece konusuyor, ne diyor bunlar?" diye baktirip soyetebilir (tanik olmustum).
    gormus gecirmis kesimin dilinde ise daha anlasilir, sakin, ingiliz aksanina kacan bir devsirme soz konusudur, baskin kulturun etkisiyle.
  • (bkz: robert chase)
  • ingiliz aksanının yavşak olanıdır. ilk zamanlar anlamak çok zordur. amerikan ingilizcesi ile karşılaşınca gözünü seveyim ne güzel konuşuyorlar, anlaşılıyor dersiniz. tabi anlaşılma konusunda bizlerin hep amerikan ingilizcesi ile kuşatılmamızın etkisi var.
    kelimeler arasında boşluk ve cümle içinde noktalama işareti kullanmadan konuşulan bu aksanı anlamaya birkaç hafta içinde başlarsınız. anlamak için bir diğer şart da buraya özel kelime ve deyimleri öğrenmektir.
  • ingilizcenin kulağa en sevimli geldiği aksandır. ingiliz ingilizcesinin sertliğinden, amerikan ingilizcesinin yayvanlığından uzaktır.
  • 3 yilin sonunda anca alisabildigim dil turu.ingilizce ile pek ilgisi olmayan garip bir dil. simdiye kadar duydugum ve not ettigim slangler ile ilgili cektigim videoyu da asagida paylasiyorum.

    https://youtu.be/_5fbqpdppwy
  • sevilesi opulesi, omzunda uyunulasi aksan.
hesabın var mı? giriş yap