• 79 dogumlu aktris/yonetmen sarah polley tarafindan yazilip yonetilmis son zamanlarin en yuksek kritik skorlarini alan ve bunu da sonuna kadar hakeden film..

    hikayemiz soyle:

    --- spoiler ---
    fiona (julie christie ) alzheimer hastaliginin pencesine duser (bu pencesine dusmekte deyiminin uyuzlugundan bahsetmek bile istemiyorum), vefali kocasi grant'in (gordon pinsent) butun israrlarina ve karsi cikmalarina ragmen bir alzheimer klinigine yatirilmak ister (parasini baban oduyo sanki, elin emekli profesoru bu parayi nerden bulur diye dusunmek yok hic..). hastanede ki tedavisi sirasinda kocasi grant'i unutarak teee eskilerden tanidigi, yine kendisi gibi hasta olan william hart denen gavata asik olur.. karisinin yasli, nemrut bir osuruk olan william'la olan aski grant'i derinden yaralar, bunun yanisira seyircide yasli basli, hasta demeden william'in agzini burnunu dagitma arzusu uyandirir.. grant kiskancligin ve askinin verdigi gazla mucadeleyi birakmaz ve fakat sonunda babayi alir..
    --- spoiler ---

    son derece huzunlu ve selpak harcattirici bu filmi butun the notebook severlerin izlemesini tavsiye ediyor, yasli gozlerinizden opuyorum...
  • filmi izlerken ister istemez kendi yaşlılığınızı düşünüyorsunuz... ve ister istemez geleceğiniz için endişeleniyorsunuz... bu yönüyle oldukça etkileyici bir film. detaylı bilgi için: http://www.imdb.com/title/tt0491747/
  • ülkemizde vizyona girme şansı bulamamış, başarılı bir film.
    ağlatabilir. (hatta daha da kötüsü ağlatmayabilir, boğazınızı düğümleyebilir.)
    gordon pinsent ve julie christie performansları üst düzeyde.
    üstelik dikkat çekmek isterim, yönetmen, sarah polley filmi çektiğinde 27 yaşında.

    --- spoiler ---

    - she said, "do you think it'd be fun if we got married?"
    - and what did you say?
    - i took her up on it.
    - i never wanted to be away from her.
    - she had the spark of life.

    --- spoiler ---
  • tanınma şansı bulamamış kıyıda kenarda kalmış başarılı filmlerden biridir. aşkın, sevgiye dönüşmesi, sevginin sabrı getirmesi. romantik filmlerden hoşlananlar için oldukça güzel bir alternatiftir. selpaklarınız yanınızda olsun.
  • kesinlikle haftanın tek tatil gününde izlenmemeli.tam bir neşe kaçıran. en iyisi yağmurlu, soğuk bir günde battaniye ile izleyin bu filmi ve mümkünse yanınızda sevdiğiniz biri varken.
  • filmde geçen söz konusu kitap için;
    (bkz: letters from ıceland)

    yazarları;
    (bkz: w.h. auden)
    (bkz: louis macneice)
  • 2006 yapımı cok etkileyici bir film. karısı alzheimer hastalıgına yakalanmış olan grant, karşı çıkmasına ragmen karısının da kendi istegi ile hastalıgı ile ilgili bir bakım evine yatmaya karar vermesi ile olaylar başlıyor. huzurevinde kendisi gibi hasta olan yaşlı bir adama aşık olur, gün geçtikçe de kocası grant'i unutmaya başlamıştır. ancak kocası, eşini uzaktan da olsa her gün ziyaret ederek ve bu aşkı yaşamasına izin vererek kendisini izler, iyi oldugunu görmesi kendisine yetecektir.--- spoiler ---

    filmi izleyen tüm kadınların ah be nerde böyle bir adam, karısı başka kişiyle aşk yaşasa dahi onu hiç bırakmayan sadece iyi oldugunu bilmesi bile kendisine yeten bir aşık adam nerede bulacagız derken grant'in filmin sonlarına dogru fiona nın aşık oldugu adamın karısı ile birlikte olması ve artık fiona nın yerine ciftlige bu kadının yerleşmesi al işte her erkek aynı allah belanızı versin sitemlerine bırakması süper bir ikilem olmuş. üstelik tam grand'in elveda demek için yanına aubrey'i ( fiona nın aşık oldugu yaşlı adam) de alarak ona sürpriz yaparak veda etmeye hazırlanırken fiona nın o adam da kim isim hafızam iyi degildir diyerek aubrey'i unutmuş olması ve üstelik yine eski kocasına sen cok iyi adamsın hiç vazgeçmedin terketmedin diyerek sıkıca sarılması grand'ın tüm hayatını, yeni kadınla yaşayacagı herşeyi mahvetmiştir sanırım.
    --- spoiler ---

    çok güzel, çok sürpriz dolu, muthiş oyunculuklarla izlenecek harika bir film. hepimizin gelecegi, yaşlılıgımızı sorgulamamıza neden oluyor.
  • melankoliden mazoşistçe zevk alanların seveceği türden, insanı yaralı yerinden ve en derinden vuran, mutsuz mu mutsuz bir film. bu kadar olumsuzlamanın aksine, bir an önce izleyin ve yaşlılığınızı hayal edin derim.
  • 2006 yapımı, iyi başlayıp düşüşe geçen ve ardından berbat biten bir film. spoiler vermeden anlatmam gerekirse; başlarken alzheimer'a yakalanmış 44 senelik bir eş ve onun kocasının inanılmaz sabrına şahit oluyorsunuz ama zaman ilerledikçe olaylar git gide farklı bir boyut kazanıyor neredeyse filmin konusu olan alzheimer unutuluyor ve neler olup yaşandığına dair herhangi bir bilginiz de olmuyor sadece kişiler arası alakasız diyaloglar o kadar; burada kendi kendize acaba işin içinde bir oyun mu var, intikam mı yoksa bir fedakarlık mı derken final yapılıyor ve öylece bitiyor, elinize net bir sonuç geçmeden yorumu size bırakıyorlar.

    https://www.planetdp.org/…le/away-from-her-dp4387#1
  • alice munro'nun kitabındaki kısa bir hikayeden* sinemaya uyarlanmış, 65. altın küre ödülleri'nde julie christie'e en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırmış film.

    --- spoiler ---
    sometimes you have to let go of what you can't live without.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap