• 1950'lelerde misir'da iktidara gelen cemal abdünnasır'la birlikte etkin olan "nasırcılık" ya da istiklal harbi sonrasında mustafa kemal'le birlikte yükselişe geçen "kemalizm", bahsi gecen despotizmin türünün iyi örneklerindedir. yukaridan asagiya bir modernlesme projesi olan bu tur bir despotizm, ilerici olarak algilanmasi nedeniyle "aydinlanmis" sifatini alir. oncelikli ele alinan maddeler, dünyevileşme, kadın hakları ve eğitim gibi konulardır. ayrıca (bkz: korporatizm)
  • (bkz: katerina)
  • atamın en güzel örneğini sergileyip zamansız göçtüğü olaydır.
    meydan “siz isterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz.” diyen mendereslere kalmıştır.
    halkın seviyesine inmez; halkı, seviyesine çekmeye çalışır.
  • kanımca zor olanı başarmaktır. elinizde böyle bir güç varken, etrafınız sizi asla anlayamayacak dar görüşlü kapasitesiz adamlarla (bir de her devrin yalakaları, pohpohlayanları var onlarla da baş etmek zorundasın), eğitimsiz, cahil ve direnç gösteren bir halk çoğunluğu ile çevriliyken kararlı bir şekilde dümeni kırmadan yozlaşmadan ilerleyebilmek daha da zordur.

    sırf bu kararlılığı gösterebildiği, güç yüzünden asla yozlaşmadığı, bu gücü çağ dışı halkına rağmen onların çıkarı için kullandığı için bile mustafa kemal atatürk tarihte ender görülen saygıdeğer bir liderdir.

    ayrıca bu olay işin doğasına da aykırı. sonuçta hak verilmez alınır. verilen hakkın değeri bilinmez, mücadele ile, zorla alınan hak kıymetlidir. bu hak uğruna kan döken, ter döken, emek sarf eden halk bir daha o hakkı geri vermez.

    misal ben ne yapardım? kurardım ''kemaloğullarını'', yerleşirdim dolmabahçe'ye, reayayı deve gibi gütmeye devam ederdim öncekilerin yaptığı gibi. halk çok istiyorsa isyan etsin, alsın hakkını alabiliyorsa. doğrusu bu muydu acaba? en nihayetinde gördük ki, türkiye'ye demokrasi pek yakışmıyor.
  • alman militarizminin ve disiplininin babası,tarihteki ilk zorunlu askerliği ve zorunlu eğitimi başlatan prusya kralı büyük friedrich tarihte uygulanan ama en fazla kendisi zamanında isimlendirilen ve tanımlanan bir idare şekli ortaya çıkardı. ''despotisme eclaire'' (englightened despotism) yani ''aydınlanmış despotizm''.

    aydınlanmış despotizm,ülkenin tek bir kişi tarafından (dictateur ou despote) yönetilmesi,bu kişinin ülkeyi ilerletmesi,geliştirmesi,medenileştirmesi,halkı eğitmesi ve yüceltmesi manasına gelir. bunun içinde dictateur,entellektüel bir sınıf oluşturur ve bununla çok yakın münasebetler tesis eder. tarihte bu idare şeklinin uygulandığı devirler şunlardır;

    ıı.katerina rusyası,maria theresa avusturyası,ıı.mahmud osmanlısı ve atatürk türkiyesi
hesabın var mı? giriş yap