• üretilen sözde standart ürünü daha ucuza mal etmek adına türkiye için daha kötü üretilmesidir. genellikle yerine daha az, kötü içerikli ürünler kullanarak üretilmesiyle sağlanmaktadır. yurtdışı satışlar için ise daha kaliteli üretilmesi durumudur.

    bir gıda mühendisinden aldığım bilgiye göre bu çocuk mamalarında yapılmaktaymış. bizim insanımızın bize verdiği değeri ortaya koyması açısından önemli bir göstergedir.
  • nüans a dikkat etmek lazım. türkiye için özellikle kötü ürün üretilmez. ihracat yapan firmalar, işlerini sürekli yapabilmek için belli bir kalitenin altına düşmemek zorundadırlar. fakat imalat sırasnda yapılan hatalar la kalitesiz olarak üretilen ürünler "iç pazar" adı altında türkiye içinde satılır.
    yani türkiye için kalitesiz ürün üretilmez üretimden kalitesiz çıkan ürünler türkiye içine satılır.
  • ihraç fazlası diye ürün pazarlamanın temelinde de bu yatıyor sanırım. hani "size aslında bok gibi mallar satiyoruz, ama bunları gavura ürettik satamayınca da fazlasini size sunuyoruz kıymetini bilin" manasına geliyor gibin..
  • sadece kalitesiz urun uretmek degil o urunlerin atiklarini sihirle yok etmek- dumping olayini da cok guzel gerceklestirmektedir bu "cok gelismis ulkeler" toplulugu. bunun hakkinda da hic kotu hissetmezler kendilerini ve hatta world bank'in top ekonomistlerinden biri son derece mide bulandirici bir memo yazmistir konuyla ilgili.

    http://www.whirledbank.org/ourwords/summers.html
  • moulinex ve muadili tefal'de de varlığına şahit olduğum durum.
    örneğin aynı model bir mikrodalga fırının üzerinde fransa'da çok şık ışıklı göstergeler bulunurken, türkiye'de satılanında ise basit bir çıkartmayla yetinilmiştir.
  • ab üyesi letonya'da aynı marka ve aynı ambalaja sahip ürünlerin batı avrupadakilere göre daha düşük standartlarda satıldığından şüpheleniliyormuş. özellikle zengin ülkelerden gelen turistlerin aynı marka ve aynı ambalaja sahip olsalar da kendi ülkelerindeki içecek, çikolata ve gıda ürünlerinin daha lezzetli olduklarını söylemelerinden şüphelenmeleri üzerine bakanlık ülkeye ithal edilen 20 adet ürünün labaratuvarlarda detaylı analizini yapacak. öncesinde de ab komisyonu başkanı juncker üye ülkelerde aynı marka ile satılan ürünlerin bazı ülkelerde daha düşük kalite ile satılmasının kabul edilemez olduğunu açıklamıştı.

    http://eng.lsm.lv/…ty-in-latvia-and-europe.a251051/

    ab üyesi ülkelerde böyle bir durum varsa türkiye'de neler oluyordur allah bilir??

    edit: yabancı firmalara çok kızmanın da bir alemi yok. sebze ve meyvelerde, bizzat türkiye bu işin alasının kendi vatandaşlarına yapılmasına göz yumuyor. malumunuz, ülkemizde yetiştirilen sebze ve meyvelerin en kalitelisi, standartlara uygun üretilmişi, en az kimyasal pislik içereni avrupa ve rusya gibi ülkelere ihraç ediliyor.
  • uzun yıllardır bosch markası için izlediğim durumdur. 1977 yılında almanya'dan alınan buzdolabımız 40 yıldır servis görmeden çalışıyor. tabii bir fabrika kadar elektrik harcıyor ve geceleri uzay mekiğinin yanında uyuyormuşçasına gürültü çıkarıyor, o ayrı.

    daha sonraki yıllarda buradan aldığımız bulaşık ve çamaşır makineleri ise ciddi biçmde kalitesiz çıktı. işin acısı, servisleri de eğitimsiz ve şark kurnazı. "beyni gitmiş" diye yeni bir bulaşık makinesi fiyatına yakın ücret istedikleri bulaşık makinesi sağlam çıktı (bozuk olan deterjanmış meğer) ve biz on yıl daha tamirsiz kullandık. ocağı doğalgaza bağlayamadılar, sızıntıdan ev uçuyordu. kapı kilidi bozuk diye çağırdığımız çamaşır makinesini çalıştırıp test bile etmeden, kilit için istedikleri 165 tl üzerine "sıkmada sarsıntı yapıyor, amortisörleri değişecek" diye 200 tl daha kitlemeye çalıştılar.

    bir ara zamanım olduğunda almanya bosch merkezine sağlam bir mail döşeneceğim. artık bosch'tan hiçbir şey almam.
  • toshiba laptop'ların üzerinde "türkiye için özel üretilmiştir" yazması
hesabın var mı? giriş yap