• sarhoşluktur, hayatı yaşamaktır. engelleri aşmaktır. gerçekten yaşamaktır. yaşadığını hissetmektir. hayatı kaçırmadığını hissetmektir. algı kapılarını sonuna kadar açmaktır. güzeldir.. insan, elinin altındaki şeylere aynı anda, hepsine hakim olacak şekilde ulaştığında ve onları yaşadığında, gerçekten ulaşabileceği herşeye ulaşıp, mümkün olduğunca bir şey kaçırmadığında yaşıyor gerçekten. o zaman hayatı ıskalamadan yaşıyor. uyumak güzel şey, lakin fazlası hayattan çalar. çalıyor da, ama biz pek farketmiyoruz. alışmışız çünkü.

    ama aksini yaptığınızda, herşey değişiyor..

    geçen yıl, üniversitenin dördüncü yılında, son final haftasındaydık. bir yandan finallare hazırlanıyorum, ama öyle notlarla boğuşarak değil, kitaplardan okumalar yaparak. fazla zorlamadan. bir yandan da tezin son demlerini yazıyorum. finallerin bitişiyle teslim edilecek. pazartesi gününden pazara kadar, sadece akşam 8 ile 10 arasında 2'şer saatlik uykularla yaşamıştım. ayrıca nba play-off'ları vardı. miami heats - dallas mavericks.

    uykudan kalktıktan sonra yemek yiyor, bir - iki bardak çay içiyordum. sonra bir yarım saat sonra bir kahve patlatıyor, çalışmaya başlıyordum. çalışırken matrax'ı açıyorum tabii. yere, televizyonun tam karşısına koyduğum minderin üstünde hayatımı yaşadım o bir haftada. televizyon izliyorum, matrax dinliyorum aynı anda. kaçırmıyorum hiç birini. sağ yanımda final sınavına çalıştığım kitabım, önümde bilgisayar, sol yanımda tez ile ilgili notlar. yazıyorum. bir yandan kahvemi içiyorum. eti negro'mu yiyorum. hepsini aynı anda yapabiliyorum..

    sonra kankam arıyor, "sana geliyorum." geleceğini söylediği saatten 2 saat sonra geliyor. o arada tezi iyice bitirizliyorum. final için son okumamı yapıyorum. matrax bitmek üzere, son yarım saatinde iki carlsberg ve fıstık çakıyorum.. gece 2 buçuk olmuş. kanki geliyor. elinde kocaman bir torba, tuğba kuruyemiş'ten çiğdem. hipnotize olmuş gibi çitliyoruz. çitliyoruz, çitliyoruz.. acıkıyoruz sonra, bornova'daki 24 saat çalışan kor köz'den lahmacun istiyoruz. lahmaçları getiren motorlu evi bulamıyor, sitenin etrafına dolaşıp duruyor. bizim kafalar güzel, algılar açık. evin ışıklarını kapatıp balkon ışığıyla sos yaparak adama işaret gönderiyoruz. geliyor. yiyoruz.

    saat 5'e geliyor. sonra miami - dallas maçı başlıyor. izliyoruz.. allah'ın nba'inde maçlar anasının gözü gibi uzun. saat 7 oluyor. güneş doğarken yataklara geçiyoruz. ben yan odaya geçiyorum. kapılar açık, odadan odaya muhabbet ediyoruz. güneş yükseliyor.

    kanki televizyonun hafif ışığı, sesi ve radyasyonu olmadan uyuyamıyor. televizyon gerekli ayarlara getirilip açık bırakılıyor. muhabbet durduğunda, "bu gece hiçbir şey kaçırmadım. gerçekten yaşadım." diyorum içimden. sonra kendime bir hediye vermek için "bu sabah bir 2 saat uyu bakalım." diyorum ve gerçekten yaşadığımı hissederek uykuya dalıyorum..
  • vaktı-i süruru sefa;

    azdan daha da yakın vakit önceydi. bir gece vakti aydınlandım. az uykunun nimeti ile tanıştım ve sonra yıllar zulüm ve keyif içerisinde silindir gibi ezdi geçti ruhu. ezildikçe, yük ağırlaştıkca uykunun miktarı arttı, kalitesi bozuldu lakin.

    az uyumak, hayatın nimetlerini yakalamak için bir fırsat. okumaya, yazmaya vakit demek. dostlara, kadınlara daha çok zaman ayırmak demek. kazanılması gereken tecrübe çok fazla, zaman çok az. işte o yüzden bu nimeti değerlendirdi bu satırların yazarı. geceleri 3 saat. sadece 3 koca saat uyudu. zaman boldu artık, ikinci hayatı yarattı ve yaşadı.
    lakin dedim ya, yıllar geçtiğinde öğrenmeye, aşka ve yaşama olan açlık arttıkça beden de kısıtlamalara başladı. 4 - 6 ve nihayetinde 8 saat uyku lazım geldi.
    bahane hep aynıydı aslında. ''yaşlandık be birader''

    fakat bir kaç gündür fark ediyorum. dünyanın en güzel nimetlerinden olan az uykunun yaş veya ruhun üzerinden geçen yıllar ile alakası yok.

    tutkular güçlü olduğunda, vücut hazır oluyor.

    yani özetin, özeti ve dahi fotokopinin fotokopisi..
    tutkularınız büyük değilse, yanlış yoldasınız. çok uyumanız ve mantar olmanız gerekir.
    az uyku için aşkla bağlanınız. ve daima sevişiniz. dörtnala hem de, her mevsim.

    işte sırrı da verdim.
    hadi yataklara.
  • uyku karşılığı yapılan "az uyuyan daha çok yaşar" temalı hesaplar sktirsin gitsindir..
    (uykum geldi asabileştim ben yine dın dıın dın..)

    uyku süpersonik bişeydir..
    rüya daha da süpersonik bişeydir..
    hergün 2 saat az uyuyarak, 2 saat daha fazla trafik, dırdır, stres, kıl ve tüye maruz kalmak yerine, 2 saat daha fazla uyuyup süpersonik rüyalar görmeyi, bazal metabolizmamın übersoniş konforunda gezinmeyi, pamık gibi uyanmayı yeğlerim..

    az uyumak bitsin, ölsün hatta..
  • kroniklesmisse eger, kisinin uyuyarak vakit kaybettigi ve hayata gec kaldigi endiselerinden kaynaklanan bir duygudurumudur*.
  • yaşadığımız zamanları çoğalttığımız bahanesiyle avunduğumuz.
  • tehlikelidir. beyne zarar verir. öyle ki, bir gece bile uyumamanın bedelini ömür boyu ödersiniz.
    anksiyetenin, olağan olmayan stresin, beslenme bozukluklarının, vücut yağ dengesinin bozulmasının, zamanından önce yaşlanmanın, hafızanın bozulmasının, dikkati toplayamamanın nedenlerinden biridir.
    buna övgüler yağdıran kişiler nöroloji ile gram bilgi sahibi olmayan kişilerdir.
    en korkuncu da, türkiye'de doktorların nöbet sisteminin uykunun zararlarını hiç gözetmeden düzenlemektir.
    türkiye'de en garip olan şey ne deseniz, doktorların nöbet sistemi derim.
    mimarların proje yetiştirmek için uyumamakla (gizliden gizliye) övünmeleri de aynı kategoridedir.
    türkiye'de otobüs şoförlerinin bu kadar ölümlü kaza yapmalarının da nedenleri arasında ön sıraları kaplar.

    bi de zeka göstergesiymiş gibi sunulması var ki, akıllara ziyan.
    sirkadian ritm nedir, aziz sancar hoca kanserle mücadelede neyi keşfetti, kortizolun, melatoninin çalışma mekanizması nedir sıfır bilgi ama bol hamaset...
  • en kısa zamanda başlayacağım eylem.yeter artık ömrümün yarısı uykuda geçiyor.hadi şampiyon uyku yok.
  • zinde hissettirir zamandan tasarruf ettiğine inanırsın,bok var sanki atom parçalıyoz gece 3te
  • insanın ömrüne ömür katan aktivite. hesap şöyle ki;

    bir insan diğerinden bütün ömrü boyunca günlük 2 saat daha az uyusa ve her ikisi de 70 yaşına kadar yaşasa ki demeyin az uyuyan erken ölür diye günlük 6 saat insana yeterli bir süredir, hesap şöyle;

    70x365x2=51100 saat fazladan yaşar az uyuyan bu hayatı, o da 2129 gün eder yani 5,8 yıl. hesap ortadadır. 5,8 yıl'da neler yapılabileceğini az uyumaya karar vermiş insanın insiyatifine bırakıyorum.
  • insanın yaşam kalitesini arttıran eylem. ne kadar az uyku, o kadar çok hayat demektir.
hesabın var mı? giriş yap