• küçükken ayaklarına basar beline sarılırdım salonda adım adım gezdirirdi beni, şimdi olmuyo malum .
  • birbirimizden cigara yürütmek.

    ol sebepten uzun zaman tekel 2000 içtim.
  • koridor maçı, evin koridorunda karşılıklı iki kapıyı kale yapar teke tek maç yapardık.
  • ben ayaklarının üstünde dikilirken onun beni sallaması. tabi çok küçükken yapıyorduk.şimdi çalışmaya sudana gittiği için 3 aydır görmüyorum. en çok sarılmayı özledim.
  • babanin kolunun üstüne yaslanıp, koca adama cizgi film izletmek.

    ızlerken, babanın kolunun uyuşmasından kaygı duyarak filme odaklanamamak.

    babanın, kolunun uyuşmasına rağmen evladının konforunu bozmamak adına ses etmemesi.
  • rahmetli benle 65 yaşındayken avrasya maratonu koşmuştu. bu koşudan önce "sen koşamazsın baba yapma şöyle" diye damarına basmıştım. "sıçtığım bok sen koşabiliyorsan ben de koşarım" diyip 8 km hafif tempo koşmuştu o yaşta.
  • haftasonları evin karşısında ki arkaya eşofmanlarla çıkıp, birbirimize şut çekmek

    bu aktivitenin en zevkli kısmı senin vuruşunun güzelliğiyle babanın çimlerde yuvarlanmasının güzelliğinin doğru orantılı olmasıydı

    (bkz: babanın yaşlanması)

    edit : bkz
  • kulak kıllarını cımbızla aldırması. çocukluğumdan beri bu iş bende :)
  • küçüktüm ve cuma günleri hürriyet gazetesi bilbul adında bir ek verirdi; içinde bulmacalar olan; çengel, kare mare..

    babam bağırırdı buuuuuuulll, bağırırdım biiiiiiiilllllll; sonra biiiiiiiiiiiillll derdi, karşılık verirdim neşeyle buuuuuuullll...

    2014'te öldü; ben eskisi gibi hiç tamamen neşeli olamadım ondan sonra.
  • bidonları arabaya doldurup su almaya gitmek ve yol boyu hiçbir geleceği olmayan kömürün geleceği hakkında konuşmak.

    niye şimdi bu aklıma geldi bilmiyorum ama beraber yapabildiğimiz her şeyi çok özlüyorum.

    yanımda ve hayatta.

    edit: 13 aralık 2021 itibariyle artık yanımızda başımızda değil. seni çok iyi hatırlıyorum ve çok seviyorum babam. iyi ki varsın.
hesabın var mı? giriş yap