• turgenyev'in muhtemelen en bilinen yapıtıdır ve batı uygarlığında çokça eleştiriye tabi tutulmuş ve incelenmiş ilk rus romanıdır babalar ve oğullar.

    bazarov... rus edebiyatının en ilginç anti-kahramanı belki de. zamanımızın bir kahramanı peçorin gibi acımasız bir sadist olmasa da en az onun kadar radikaldir. peçorin'in çarlık sistemine, kurulu düzene, törelere düşmanlığı yoktur ama bazarov hepsine cephe alarak önceki kuşaktan kesin kopuşu imleyen bir uzlaşmaz olarak sahneye çıkar. zaten romanın yazılışından (1862) 55 yıl sonra 1917'de bolşevik ihtilali gerçekleşecek ve tarih bazarov'u doğrulayacaktır.

    dostoyevski, budala romanında bir yan tipleme için "turgenyev’in nihilizmiyle kafayı bozmuş" der ve o da turgenyev’e cephe alır. ve anlarız ki babalar ve oğullar’daki kuşak çatışması aslında modern rus romanının babaları ve oğulları arasında da söz konusudur. rus romanının kare asları birbirlerine saygı duysalar da aralarında gizli bir rekabet olduğu da kuşku götürmez. özellikle yoksulluk içinde büyüyen ve kumar borçları nedeniyle rusya'yı terk eden dostoyevski, kont turgenyev'den nefret etse de ondan borç isteyecek kadar şirazesinden çıkmıştır ki, konudan sapmak pahasına dile getirmek gerek: dostoyevski, babalar ve oğullar'ın oğullar bölüğünde yer alır çünkü turgenyev'den sonra ünlü olabilmiştir. gerek turgenyev gerekse de tolstoy kıta avrupası'nda kısa sürede şöhret olurlarken dostoyevski bu şöhreti çok sonra yakalayabilmiştir.

    tekrar konumuza dönersek eğer:

    muammalı, arafta kalmış, çelişkili karakterler rus edebiyatının alametifarikasıdır. babalar ve oğullar’da ketum bazarov aşk karşısında yelkenleri suya indirerek genç yaşamının ve uzlaşmaz ideolojisinin bedelini öder. arkadaşı nikolay onun daha yumuşak versiyonudur. ağabeyi pavel kinci eski kuşaktır. ve düello iki kuşağın tragedyasının kanlı dekorudur. oğullar babalarıyla inceden inceye alay eder, mesafeli davranırlar. babalar ise anlayışlıdırlar, özverili ve saygılıdırlar. batı'dan süzülüp de gelen kuşkuculuğun tam ortasındaki genç kuşak, yaşlı eski kuşağı dinamitlemek için çabalasalar da bu öyle kolay olmayacaktır. nitekim trajediler de bu dönemde peşi sıra izler kahramanları.

    babalar ve oğullar haricinde güçlü tiplemeler de vardır romanda:

    ağırbaşlı kirsanov ailesi, derebeyi bazarov ailesi ve tamamlayıcı, güçlü yan karakterler. budala'nın nastasya filippovna'sı gibi yarı meşum femme fatale anna sergeyevna, hizmetçi feniçka. kadınlar nihilizmin karşısındaki duvarlardır. erkeklerin kendi aynalarında kusurlu yönleriyle tanışmalarını sağlayan güçlü kadınlardır onlar.

    velhasıl rus ataerkisini, geleneksel renklerini, hatta düpedüz rus aile yapısını karşılarına alıp kuşkuyla bakan bazarov ve onun kısmi destekçisi nikolay aşkla baş gösteren değişimden nasiplerini ayrı ayrı alarak içinde bulundukları şartları değerlendirme fırsatı bulurlar. düello sonrası günden güne eriyen bazarov aslında batı medeniyetinden yayılan fikir ve görüşlerin sadık takipçisi, dolayısıyla rusya'ya özgü nihilizmin katı izleyicisi olarak tarihte donar ve son pozunu verir. nikolay ise bu vahim hadisenin ardından daha temkinli ve anlayışla bir yapıya bürünür.

    aynı dönemde tanzimat başlığı altında bizde de başlayan batılılaşma hareketlerinin sancıları babalar ve oğullar’da dolambaçlı yollardan metaforize edilir. oğulların babalarını yediği antik yunan'dan, yani kral oidipus'tan bu yana işler aslında çok değişmiştir çünkü burası nihayetinde avrupa toprakları değil, daha soğuk, katı ve uzlaşmaz rus coğrafyasıdır.

    rusların bugün batı uygarlığını karşısına alması yeni bir kuşak çatışmasını medeniyetlerüstü düzeyde gündeme getiriyor. romancıları da yeni görevler bekliyor diyebiliriz. elbet bugünlerin romanı da yazılacaktır.
  • ivan sergeyeviç turgenyev'in yardırdığı eseridir. bence sıkıcı rus romanları ile bir tutulmaması gereken bir eser. çok kasmadan bir solukta bilemedin iki solukta okunabilecek kitaplar arasındadır. şimdi notlarıma baktım da çıkan iki alıntım var:

    "zaman (bilindiği üzere) bazen kuş gibi uçar gider, bazen sümüklü böcek gibi ilerler; ama insanın en çok hoşlandığı, onun çabuk mu yavaş mı geçtiğini fark etmemesidir."

    "çok eski bir gerçektir ölüm, ama herkese yeni gelir."
  • turgenyev 1862'de, günümüzden neredeyse 150 yıl önce, babalar ve oğulları yazdı ve bazarov'u yarattı. nihilistti bazarov, rusya nihilizmle daha tanışmamıştı.

    --- spoiler ---

    arkadiy bazarov'un öğrencisi gibi, bazarov onun akıl hocası olarak geçiyor kitapta. ama benim hissettiğim bazarov'un arkadiy için tamamen bir rol-model olması. onun nihlist düşüncelerinden oldukça etkilenmiş. örneğin bazarov'un amcası ile yaşadığı fikir ayrılıklarında bazarova destek verdiğini göstermekten çekinmiyor.

    bir de babası nikolay ile olan ilişkisi oldukça enteresan arkadiy'in. babası "feneçka" yüzünden arkadiy'in kendisine cephe alacağından korkuyor, hatta bu korku öyle bir düzeydeki adam evin içinde " feneçka" yı arkadiy'den saklıyor. fenekça 'dan 7 aylık bir bebeği oldu halde.

    "ne olursa olsun bir oğul babasını yargılamaz"

    diyor arkadiy sonunda ve feneçka ile kendi isteğiyle tanışıyor.

    kitabın bir kısmında, en sevdiğim kısmıdır, bazarov ve arkadiy'in konuk olduğu anna sergeyevna'nın evindeler. bir süre kalıyorlar burada. arkadiy katya ile tanışıyor. onun dışında bazarov ve anna'nın dialogları, uzun uzun sohbetleri cidden üzerine düşünmeye değer. bir konuşmalarında geçen anna sergeyevna'nın farkında olmadan yaptığı mum ışığı titrekliğinde bir geçici mutluluk tanımı mesela;

    "söyleyin, örneğin müzikten, güzel bir akşamdan, sevimli insanlarla konuşmaktan keyif duyduğumuz zamanlarda bilen neden bunların hepsi gerçek mutluluktan, yani sahip olduğumuz mutluluktan ziyade bir tür ölçüsüz, bir yerlerde var olan bir mutluluk üzerine ima olaraka görünür bize? neden?"

    tekrar arkadiylerin evine döndüklerinde, saray muhafız alayında eğitim görmüş, arkadiy'in amcası " aristokratçık" pavel petroviç'in bazarova yönelttiği çıkma teklifi tadındaki düello teklifi çok eğlendirmişti beni.

    bazarov sanki hergün yaptığı işlerden biriymiş gibi tifolu bir hastaya yardım ederken elini kestiğini anlatır babasına,romanın sonlarına doğru. o kadar sıradandır ki bu olay, ölmek bile, bazarov için.

    bazarov ölmek üzereyken, anne sergeyevna ziyaretine gelir onun.

    gerçekleri söyler bazarov ona ;
    "ölüm eskidir, ama herbirimize yeni gelir."

    ve sevdiği kadının yanında uyur, bir daha da uyanmaz nihilist.

    roman bittiğinde, romanı bitirdikten yıllar sonra bazarov uzaklardan seslenir yine size. duymak isterseniz eğer;

    "sormama izin verin, sanat neye lazımdır ki?"
    --- spoiler ---
  • “bir romantik olsaydım ‘yollarımızın ayrıldığını hissediyorum’ derdim ama değilim, o yüzden sana birbirimizden bıktığımızı söylüyorum.”
  • muhtesem bir eser. bizim ruhumuzda mı var bir güzelliği başkasıyla kıyaslamak. dostoyevski ayrı güzeldir, gogol ayrı. illa kıyaslayacaksak bugünün yazarcıklarıyla kıyaslayalım ve bir çoğunun nasıl da sınıfta kaldıgını üzüntüyle fark edelim.

    kitaba başlamadan önce ciddi bir kuşak çatışması okuyacagımı düşünüyordum. ama öyle bir kitap değil. tam tersine ailelerin çocuklarının seçimlerine basıl da saygılı olduklarını, gençlere nasıl da güvendikleri okunuyor. farkettim ki benim de cevremdeki bir çok insanın da ailesi 1861 rusyasından çok uzak.

    uzun zamandır okurken gözlerimi yaşartan bir roman olmamıştı. buradan da acitasyon oldugu zannedilmesin. insanın ölümle olan imtihanı öyle bir gerçeklikle anlatılmış ki kayıtsız kalamadı göz yaşlarım...
  • i.turgenyev'in eseridir.
    15 yaşlarında okumaya başlamıştım bu eseri.o zamanlar 50 sayfa kadar okutuktan sonra araya kaynamış bir daha el sürmemiştim.geçenlerde 12 saatlik bir otobüs yolculuğa çıkacaktım.evden tam çıkacakken gözüme ilişti ve hemen aldım çantaya attım.okumaya başladım tekrar.bunca zamana kadar neden okumadım dediğim kitaplar listesinde yerini aldı.herkesin cidden okumasını tavsiye ettiğim bir eser. tabi okumayan kaldıysa benden başka.
  • bazarov adında pek renkli (!) bir karakter barındıran turgenyev romanı. kitabın bugün okuduğum bölümündeki şu diyalogda verdiği cevapla ilk kez sempati besleyebildim kendisine:

    -söyler misiniz, yevgeniy vasilyeviç, sözgelimi müzik dinlerken, sevdiğimiz insanlarla güzel bir akşam geçirirken, onlarla sohbet ederken duyduğumuz haz neden daha çok bir yerlerde var olan büyük bir mutluluğun yansımasıymış gibi gelir bize?

    +deyimi bilirsiniz: "mutluluk bizim olmadığımız yerdedir."
  • "hayat cantamizin içini ne ile doldurursak dolduralim, yeter ki içerisinde bos yer kalmasin"
  • bu kitaptaki babalar oğullarına nasıl bir sevgi duyuyorlar, sanırsın sevgilileri ve en önemlisi de bu sevgilerini her fırsatta açık açık belli etmeleri.
    bazorov barzosun ama ağlattın beni kitabın sonunda.

    "ah sevgili dostum görüyorsun ne yaptığımı... valizimde boş yer vardı,saman dolduruyorum oraya.yaşam valizimizdir de öyledir işte; içinde boş yer kalmaması için eline ne geçerse dolduracaksın..."

    "arkadiy bataklığa girmiş, her adım attıkça batağa daha çok battığını hisseden ama gene de karşıya geçmek umuduyla ilerlemekte acele eden bir insanın ruh haliyle konuşuyordu.."

    "...eskiden okuyup öğreniyorlardı gençler; çevrelerinde cahil tanınmak istemediklerinden ister istemez öğrenmeye çalışıyorlardı. ama şimdi şöyle demek yeterli oluyor onlar için: "dünyada her şey saçma!"bu kadarla iş bitiyor! tabii bundan keyif alıyor gençler. eskiden de saçmalayanları vardı kuşkusuz, ama şimdi nihilist olup çıktılar."

    "...tüm hayatını bir kadının aşkına yatıran, kaybedince de çöken, artık hiçbir işe yaramayacak kadar kendini bırakan, hayata küsen bir erkek, erkek değildir..."
  • son on yıldır türkiye'de romanı yeniden yazılan kitap.

    - mehmet emre gül, (cumhurbaşkanı abdullah gül’ün oğlu): 16 yaşında e-ticarete başladı. ayrıca bardakta mısır satan zincirin sahibi oldu.

    - bilal erdoğan, (başbakan recep tayyip erdoğan’ın oğlu): harvard üniversitesi’ndeki eğitiminden sonra dünya bankası’nda çalışmaya başladı.

    - burak erdoğan, (başbakan recep tayyip erdoğan’ın oğlu): ingiltere’deki eğitiminden sonra, türkiye’de 2.5 milyon dolara gemi aldı.

    - ahmet çağrı çiçek, (meclis başkanı cemil çiçek'in oğlu): tbmm'de memur olarak başlayıp özelleştirme idaresi'nde daire başkanlığı ve enerji piyasası düzenleme kurulu'nda üyeliğe varan etkileyici bir kariyere! sahip.

    - cem şahin, (tbmm eski başkanı mehmet ali şahin’in oğlu): akp’ye yakınlığıyla bilinen çalık grubu’nun avukatlığını yapıyor.

    - veysi şimşek, (maliye bakanı mehmet şimşek’in amcasının torunu): mehmet şimşek tarafından danışmanı olarak atandı.

    - erkan yıldırım, `(ulaştırma denizcilik ve haberleşme bakanı binali yıldırım'ın oğlu): denizcilik şirketi sahibi, italya’da 445 bin euroya gemi satın aldı.

    akif özak, ( eski bakan faruk nafiz özak’ın oğlu): bardakta mısır satıyor. atatürk havalimanı’nda ikinci şubesini açtı.

    http://www.frmtr.com/…icekin-oglu-zoru-basardi.html
hesabın var mı? giriş yap