• yaklaşık bir yıllık babayım hiçbir saçmalığını görmedim. evet bebek anneye baktığı gibi sana bakmıyor belki. anneye heyecanlandığı gibi sana heyecanlanmıyor ama bir gülüşü kalbini cızz etmeye yeter.
  • (bkz: mal beyanı)

    emzirmek dışında yapılabilecek herşeyi yaptığım iki tane yavrum var ve ben de hiç bir saçmalığını görmedim.hayattaki en büyük mutluluk bir evlat sahibi olmaktır.bunu bir ergenin anlamasını beklemek anlamsız olur.
  • "niye lan?" dediğim saçmalık ötesi bir versustur. çişleri geldiğinde yaptırıyorum, altlarına sıçarlarsa temizliyorum, yemek yapıp karınlarını doyuruyorum, ateşleri yükselirse düşürüyorum, gece uyanırlarsa kalkıp su veriyor, gerekirse yanlarında yatıyorum, ödevlerine yardımcı oluyor, haftasonları gezdiriyorum, onlarla vakit geçiriyor, çizgi film izliyor, evcilik oynuyor, sair her ihtiyaçlarını karşılıyorum. üç tane bebeyi düzgün birer birey yapıp, topluma kazandırmak için çalışıyorum. bunun neresi saçmalık?
  • ses yalıtımı olan cam bir odada, müzikle coşan ve dans eden insanlar düşünün.

    dışarda olup, müziği duymadığınız durumda, cam odadaki insanların hareketleri inanılmaz saçma gelir.

    içeri girdiğinizde, duyduğunuz müzikle, yapılan hareketler anlam kazanır ve artık size güzel de görünür.

    müzikli odaya girdiği halde anlam veremeyenler ve uzaklaşmak isteyenler ise, o muziği sevmiyordur.

    sevmediğiniz müzikli ortamlara girilmediği taktirde saçma olmayan bir şeydir babalık.
  • (bkz: bunu yetime sorsana delikanlı)

    ne empati kıtı oluyorsunuz la bazen.. senin tırt dediğin şey, birinin ömürlük yarası.
  • doğurmamış insan beyanı.

    bak güzel kardeşim, annelik öyle lök diye gelmiyor. kimse doğurur doğurmaz kutsal anne falan olmuyor, kafasına kurdelesini takıp öyleymiş gibi yapanlara inanmayın. o bebenin içerde olmasına alışmak 9 ay sürüyor, tam alıştım derken bebe dışarı çıkıyor. bu sebepten ötürü 3 saat içinde kimsenin üstünden annelik akmıyor.

    amma velakin o bebe hemen geliyor memeye yapıştırılıyor, 'sen beslemezsen nalları diker çok affedersin' şeklindeki subliminal mesajı anne orda alıyor. bu ve benzeri şeylerle anne gün be gün anne oluyor. içgüdüsel olan en net şey ise sevgi. hiç tanımadığın, yepisyeni gördüğün insana sevgi duyduğunu fark ediyorsun ve hormonlar da ara gazını kökleyince ağlak mağlak bir anne oluyorsun. baba bu noktada olaya dışardan bakıyor, çok cevval olamıyor çünkü bence çok ufak tefek bir canlıyla karşı karşıya olduğu için neresinden tutacağını bilemiyor. esasen anne de aynı modda oluyor fakat annenin 'ay ben gülerim!' deme şansı baba kadar olmuyor. e baba da zaten buna güveniyor. (tecrübeyle sabit) bu ne kadar sürüyor peki? çok kısa, pek kısa. gece otuz kere kalkıp bebe nefes alıyor mu diye bakan insana güzel dilimizde baba deniyor.

    bu anne kişisi hem bebenin ihtiyaçlarını karşılayıp hem kendisine bakamıyor. baba olmazsa ayvayı yediğinin resmi. halvet olup meydana bir çocuk getirdiği kişiden daha yakın bir insan yok anneye. her şeyi gönül rahatlığıyla isteyebildiği tek insan baba. süt yetmezse bebe mama yiyor, hadi memede anneye mecbur ama mama varsa hah işte onu baba yediriyor. annenin ağzı burnu birbirine girince yavrusuyla baba ilgileniyor çünkü anneanne, babaanne, dede gibi şahışlar o bebenin ihtiyacı olan insanlar değil. bit kadar velet anasının kucağına gidemiyorsa babasında susuyor, üçüncü bir şahısta değil. baba gerekli, baba bir cheese sticks değil, baba ana yemek, baba big mac, baba whopper, baba must.

    o bebenin anası ona ne kadar lazımsa babası da o kadar lazım. 'amaaan babalık da zaten çok saçma, ben sokağa çıkıyom' diyen babanın ağzını burnunu kırarım, efendi olsun. babalığın saçma olduğuna inanan da reca ediyorum evlat sahibi olmasın, bir bebenin hayatını eksik bırakmasın. gitsin nugget falan yesin.
  • benden 7-8 yaş büyük erkek bir kuzenim var, yeni baba oldu. ona sordum geçen yaz "abi baba olmak nasıl bir şey?" diye.

    söylediği şeyi aynen aktarıyorum:

    "öyle bir şey ki onun için kendi kafamı kendi ellerimle kör bıçakla kesebilirim."

    evet bu açıdan bakınca babalık baya saçma bir şey gibi duruyor.
  • biyolojik babalık, yumurtayı döllemekten başka bir etkisi olmayan erkeğin durumu hakkında konuşuluyorsa gerçekten rasyonelite ile bağdaşmayan bir şeyler var.

    bazı böceklerde mesela yumurtayı saldıktan sonra ne annelik var ne babalık. filler gibi bazısı ise geniş aile olarak yaşıyor. demek ki bu müessese öğrenilen, kabullenilen ya da insiyaki olarak dahil olunan bir müessese.

    birden çok partneri olan hayvanlarda, kadının anneliği kesin olsa da babalık şüpheli olduğu için genelde babalık mefhumu geçerli olmuyor. demek ki bir sahiplenme durumu var.

    bir erkeğin, bir insan yavrusunu benim evladım diye sahiplenmesinin birçok sebebi olabilir.

    örneğin ölümsüzlüğü hissediyordur belki. kendine benzeyen bir canlı, kendisi çürümekte iken yeniden bir döngüye girmekte. kendi hayallerini yavruda görmek istemesi belki de bu sonsuzluk hissinden kaynaklanıyor. sanki bir şeyler devam edecekmiş gibi.

    ama en rasyonel açıklama yaşlanan insanların bakıma muhtaç olmasından çıkarılabilir. gerçekten de bir erkeğin bir zaman altı değiştirilmesi gerekebilir. yürümesine yardım edecek birini görmek ister yanında. elleri titrediğinden birinin ağzına kaşık vermesi lazım gelir. bunu bir bedel karşılığı olmadan kimse yapmaz.

    bu socially constructed, sosyal olarak öğrenilmiş, kurulmuş bağ da bu noktada devreye giriyordur. bedeli daha önceden ödenmiş bakım fonu olarak çocuk.
  • babasıyla diyaloğu 18 yaşında anca normalleşmiş, çocukluğunda babasının yurt dışında olması dolayısıyla doğru düzgün vakit geçirememiş biri olarak en büyük hayalim lan benim babalık. belki vizyonsuz gelebilir ama iyice saçma sapan bir hal almış bu dünyada emin olun soyunu devam ettirmek, baba olmak vs. para kazanmaktan da yapılan kariyerden de daha önce gelmesi gereken, mutluluğun asıl anahtarı olan şeyler. tabi bu bahsettiğim yapılmış düzgün bir evlilikten geçiyor o da bu devirde biraz zor oluyor ama hayırlısı.

    o çocuğun örnek alacağı biri olmak, çocuğuna hayatı öğretmek ve onu hayata karşı belli bir yaşına kadar korumak, evladının her ihtiyacını annesine yıkmayıp birebir çocuğunla ilgilenmek, boklu bezini bile iğrenmeden değiştirmek, kendi zevklerini çocuğuna da aşılamak gibi gayet güzel ve zevkli yanları var. tabi işin maddiyat kısmı da önemli bakamayacağın çocuğu yapmak, doğuralım da rızkını allah verir demek biraz ahmaklık olur.

    ek olarak ileride muhtemelen olacağım baba tipini gösteren, izleyince suratımda anlamsız bir gülüş oluşturan bu videoyu siz değerli ekşicilerle paylaşmak isterim.

    https://www.facebook.com/…a/videos/834556649958711/
  • bunu diyen adam tam olarak ağır gerizekalıdır.elindeki atmıklarına bakıp çocuklarının o olduğunu düşünen beyinlerin babalık kavramını anlaması zaten beklenemez.
hesabın var mı? giriş yap