• yönetmen cristian mungiu'nun cannes film festivalinde en iyi yönetmen ödülü aldığı film.

    imdb puanı 8.3, metascore'u 86.

    filmin ingilizce adı :

    (bkz: graduation)
  • dün akşam filmekimi 2016 kapsamında izlediğim ve beğendiğim cristian mungiu filmi. 2007'de altın palmiye'yi götürdüğü 4 luni, 3 saptamâni si 2 zile adlı şaheserden referans alarak bu filme gidenler pişman olmaz.

    bir defa başta söylemek gerek bu film bol diyaloglu az hareketli ama buna rağmen gerilimli bir film. romanya'da artık hayatın her alanına ve her kesmine(alt, üst, orta kesim farketmeksizin) yayılmış yolsuzluk, rüşvet ve adam kayırma filmin ana dekoru. böyle bir dünyada ne kadar temiz kalınabilir? vicdanı insanı rahat bırakır mı? bir kereden bir şey olmaz mı? gibi sorular arasında filmin orta yerinde kalıveriyor insan. yönetmenin, izleyeni empati duymaya iten karmaşık hikayesi ve bu hikayeyi domino etkisi gibi birbiri içine geçmiş sarmal yolsuzluk yumağı ile içine çeken senaryosu çok başarılı.

    filmin eksi yönü ise biraz uzun olması ve bazen gereksiz detaylarda fazla zaman harcaması. bunda atlas sinemasının dar koltuklarının da etkisi olabilir.
  • cristian mungiu bu filmle cannes film festivalinde en iyi yönetmen ödülü aldıysa eğer bana da herhalde bi oscar falan verirler diye düşünüyorum.

    günde 2 3 film izliyorum ve doğrusu çok uzun zamandır bu kadar kötü bir filme rast gelmemiştim. can veriyordum lan koltukta. elimde domates olsa da perdeye fırlatsam diye düşündüm bir ara.

    oyunculuklar: iyi
    senaryo: kötü
    görüntü yönetmenliği: vasat

    ama bu filmle en iyi yönetmen ödülü alıyorsunuz. aklım mantığım almıyor mk.
  • spontane olarak gidilen ve oldukça beğendiğimiz bir avrupa sineması eseri. festival filmi kapsamında izlenebilecek güzel filmlerden bir tanesidir.

    --- spoiler ---

    filmdeki ahlak anlayışının işlenişi, filmin can damarlarından birini oluşturmaktadır. filmle ilgili tek handikap, sürekli bir telefon titreşimi, melodisi vs olabilir. *

    --- spoiler ---
  • ebeveynlerin proje çocukları üzerinde kendi hayallerini gerçekleştirme arzusu ve bu uğurda yaptıkları hileler için buldukları bahanelerle sadece kendilerini kandırabildiklerini anlatan bir film.

    filmin başında bir toprak yığını ve kazı çalışması var. yönetmen neyi amaçladı, bilmiyorum ama bana kaçmak için tünel kazan mahkumları anımsattı. romanya, yozlaşmadan dolayı içinde yaşayanların kurtulmak istediği büyük bir hapishane ve romeo kendince bir kaçış mücadelesi veriyormuş sanki. ya da hiçbir anlamı yok. sadece romanya'da da, türkiye'de olduğu gibi her an karşınıza kazı çalışması yapılmış bir çukur çıkabilir diyor.

    --- spoiler ---

    romeo, bir doktor. ancak buna rağmen varoşlarda yaşıyor(romanya, türkiye'den betermiş). özensiz bir eşi var ve o da bir kütüphane görevlisi. küçük yaşlardan beri yurt dışında okuması için yabancı dil dersi aldırdığı kızı eliza, hedefledikleri okullardan ikisine kabul edilmiş ama son olarak girmesi gereken sınavlar var.

    eliza için bu sınavlar normalde çocuk oyuncağı. ancak romeo, sevgilisine yetişmek için kızını tam okula bırakmaya üşenince eliza saldırıya uğruyor. tecavüz ve darp. böylece her şey altüst oluyor.

    etrafından aldığı akıllarla -ki bunu ilk polisten; sonra belediye başkan yardımcısından; en son da sınav sorumlusundan alması, güvenlik; eğitim ve bürokrasideki yozlaşmayı güzel anlatıyor- hile yap(tır)maya karar veriyor. en önemlisi bunu hak olarak görüyor. bahaneleri de "herkes son sınavda kopya çeker", "eliza zaten başaracaktı", "o, bedel ödedi" benzeri argümanlardan oluşuyor. hayatı boyunca dürüst olması ve doğru olanı yapmasını tembihleyen bir baba üstelik bu. ve bu işe karışanların ağız birliği etmişcesine söylediği de, bunu kız için yaptıkları. eliza'nın başına gelen herkesi üzmüş olmalı. gerçi burada bizim eğitim sistemindeki gibi, başarı kriteri sınav sonuçlarından oluşan sisteme de eleştiri getiriliyor olabilir. tek bir talihsizlik bütün geleceği etkileyebiliyor.

    romeo'nun sevgilisi sandra okuldaki öğretmenlerden biri, ki aynı zamanda da ameliyatını da üstlendiği hasta. kadının bir çocuğu, romeo'dan da beklentileri var. çocuk biraz sorunlu üstelik. konuşma güçlüğü çekiyor, ayrıca kızdığı insanları taş atarak cezalandırıyor.

    kızının onu, ilişkisini anlatmaya zorlaması romeo'nun yaptıklarının sonucuna katlanması ve sorumluluklarını üstlenmesi açısından önemliydi. eşiyle aynı yatakta yatmıyor olması bir gerekçe ya da fedakarlık değil. konforundan faydalandığı bitmiş bir evlilik var ortada ve artık herkes kendi yoluna gitmeli. ayrıca sandra da bir bebek bekliyor.

    aslında romeo karakteri o kadar bencil biri değil. arabasıyla çarpıp yaraladığı köpeğin akıbetini merak edip aynı yere tekrar gittiğinde, ağaçların arasında muhtemelen köpeğin cesediyle karşılaşıyor ve sebep olduğu şey yüzünden vicdan azabıyla ağlamaya başlıyor. buradaki gözyaşları, sanki çok sevdiği kızının başına gelenlerden dolayı kendini suçlamasından. belki biraz da bu yüzden sınav sonucunu oluruna bırakmak istemiyor. bu kadar müdahale edip düzeltmeye çalışması da bundan.

    gelişmeler sonunda romeo, kızının hayatına karışmaması gerektiğini anlıyor. eliza, son sınavda kendi bildiği gibi hareket ediyor. sınav sonucu henüz belli değil, zaten bu belirsizlik de önemli değil. tek emin olduğumuz, sonuç ne olursa olsun her şey eliza'nın seçtiği doğrultuda gerçekleşecek.
    --- spoiler ---

    özetle sevgili ebeveynler, çocuklarınızın sizden ayrı birer birey olduğunu idrak edin. sizler onları neye benzetmeye çalışırsanız çalışın; kendileri, istedikleri şeye dönüşürler, hayatlarını kendi bildikleri gibi yönlendirirler. buna müdahale edemezsiniz.
  • sarsıcı bir yapım, kıvamında bir dram.
    filmde kimi zaman benzerlerine çok rastlamışım dediğim bir de senaryosu var.

    fragman şu linkten izlenebilir.
  • konusu romanya'da geçen ilginç bir film, zaten orijinal adı da romence. bazı şeyler havada kalıyor gibi sanki ama genel olarak romanya'da da insanların genelde ülkelerinden pek hoşnut olmadığı, bir şeyleri değiştirip düzeltememekten dolayı yılgın ve umutsuz bir ruh haline büründükleri, uzaklaşmak veya çocuklarını uzaklaştırmak için birçok şeyi göze alabilecekleri anlatılmaya çalışılmış.

    romanya'ya hiç gitmedim ama bu filmde gördüğüm mekanlardan eski blok apartmanların, eski komünizm döneminden kaldığını düşünüyorum. bizdeki 1960-70'lerde yapılmış türk-iş blokları tarzı apartmanları getiriyor aklıma, merdivenleri, iç kapılarına kadar benziyor. ayrıca romenlerde de eşyalar, mutfak düzenleri falan bizimkilere benziyor gördüğüm kadarı ile. filmdeki yolcu otobüsü de bizdeki bmc halk otobüslerinin aynısı.

    çok süper değil ama ilgi çekici bir film sonuç olarak.
  • romen yeni dalga sineması'nın en etkili yönetmeni cristian mungiunun filmi.. film boyunca doğru ve yanlışın giderek belirsizleştiğini, bürokrasinin hantallığını ve neopotizmin en alttan en üste her yeri nasıl sardığını görüyoruz.doktor romeo'nun kızı eliza'yı sınavda hile yapmaya ikna etmeye çalışırken kurduğu şu cümle filmin tümünde verilmek istenen mesajı ve eleştiri özetleyecek şekildedir.
    "önemli olan şey geçirdiğimiz süreçler değil, varmak istediğimiz sonuçtur.bazen istediğimiz hayatı yaşamak için formalite küçük testleri geçmek zorundayız kendimizden eminsek bunların nasıl geçildiğinin önemi yoktur."
  • başarılı yönetmen cristian mungiu'nun son filmi. gerek senaryosu gerek bağımsız havasıyla yine oldukça beğeni kazanmış bir filmdir.

    --- spoiler ---

    filmi izlerken türkiye'de daha mı kötü daha mı iyi acaba diye düşünmekten kendimi alamadım. doktor bir babanın kızının geleceği için yaptığı ve onu ve çevresindekileri çıkmaza sürükleyen hikayesi. ayrıca kadına şiddet, adamcılık, işi kötüye kullanma gibi kavramlar üzerine kurulu bir sistemden bu tip şeyleri kullanarak kaçmaya çalışma çabası. açıkçası yönetmenin diğer filmleri kadar iyi olduğunu düşünmüyorum, 4 ay 3 hafta 3 gün ve tepelerin ardı filmleri gerçekten beni çok etkilemişti ancak yine de oldukça başarılı filmdir.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap