bağbozumu şarkıları
-
şükrü erbaş'ın yeni kitabı. tanıtım bültenine de şu şiiri koymuşlar.
tanrılar arasında insan yalnızlığı mı
insanlar arasında insan yanlnızlığı mı?
korkusu küçük düşürüyor hayatımızı.
ne diyordu ince şeylerin annesi
"ötekini oku, derinde dipte duranı."
kilisenin bahçesinde mumdan bir harita
bütün göç yollarının iki ucuna tutunmuş
"geride kalmanın cezasıyım -diyor-"
biliyor musun, hoyratlık değil de
incelik yakıyor canımı..."
bu kalabalıkta bu tenhalık
sevgilim, bütün sözlerimi
mazlumların rüyasından seçtim ben.
budur, düşünmeden bildiğim
budur, ayaklarına serdiğim has bahçe... -
"...nar ağaçlarına dedim ki, bir çocuk tanrıyı kalbimin hizasına getirdi; güzelliği incitmesin onu, kötülük değmesin eteğine. kırmızı küçücük çiçekleriyle fısıldadı nar ağaçları: rengimiz duadır ona, bereketimiz iyilik. hanımelilere eğildim: kokunuzu onun saçlarına verin, yastığında açın. hazla gülümsedi hanımeliler: kalbin biziz. uzaklık ne ki aşk için… mine çiçekleri, kırmızı – pembe – sarı, ayaklandılar: o deniz kıyısına, onun yalnızlığına göçelim mi? zeytin ağaçları, püsenli yapraklarıyla uzandılar: bizim meyvemizin sütü, ona uzun ömür verir; ellerimizle sağıp yapraklarmızla taşıyalım sofrasına. acem boruları, dolandığı palmiyenin gövdesinden turuncu bir sevinçle eğildiler: keşke ikinizin gövdesine sarılsaydık. japon gülleri bir bağış gibi açtı gözlerini: bu aşkın yaşaması için, kırmızı bir hevesten ve kederden başka ne verebiliriz? muzlar, çocuk beşiği yapraklarını uzattılar. bizim yapraklarımızı al; altınıza serin, üstünüze örtün. hurmalar, begonviller, sokaklar dolusu turunç: bize o kadar az göz, böyle derin bir sevgiyle bakar ki, görünmez acılar çekeriz bu yoksulluktan. varlığınız, bizim de varlığımız…"
şükrü erbaş/ bağbozumu şarkıları/ışık heceleri -
"yazmasaydım, yaşamıyor olacaktın."
-
-
şükrü erbaş'ın 2013 altın portakal şiir ödülüne layık görülen kitabı.
girişte binbir gece masalları'ndan şu dizeler vardır:
"git kurtar kendini dostum! kurtar canını tüm bağların zulmünden! ve bırak evleri, onları yapanlara mezar olsunlar! git! seninkinden başka toprak bul! kendi ülkenden başka ülkeler! ama asla kendi canından başka can bulamazsın! düşün! tanrının toprakları sonsuz genişlikteyken, seni alçaltan bir ülkede yaşamanın ne kadar anlamsız, ne kadar şaşırtıcı olduğunu!"
içindeki şiirler ise sırasıyla şöyledir:
baş dönmesi
gecikme (bkz: #66067252)
ışıma
çembercik (bkz: #66067360)
züleyha masalı
ışık heceleri
yaseminlerin sabahı
kehribar
ay tutulması ya da şeb-i gam
al yeşil pencere
bahçemizde nar ağacı yoktu
hece kapısı
tanrının beşiği
güneş filizi (bkz: #66067581)
devlet dersinde ölmek
ilk harf (bkz: #66067726)
bumerang (bkz: #66067836)
şehrazat
çiçeksiz kapı
gönül haresi (bkz: #66067980)
dolap (bkz: #66068093)
bahçe çiy taneleri yıldızlar
turna türküsü (bkz: #66068209)
badem ağacı iki çocuk arı kuşları
gelecek hatırası (bkz: #66068286)
yanılsamalar (bkz: #66068650)
yazı
dilsiz ustalar suskun öğrenciler -
“zaman sayılmıyor sevgilim
hayat kaf dağının ardına çekildi
çiy taneleri kumlarda birer leyla masalı
yıldızlar başka avuçlarda terliyor
kimse kendinden bir yere gitmiyor
yaşıyoruz sessizce yaramızı severek.”
dizeleriyle cana kan katan şairin şiir kitabıdır. -
yitip giden zamanın yazgısına renk katan şiir kitabı.
benliğimize olan yolculukta bize eşlik etmek isteyen eski bir dost sesinin tınısı var, satırlarında.
başucu değil, baş tacı yapılası.
naftalin rahiyası gibi dimağlarda yer etmeli dizeleri. -
bu kalabalıkta bu tenhalık
sevgilim, bütün sözlerimi
mazlumların rüyasından seçtim -
''güneş evlerden çok
mezar taşlarını ısıtıyordu''
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap